18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 2 Mayıs 2016 PelI.kan sızıntısıEDİTÖR:ASLANYILDIZ /EMİNEÖZCAN TASARIM:MÜGEKAYGUSUZ haber 5 Pelikandosyası adıyla açılan blogda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki çekişmeyle ilgili önemli iddialar yer alıyor Pelikandosyası adıyla açılan blogda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu arasındaki çekişmeyle ilgili önemli iddialarda bulunuldu. İddialar Twitter’da bir anda gündem olurken yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Reis’, Başbakan Ahmet Davutoğlu ‘Hoca’ olarak adlandırıldı. Yazıda şu iddialara yer verildi: TEMAYÜLDE GÜL ÇIKTI: Temayül yoklamasında 1. Gül, 2. Yıldırım, 3. Davutoğlu çıktı. Buna rağmen Reis hocayı parti başkanı yaptı. Neden mi? 1) Reis, hocanın Suriye ve Filistin politikalarından hareketle, kendini devirmek isteyen Batı’yla uzlaşmayacak bir politikacı çıkacağını umuyordu. 2) Başkanlık sistemine geçerken argüman üretir, akademik karizmasını, taze politikacı kimliğini bu yolda işlevsel hale getirir diye düşünüyordu. Kendisinden bu iki konuda söz aldı. “Temayül yoklamalarını biliyorsun, seni BEN başkan yapıyorum! Ama bu iki konuda söz vermen şartıyla” dedi. Hoca kabul etti. Fakat etrafındaki muhteris danışmanlar kabul etmediler. Bunu biliyorum. Ali Sarıkaya, Osman Sert, Taha Özhan, Hatem Ete ve Ertan Aydın başlıcaları. Herkesle barışacaklar, REİS’i kurban edecekler. şeffaflık yasası: Rei sin ekonomi yönetimini ekarte etmek için ilk iş “Şeffaflık Yasası”nı çıkartalım dedi hoca. Reisin haberi olmadan hazırladı yasa paketini. Ve kamuoyuna bizzat kendisi açıkladı. Sonra reis kendisiyle istişare edilmeden bu paketin hazırlandığını söyledi. Hoca ve muhteris danışmanları tırstılar, paketi geri çektiler. OYLAMADA YOKTU: 17 25 Aralık üzerinden 4 bakanı Yüce Divan’a gönderme oylaması sırasında bir konuşma bahanesiyle İngiltere’ye gitti, meclis grubunun başında durup liderlik etmedi. Ardından Davos’a gitti. Mesele 4 bakan meselesi değildi, reisti. Önce bunlar Yüce Divan’a gönderilecekler, sonra da reis. Yüce Divan oylamasından bir gün önce 4 bakanın partiye çağrıldı. Hocanın kurmayları kendilerine mecliste aklanmaları gerektiğini söyler. Hoca, “Bu bizzat Cumhurbaşkanımızın talimatıdır” der. Egemen Bağış, reisi arar. Reis, kendisine yönelik kumpasın farkına varır, Davutoğlu yetki devri sorusuna yanıt vermedi Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Mayıs dolayısıyla Çankaya Köşkü’ndeki kahvaltıda işçilerle bir araya geldi. TBMM Anayasa Komisyonu’nda AKP ile HDP’li vekiller arasında yaşanan kavga anımsatılarak, bugün devam edecek dokunulmazlık görüşmeleri sorulan Davutoğlu, herkesin hukuki ve siyasi sürecin işlemesine katkıda bulunması gerek tiğini belirtti. AKP’nin MKYK toplantısının ardından genel başkanların kullandığı il ve ilçe başkanı atama yetkisini MKYK’ye geçtiğinin duyurulmasının anımsatılması üzerine Başbakan Davutoğlu, soruya yanıt vermedi. Davutoğlu, gazetecilerin sorularını art arda yanıtlamasına karşın yetki devriyle ilgili soru yöneltilince “Basın toplantısı değil bu. Çok teşekkürler” diyerek soruyu yanıtsız bıraktı. Gaziantep’deki saldırıyı kınayan Davutoğlu, “Bu acı günler geçer ama bu milletin birliği beraberliği daha da tahkim edilerek geleceğe inşallah taşınır” dedi. Gazetecilerin sorularına yönelik Davutoğlu, 1 Mayıs’la ilgili çok ciddi istihbaratlar alındığını belirtti. l ANKARA / Cumhuriyet sonra hocaya zılgıtı çeker. Yüce Divan oylaması ertelenir. FİDAN kararı: Hoca Reis’i devirmekte başarısız olunca, onu zayıftatmaya karar verir. Yine onunla istişare etmeden Fidan’ı milletvekili yapmaya kalkar. İşin kötüsü Fidan da Reis’le istişare etmeden hemen hocasının kucağına atlar. Bu sefer Reis, medya mensuplarının karşısında hocayı ve Fidan’ı azarlar. Fidan Umre’de Reis’i bulur, nedamet getirir. Sonra tekrar görevi kendisine iade edilir. ‘Çözüm’ÜN kaymağı: Hoca, Reis’in 10 seneden fazla dır ince ince işlediği çözüm sürecinin kaymağını yemek ister. Dolmabahçe’de HDP’lilerle Yalçın Akdoğan, Efgan Ala ve Mahir Ünal bir araya gelir. Fakat asıl konuşan taraf HDP’dir. Reis, bir ay boyunca PKK tarafının azgınlıklarına rağmen İzleme Komitesi kurulacağı manşetlerde yer alınca, kendisiyle istişare edilmeden Dolmabahçe açıklamasının yapıldığını söyler. ARINÇ’I TEBRİK ETTİ: Bü lent Arınç, Reis’in süreçten haberdar olduğunu ve ülkeyi hükümetin yönettiğini söyler. Hocamız hemen Arınç’a telefon açar, televizyondaki açıklama larından ötürü Arınç’ı tebrik eder. Başkanlığa karşı: (7 Haziran sonrası) Başkanlık meselesini neredeyse ağzına hiç almamıştır seçim kampanyalarında. Koalisyon hükümetinden başkanlık sistemine “olur” vermesini beklemek imkansız olduğu için hoca “koalisyon da koalisyon” diye tutturur. Seçimden hemen sonra “başkanlığı getirmek istedik, halk yetki vermedi” açıklaması yapar. BAHÇELİ’YE ALKIŞ: Bahçe li “Bilal’i ver koalisyonu al” diye nara atmaya başlar. Kendisinden açık açık çocuğunu kur HEMEN HEMEN HER KONUDA AYRI DÜŞTÜLER Reis ‘yeter’ dedi: Ho ca, ‘Schengen vize anlaşmasını dört ay öne alacağız. Bu bizim başarımızdır’ türünden laflar etti. Reis, yeter dedi ve patladı: Başbakanlığım döneminde Schengen’in Ekim 2016’da uygulamaya gireceği açıklandı. 4 ay öne çekmenin kazanım gibi sunulmasını anlamıyorum. Obama’dan randevu: Reis, Obama’yla görüş tü. Üzerinden bir ay geçmeden hoca Beyaz Saray’dan randevu istedi. Dündar’a SEVİNDİ: Can Dündar serbest bırakılınca sevinçle karşıladı. Reis, “Karara saygı duymuyorum” deyince, hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanı’nın şahsi fikridir” diyerek makamı küçümsemeye kalktı. TEK İTİRAZ YOK: Hoca PKK’ya yönelik olarak “2013 Mayıs şartlarına dönülürse her şey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde AK Parti milletvekili Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocamdan tek bir itiraz gelmedi. “Biz Erdoğan’la anlaşmadık. Bizim muhatabımız Davutoğlu’dur, hükümettir, onlar da gayet ciddi muhatap lar” sözleri üzerine hocamız yine tek kelam etmedi. ataMALAR: Hoca ‘herşe ye ben karar vereyim’ hırsıyla bakanların müsteşar atamasına bile izin vermedi. 4 aydır müsteşarı atanamayan bakanlar var. Hoca, Reis’in şiddetle eletirdiği akademisyenlerin imza kampanyası için ‘görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi’ yorumu yaptı. ..VE AKADEMİSYENLER: Hocamız, REİS’in şiddetle eleştirdiği, 1100 terör destekçisi Akademisyen’in imza kampanyası için “görmezden gelsek olay bu kadar büyümezdi” yorumu yaptı. ban vermesini istemektedirler. Hoca ise Bilal Erdoğan’ı kurban olarak isteyen Bahçeli’nin meclis yeminini sonuna kadar bekler. Ve sonra da tüm kabinesiyle birlikte alkışı basar. MKYK krizi: MKYK’yı baş tan sona kendi şekillendirmek isteyen hocaya karşı, Reis’in talimatıyla Binali Yıldırım devreye girdi. 1353 delegenin 900’ünün imzasını topladı. Reisçi pek çok isim MKYK’ya girdi, Gül’ün ekibi safdışı edildi. Tepki koymadı: HDP’ye yönelik bir tepki ortaya koymadı. Baktı ki MHP kendisini eleştirmeye başlamış, işte o zaman, şişin ve kebabın yanmaması için, “bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” dedi. Hocanın iki adamı Naci Bostancı ve Sefer Üstün, dokunulmazlık meselesini görüşmek üzere katil HDP’nin ayağına gitti. Hoca, PKK’ya yönelik olarak “2013 şartlarına dönülürse herşey konuşulabilir” diye bir açıklama yaptı. Aynı günlerde Özhaseki “paralel fabrika ayarlarına dönerse mücadele biter” açıklaması yaptı. Hocadan tek bir itiraz gelmedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz, Reis’e ‘otoriter’ kabilinden hakaretler etti, hoca tek bir kelam etmedi. medyasını kuruyor: Hoca yavaş kendi medyasını kurmaya başlar. Mustafa Karaalioğlu, Etyen Mahçupyan, Hakan Albayrak, Yıldıray Oğur, Ceren Kenar, İbrahim Karagül, Abdülkadir Selvi, Akif Beki ve (Hoca’nın Alkım ziyareti sonrası) Taraf’ın tamamı köşesinden Reis’e yağdırmaya başlar. Reis meydanlara indiği, “Başkanlık” dediği için seçim kaybedilmiştir. Hoca itiraz etmez. Hakan Albayrak “artık konuşma reis!” “artık köşene çekil reis!” yazıları kaleme alır. Hoca itiraz etmez. Bu ekip kendi medyalarında iki seçim arası dönemde tam yüzden fazla haber ve köşe yazısı yazar reis karşıtı. Hoca artık kendisine ait müstakil bir medya kurma vaktinin geldiğine KARAR verir. Basın danışmanı Osman Sert’in desteğiyle KARAR’ı kurar. KARAR’ın finansmanı “örtülü” olarak halledilir. ARINÇ’A ÖZEL TÖREN: Reis’in “yalan söyleyen zat” dediği, “paralel için cübbemi giyerim” diyen Arınç, Manisa’da özel törenle hocamız tarafından karşılandı ve ağırlandı. l ANKARA/ Cumhuriyet ‘Vural da mı saf değiştirdi?’ MHP Grup Başkankanvekili Oktay Vural’ın “Sorumluluk ahlakı içinde hareket edilmesi, ‘Ben MHP’liyim’ diyen herkesin üstlenmesi gereken vebaldir” açıklaması partide büyük yankı uyandırdı. SELDA GÜNEYSU MHP’de en son iki mahkemeden alınan “olağanüstü kurultaya ihtiyati tedbir” kararının ardından partinin Meclis Grubu’ndan da farklı sesler gelmeye başladı. Balıkesir Milletvekili İsmail Ok’un partiyi olağanüstü kurultaya çağırmasının ardından partinin önemli isimlerinden olan Grup Başkanvekili Oktay Vural’dan da “Partimize, dava arkadaşlarımıza zarar vermesine müsaade etmeden ‘sorumluluk ahlakı’ içinde hareket edilmesi, ‘Ben MHP’liyim diyen herkesin üstlenmesi gereken vebaldir” açıklaması geldi. Vural’ın bu açıklaması “Vural da mı saf değiştiriyor? Genel Başkan adayı Meral Akşener’in yanında mı yer alacak” sorusunu akıllarla getirdi. Vural, dün Twitter’dan üstü kapalı olarak Genel Merkez’e mesaj gönderdi. Vural, mesajında doğrudan “olağanüstü kurultay çağrısı yapmasa da” şu ifadeleri dikkat çekti: “MHP, başkalarının süreceği bir tar OKTAY VURAL la değildir. MHP operasyon partisi değildir. İçinde bulunduğumuz süreçten vazife çıkararak, kamuoyunda değerlendirme yapan milliyetçi ülkücü hareket dışındaki unsurların kendi eksenlerindeki söylem, tutum ve beklentileri kendi içimizdeki değerlendirme ve yorumlarımızın esası olamaz. Ahlakçılık ve şahsiyetçilik ilkelerine aykırı üslupla kadrolarımız arasında fay hatları oluşturma ve derinleştirme tuzağına düşmeden hareket edilmesi gerektiği de açıktır.” Vural’ın bu açıklamaları büyük yankı uyandırdı. Muhalif kanat “Partide pek çok arkadaşımız Genel Merkez’e tepki gösteriyor. Pek çok arkadaşımızı yakın zamanda bu tepkilerini dile getirecektir” açıklaması geldi. Genel Merkez yetkilileri ise “Vural’ın açıklamalarının ken dileri açısından şaşırtıcı olmadığını” belirtti. Bu süreci “partinin kendini yenilemesi” olarak gören MHP kurmayları, şu yorumda bulundu: “Biz, bu süreci tırnak içinde ‘verimli’ bir süreç olarak değerlendiriyoruz.” l ANKARA ‘ESKİTTİNİZ KOLTUKLARI!’ MERAL AKŞENER Antalya’da önceki akşam Konyaaltı’nda konuşan MHP Genel Başkan adayı Meral Akşener, terörü 6 ayda bitireceklerini ve ülkeye huzur getireceklerini söyledi. Genel Merkezi eleştiren Akşener, “Yapın şu kongreyi. Kalkın odalarınızdan, çıkın dışarı. Gelin buraya, duyun bu sesi. Açın kulaklarınızı. Yeter, yeter, yeter. Eskittiniz koltukları. Gelin buraya azıcık da ayakkabı eskitin” dedi. Akşener iktidarın kimsesizlerin kimi olmak, kavruk Anadolu çocuklarının temsilcisi olmak iddiası taşırken bugün birer oligarka dönüştüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Akşener, Filistin, Mescidi Aksa ve Gazze’nin çeşitli pazarlıklarda terk edilip bırakıldığını vurgulayarak“Rabia vardı ne oldu? Katar’da Suudi sofralarında bırakıp geldiler” dedi. Cumhuriyete alerjileri var Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “1919’dan başlayan tarih anlayışını reddediyorum” sözlerine tepki göstedi. Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın “yeni anayasada laiklik olmamalı” sözlerini anımsatan Akşener, “Bunların hepsinin şuur altında Cumhuriyet alerjileri var. Bitiremediler şu alerjiyi. 14 senedir bu Cumhuriyetin verdiği nimetlerle bu ülkeyi yönetiyorsunuz” dedi. l DHA MHP’de muhalefete seçim kurulu sürprizi MHP’de olağanüstü kurultayın toplanmasını isteyen muhalif kanat ile kurultayın yapılmasını istemeyen Genel Merkez arasındaki krize bir yenisi daha eklendi. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin atadığı Ali Sağır, Ayhan Erel ve Mehmet Bilgiç’ten oluşan çağrı heyeti, 22 Nisan’da Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak 15 Mayıs’ta yapmayı planladıkları kongreye ilişkin detaylı bilgi verdi ve gözetim istedi. Ancak Çankaya İlçe Seçim Kurulu aynı gün incelediği dosyayı “Parti içi işi, görev ve yetkilerinin olmadığı”, “olağanüstü kongrenin kendilerini ilgilendirmediğini” belirterek, iade etti. Seçim Kurulu’nun yazısı, muhalif kanat ile Genel Merkez arasında farklı değerlendirildi. Genel Başkan adayı Meral Akşener’in avukatı Tolga Akalın, “Seçim Kurulu kararı ile Genel Merkez’in Yargıtay kararı beklenmelidir tezi yok olmuştur. Verilen cevapla da amacımıza ulaşılmıştır. Başvuruya karşılık Yargıtay kararını beklemelisiniz dememiştir” dedi. Genel Merkez yönetimi ise Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun dosyayı “partinin iç işi olduğu ve yetkisinin bulunmadığı” gerekçesiyle iade ettiğini anımsatarak olağanüstü kongre talebinin reddedildiği değerlendirmesini yaptı. l SELDA GÜNEYSU Mahzun 1 Mayıs’ın ardından Düşmanları hâlâ yenişemedi, zamanında solculuk taslamışlar ile birlikte sövmeye, dövmeye doyamadılar. Sola gönül verenler, kulak asmayın bitmez tükenmez sol düşmanlığına, kim ne derse desin, solculuk saygın bir mirasa sahiptir. Kim ne derse desin, solculuk insanlığın yüz akıdır, tarihin vicdanıdır. Dünyanın dört bir yanında, yaşanmış, uğruna nice canlar verilmiş, nice hayatlar kararmış bir haysiyet mücadelesidir. Zalim dünyanın yüz akıdır, insanlığın en güzel hayallerinden biridir. Mağlubiyeti, insanlığın mağlubiyetidir, hayallerinin yıkılması, dünyanın çoraklaşmasıdır. İlahi adalet; fukaraya yâr edilmeyen dünyanın kendisi fukaralaştı, vicdanını, hayalini, haysiyetini yitirdi. Fukaraya dar edilen dünya, kimseye yâr olmadı, kirlendi, çirkinleşti, bir kör dövüşünün içinde yuvarlanıp gidiyor. Mesele, kaynak, refah, mal, mülk değil, vicdanı olmayan doymak bilmez, sonunda kendi başını yiyecek. 1 Mayıs sıradan bir “işçi günü” değildi, insanlık adına bir büyük başkaldırı idi, ne yazık ki, o başlar şimdi eğik. Yok, düşmanları kazanmadı, insanlık kaybetti. Var güçleri ile üzerine çullandılar, isyan sindirildi, zafer “sinik”lerin zaferi, dünya “sinik”lerin dünyası oldu. Ama bakın, zaferlerinin tadını çıkaramıyorlar, solculara sövmeye, dövmeye doyamıyorlar. Eski solcu sicillerini satmaya doyamayanların şahitliği en kıymetli silahları, bu yaşlı ergenlerin öfkesi en büyük sermayeleri. Onlar anlatıyor, bunlar dinliyor, bunlar dinliyor, onlar anlatıyor, eski düşmanları ile bir türlü yenişemiyorlar. Yenişemezler, ne kadar tükenirse tükensin, bir haysiyet meselesidir sol vicdan, nefesi yeter. Yetiyor, hâlâ her türlü soysuzu öfkelendirmeye. Bakın öfkeli yüzlerine, bitmez tükenmez hezeyanlarına, aslında kimin kaybettiğini daha iyi anlarsınız. Hiçbir tarihsel olgu kirletemez, eşitlikçi, haysiyetli, kardeşçe bir dünya hayalini, silikleşse de hayali, hayali cihan değer! Onlu yaşlarında sol siyasete gönül vermiş, sonra onunla çok didişmiş ama heyecanını, hayalini asla kaybetmemiş biri olarak, bugün başka bir konu yazmak içimden gelmedi, hepinizin geçmiş 1 Mayıs’ı kutlu olsun; ama geçmesin heyecanınız, izin vermeyin, tükenmesin insanlığa dair hayallerimiz. Önemli Not: Daha önce de yazmak gereği duymuştum, ama son zamanlarda benim adıma yeni bir Twitter hesabının daha açılmış olduğunu öğrendim. Ne kendi açtığım, ne onayladığım, hiçbir sosyal medya hesabım, bağlantım vardır. Ne yazık ki hukuken bu tür suiistimallerin önüne geçme imkânı yok, en azından buradan duyurmuş olayım. Akademisyenlere DAVA YAĞMURU KEMAL GÖKTAŞ Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı met nine imza atan akademisyenlere art arda da va açmaya devam ediyor. Daha önce 3 akade misyene önceki tarihli Facebook paylaşımla rı nedeniyle dava açan Başsavcılık şimdi de daha önce dava açılan 3 ismin de aralarında olduğu toplam 4 akademisyene yine sosyal medya paylaşımları nedeniyle yeni davalar açtı. Başsavcılığın suça konu paylaşımların bireysel olarak ayrı ayrı yapılmasına rağmen akademisyenlere tek bir iddiana me ile dava açması dikkat çeker ken mahkeme de bu nedenle iddi anameyi iade etti, ancak üst mah keme iade kararını kaldırdı. Başsavcılık Yrd. Doç. Hakan Mertcan, Yrd. Doç. Mustafa Şe ner, araştırma görevlisi Esin Gül Mertcan sen ve Yrd. Doç. Selim Çakmaklı hakkında “terör örgütü propagan dası yapmak, halkı kin ve düş manlığa tahrik etmek” suçların dan dava açtı. Suç olarak görülen paylaşımlar arasında haber video su paylaşmak, operasyon sırasın da öldürülen Miray bebeğe iliş Şener kin paylaşım, Gezi eylemlerin po lis şiddetine ilişkin paylaşımlar, özel harekâtçıların duvara yaz dığı “Kurdun dişine kan deydi korkun” yazısını “Asker ve polis Silvan’da ‘kamu düzeni’ sağlıyor” yorumuyla paylaşmak da yer aldı. Gülsen İddianame önce kanuna aykırı olduğu için iade edildi. Mahke me, “Soruşturmanın şüpheliler hakkında bir likte yürütülerek davaların birlikte açılması na ilişkin bağlantıların neler olduğunun be lirtilmediğini” vurguladı. Başsavcılığın itira zı üzerine 3. Ağır Ceza Mahkemesi iade ka rarını kaldırdı. Mersin Başsavcılığı daha ön ce de Mertcan, Şener ve Çakmaklı hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan dava açmıştı. Böylece istenilen cezaların toplamı 14.5 yıla kadar hapis oldu. Cumhurbaşkanına hakaret ve 301. maddeden de dava açılırsa is tenilen cezaların üst sınırı 21.5 yıla ulaşacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle