18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 30 Nisan 2016 EDİTÖR: YENER KARADENİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY 1 Mayıs kayıpları anıldı ekonomi 9 Taksim’den vazgeçilmediğinin bir kez daha vurgulandığı anmalarda, oluşturulan korku duvarını aşmak için kitlesel bir mitinge gereksinim duyulduğu belirtildi Kitlesel bir 1 Mayıs için katılan sendikalar tarafından hazırlıklar sürerken dün 1 Mayıs olaylarında katledi lenler Taksim Kazancı Yokuşu, Şişhane ve Kadıköy’de düzenlenen etkinliklerle anıldı. 1 Mayıs 1977’de katledilen 35 emekçiyi an mak için dün DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla aralarında CHP ve HDP’lilerin de bulunduğu bir grup, The Mar mara Oteli önünde toplan dı. “1 Mayıs” yazılı pankart açarak yürüyen grup, “Yaşa sın 1 Mayıs”,“1 Mayıs şehitle ri ölümsüzdür”,“Katiller bulun ALİ AÇAR sun, hesap sorulsun” sloganları atarak Kazancı Yokuşu’na yürü dü. Güvenlik amacıyla polis ba riyerlerinin arasında alana giren gruptakiler, 1 Mayıs şehitleri için saygı du ruşunda bulundu. Burada konuşan DİSK Ge nel Başkanı Kani Beko, İstanbul 1 Mayıs’ı kut lamalarının adresine dair tartışmalarına de ğinerek, “Ankara’da barış güvercinlerimizin nasıl katledildiğine hepiniz tanıklık ettiniz. Türkiye’de bir korku duvarı yaratılmak isteni liyor. Bu korku duvarını yıkmak için bir mitin ge ihtiyacımız vardı. Yoldaşlarımızla yol arka daşlarımızla birlikte aldığımız karar doğrultu sunda bu yıla mahsus Bakırköy’de kutlama ka rarı aldık. Taksim kararından vazgeçmedik ve katledilen arkadaşlarımızı unutmadık, unut mayacağız” diye konuştu. Kemal Türkler’in kızı Nilgün Soydan, Kazan cı Yokuşu’nda kayıplar için karanfil bırakılır ken “Bu karanfilleri 36 yıl önce öldürülen ba bam için bırakıyorum” dedi. Haziran sıcaklığı gelecek KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Öner de Taksim’i yasağına değinerek, “Yasaklarla, meydan tartışmalarıyla kimse işçi sınıfının sınıfsal hafızasını yok edemeyecek. Alan yasaklamanın amacı işçi sınıfının sınıfsal hafızasından korkudandır” diye konuştu. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da 1 Mayıs’ın AKP karanlığına karşı itirazı yükseltmek için önemli olduğunu vurgulayarak, “AKP karanlığı 14 yılda ülkeyi ne hale getirdi. Ya bir yol bulacağız ya yok olacağız. Direnenlerin sesini büyüterek Yaşasın 1 Mayıs diyeceğiz. Haziran’ın sıcaklığını bu ülkeye getirmeye niyetliyiz” ifadelerini kullandı. TTB ikinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel de 1 Mayıs’ta mücadeleyi daha çok yükseltmek için herkesi Bakırköy’deki kutlamaya çağırdı. Gruptakiler daha sonra ellerindeki karanfilleri Kazancı Yokuşu’na bıraktı. l İSTANBUL Can erok Şişhane’de anma Kazancı Yokuşu’ndaki anmanın ardından gruptakiler ellerindeki 1 Mayıs çağrı bildirilerini Taksim İstiklal Caddesi üzerinde dağıtarak, geçen ay canlı bomba saldırısının yaşandığı yere karanfil bıraktı. Daha sonra 1 Mayıs 1989’da Şişhane’de polis kurşunuyla katledilen Mehmet Akif Dalcı’nın vurulduğu yere giden grup burada saygı duruşunda bulundu. Buraya da karanfil bırakan gruptakiler daha sonra Kadıköy’e geçerek 1 Mayıs 1996’da katledilen Hasan Albayrak, Dursun Odabaş ve Yalçın Levent’i andı. Taksim’de ısrar eden de var MUSTAFA ÇAKIR 1Mayıs Emek ve Dayanışma Günü yarın kutlanacak. İşçi ve memur konfederasyonlarının her biri farklı bir kentte kutlama yapacak. Birleşik Kamuİş Konfederasyonu Taksim’de kutlama kararı aldı. DİSK’e bağlı Nakliyatİş Sendikası da Taksim’e yürüyecek. Türkiye’nin en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu Türkİş merkezi kutlamaları Çanakkale’de yapacak. Türkİş Ankara’da ise DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile birlikte Kolej Meydanı’nda kutlayacak. Ankara’daki kutlamalar saat 11.00’de Kurtuluş Kavşağı’ndan başlayacak. Hakİş Konfederasyonu ise bu yıl kutlamaları Sakarya’da yapacak. Birleşik Kamuİş Taksim’de En fazla üyeye sahip memur konfederasyonu olan MemurSen, Kahramanmaraş’ta kutlayacak. Türkiye KamuSen Konfederasyonu da şehitler nedeniyle bu yıl kutlama yapmayacak. Türk İş’e bağlı Gı da İş de Rize’de kutlama kararı aldı. Birleşik Kamuİş Konfederasyonu 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama kararı aldı. Birleşik Kamuİş Merkez Yönetim Kurulu, “Taksim, biz emekçilerin vazgeçilmezidir. Taksim 1 Mayıs’ın simgesidir. Taksim’den vazgeçmek demek, ülkemizden vazgeçmek demektir. Ne Taksim’den vazgeçeriz ne de ülkemizden vazgeçeriz” açıklamasını yaptı. Öte yandan, CHP Genel Merkezi de il başkanlıklarına yazı göndererek 1 Mayıs kutlamalarına katılım sağlanması konusunda gereken tüm çalışmaların yapılmasını istedi. l ANKARA AKP kamuda kadroyu bitirdi Sözleşmeli personel alımı için ilana çıkıldı. Diyanet 550 sözleşmeli imam hatip mezunu alacak. Kamu personel “reformuyla” kamu çalışanlarının iş güvencelerini kaldır mak isteyen hükümet, “kadrolu” çalışma ya da sürekli “sözleşmeli” personel alımı ile aşama aşama son veriyor. Yıl başından bu yana Adalet, Sağlık, Tarım bakanlıkla rına kadrolu değil sözleşme li personel alımı için ilana çı kılırken, Diyanet 550 sözleş meli imam hatipli alacak. Hükümet, kamudaki 720 bin taşeron işçiyi de “özel sözleş MUSTAFA ÇAKIR meli personel” statüsüne geçirecek. Hükümet program ve eylem planlarında bu yıl içerisinde kamu personel “reformunun” yaşama geçirileceği ifade edildi. İş güvencesi yok Bu çalışma sonucunda memurların iş güvencelerine son verilecek. Memurlar da işçiler gibi işten atılabilecek. Yıl başından beri KPSS ve sözlü sınavlarla, sözleşmeli personel alınıyor. Sağlık Bakanlığı’na, biyolog, çocuk gelişimcisi, ebe, tıbbi sekreterlerin de aralarında olduğu 3 bin 103 sözleşmeli personel alınacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı veteriner hekim, ziraat mühendisi, gıda mühendisi, su ürünleri mühendisi, harita mühendisi olmak üzere toplam 1677 sözleşmeli personel aldı. Adalet Bakanlığı ceza infaz kurumları için sözleşmeli 2 bin 454 infaz ve koruma memuru, 144 büro personeli, 95 diğer sağlık personeli, 56 teknisyen, 155 şoför, 26 aşçı, 24 kaloriferci olmak üzere toplam 2 bin 954 sözleşmeli personel aldı. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı da taşra teşkilatındaki sözleşmeli imam hatip pozisyonlarına 2014 KPSS puan sırası esas alınarak 4B’li sözleşmeli imamhatip almak için ilana çıktı. İlana göre, PTT 35 mühendis, 5 mimar, 5 avukat, 711 gişe ve büro görevlisi, 25 tekniker, 257 dağıtıcı olmak üzere toplam 1038 sözleşmeli personel alacak. l ANKARA Her iki iş kazasından biri 19 kişi çalıştıran işyerlerinde gerçekleşiyor. Buna karşın SGK 2013 verilerine göre kayıtlı iş kazalarının sadece yüzde 8.8’i, SGK 2014 verilerine göre yüzde 8’i 19 kişi çalıştıran işyerlerinde gerçekleşiyor. İş cinayetleri de kayıtdışı Birleşik Metal İş tarafından hazırlanan rapora göre, dört iş cinayetinden yalnız biri kayıt altına alınıyor, meslek hastalıkları yok sayılıyor DİSK Birleşik Metal İş Sendikası Araştırma Merkezi tarafından TÜİK, SGK ve Eurostat verileri üzerinden hazırlanan İş Cinayetleri ve Kayıt Dışılık Raporu, Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında yaşanan sorunun görünmeyen boyutlarını ortaya koydu. Rapora göre her dört iş kazasından yalnızca “bir tanesi” kayıt altına alınırken, meslek hastalıkları neredeyse yok sayılıyor. Raporda, “TÜİK tarafından 2013 yılı İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Prob lemleri Araştırma Sonuçları ile SGK Yıllık İstatistikleri karşılaştırıldığında iş kazalarının büyük bir kısmının kayıt dışı olduğu görülüyor” denildi ve 2012’de SGK kayıtlarına yansıyan iş kazası sayısının 74 bin 871 düzeyinde bulunduğu belirtilerek, “Buna karşın TÜİK verilerine göre 2013 yılında iş kazası geçirdiğini söyleyenlerin sayısı 706 bin kişi. Buna göre iş kazalarının yüzde 89.4’ü kayıtdışı olarak görülüyor. 2013 yılında ise SGK istatistiklerinde iş kazası sayısı 191 bin 389 olarak kayıtlara geçiyor. Bu veriye göre ise iş kazasına uğrayanların yüzde 72.9’u geçirdikleri kazanın kayıtdışı olduğu görülüyor” denildi. Araştırma Sonuçları’na göre 895 kişi iken bu sayı SGK 2012 istatistiklerinde 395, SGK 2013 istatistiklerinde 351, SGK 2014 yılı istatistiklerinde ise 494 düzeyinde hesaplandı. TÜİK verisini sabit kabul edersek meslek hastalıklarında 3 yılın ortalamasına göre kayıtdışı oranı yüzde 99.9 olarak belirlendi. l Ekonomi Servisi Enerji faturası azaldı dış ticaret açığı daraldı Dış ticaret açığı azalan enerji ithalatının etkisiyle martta yüzde 20 düşerek 4.95 milyar dolara geriledi. OcakMart döneminde ise dış ticaret açığı 12 milyar dolar oldu. İhracat martta yüzde 2.3 artarak 12.8 milyar dolar, ithalat ise yüzde 5.2 azala rak 17.7 milyar dolar oldu. Bu rakamlar ile ihracatın ithalatı karşılama oranı 2015 Mart ayında yüzde 66.9 iken, 2016 Mart ayında yüzde 72.1’e yükseldi. En fazla ihracat yapılan ülke 1.3 milyar dolar ile İngiltere olurken, ithalatta ise Çin ilk sırada yer aldı. Ya ‘laik’, ya ‘şeriat’ düzeni, arası yok... Çocukları kandırma boyutunda birbirinden küçük, bir dizi yalan, oyun kirli siyasetle... Bu ülkenin insanlarının, çocuklarının geleceğini karartan, rotası şeriat düzenine çevrili, ancak insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, laiklikten hangi dozlarda koparılabileceğinin çerçeveleri çizilememiş bir yolda bazen küçük küçük, bazen çok büyük atılabilen adımlarla yol alınıyor... Laiklik tartışması bir kez daha, sözde tarafsız, var olan anayasal düzenin sınırları içinde seçilmiş, görev başına gelmiş, laik Cumhuriyetin tarafsız Meclis Başkanı’nın “kişisel özgür düşüncelerini” açıklaması çerçevesinde, kamuoyunun güdülenmesi, alıştırılması, algı yönetimi yaratmada, oltaya takılan yem işlevi de dayatılıyor... Dört koldan birden kuşatılmış... Sıcak terörün dünya örneklerinin her boyutunun ülkemize dönük örgütlerinin saldırıları, ağır çatışmaların, şehit, çok sayıda yaralı, içeriden dışarıdan saldırıların bunalımı yeterince travmatik değilmiş gibi, rejimi demokrasi olan ülkelerde örnekleri söz konusu olamayacak ağır hukuk devleti, insan hakları ihlalleri, hukuk katliamlarının pençesinde kıvranmak bir yanda, insani gelişmişlikte yaşamın her alanında en olumsuz gelişmeleri yaşayan, en ağır bedelleri ödeyen toplumsal yapının bedellerini ödüyoruz... Başımızda bizi güdüleyen, rol model olmanın en iç karartıcı örneklerini veren siyasi liderlikler, barış içinde insanca yaşamanın araçlarını yıkma peşinde ırkçı, dinci, mezhepçi ayrımcılıklara teslim olmuş, biat ettirilmiş çaresiz kitleler olarak, insani değerlerimizi, öfke konrollerimizi tüketmiş, cepheleşmiş, alabildiğine düşmanlaştırılmış... Gözü kara kavgalar ediyoruz... Töre, kadın cinayetlerinde patlamalar, sokaklarda en küçük bir nedenle sonu kanlı biten kavgalar, en demokratik hak arama eylemlerinde polisin acımasız orantısız şiddet uygulamaları yetmezmiş gibi, spor sahalarından, Meclis’ten dünyaya trajikomik çatışma, şiddet sahneleri saçıyoruz... Umutsuz, çaresiz, paramparça... HHH “Meclis Başkanı da aradan çıkıp yeni anayasada, laiklik ilkesinin olmamasını istemiş ne çıkar” diyebilir miyiz? Nasılsa ilk tepkiler içinde AKP sözcüleri yeni anayasa metni içinde de “laiklik” sözcüğünün olacağı güvencesini verdiler. Cumhurbaşkanı daha ileri bir adımla, şeriat düzeninin geçerli olduğu Mısır için bile “laik” düzen istediğini anımsatarak, devletin tüm inançlara karşı aynı mesafede olacağı bir laiklik modelini savunduğu güvencesini verdi... Çok istedikleri, getirilmesini dayattıkları başkanlık düzeni içindeki anayasa ilkelerinin laiklik tanımında gereken bazı değişimler olacakmış sadece. Tabii ki bu ülkenin nüfusunun çoğunluğunun inanç değerlerini içine alan, Müslüman devlet tanımının altı kalın çizgilerle çizilecekmiş... Algı yönetimi, yalanlarla, siyasal İslamcı rotada yürüyüşte güdülene güdülene, alıştırıla alıştırıla aptallaştık ya... Çoğunluk Müslümanlara tek tip İslamcı değerlerle dayatılan yaşam biçimleri, hukuk sistemi, laikliğin olmazsa olmaz ilkelerinin ayaklar altına alındığı, iktidar, inanç örgütlenmelerinin dayatmalarında, hangi şeriat kalıplarında bir düzene savrulacağımız yolunda bir sınır çizilebilir mi? Laiklik ilkesinin anayasal güvenceye alınmadığı tüm İslam ülkelerinde, birbirinden çok farklı ağır insan hakları ihlallerinin, demokrasiye, hukuk devleti düzenlerine aykırı çok farklı şeriat hukuk düzenlemelerinin geçerli olması boşuna mı? Laikliğin anayasal metinde soyut kalması, çoğunluk Müslüman için, şeriata dayalı düzenlemelerin kapısının açılması, olsa olsa eski özlemi çekilen Osmanlı’da olduğu üzere, “Müslümanlar için ayrı bir şeriat hukuku, yaşam biçimleri dayatmaları, başka dinlerden, inanç sahiplerine ayrı hukuk terazisi, yaşam biçimi hakkı...” sonuçlarını üretip çoğaltacaktır... Laik Cumhuriyetin, devletin inançlara karışmasını, şeriat hukuku düzenine göre yasalar düzenlenmesini yasaklayan, dini kimlik taşımasına izin verilmeyen anayasal düzenleri içinde bile, radikal siyasal İslamdan gelen dayatmalar, baskılarla sözde Müslüman çoğunluğun haklarının korunması adına, kamu alanı, hukuk düzenine taşınmış o kadar çok insan hakkı ihlalleri söz konusu ki... Sayması sayfalara sığmaz... Eğitimde, insani gelişmişlikte dibe çekilmemize baksak, yetmez mi? SPK’den 17 kişiye suç duyurusu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) 17 yatırımcı hakkında suç duyurusunda bulundu. Kurul, 1 kişiye 617 bin 388 TL’lik idari para cezası uyguladı. Bu kişilere 2 yıl geçici işlem yapma yasağı uygulanmasını kararlaştıran kurul, 17 kişi arasındaki 2 kişinin sahip oldukları tüm lisansların 6 ay süreli olmak üzere iptal edilmesine karar verdi. Kurulun suç duyurusu yaptığı 17 kişi şöyle: “Ali Kil, Doğan Kayar, Esat Murat Silsüpür, Fikri Karakuş, Şükrü Karakuş, Füsun Ermiş, Mehmet Ali Aslaner, Hasan Meşe, Muhammed Meşe, Şeyda Emine Meşe, Musa Meşe, Nedim Öztürk, Özlem Çetinkaya, Öznur Mallı, Suat Olgun, Taner Demirer, Yusuf Keskin.” l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle