22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 30 Nisan 2016 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli İstanbul 19/12 Ankara 22/9 Trabzon 16/10 İzmir 29/16 Antalya 25/17 Mersin 26/17 Kars 16/1 Diyarbakır 25/7 Bursa 230/7 0 Adana 280/1 4 0 Artvin 180/9 0 Çanakkale 200/1 0 0 Balıkesir 230/8 0 Sivas 180/3 0 Erzurum 130/3 0 Eskişehir 220/6 0 Aydın 270/1 3 0 Gaziantep 250/1 1 0 Konya 240/9 0 Atina 250/1 5 0 Berlin 180/6 0 Girne 280/1 7 0 Londra 140/3 0 Moskova 120/8 0 Paris 110/5 0 Madrid 190/7 0 Amsterdam 120/6 0 Roma 200/1 0 0 New York 180/9 0 Tokyo 190/1 1 0 TARİHTE BUGÜN 1789 George Washington, ABD’nin ilk cumhurbaşkanı oldu. 1954 Oscar ödüllü, Yeni Zelandalı yönetmen ve senarist Jane Campion doğdu. 1945 Nazi Almanyası’nın diktatörü Adolf Hitler öldü. ‘Çocuk gelin’ yasasının iptali AYM’ye taşındı Kadın yargıç 17 yaşından küçüklerin hâkim kararıyla evlenmesine izin veren yasa maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu DEVLET KURUMUNDA ÇOCUĞA TACİZ Trabzon’da Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevli 35 yaşındaki S.H., küçük yaşta 6 kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla dün gözaltına alındı. Trabzon Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde görevli S.H., iddiaya göre, yaşları 10 ile 15 arasında değişen 6 kız çocuğuna farklı gün ve yerlerde elle ve sözlü cinsel tacizde bulundu. Çocuklardan bazıları, taciz olayını ailelerine anlattı. Ailelerin ihbarı üzerine harekete geçen polis ekipleri, S.H.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Aileler S.H.’den şikâyetçi olurken polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Ankara 10. Aile Mahkemesi, 17 yaşından küçük “ço vurarak H.G’nin, istismarcısı ile evlenmesine izin verilmesini istedi. Bu sırada Gün cuk gelinlerin” hâkim kara dem Çocuk Derneği, Ankara 6. rıyla evlenmesine izin ve Aile Mahkemesi’ne dava aça rilmesini öngören Medeni Yasa’nın 124. maddesi ALİCAN ULUDAĞ rak, “Çocuk evliliklerin hak ihlali olduğunun tespiti ve ön nin iptali istemiyle Anayasa lenmesine” karar verilmesi Mahkemesi’ne başvurdu. ni istedi. Bu dava, Ankara 10. Aile Dava konusu olay, Ankara’da mey Mahkemesi’nde görülen dava ile bir dana geldi. 13 yaşındaki H.G. isim leştirildi. li kız çocuğu, 18 yaşından büyük akrabası A.Ç. tarafından cinsel istisma Hâkimden tarihi karar ra maruz kaldı. Ankara 12. Ağır Ce Davanın dünkü karar duruşmasın za Mahkemesi’nde A.Ç. hakkında da Gündem Çocuk Derneği’nin Avu “cinsel istismar” suçundan dava açıl katı Şahin Antakyalıoğlu, erken ev dı. Dava sürürken, “aile büyükleri” liliklerin anayasaya aykırı olduğunu mağdurenin ailesinin şikâyetlerini belirterek, “Maddenin iptali yönün geri çekmesi ve H.G. ile A.Ç’nin ev de Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi lenmesi konusunda anlaştı. ni talep ediyoruz” dedi. Yargıç Nevin Aile: Evlensinler Birinci, Türk Medeni Yasası’nın 124. maddesinde düzenlenen “Erkek veya Bunun üzerine A.Ç. hakkında açı kadın on yedi yaşını doldurmadıkça lan kamu davası düştü. H.G. ile evlenemez. Ancak, hâkim olağanüs A.Ç’ye aileleri tarafından imam tü durumlarda ve pek önemli bir se nikâhı kıyıldı ve çift birlikte ya beple on altı yaşını doldurmuş olan şamaya başladı. Bu süreç erkek veya kadının evlenmesine izin te bir çocuğu olan H.G., verebilir” hükmünün iptali için Ana okulu da bıraktı. Kü yasa Mahkemesi’ne başvurma kara çük kızın anne ve ba rı verdi. Yargıç Nevin Birinci, bu ne bası, Ankara 10. Ai denle davanın durdurulmasına da le Mahkemesi’ne baş hükmetti. l ANKARA haber 3 Git gide muhalefe tin boşa olduğu fikri yayılmakta. İfade ve dolayı sıyla basın özgür lüğü yerlerde sü rünmekte. İktida ra yanaşmayan ser maye cezalandırıl Yeni bir hikâye makta. Sendikalar da ancak biat ettikçe yaşam alanı bu Türkiye uzunca bir süredir “özgürlükçü olmayan demokrasi” ya da “yeni otoriter rejim” denen kategoride yer alıyor. Görüntüde demokratik kurumların bulunduğu ancak işlev görmediği, iktidarın bir elde yoğunlaştığı bir rejim. Türünün en gelişmiş ve bilinen örneği Rusya. Orta ve Doğu Avrupa’da sırayla iktidara gelmeye başlayan aşırı sağcı iktidarlar ise yeni otoriter rejimlerin yaygınlaştığını gösteriyor. Soğuk Savaş sonrası otoriter rejimlerin etkileşime geçtikleri demokrasiler sayesinde zamanla demokratikleşeceği öngörülmüştü. Soğuk Savaş’ın ertesindeki birçok öngörü gibi bu da tutmadı. Dışarıdan bakıldığında demokrasi. Meclisi, bağımsız olduğu iddiasında bir yargı, canlı ve hareketli bir medya. Hepsi var. Hatta demokrasilere öz labiliyor. Bütün bunlar bir “büyüklük” sanrısıyla taçlanıyor. Çaresiz, örgütsüz ve her an medyanın bombardımanı altında kalan halk, iktidarın sunduğu hayalden memnun. Hele bir de mesela Rusya’nın Kırım ve Suriye’de yaptığı gibi güç gösterisi de buna eklendi mi, hayal neredeyse elle tutulacak kadar somutlaşıyor. Rusya gibi enerji kaynaklarınız ya da Türkiye gibi mesela mülteci kartınız varsa, Batı’dan gelen demokrasi telkinleri ise anlamsız ve etkisiz. “Yeni otoriter rejimler”in önlerinde parlak bir gelecek var. Kısa zamanda bu rejimlerin niteliklerini değiştirecek bir dinamik görünmüyor. Aksine, özgürlükler giderek azalacak, içeride bir güvenlik devletine dönüşülecek, dışarıda ise askeri maceralara yatkınlık artacak. Bir sonraki aşama ise, hâkim gü sivil toplum örgütleri, ana partinin yakınındaki diğer par prensibi demokrasi olan ulus tileri yutarak pratikte bir par lararası örgütlere üyelik vs. de ti devletine dönüşmesi var. El tastamam. Seçim deseniz en bette o partidevleti de tek li âlâsından, sık sık yapılıyor. derine sıkı sıkıya bağlı olacak. Şekil şemal tamam fakat içe Bütün bunlar sadece rik bununla uyumlu değil. Türkiye’nin başına gelmiyor. Türkiye’nin de dahil olduğu Gayet yaygın uluslararası bir ve literatürde “yeni otoriter re dalgayla karşı karşıyayız. Bun jim” adı verilen şekilde yöneti dan çıkmanın yolu ise tek. Çar len ülkelerin bazı ortak nokta pık demokrasi ve propaganda ları var. medyasıyla ham bir hayal orta Meclis var ancak sadece bir ya konuyor ve rıza üretiliyorsa, onay mevkii. Yargı var fakat ik ham olmayan ve hakiki bir ha tidar ya da iktidarın kolladıkları yali, hikâyeyi oluşturmak gerek. na dokunması söz konusu de Emin olalım, siyasette inan ğil. Belki olması gerektiğinden dırıcı bir hikâyeden, gerçek bir bile çok gazete ve televizyon gelecek projesinden daha etki bulunmakta. Gel gelelim ezici leyici az şey vardır. çoğunluğu iktidarın denetimin Bu, baştan aşağı yenilen de ve rejimin birer propaganda miş ve geniş tabanlı bir ha aleti gibi çalışmakta. Sivil top reketle olur. Muhalefeti değil lum örgütleri doğrudan iktida hikâyesini gerçekleştirecek ik ra bağlı. tidarı arzulayan bir siyasi hare Sokaklar göstericilere yasak ketle. Tutulan yol değiştirilmez gibi. Ciddiye alınan her eylem se, yeni otoriter rejimin her şe hızla ve şiddetle püskürtülüyor. yi gibi muhalefeti de gösterme Muhalefet yamalı bohça gibi. lik kalır. yıkılan bu binanın yerine yapılacak Zorlu Holding, eski karayolları binasının arazisine New York’ta 11 Eylül’de yıkılan ikiz kulelerin yerine yapılan gökdeleni dikmeyi önerdi. Zorlu’dan yeni proje Zorlu Holding, döne varlığı olarak tescilli, Türkiye’nin min Çevre ve Şe ilk asma cepheli bi hircilik Bakanı Er nasının koruna doğan Bayraktar’ın cağını duyurmuş ‘hançer’ olarak ni tu. Zorlu Holding telendirdiği Zorlu karayolları bina Centır’in önündeki eski karayolları binasının yerine AKüyçküuktkaya sı yıkıldıktan sonra farklı bir süreç izledi. Bina üzerin ‘yeni bir gökdelen’ deki kültür varlığı dikmek istiyor. tescilinin iptali için Kültür ‘Dikkate almayın’ ve Turizm Bakanlığı’na dava açtı. Ve bu davayla ilgili Zincirlikuyu’daki eski ka 2016’da önemli gelişmeler rayolları arazisine ‘silu yaşandı. İstanbul 10. İdare et tartışmaları’ odağında Mahkemesi’ne sunulan bi kentin en tartışmalı proje lirkişi raporu binayı bir kez lerinden Zorlu Center’ı in daha kültür varlığı olarak şa eden Zorlu Holding, bi tescilliyordu. tişiğindeki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü’nü de Davada sundu 2009’da ihale karşılığında Zorlu Holding mahkeme satın almıtı. Şirket kültür ye başvurarak ‘bilirkişi ra porunun’ dikkate alınmamasını talep etti. Bu talep sırasında Zorlu Holding mahkemeye kamuoyunda tartışma yaratacak projeyi şu ifadeyle önerdi: “Bu yapının eskiden bulunduğu alanda mutlaka yeni bir yapı inşa edilmesi gerekli ise, New York’ta 11 Eylül saldırısında yıkılan ikiz kuleler örneğinde görüldüğü üzere, aynı konumda onların kopyalarının yeniden inşası yerine, saygıdeğer bir anafikir ile tamamen yeni One World Trade Center Building projesini geliştirme yaklaşımını tercih etmek ve böylece gerçek anlamda mimari/kentsel simge yaratmanın çok daha doğru ve benimsenebilir...” İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nden iki önemli karar 1 YENİ BİLİRKİŞİ ATANDI: Zorlu’nun ‘bilirkişi raporunu dikkate almayın’ talebini kabul eden mahkeme heyeti, karayolları binasını kültür varlığı olarak gören bilirkişi raporunu çelişkili ve soyut buldu ve yeni bir bilirkişi heyeti oluştu rulmasına karar verdi. 2 THE MARMARA KÜLTÜR VARLIĞI MI?: İstanbul 10. İdare Mahkemesi Zorlu’nun dava açtığı Kültür Bakanlığı’na Türkiye’de yüksek yapıların ilk örneklerinden olan Ankara’daki Emek İşhanı ve İş Ban kası Genel Müdürlük binası ile İstanbul’daki Ceylan Otel (eski ismi Sheraton), Odakule İş Merkezi, The Marmara’nın (eski ismi Etap Marmara) kültür varlığı olarak tescil edilip edilmediğini sorulmasını kararlaştırıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle