19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 4 Mart 2016 4 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bilal Erdoğan’dan SMS: PYD’nin durumu DÖNÜYORUMsanıldığı kadar sağlam görünmüyor Batılı diplomatik çevrelerde PYD ve YPG konusunda son günlerde ilginç ve bazı ezberleri bozan görüşlerle karşılaşıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki, İngiltere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu, eğitim için bulunduğu İtalya’dan güvenlik endişesi nedeniyle ayrılmaya karar verdi Dışişleri Bakanı Philip Hammond’un 23 Şu bat tarihinde İngiliz Parlamentosu’nda dile getirdikleri boşa söylenmiş laflar değil. Hammond şunu söylemişti: “Son haftalarda Suriyeli Kürt güçler, Suriye rejimi ve Rus hava kuvvetleri arasında çok rahatsız edici bir eşgüdüm görüyoruz ve bu da Kürtlerin bu hadiselerde oynadıkları rol konusunda bizi açıkça huzursuz ediyor.” ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken da Cenevre’de önceki gün yaptığı basın toplantısında, PYD konusunda Washington’da duyulan rahatsızlığı, Türk basınından gelen soru üzerine, şöyle yanıtlamış: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın eğitim için bulunduğu İtalya’nın Bologna kentinden ayrılma kararı aldığı ortaya çıktı. Ulusal ya yın yapan il Resto Del Carlino gazetesi günlük Bologna baskısı, ha ‘Koruma ordusu ile yaşıyordu’ Haberde, Bilal Erdoğan’ın korumalarının kentte endişe yarat “PYD’ye, PKK’ye verecekleri herhangi bir desteğin veya (Suriye’deki) diğer muhalif gruplara karşı atacakları adımların son derece sorunlu olduğunu söyledik ve sorumlu davranarak DAEŞ’e karşı mücadeleye odaklanmalarını açıkça belirttik.” Diplomatların söylediklerine bakılırsa bunlar sadece Türkiye’nin gönlünü almaya dönük sözler değil. ABD, PYD’ye verdiği destekten henüz vazgeçmeye hazır değil elbette. Ancak PYD’nin Batı nezdindeki konumu da sanıldığı kadar sağlam görünmüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye dönük, “Ya bizi ya PYD’yi seçin” şeklindeki meydan okumasına Washington’dan yanıt gelmedi. Fakat perde arkasında söylenenlerden bunun yanıtı ortaya çıkıyor. PYD’ye “konjonktür gereği müttefik” Türkiye’ye ise “uzun vadeli müttefik” olarak bakılıyor. beri manşetten SİNAN verdi. Habere TARTANOĞLU göre, Bilal Erdoğan, dostları İl Resto Del Carlino gazetesi Bilal Erdoğan haberini sürmanşetten verdi (üstte solda). na, İngilizce SMS attı ve “Bizim güvenliğimiz, gerek İtalyan gerekse Türk hükümeti için hassas bir sorun olmaya başladı. Karım ve çocuklarımla birlikte ülkeme dönmeye karar verdik” dedi. Haberde, Erdoğan’ın silahlı korumaları ile birlikte yaşamasının sorun olduğu ifade edildi. Haberde, Erdoğan’ın mesajında, vedalaşmak için döneceğini yazdığı ifade edildi. Haberdeki bu bilgi, Erdoğan’ın Bologna’dan dönüş kararını acele al Ulusal yayın yapan gazetenin Bologna ekinde manşetten verilen haberde “Erdoğan gidiyor: Güvenlik için” başlığı kullanıldı. İç sayfanın başlığı için ise “Erdoğan’ın oğlundan SMS: Sevgili arkadaşlarım, eve dönüyorum” ifadeleri kullanıldı. İngilizce mesaj Daha önce Bilal Erdoğan’ın Türkiye’den “kaçarak” Bologna’ya yerleştiği iddia edilmişti. Da Üniversitesi’nin Bologna yerleşkesinde Avrupa ve Avrasya Çalışmaları bölümünde doktora çalışmaları yaptığı öğrenildi. İtalyan gazetesinin haberine göre Bilal Erdoğan İstanbul’a dönmeye karar verdi. Habere göre Erdoğan’ın dönüş öyküsü şöyle: Bilal Erdoğan, kısa bir süre önce, çocuklarının okul arkadaşlarının anne babalarına İngilizce bir kısa mesaj attı. Bologna’ya yerleşmesinden 6 ay sonra valizlerini toplayıp ülkesine dönmeye dığı yorumlarına yol açtı. ha sonra Erdoğan’ın John Hopkins karar verdiklerini bildirdi. tığı bilgisine de yer verildi. Haberde, “Zırhlı bir koruma ordusu ile yaşıyordu. Erdoğan, silahlı Türk korumalarına ek olarak, yerel kuvvetlerimizden de koruma talebinde bulunmuş ve buna hak kazanmıştı. Bu durum kısa süre içinde şehirde endişe yaratmıştı” değerlendirmesi yapıldı. Cumhuriyet’e atıf İtalyan gazetesinde Bilal Erdoğan’ın Bologna’ya gelişine ilişkin Cumhuriyet gazetesinin haberlerine de yer verildi. Haberde, “Ekim ortasında Bilal Erdoğan’ın Bologna’ya gelişi Cumhuriyet gazetesinin haberi ile ortaya çıkmıştı” ifadeleri kullanıldı. ABD’nin şu andaki hayati önceliği IŞİD, Türkiye’nin ki ise PKK. Esas sorun buradan kaynaklanıyor. Yoksa Washington’un Suriyeli Kürtleri, Türkiye’ye tercih etmesinin “söz konusu olmadığı” bunun “mantıksız olacağı” belirtiliyor. Siyasette ‘barış Bu arada, “hem Türkiye’yi, hem de ABD’yi zor durumda bıraktığı” söylenen Erdoğan’ın bu çıkışının mevcut ortamda “çok faydalı olmadığı” da kaydediliyor. Aynı şey Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu için söyleniyor. duası’ polemiği Hatırlanacaktır Çavuşoğlu, “Kerry ba na PYD’ye güvenmediklerini söyledi” şeklinde bir çıkışta bulunmuştu. Diplomatlar, sorumlu bir Dışişleri Bakanı’nın böyle bir kişisel açıklama yapmasının hatalı olduğunu Davutoğlu, Demirtaş’ın çağrısına ‘Bir anda cuma namazını hatırladılar’ sözleriyle tepki gösterdi belirtiyorlar. Daha diplomatik davranan Kerry, bu konuda bir şey söylememeyi tercih ederken ABD yönetimi sözcülerinin, Çavuşoğlu’nun sözleri üzerine, “PYD’ye güvendiklerini açıklamak durumunda bırakıldıklarını” söylüyorlar. Bunun da “Türkiye’yi mahcup ettiğini, ABD’yi ise yine zor durumda bıraktığını” belirtiyorlar. Ancak Çavuşoğlu’nun söylediklerinde bir gerçek payı olduğu anlaşılıyor. PYD’nin sadece Rusya ile bu kadar çabuk işbirliğine yönelmesi değil, Esad rejimi ile bu kadar kolay ve rahat bir şekilde dirsek temasına girmesi de Batı’yı rahatsız etmişe benziyor. Bu da, “muhalif iki süper gücü aynı anda kullanmaya çalışan” PYD’ye duyulan güveni gerçekten sarsmış. Diplomatlar, IŞİD nedeniyle şu anda ikinci plana düşmüş görünen Esad rejimine karşı mücadeleden vazgeçilmesinin de söz konusu olmadığını vurguluyorlar. Özetle, buradaki sorun da “öncelikler” meselesinden kaynaklanıyor. Bu arada, PYD’nin Rusya için de aslında “konjonktür gereği müttefik” olduğunu kaydediyorlar. Suriyeli Kürtlere “doğası gereği fazla sevgi beslemeyen” Esad rejiminin, Rus yardımı ile Kuzey Suriye’de hâkimiyetini sağlaması halinde, PYD’nin Moskova için öneminin de azalacağına inanıyorlar. Moskova’nın, Kürtleri Suriye rejimine tercih etmeyeceğini vurguluyorlar. Batılı diplomatların söylediklerine bakılırsa, Suriye’deki karmaşa sayesinde, sahnenin ortasında kendilerine bir yer kapmış gibi görünen Suriyeli Kürtler için gelecek pek de hesapladıkları gibi çıkmayabilir. PKK ile ilişkileri ise hayallerinin çökmesini hızlandırabilir. Öte yandan, neredeyse tüm diplomatların birleştikleri bir husus var. “Türkiye kendi Kürt sorununu barışçıl ve demokratik bir şekilde makul bir çözüme kavuşturabilse, sadece Batı’ya ve bölgeye değil, en başta kendisine iyilik etmiş olacak” diyorlar. DeliMİberachlisim’i bguekredziTKBAMVGMGYÜOA’DNSKEIZ Meclis’te tartışma CHP ve AKP’li vekiller arasında itiş kakışa dönüştü. TBMM’de devam eden bütçe görüşmelerinde AKP’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkındaki muhalefetin yaptığı eleştirilere tahammül edememesi tartışma çıkarttı. HDP’li Ayhan Bilgen’in tarihten örnekler verdiği konuşmada “Bu ülkede, Deli İbrahim diye bir padişah vardı” demesi üzerine gerilim yaşandı. Bilgen, CHP’li Akif Ekici’nin Erdoğan hakkındaki sözleri dolayısıyla önceki gün yaşanan tartışmaya atıf yaptı. Daha önce kurulan devletlerin bazen yöneticilerinin ruh sağlıklarıyla ilgili sıkıntılar yaşandığını kaydeden Bilgen, bir ülkenin kaderinin bir şahsın pozisyonuna terk edilemeyeceğini kaydetti. Bilgen’in konuşması sürerken AKP sıralarından tepkiler yükselmeye başladı. Deli İbrahim örneği üzerine çok sinirlenen ve kürsüye doğru hamle yapan AKP’li vekillere Bil gen, “Sakin olun. Deli İbrahim’e sataştığım için savunma mı yapacaksınız, ne diyeceksiniz” diye karşılık verdi. Ala’dan Dolmabahçe itirafı İçişleri Bakanı Efkan Ala, açıklamaları sırasında, önce CHP’lilerle sonra MHP’li Vural ile daha sonra yine CHP’li vekillerle tartıştı. Kürsüden, CHP’li Musa Çam’a “el hareketi” yaptığı ifade edilen Ala kendisini “Sana yapmıyorum kardeşim! Benim hareketlerimi siz tayin edemezsiniz” sözleriyle savundu. Erdoğan’ın AKPHDP arasında yapılan Dolmabahçe mutabakatı için söylediği “Doğru bulmuyorum’ sözünden aylar sonra İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan itiraf geldi. Meclis’te MHP’li Oktay Vural, “Seni gidi Dolmabahçeci” diye sataşınca Ala, “Dolmabahçe doğruydu” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın barış için cuma namazında dua çağrısına “Bir anda cuma namazını hatırlarlar. Marksist, Leninist bir örgüt. Diyarbakır’da Fatih Paşa Camisi’ni yakanlar bunlar. Ezanlar susturup, minarelerden marşlar söyletenler bunlar. Baktılar ki etnik milliyetçilik, etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar, cuma namazı gibi kutsal bir ibadeti kullanarak güya kendilerince halka yakın görünmek isterler” karşılığını verdi. Diyarbakır yüz vermedi Davutoğlu, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ile Çankaya Köşkü’ndeki görüşmesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Demirtaş’ın Barış için dua çağrısı ile ilgili soru üzerine Davutoğlu, önceki gün Sur’da yapılan yürüyüş ile ilgili olarak “Dün, isyan, silahlanma çağrıları yapıldı. Diyarbakır halkı bunlara yüz vermedi. Bölge NECATİ SAVAŞ CUMA ÇAĞRISI HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Diyarbakır halkını, beraber Cuma namazı kılmaya davet ederek, “ cuma namazını halkımız ile birlikte Sümer Park’ta kılacağız. Eski müftü olan milletvekilimiz Nimetullah Erdoğmuş’un kıldıracağı namaz sonrası barış ve çözüm için dua edeceğiz” dedi. halkı bölücü terör örgütüne karşı çok basiretli bir tavır sergiliyor” dedi. Demirtaş’ın tutumuna dikkat çeken Davutoğlu, “Barikatların arkasında çocukları düşünmezler, isterler ki daha çok genç ölsün. Ne zamanki onları ölüme sürükleyen çetenin ele başlarına geldiği zaman sıra, birden hep beraber bunları nasıl kurtarırız çabasına giriyorlar. Cizre’de haftalarca yapmadıkları çağrıyı son birkaç günde yaptılar” diye konuştu. Demirtaş’ın meselesinin halkı sokağa dökmek olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Sur’u Demirtaş’tan çok daha iyi bilirim. Ona aşkla bağlıyım. Yapmak istediği şey şu; bir psikolojik ortam oluşturup gerginlikleri kışkırtarak çatışma ortamını teşvik etmek” dedi. Yüksek yargı Köşk’te Davutoğlu, Tusk ile görüşmesinden önce Çankaya Köşkü’nde, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ü ağırladı. Görüşmede bölge adliye ve idare mahkemeleriyle ilgili konuların ele alındığı öğrenildi. l ANKARA/Cumhuriyet Davutoğlu, Tusk ile Çankaya’da görüştü. AKP tüzüğüyle savunma ‘Gine’ye de Külliye yapalım’ MHP, sadece Anayasa Mahkemesi’nin ihtar çekebileceğine işaret etti SELDA GÜNEYSU MHP, muhaliflerin “olağanüstü kurultayı toplamadığı” gerekçesiyle Ankara 12. Sulh Mahkemesi’ne açılan davada, beklenen savunmayı yaptı. MHP’nin savunmada “AKP’nin tüzüğünü” göstermesi dikkat çekerken, savunmada Anayasa Mahkemesi’nin, AKP Tüzüğü’nün 70. maddesinin Siyasi Partiler Yasası’na aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruyu reddettiğine dikkat çekildi. 40 sayfalık savunma dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlık hakkında Siyasi Partiler Yasası’nın 104. maddesinin uygulanması gerektiği ve bu konuda da sadece Anayasa Mahkemesi’nin görevli olabileceği, anayasanın 69. maddesinin Danışma Meclisi gerekçesine dayalı olarak açıklandı. Siyasi Partiler Yasası ve tüzük hükümlerine aykırı hareket eden siyasi partilere ancak Anayasa Mahkemesi aracılığıyla “ihtar” çekilerek bu aykırılığa son verilmesinin sağla nabileceğine işaret edilirken bu düzenlemenin varlığı karşısında, sulh hukuk mahkemelerininin görevli olamayacağı ifade edildi. MHP’nin bütün yetkili kurullarının görev başında olması nedeniyle, ancak Anayasa Mahkemesi tarafından çekilecek bir ihtarın muhatabı olabileceğine işaret edildi. MHP Genel Merkezi’nin kurultayın olağanüstü daveti konusundaki takdir yetkisinin bulunmasının anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’na da aykırı bir yönü olmadığı vurgulandı. Kentsel dönüşüm öneren Erdoğan, mevcut sarayı Gine’ye yakıştıramadı Cumhurbaşkanı Erdoğan Ba bu konutlar yapılabilir, ardından deş olarak gelmek istiyoruz” dedi. tı Afrika ziyaretinin son du yol kenarındaki konutlar yıkıla CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu rağı olan Gine’de Türk firmalarıyla ‘kentsel dönüşüm’ önerisinde bulundu. Gine Devlet Başkanı Alpha Conde ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, Gine altyapısının yenilenmesi gerektiğini belirterek “Gine’de sosyal konutlar yapma noktasında adımlar atmalıyız. Türkiye’de alt ve orta gelir gruplarına yaptığımız uygulamayı burada yapabiliriz. İlk etapta gösterilecek yerlere rak yeni bir yapılanmanın yapılması sağlanabilir” dedi. Mevcut Başkanlık Sarayı’nı da Gine’ye yakıştırmayan Erdoğan, “Buradaki Cumhurbaşkanlığı külliyesini de değiştirmek faydalı olur, çok daha güzel bir hale gelmiş olur. Çünkü balkona çıkıp denize baktığımız zaman dedim ki burası Gine’nin makamına yakışmıyor, bunu da halletmemiz lazım. Biz Gine’ye sömürgecilik mantığı ile gelenler gibi değil kar Gine’de eleştirmeyi sürdüren Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak, “Ana muhalefet partisi ipe un seriyor” dedi. 30 metrobüs hibe Gana’daki İş Forumu’ndaki konuşmasında da Erdoğan İstanbul’daki metrobüs sisteminin Gana’ya örnek teşkil edebileceğini belirterek “İstanbul Büyükşehir Belediyemiz 30 adet otobüs hibe edecek” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle