Katalog

KULTUR ŞAİHRA,AÇYHOAMTKEAYTÖVOENKDLTAÜAEKYTATLİEM Cuma 4 Mart 2016 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] Ne söylesek Tuncel Kurtiz’e saygı: Sürü restore edilecek İstanbul Film Festivali’nin Groupama işbirliğiyle dokuz yıl önce başlattığı “Türk Klasikleri Yeniden” projesi için bu yıl restore edilecek film belli oldu. Yılmaz Güney’in cezaevinde olduğu sırada senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini Zeki Ökten’in üstlendiği Sürü, restore edilerek sinemaya yeniden kazandırılacak. Festivaldeki özel gösterimde bu yıl Zeki Ökten’in yönettiği, başrollerini Tarık Akan, Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz’in paylaştığı, Şenel Gökkaya, Levent Yalman, Yaman Okay, Erol Demiröz, Levent İnanır, Savaş Yurttaş’ın da rol aldığı 1978 yapımı Sürü, yenilenmiş kopyasından gösterilecek. Atlas Post Production tarafından restore edilen Sürü, Tuncel Kurtiz’in 80. doğum yılı olan 2016’da, yapımından 38 yıl sonra yeniden beyazperdede izleyiciyle buluşacak. l Kültür Servisi 70 adet yapıt sergileniyor. Yunan gravürünün 100 yılı sergisi Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu Sismanoglio Megaro binasında, bu akşamdan itibaren 27 Mart’a kadar İris Kritiku küratörlüğünde “Hristos ve Polli Kolliali Koleksiyonu’ndan Yunan Gravür Sanatının 100 Yılı” sergisi düzenlenecek. 70 adet yapıtı buluşturan koleksiyon, realizm ve dışavurumculuktan, sürrealizm, kübizm ve soyut sanat eserlerine kadar, 20. yüzyılın bütün çağdaş akımlarını kapsayan Modern Yunan gravür panoramasını oluşturma vizyonu içerisinde yansıtılıyor. Koleksiyonda dikey ve yatay ahşap üzerine ağaç baskılar, bakır gravürler, taş baskılar ve karışık çağdaş teknikler yer alıyor. (Bilgi: 0 212 244 93 35) Bob Dylan’ın belleği artık emin ellerde Amerikan folk ve rock müziğinin ikonu Bob Dylan, kişisel şiir ve şarkı sözü arşivini Oklahoma eyaletin deki Tulsa Üniversitesi ile George Kai ser Vakfı’na sattı. Yaklaşık altı bin parçalık arşivde sanatçıya ait şar kı sözü taslakları, notlar, şiirler, sa nat eserleri ve fo toğraflar da bulu nuyor. Akademis yenler ve kamusal sergiler için kulla nıma sunulan, sa natçının 55 yıllık birikimini özetle Bob Dylan yen ve daha önce görülmemiş arşivin yeni mekânı Tulsa, aynı zamanda sa natçının erken döneminde ilham aldığı Woody Guthrie’ye ait bir müzeye ev sa hipliği yapması sebebiyle de önem ka zanıyor. Birikimde ayrıca, Dylan’ın al bümlerinin asıl kayıt bantları, tüm mü zik kataloğu ve yüzlerce saatlik video da bulunuyor. l Kültür Servisi bir eksik Oktay, bugün Erenköy Galip Paşa Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından sonsuzluğa uğurlanacak Türk şiirinin öne çıkan imzalarından, yazar, sanatedebiyat eleştirmeni ve gazeteci Ahmet Oktay Börtecene, 83 yaşında dün sabaha karşı hayata gözlerini yumdu. Edebiyat ve basın dünyasında bilinen adıyla Ahmet Oktay’ın cenazesi, bugün Erenköy Galip Paşa Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda defnedilecek. Hakkında metinler yazıp, kitap yayımladığı ressam Tülay Tura Börtecene’nin de hayat arkadaşı olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Üyesi, sürekli basın kartı sahibi Oktay’ın ölümü üzerine, TGC’de bir başsağlığı mesajı yayımladı. 1933’te Ankara’da doğdu. Öğreni mini lisede yarım bırakarak çalışmaya başladı. Ankara’da İstatistik Genel Müdürlüğü’nde (bugünkü DİE) görev yaptı. 1961’de Yeni İstanbul Gazetesi Ankara Bürosu’nda ‘parlamento muhabiri’ olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu’na geçti. Siyasal iktidar değişince, TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya Gazetesi haber müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye dön NELER DEMİŞTİ? dü. 1982’de emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet gazetesine geçti. 1993’te yazıişleri müdürlerin biri olduğu Milliyet’ten ayrıldı. Şiir yazmaya ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri 19491985 arasında ‘Gerçek’ dergisinde yayımlandı. İlk yazısı 1950’de Güney dergisinde çıktı. ‘Dişi Kurt’ adlı oyunu 1974’te Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi. 1950’lerde yazdığı şiirlerde Ahmed Arif’ten etkilendiği gözlenirken 1960’lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni’ye yöneldi. Şiirin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan yalın bir teknikle yazdı. n “Ben, Cumhuriyet Dönemi Edebiya tı adlı kitabım dolayısıyla herhangi bir devlet müdahalesi ile karşılaşmadım ve bağımsızlığımdan fedakârlıkta bulun madım. Umarım, bu tür çalışmalar, bun dan sonraki tüm iktidarlar döneminde de destek görürler. Devlet kuruluşları nın başında olacak kişilerin şunu öğren mesinin vakti çoktan gelip geçmiş bulu nuyor: Bir yazarın belli bir dünya görü şünün sahibi olması, onun yansız ve bi limsel bir yapıt üretmesini engellemez. Yeter ki o yazar nesnel ve bilimsel olma yı bir yazarlık borcu, namusu ve görevi, kısaca kendisinin varlık nedeni saysın.” Hürriyet Gösteri, Mart 1994 n “Okur üretiliyor, dedim. Kitap der gilerini inceleyelim, şunu saptayacaksınız hemen: Daha romanlar, vb. piyasaya Soldan sağa: Ferit Edgü, Orhan Duru, Demir Özlü ve Ahmet Oktay çıkmadan, haklarında önceden yazılmış ‘eleştiriler’ yayımlanıyor. Yani okurlara, ‘alıcılara’ o kitapları nasıl okumaları gerektiği öğretiliyor. Açık söylemek lazım, bu düpedüz ‘ideoloji üretimi’dir.” Mesele dergisi, Şubat 2007 n “Yazar metnine değil de ‘gamzesine’, ‘aşk beyanına’, ‘seks gücüne’ güveniyorsa, edebiyat okuruna düşen, bunlara gülüp geçmektir. Yazar denebilecek insan, her zaman değilse bile, elden geldiğince medyanın uzağında dur figürleriyiz. Görüntülere tutsak olduk ve Guy Debord’un dediği gibi, ‘Gösteri Toplumu’nun doğal müttefikleri haline getirildik. Haydi, hep bir ağızdan: ‘Yaşasın eğlence!’” Dünya Cumartesi/Pazar, 910 Ekim 2004 n “O kadar yalıtılmış durumdayız ki, apartman komşumuzu yangından yangına görüyoruz.” Negatif dergisi, Mayıs 1995 n “Yaşananı duyabilmek, nedenleri ği öngörülebilir. Medya, birçok popüler kültür teorisyeninin kitleleri pasifleştirici gördükleri için kızdıkları ‘kitle kültürü’ anlayışının temsilcisidir. Televizyonlar, gazeteler büyük sermayenin elindedir. Dolayısıyla büyük sermayenin temsil ettiği dünya görüşünü ve ideolojiyi yansıtarak, kitlelerin bağımlı kalmasını isterler. Her şey anlık olaylar haline dönüştürülüyor bu yüzden.” Yeni Gündem, Şubat 2001 malı, medyatik olmaktan kaçınmalı ni kavrayabilmek ve ortadan kaldırılış n “Özgürlük, demokrasi ve eşitlik il dır.” Evrensel, 10 Şubat 2006 biçimleri üzerinde düşünmek belirli bir kelerini savundum ve hem törel hem si n “Benim gençlik dönemimde top şiddeti gerektirir. Benim temsil ettiğim, yasal yozlaşmaya karşı çıktım. Küresel lum böylesine boyun eğmemişti. Umut elbette, yazınsal bir şiddet. Siyasal dü leşmeci ve liberalist söylemin yanıltıcı, ları vardı. Savaşma, karşı koyma diren zeydeki şiddete de muhalif değilim. Sa boyun eğdirici içeriğini açıklamaya ça ci vardı. Yaşadıklarımıza eleştirel ba natın kendisi şiddet zaten, devrimle iliş lıştım. Marksist solun birdenbire buhar kabiliyorduk, biz. Biraz romantik kaçacak ama söyleyeceğim: Bizim dönemimizin son kertede bir ‘kalbi’ vardı. Ar kisi de buradan kaynaklanıyor.” Demokrasi gazetesi, Mayıs 1996 n “Medyanın, bugünkü konjonktür laşmayacağını savundum. Çabamda başarılı ve etkili olup olmadığımı bilemiyorum. Ama başarılı olduğum umudunu tık sahte sözlerle, sahte duygularla yaşıyoruz. Medya dünyasının kartondan de, popüler kültür içerisindeki kendi taşımak istiyorum.” Milliyet gazetesi liğinden muhalif unsurları tasfiye etti Temmuz 1999, veda yazısından. Ama şiirler capcanlı... uğur demir ALDIĞI KİMİ ÖDÜLLER 1965 Yeditepe Şiir Armağanı, ‘Her Yüz Bir Öykü Yazar’ ile 1987 Necatigil Şiir Armağanı, ‘Yol Üstündeki Semender’ ile 1991 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Şairi Ödülü, ‘Ağıtlar ve Övgüler’ ile 2002 Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü, ‘Hayalete Övgü’ ile 2012 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Hizmet Ödülü ŞİİR KİTAPLARI Gölgeleri Kullanmak (1963) Her Yüz Bir Öykü Yazar (1964) Dr. Kaligari’nin Dönüşü (1966) Sürgün (1979), Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi (1981) Kara Bir Zamana Alınlık (1983) Yol Üstündeki Semender (1987) Ağıtlar ve Övgüler (1991) Bir Sanrı İçin Gece Müziği (1993) Toplu Şiirler (1995) Gözüm Seğirdi Vakitten (1996) Söz Acıda Sınandı (1996) Az Kaldı Kışa (1996) Hayalete Övgü (2001) ARAŞTIRMA VE İNCELEME Yazılanla Okunan (1983), Toplumsal De ğişme ve Ba sın (1987), Ka ranfil ve Pran ga (1990), Raffaello’nun Direnişi (1990), Ka bul ve Red (1992), Şa ir ile Kurta rıcı (1992), Oktay, 199495 Türkiye’de yıllarında İstanbul Popüler Kül Radyosu’ndaki hafta tür (1993), lık radyo konuşmala İnsan, Yazar, rını kitaplaştırmıştı. Kitap (1995), İsrafil’in Sur’u (1997), Anlatıların Aynası, Yazınsal Eleştiriler 1/2 (2001), Resim Yazıları (2002), En telektüel Tereddüt (2003), Roma nımıza Ne Oldu? (2004) Ataol Behramoğlu: Ahmet Oktay, şiir, unutulmaz Ankara yıllarımız... Duygular, görüntüler, izlenimler birbirine karışıyor... Şair artık nefes alıp vermiyor, ama şiirler capcanlı... Benim ona “hoşça kal”, “yolun açık olsun”, “görüşmek üzere”; sevgili Tülay’ına ortak bir kederi paylaşma sözlerim, onun “Beş Kuruşa Aşk Şarkıları”ndan dizeler olsun: Hüzünleri bırakmanın günü/ Günü çığlığı olmak dünyanın, /Hüznümü iki kat ediyor ama/ Gecede alnıma dayalı alnın... Enis Batur: Kılavuzumu kaybettim “Bir yandan çok yakın bir dostumu, kılavuzumu kaybettiğim için içim yanıyor; bir yandan da Türkiye için üzülüyorum. Yaşayan en önemli şairlerimizden biriydi, çok yönlü bir kalemdi. Kurcalayıcı, didikleyici bir aydındı. Artık böylesi insanların varolmadığı bir ortamda yaşadığımız için üzülüyorum. Bütün eserlerinin yayınının bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz.” Haydar Ergülen: Şiirimizin kuzeyiydi Oktay, şiirimizin kuzeyini temsil eden şairlerdendi. Bu şairlerin sayısı azdır. Melih Cevdet Anday, Turgut Uyar, Özdemir İnce gibi şairlerden biridir. Kuzey duygusu, Türk şiirinin genel akışının tersine şiire yeni bir yön veren hatta yeni bir gelenek oluşturan şairlerden oluşur. Oktay, yaşamını şiire, düşünceye adamış nadir aydınlardan birisiydi. Her zaman yaptığı işi ciddiye alan ciddi birisiydi. C MY B