18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Bebek arabasına 194 milyon dolar ödedik Türkiye, 5 yılda yüzde 89’unu Çin’den ithal ettiği bebek arabaları için yaklaşık 194 milyon 473 bin dolar ödedi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden derlenen bilgilere göre Türki ye 20112015 yıllarında yaklaşık 194 milyon 473 bin dolar tutarında 1 milyon 667 bin 541 adet bebek arabası ithal etti. Çin’e ödenen tutar 171 milyon 966 bin dolar oldu. 8 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 550 milyon dolarla güneşi parlatacaklar Türkiye’nin GES kurulu gücü, yıl sonunda 1 GW sınırına yaklaşacak. Şirketlerin 550 milyon dolar yatırım yapacağı alanda en büyük sıkıntı finansman, bürokrasi ve mevzuat Geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 362, kurulu gücü ise 248.8 MW olan Güneş Enerjsi Santralları (GES) bu yıl en az 550 milyon dolar yatı rım ile 3 katı büyüklüğe ula şacak. GES bü yüklüğü için yıl sonu hede fi 800 MW. An YENER KARADENİZ cak sektörün önünde önem li sıkıntılar mavcut. Uluslararası Gü neş Enerjisi Topluluğu Tür kiye Bölümü Yönetim Kuru lu Başkanı Dr. Kemal Gani Bayraktar, sıkıntıların ba şında mevzuat, merkezden yerele bürokratik süreçler ile finansman imkânlarına ulaşamama sorunu olduğu nu söyledi. Örneğin 1 MW’ı aşan yatırımlar için ihale ye girme şartı bulunuyor ve ihale, bir yatırım için izin alma süresini 2 yıla kadar uzatabiliyor. 3 bin MW’a onay Türkiye’nin elektrik üretiminde toplam kurulu gücü Nisan 2016 itibarıyla 74 bin 39 MW seviyesinde. Bunun yüzde 30’a yakını yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Bu kalemde GES’in payı ise yüzde 0.50 seviyesinde. 2013’te toplam kurulu güç içinde GES miktarı sadece 15 MW idi. Bayraktar’ın verdiği bilgilere göre, şu an itibarıyla onaylanan 3 bin MW gücünde 3 bin 528 adet lisanssız güneş enerjisi santral projesinin henüz 400 MW gücünde 546’sı kurularak işletmeye alınmış. Bayraktar,“İlk dört ayda gerçekleşen kurulum hızı, güneşten elektrik üretiminde kurulu gücün GES yatırımında paranın dışarı gittiğinden yakınılıyor ancak sektör temsilcileri, GES’te yüzde 50 olan ihtal oranının doğalgaz ve kömürde çok daha yüksek olduğunu dile getiriyor. Öte yadan 1 yıl öncesine kadar MW başına 1.5 milyon dolar olan yatırım tutarı, 1 milyon dolar seviyesine gerilemiş durumda. 2016’da 800 MW’a yaklaşacağını işaret etmekle birlikte, süreçlerin hızlandırılmasıyla 1 GW sınırının da aşılması mümkün” diye konuştu. Solarbaba’nın kurucusu Ateş Uğurel, elektrik üretiminde ithal doğalgaz ve kömüre bağımlı olduğumuzu belirterek, alternatif enerji kaynaklarının hâlâ geride olduğunu söyledi. Burada güneş enerjisinin yok denecek kadar az olduğunu belirten Uğurel, “Güneş enerjisi 34 yıl önce 34 kat daha pahalıydı” dedi. Türkiye yenilenebilir enerjide 19. oldu Uluslararası denetim ve danışmanlık firması EY’nin hazırladığı Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’ne (RECAI) göre, listede yer alan 40 ülkenin yarısını gelişmekte olan ülkeler oluşturdu. Avrupa piyasaları yenilenebilir enerji yatırımlarında yavaşladı. Yenilebilir enerji yatırımları nı çekme konusunda Çin ve Hindistan’da yaşanan ciddi dönüşüm dikkati çekti. Endekse göre ilk üç sırada ABD, Çin ve Hindistan yer aldı. Şili’nin dördüncü, Almanya’nın beşinci olduğu listede Türkiye yenilenebilir enerji yatırımlarının çekiciliği konusunda 19’uncu sırada yer aldı. l Ekonomi Servisi Petrol üreticilerine not indirim darbesi Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, petrolde yaşanan derin ve uzun süreli düşüş nedeniyle Orta doğulu petrol üreticileri Suudi Arabistan, Bahreyn ve Umman’ın kredi notunu düşürdü. 4’üne negatif izleme Moody’s mart ayında başladığı gözden geçirmesinin ardından, dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan’ın uzun vadeli kredi notunu “A1” seviyesinden 1 kademe aşağıya “Aa3” düzeyine indirdi. Petrolün va ril fiyatı 2014’ün ortasında 100 doların üzerindeyken cuma günü kapanışta 47.83 dolar seviyesinde işlem gördü. Moody’s notunda, “Düşük büyüme, yüksek borç seviyesi Suudi Arabistan’ı gelecekteki şokları idare etme konusunda daha kötü bir pozisyonda bırakıyor” denildi. Moody’s, Umman’ın notunu “A3”ten “Baa1”e, Bahreyn’in notunu “Ba1”den “Ba2”ye düşürdü. Moody’s Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Abu Dabi’nin kredi notlarını negatif değerlendirmeye aldı. l Ekonomi Servisi Rakamlarla GES 4 Kamu alım garantisi: 13.3 dolar/sent 4 Yerli yatırım olursa alım garantisi: 19.5 dolar/sent 4 Alım garanti süresi: 10 yıl 4 GES santrali’nin ömrü 25 yıl 4 Yatırımın geri dönüş süresi: 67 yıl 4 Yıllık gelir : 220 bin dolar 4 MW başı yatırım tutarı: 1 milyon dolar 4 GES kurmaya elverişli alan: 4 bin 600 km2 4 Yıllık ortalama güneşlenme süresi: 2.640 saat aOtSılB’bneinklçiaytoırları nnyrTGnlaiciüuurkücUlabgkiabEadzllnkadrAayeyiğagiüASdbik2hitdlaTdrşasiğatirüctZuücöiiel2ritlnGüdşahyıakBaıletemeir.riçrüiecn0nrıbrıyğu(eedeıeöş5v2ülrkogümankGceaeaairıl’tadil0b0lnlmnıidküUen,ungamiecyhy4Eımredei“0i,“neğlylnğıeonsebefıS4sçauBnl2nişeaaii2kisuiOrir)naelnpnıaue0dlgbmzb’,n.şkEierntı1dşi’ialrlnaa3eAneizaiınşeaknınMedmgarsninyd”itnlleeBirknsMıe,niaeidşbnnMWelaıesdkçrtGDıbeşnenileıçajiWtykllieehrWaiue’iilr’iEzsdğadgzndoelkhdak2jtıgariSitekuedkieeıee.rdlstişlimıüSik.arsliÇn3reitlkkGaibSa.nşceuabAulptidaeuısmiHrraeuKdneribmnkEiryseınharernınuektWteySuuaraydndGddaralıromlneaıalyiaauisaEsrrma.ı.nSı. Su ısıtmada dünya ikincisiyiz Güneş enerjisi elektrik üretiminden çok da aynı kaynağın elektirk üretiminde kullanımında ise ilk ha fazla su ısıtmada kullanı 50’ye bile giremediğimizi lıyor. Güneş kollektörü de söyledi. Uğurel bunun ge nilen bu sistem 25 milyon rekçesini ise şöyle açıkla metrekareyi aşmış vaziyet dı: “Şu an siz çatınıza mev te. Fiyatı bin 500 TL’den başlayan kollektörü kurmak için ne bir mavzuat var ne de bir düzenleme. Ateş Uğurel, bu alanda hem kurulum, hem üretim hem de ihracatta dünyada ikinci durumda olduğumuza dikkat çekti ve zuat gereği hiç birşey yapamazsınız. Bürokrasinin maliyeti de ayrı bir sorun. Şu anda sisteme vereceğiniz bedel kadar bürokrasiye ödeme yapıyorsunuz. Bir diğer sorun ise şirketleşme mecburiyeti” dedi. Ateş Uğurel Demiryolunu tercihe edenler yüzde 82 Gelengiden yolcuazaldı. 2 bin 287 kişi demiryolunu kullandı. sayısında sert düşüş Türkiye’ye gelen ve giden yolcu sayısı yılın ilk 4 ayında yüzde 12 düşe rek 22 milyon 829 bin oldu. Yolcular en çok havayolunu tercih etti. Rusya’yla yaşanan kriz ve artan terör endişeleri ne kış yapan yolcu sayısı 22 mil le 282 bin 605 yolcu olarak geryon 829 bin 927 oldu. Yolcular, çekleşti. Demiryolunu tercih deniyle yılın ilk dört ayında en çok havayolunu seçti. Bu edenler ise yüzde 82’9 düşüşle Türkiye’ye gelen ve giden yol na karşılık hava kapılarını ter 2 bin 287’ye indi. cu sayısı, yüzde 12 düştü. Güm cih eden yolcu sayısı geçen yı Geçen yıl 56 milyon 966 bin rük ve Ticaret Bakanlığı verile lın aynı dönemine göre yüzde 152 kişi Türkiye’ye giriş yapar rine göre, bu yılın nisan sonu 11.3 düşerek 17 milyon 62 bin ken, 56 milyon 515 bin 166 ki na kadar Türkiye’ye 11 milyon 652 oldu. Karayollarını tercih şi de Türkiye’den çıkmıştı. Söz 476 bin 568 yolcu giriş yapar eden yolcu sayısı yüzde 11.8’lik konusu dönemde ülkeye giriş ken, 11 milyon 353 bin 359 ki düşüşle 5 milyon 482 bin 383, ve çıkış yapan toplam yolcu sa şi de ülkeden çıktı. Söz konusu deniz kapılarını tercih eden yol yısı 113 milyon 481 bin 318 ol dönemde Türkiye’ye giriş ve çı cu sayısı da yüzde 38’lik düşüş muştu. l Ekonomi Servisi Pazartesi 16 Mayıs 2016 Kırcı’nın ‘muhalif’ olduğu bir hayat Hafızai beşer nisyan ile maluldür. Nisyan (unutma) ise ülkenin ikinci adına dönüşebilir her an. Giderek daha iyi anladığımız bir şey var artık. Toplumsal belleğin, unutuşlarla eksildiğini anlatan sözün, bu topraklarda çıkması boşuna değil. Yani diyelim ki, uluslararası bir kurum, unutuşlarla eksilmiş toplumsal bellekler üzerine bir yarışma açsa ve Türkiye de birinci gelse, şaşırmayız. O derece. Fakat kimbilir, belki de bugün asıl sorunlu olan, unutma eyleminin kendisidir. Unutmak için öncesinde görmek, bilmek, şahit olmak, yaşamak gerekiyorsa eğer; bilmediğini, görmediğini, ona gösterilmeyeni, ondan kaçırılanı nasıl unutacaktır bir insan, yahut toplum? HHH Alışkın değilsinizdir bu köşede böyle cümleler okumaya, biliyorum. Niye böyle yazıyorum bugün; izah edeyim: Ankara Valiliği’nin, havaalanı yolundaki TOMA’lı barikatlı engeline çarpan MHP Olağanüstü Kurultay görüntülerini takip ederken Haluk Kırcı’nın MHP’de muhaliflere destek vermeye gittiği haberini okudum. 1978’de Türkiye İşçi Partili 7 üniversite öğrencisini vahşice öldürmekten hüküm giymiş Haluk Kırcı oradaydı. Muhaliflere destek vermeye gitmişti. Onunla gülümseyerek fotoğraf çektiren kadınlara ve adamlara boş gözlerle baktım. Hayatın Haluk Kırcı’yı “muhalif” yapmasına ne diyeceğimi bilemedim. Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın birkaç gün önce az kalsın “Tek Çare İslam” konulu konferans verecek olmasına ne diyeceğimi bilemediğim gibi. Ortaokul öğrencisiyken gazeteden okuduğum, gazeteciliği seçtiğim için de hiç unutmadığım o ismin ve Bahçelievler katliamının, bugün aynı havayı soluduğumuz milyonlara ne ifade ettiğini uzun uzun düşündüm. HHH Ki, aslında yazıya başlarkenki niyetim, MHP’deki kurultay talebini, yargı erki üzerinden bilek güreşine dönüştüğü izlenimi veren mahkeme kararlarına ve bu kararlarla ilişkili kurumları anlama çabasıydı. Bırakın hukukun işleyişine yakın durmayan geniş kitleleri, adliye pratiklerine gayet aşina kişilerin dahi anlamlandırmakta güçlük çektiği bir süreç yaşanırken, rejimi yeniden şekillendirecek bu kongrenin arka planına kayıtsız kalmak imkânsız çünkü: “Sulh Hukuk, Yargıtay, Asliye Hukuk, İcra Hukuk, İcra Müdürlüğü, Valilik, Yargıtay, Gemerek, Tosya” kelimelerinin düğüm üzerine düğüm attığı olağanüstü kurultay süreci, hukukun bu kez MHP’nin geleceği için araçsallaştırıldığı konusunda kuşkulu bir tablo yaratıyordu. İktidar partisinin küçük, küçücük bir müdahalede dahi bulunmadığı varsayımı altında bile, bir dizi kritik soru havada asılı duruyordu: MHP Genel Merkezi’nin temyiz ettiği 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı, “acele işler”den olmasına karşın, Yargıtay’daki temyiz incelemesi, neden 15 Mayıs’tan önce sonuçlanmamıştı? Yargıtay, kararın bu tarihten sonraya kalmasının yol açacağı kriz ve kaosu öngörmemiş olabilir miydi? Yargıtay 18. Hukuk Dairesi yazılı açıklamasında “Mayıs ayı içinde karar verilir” derken 15 Mayıs kaçtığına göre, acaba bugün başlayan haftayı mı, yoksa 22 Mayıs’taki AKP Kongresi bittikten sonraki haftayı mı kastetmişti? Hem, MHP Genel Merkezi’nin olağanüstü kurultay taleplerini cevapsız bırakması nedeniyle 3 kişilik Çağrı Heyeti kurulmasına karar veren 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin, hem de toplanacak olağanüstü kurultayı engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir kararı alan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin kendilerini görevli bulması üzerine söz söyleyecek kimse yok muydu? Aynı konu ve aynı talep üzerine, iki farklı mahkemeden çok kısa aralarla birbirinin zıttı niteliğinde iki ayrı karar çıkması üzerine “yargı bağımsızdır” sözünü tekrarlamamız mı gerekiyordu? Bazen bir görüntü, bütün cümleleri, soruları hükümsüz kılar. “Muhalif” Haluk Kırcı fotoğrafı da o etkiyi yarattı işte. Çayda fiyat bekleniyor Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çay alımlarının 3 Mayıs’ta başladığını, 5 yıldır artırılmayan yaş çay prim miktarının kilogramda 12 kuruştan 13 kuruşa çıktığını belirterek, “Henüz yaş çay fiyatı açıklanmadı. Üreticilerimizin refah payını da dikkate alan bir fiyat belirlenmeli. Çaykur, kotaları artırmalı. Aksi takdirde özel sektör, açıklanan fiyatın altında alım yapmakta, teslim edilen yaş çay karşılığında, üreticiye yüzde 2550 oranında kuru çay vermekte, pazarlama işini de üreticimize yüklemektedir” dedi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle