15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 17 Haziran 2016 6 Akar’dan iftarda ince mesajlaraoISŞöllIgKzaı’lrAlearaykinadnıı t Akar, şehit yakınları ve gazilere iftar verdi, TSK’nin geçmişini savundu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, gaziler ve şehit yakınlarına verdiği iftarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) geçmişine sahip çıktı. Akar, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın suçlamasına yanıt anlamına gelebilecek, “TSK, dün de bugün de kendisine verilen görevleri, yasalar çerçevesinde sorumluluklarını, büyük bir dikkatle, büyük bir itina ile yerine getirmektedir, getirmeye devam edecektir” dedi. TSK’nin geçmişine de sahip çıkan Akar’ın, Işık’ın “Şehit veririm endişesiyle operasyon yapımadığı dönemi de biliyoruz” şeklindeki sözlerine yanıt olarak değerlendiriliyor. Akar konuşmasında TSK’nin alt edemeyeceği terör örgütü ve terörist olmadığını söyledi. Akar, “Subayımızla, astsubayımızla, uzmanlarımızla, korucumuzla ve polisimizle ben inanıyorum ki yenemeyeceğimiz, alt edemeyeceğimiz, üstesinden gelemeyeceğimiz terör ve terörist yoktur” dedi. Akar’ın konuşmasında yer verdiği bazı ifadeler ise TSK’nin geçmişini ve bugününü kabullenici yönde olduğuna dikkat çekildi. Akar, şehit yakınları ve gazilere Gazi Orduevi’nde iftar verdi. Bakan Işık ne demişti? Bakan Işık, TSK’nin terörle mücadelesi için yasal zemin hazırlayan tasarının TBMM’de görüşülmesi sırasında yöneltilen, “valiler operasyonlara izin vermedi” eleştirilerine, “Biz operasyon izni verildiği halde ‘şehit veririm’ endişesiyle şehit verilmediği dönemleri de biliyoruz” şeklinde yanıt vermişti. Işık 2002’den önceki dönemi kastettiğini belirtmişti. Işık’ın bu sözleri tepkiye neden olmuştu. GENELKURMAY BAŞKANI CEVAP VERMİŞ Akar’ın konuşmasını değer Akar’ın basın yoluyla Işık’a yalendiren emekli Tümge nıt vermeyeceğini savundu. Peneral Yavuz, Işık’a ince bir me kin, “Bakanın söylediği şık değil. saj olduğunu savundu. Bu tutu TSK’de böyle bir insan yok. TSK mu doğru bulduğunu belirten Ya emir verildiği her zaman yerine vuz, “Genelkurmay Başkanı ce getirir. Keşke Milli Savunma Bavap vermiş ben öyle algılıyorum. kanı bunu söylememiş olsaydı. Akar, 2002’den önce, o bölgede Ancak Hulusi Paşa, gazete aracıgörev yapmış olabilir. Böyle bir lığıyla cevap vermez. Zaten biticevap vermek de devlet terbiye şik binadalar, gider konuşur” desine dahildir. Ancak karşıdan da ğerlendirmesini yaptı. devlet terbiyesi beklemek hakkı Akar’ın, Işık’ın kastettiği dödır. Bence uygun bir davranış ol nemde, 19982000 yılları arasınmuş” diye konuştu. Emekli Kor da Tunceli’de Tugay Komutanlığı general İsmail Hakkı Pekin ise yaptığı da öğrenildi. 3 AY SÜREN OPERASYONDAN SONRA ŞIRNAK KENT MERKEZİ ENKAZA DÖNDÜ FERHAT ENCÜ ÇOK KATLI BİNALARIN YIKILDIĞINI SÖYLÜYOR AZER İŞ MERKEZİ CUMHURİYET MEYDANI’NDAN GERİYE KALANLAR ÇAY BAHÇESİ ARTIK ZIRHLI ARAÇ PARKI Şırnak Öğretmenevi Bitirilen kent Şırnak haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Helâl teşhir Daha önce de yazdık, bu gidişle daha çok ve sık yazmaya da devam edeceğiz: AKP iktidarının tarihi aslında bu ülkede Müslümanlığın da “sekülerleşme” tarihidir. Kamusal alanda, gündelik hayat akışında dinsel duyu yoğunluğunun azalmasından kaybolmaya yüz tutmasına kadar derecelendirilebilecek sekülerleşme süreci, Türkiye’de dindarmuhafazakâr kesimlerde de hükmünü icra ediyor. “Hadi canım, tam aksi söz konusu” diye tepki verdiğinizi, hatta isyan ettiğinizi duyar gibiyim!.. Elbette haklısınız, dindenbağımsız bir hayat yaşayan kesimleri tanımlamak için bir “kültürel” kategori olarak kullandığımız sekülerliğin yıllardır bu ülkede AKP denen “dinbaz” iktidar sahiplerince cendereye alındığını da konuşuyor ve tartışıyoruz. Bu tespiti hiçe saymıyor, paylaşıyoruz. Ancak hayatın tek yönde bir akışı yok. Çok daha karmaşık, çokyönlü, çokeksenli ve gelgitlerle yüklü bir akışı var. O yüzden bir taraftan iktidar dinbazlığı yapanlar, toplumun dindarolmayan (ama elbette çoğunluğu itibarıyla “dinsiz” de olmayan) seküler kesimlerine hayatı zehir edecek tasarruflarda bulunmaktan hiç geri kalmıyorlar. Ama diğer taraftan aynı dinbaz iktidarın “meşruluk” açısından kendisine gösterge aldığı dindar kesimin dünyasında olup bitenler, “sekülerleşme” mızrağının o çevrelerde de “taassup” çuvalına sığmadığını gözler önüne seriyor. Ultralüks haremselâmlık “helâltatil”lerden, “helâlşarap”, hatta “helâl sexshop”lara kadar bu bakımdan örnekleri daha önce bol bol işledik. En son örnek, Ayşe Ferhangil’in dünkü Cumhuriyet’te yer alan çarpıcı haberyorum yazısı “Podyumda aleykümselam”la karşımıza çıktı. Aslında “İslami sekülerleşme” yelpazesinin bu dilimine de daha önce muhafazakâr moda, yaşam, stil dergileri ya da online moda sitesi “Modanisa.com” üzerinden değindik. Şimdi Ferhangil’in yazısından öğreniyoruz ki yeni bir muhafazakâr moda markası “Mü’mine”, Çırağan Sarayı’nda son derece göz alıcı ve iç gıcıklayıcı bir defile ile “görücü”ye çıkmış. Farklı baş örtme tarzlarını, “mini” ve dekolte kreasyonlar eşliğinde servis etmişler. Hatta dantel, tül gibi iç gösteren modellerin kullanımında da bir sakınca görmemişler. Ve lütfedip defilenin sonunda modellere topluca “Aleykümselam” dedirterek bir “dindar duruş”a da yer vermişler!.. Türkiye Müslümanlığının sekülerleşmesi derken kastetmeye çalıştığım tam da bu. Sekülerleşme, hayatın akışında “dinsel duyu”yu sınırlı yer verme olarak karşımıza çıkmıyor yalnızca. “Dinsel duyu”nun başlı başına işlerlikte olduğu, yani “kutsal”ı talep eden alanlarda ve uygulamalarda da varlığını hissettiriyor o... Tesettürün bize dini ve dinselliği duyumsatması beklenirken, “Mü’mine”nin defilesinde biz, tüm cezbediciliği, kışkırtıcılığı ve “tutku”luluğu ile dünyayı ve dünyevîliği duyumsuyoruz!.. Tekbir Giyim’in 1980’lerin ortasından itibaren çıkış yapmasından bugüne, aslında kısa denilebilecek bir sürede her şey ne kadar hızlı değişti!.. Şehirli, endüstriyel ve “profesyonel” (meslek sahibi) bir hayat yaşamaya kararlı Müslüman “Bacılarımız”ın tesettür ihtiyacını karşılamak gibi gayet masum, mütevazı ve faziletli bir amaçla çıkılan yolda gelinen yer, artık “Allah’ın emri olduğu için örtünün” değil sadece... “Güzel olmak, güzel görünmek, güzelliğinizle etkilemek, cezbetmek için örtünün” mesajı da verilmekte. Malum, örtünme için kullanılan Arapça “hicab” sözcüğü, “örtü”, dolayısıyla örtme eylemi kadar “sakınma” anlamını da taşır bünyesinde. Fakat “Mü’mine”nin defilesine bakılırsa “hicab”ı, podyumda örtünmüş olarak ama son derecede iddialı ve gösterişli yürüyen kadınlarda değil de belki onları izleyen seyircilerin yüzünde aramak gerektiğini düşünebilirsiniz!.. Ama orada arayış da boşuna. Baksanıza kapanışta gösteri, daha doğrusu “teşhir”i izleyen “inançlı” davetliler de müthiş bir tezahürat patlatmışlar. Bu tabii bir yanıyla da (tabii İslamcılık veya Müslümanlık cephesinden) kapitalizmi “helâlleştirme”, kendilerince “hidayete erdirme” ameliyesi... Dedik ya başta, helâl kola, helâl şarap, helal tatil, helal sexshop... Ve işte “helâl teşhir”!.. İClçeİdZe iRntiEharlYar AbaşŞladAı YAN ÖLÜ HDPŞınak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, sokağa çıkma yasağı ve operasyonların ardından Cizre’de intiharlar yaşandığını, aralarında kadınların da bulunduğu 56 kişinin yasağın ardından intihar ederek yaşamına son verdiğini, en az 50 kişinin akıl sağlığını yitirdiğini anlattı. Cumhuriyet’e konuşan Sarıyıldız, “Örnek vermek gerekirse benim tanıdığımı H.C. adlı bir çocuk akıl sağlığını yitirdi. ‘Takip ediliyorum, bizi yok edecekler’ diyordu sürekli. Birkaç kez intihar girişiminde bulundu. Ona hastane de bulduk, psikolojik tedavi görüyor şu an. Bunun gibi birçok örnek var. Çok yakın arkadaşım M.A, psikolojik olarak rahatsızlandı. 40 yaşlarında sağlıklı bir insandı. Hastanede yaşamını yitirdi. Böyle bildiğim 56 intihar vakası var; en az 50 kişi akıl sağlığını kaybetti. Orada o tramvayı yaşayan en az 100 bin insanın, benim bile ruh sağlığım etkilendi” dedi. İnsanlar, ‘artık kardeşlikten söz etmeyin’ diyor. Erdoğan’ın yarattığı en büyük felaket aslında bu. İnsan ruhunda, bilincinde yarattığı öfke ve duygusal kopuş” diye konuştu. l SELİN GÖRGÜNER SELİN GÖRGÜNER Şırnak kent merkezinde 14 Mart’ta ilan edilen operasyonlar 3 Haziran’da tamanlandı ancak sokağa çıkma yasağı hâlâ kaldırılmadı. Operasyonların ardından geriye büyük bir yıkım kaldı. Kentten yansıyan fotoğraflarda Cumhuriyet Mahallesi ve Cumhuriyet Meydanı’nda bir tane bile sağlam ev kalmadığı, binlerce evin yıkıldığı ve yandığı görüldü. Yaşanabilecek tek bir evin kalmadığı Cumhuriyet Mahallesinden geriye enkaz kaldı. Fotoğrafta yer alan alanın Şırnak Cumhuriyet Meydanı olduğunu doğrulayan HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, “öndeki büyük bina, öğretmen eviydi. Yakılmış tahrip edilmiş. Onun karşısındaki mavi bina Azer İş Merkezi. Yanında çok katlı binalar vardı fotoğrafa göre artık yok. Zırhlı araç ve iş makinelerinin görüldüğü, ortada görülen ağaçlıklı alan, park ve çay bahçesiydi. Burası Şırnak Cumhuriyet Meydanı” dedi. Yüzde 70’i yıkıldı Cumhuriyet’e konuşan DBP’li Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadırhan kentteki yıkım oranının yüzde 70 olduğunu söyledi. “Şırnak’ın nüfusu 65 bin. Şu an itibarıyla 4045 bin insan evsiz kaldı. Şırnak’ın 12 mahallesinin 9’u yıkıldı. Cumhuriyet, İsmetpaşa, Dicle, Yeni mahallede yıkım büyük. Bahçelievler, Gazipaşa ve Yeşilyurt, Aydınlıkevler ve Atatürk mahallerinde de kısmen yıkım var” dedi. Kadırhan “Şehri olmayan bir belediye başkanıyım” dedi. Kadırhan “Talan da var. Mesela sanayide bir park yapmıştık, açamamıştık ama kurulumu tamamlanmıştı. Orada ne var ne yoksa JÖH, PÖH ve korucular söküp götürmüşler. Geriye hiç bir şey kalmamış” diye konuştu. Demirtaş: TAK eylemlerine son versin HDPEş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in gazetemize açıkladığı Nevruz öncesi hükümet ile PKK arasında yapılan görüşmelere yardımcı olduklarını belirterek, “Görüşme lerin tamamı benim bilgim dahilinde gerçekleşti. Biz doğrudan Kandil’le görüşmedik ya da bu hükümetle görüşmedik. Sadece bu görüşme trafiğinin sağlıklı işlemesine yardımcı olduk. Hükümet aslına ‘bu konuda bir şeyler yapabilir miyiz?’ diye küçük de olsa bir arayış içerisine girdi. Anlaşılan o ki, Erdoğan bütün bu görüşme trafiğinin sonucunda görüşmeleri bitirdi” dedi. TAK’ın eylemlerini eleştiren Demirtaş, “Bizim dışımızda TAK’a dönük, doğrudan TAK’ı sert bir şekilde eleş tiren, uyaran veya bu tür eylemlere son vermesi çağrısı yapan başka hiçbir parti yok aslında. Böyle bir örgütün kimseye faydası olduğunu hiçbir zaman düşünmedik, tam tersine zarar verdiği çok açık bir şekilde ortada” dedi. Mühimmata bastı, iki bacağı koptu Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi Büyükçiftçlik beldesinde HDP’li Belde Eşbaşkanı 58 yaşındaki Zübeyir Ceylan, dün sabah saat 06.00 sıralarında hayvanlarının bulunduğu meraya giderken meydana gelen patlamada yaralandı. Ceylan’ın üzerine bastığı mayın veya bir mühimmatın patlaması sonucu ağır yaralandığı belirtildi. Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Ceylan’ın iki bacağının koptuğu, durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Polis HDP’ye ateş açtı İzmir’in Menemen İlçesi Asarlık HDP temsilciliğine ateş eden polis memuru M.P., karakola gidip teslim oldu. Emniyet Müdürlüğü, polis memurunun söz konusu eylemi aşırı borç yükü altında olmasından kaynaklanan psikolojik rahatsızlık ve bunalım sonucunda işlediğini, bu durumun alınan ilk doktor raporundan da anlaşıldığını bildirdi. HDP il yönetimi ise, bu olayın takipçisi olacaklarını ifade etti. ‘Kadrolaşma virüsü var’ Emekli General Ali Er, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) terörle mücadelede ihtiyacı olan yasal düzenlemenin çıkarılması sırasında tasarının içine kadrolaşma virüsü yerleştirildiğini dile getirdi. Er, toplamda 28 yıl hizmet eden ve 50 yaşında emekli olacak bir subayın devrelerinden ayrılarak 10 yıl daha bu rütbeyle çalıştırılmasına izin veren düzenlenmenin doğru olmadığını söyledi. l SERTAÇ EŞ / ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle