19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 29 Mart 2016 6 Onur kırma merkezi haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nde 382 gün tutulan Özbek çiftin başvurusunu değerlendiren AYM, merkezdeki koşulların gayri insani ve onur kırıcı olduğunu söyledi Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Suriyeli mültecilere cuna vardı. F.A ve M.A çifti, AYM’ye bireysel başvu ilişkin Geri Kabul Anlaşma ru dilekçelerinde, merke sı imzalandığı bir dönemde zin dış dünyadan yalıtıl Anayasa Mahkemesi’nden çarpıcı bir sığınmacı kara ALİCAN ULUDAĞ mış, giriş çıkışları sürekli kontrol edilen yüksek gü rı çıktı. Yüksek Mahkeme, venlikli bir merkez oldu Kırgızistan’daki iç çatışma ğunu ve aynı zamanda ya lardan kaçarak Türkiye’ye iltica şam koşullarının sağlıksız, gayri eden Özbek çiftin, İstanbul’da bu insani ve onur kırıcı olduğunu, bu lunan Kumkapı Geri Gönderme nedenle ruhsal ve fizyolojik ola Merkezi’nde hiçbir yargı kararı ol rak sağlık durumlarının bozuldu madan 382 gün boyunca idari gö ğunu kaydetti. Niçin tutuldukları zetim altında tutulmasını anaya konusunda bilgilendirilmedikleri saya aykırı buldu. Çifte toplam 36 ni ve yetkili bir mahkeme tarafın bin TL tazminat ödenmesine hük dan verilmiş bir tutulma kararı ol meden Yüksek Mahkeme, Kumka madan özgürlüklerinin kısıtlandı pı GGM’nin koşullarının da “insan ğını aktaran çift, karıkoca olmala haysiyetiyle bağdaşmadığı” sonu rına karşın merkezde ayrı yerler de tutulduklarını, çok sınırlı olarak birbirlerini görmelerine izin verildiğini, bu nedenle aile hayatlarının bozulduğunu ifade etti. AYM; kararının gerekçesinde Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’ne ilişkin birçok olumsuzluk tespit eden Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun (İHK) raporlarına yer verdi. Merkezin resmî kapasitesinin 300 kişi olduğuna dikkat çekilen kararda, kişi başına düşen alanın azami 3 metrekare olduğu belirtildi. Kararda, geri Gönderme Merkezi’nin düzensiz göçmenler için bir hapishane haline getirildiği vurgulandı. Başvurucuların Anayasa’nın 17. maddesinin 3. fıkrasındaki “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” diye belirtilen haklarının ihlal edildiğine hükmeden mahkeme, başvurucuların “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı anayasanın 19. maddesinin ikinci, dördüncü, sekizinci ve dokuzuncu fıkralarının da ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, çiftin “Temel hak ve hürriyetlerinin” korunması başlıklı 40. maddede belirtilen haklarının da ihlal edildiği sonucuna vardı ve çifte toplamda 36 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. l ANKARA yBalaityşıonaamgaeöltırnreiakdnvaSeğurıilrlıiemyreılelilekariynıt 362 bin Suriyeli matematikçi: Avrupa’yı kaybettik 04 yaş arası ABD’nin Washington Post ga me konusunda harekete geçmesinin sı zetesi, Avrupa Birliği ğınmacıları kaygılandırdığı belirtilirken 387 bin 59 yaş arası ve Türkiye arasında varılan sığınmacı anlaşmasının ardından, Türkiye’den Yunanistan’a giden sığınmacı sayısının günde binlerce kişiden yüzlere, hat Suriye’nin başkenti Şam’dan dört ay önce kaçan matematikçi Jassem alSaleh’in “Avrupa’yı kaybettikleri” ifadesine yer verildi. Karısıyla birlikte İzmir’de 291 bin ta daha azına düştüğünü kaydetti. Ha Yunanistan’a gitmek için fırsat arayan berde, bir zamanlar can yeleği satın al Saleh, “Bazı Suriyeliler denizde şansını ma peşindeki sığınmacılarla dolu olan deneyecek. Hayatlarını tehlikeye atın 1014 yaş arası İzmir’deki ‘Suriye mahallesinde’ ucuz ca Yunan yetkililerin onları geri gönderotellerin boşaldığı, artık cami avluların meyeceğini düşünüyorlar. Bence anlaş 316 bin da kimsenin uyumadığı, tozlu parklar ma yapıldı ve bitti” diyerek durumun da yine banklarda emeklilerin dolaştığı umutsuz olduğunu dile getirdi. Saleh’in aktarıldı. İnsan kaçakçıları ise alterna dediği gibi anlaşmayı dikkate almadan, 1519 yaş arası tif rotalar üzerinde çalışıyor, Karadeniz Yunanistan’a gitmeyi başarırsa kendisiüzerinden Romanya ve Türkiye’nin gü ne acıyacaklarını düşünen bir sığınma 325 bin ney sahilleri seçenekler arasında. cının “Bizi gerçekten geri gönderirler Haberde Avrupa Birliği’nin akını kes mi” sözleri de aktarıldı. l Dış Haberler 2024 yaş arası 265 bin 2529 yaş arası 4 Verilere göre 3034 yaş arası 219 bin, 2539 yaş arası 162 bin, 4044 yaş arası 117 bin, 4545 yaş arası 94 bin, 5054 yaş arası 75 bin sığınmacı bulunuyor. YunanistanMakedonya sınır noktası İdomeni’de yaşayan mülteciler önceki gün çocukları battaniyeyle zıplatarak eğlendirdi, bol bol da fotoğraf çekti. AP IŞİD sığınmacıları satın alıyor Irak ve Suriye’de aldığı yenilgiler üzerine Libya’ya yönelen IŞİD’in, göç rotalarını ele geçirdiği ve çaresiz sığınmacılara örgüte katılmaları için yüksek ücretler teklif ettiği belirtiliyor. İngiliz Times gazetesinin haberine göre, Balkan rotasının kapanması yü zünden Akdeniz’i Libya’dan geçecek sığınmacı sayısı bu yıl ikiye katlanabilir. TürkiyeAB anlaşmasıyla Yunanistan’dan geri gönderilecek sığınmacılar, Kuzey Afrika’ya yönelecek. Bu da, Libya’da Sirte kenti çevresinde 200 kilometrelik kıyı şeridine hâkim olan IŞİD’e yarayacak. Cihatçılar sığınmacılardan sadece para değil, militan da kazanacak. Times’ın haberine göre IŞİD şimdiden yoksul göçmenlere kontrol noktaları ve ileri karakollarda çalışmaları için para teklif ediyor. Bu militanlara ayda 2 bin di nar (yaklaşık 1600TL) gibi ücretler ödeniyor. İnsan kaçakçılığından da geri kalmayan IŞİD’in, köhne gemilerle Akdeniz’e yolladığı sığınmacılardan adam başı yaklaşık 5 bin TL ücret aldığı belirtiliyor. l Dış Haberler Alevi köyüne Suriyeli kampı CHP, Sivricehüyük’e çadırkent kurulmasına tepki göstererek Maraş katliamını anımsattı NÖBET BAŞLADI Yöre halkı, sivil toplum örgütleri, dernekler ve muhtarlar inşaat sahasında iş makinelerinin girmemesi için çadır kurarak nöbete başladı. Halk “Burası ikinci bir Cerattepe olacak, yasal mücadelemizi sürdüreceğiz” diyor. SERMET ÇUHADAR Kahramanmaraş’ta, 27 bin Suriyeli mültecinin barındığı çadır kentin, Başbakanlık genelgesi ve valilik kararıyla Alevi Bektaşi inancına bağlı yurttaşların yaşadığı Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Sivricehüyük Köyü’ne taşınması için yapılan konteynır kent inşaatına, CHP’li vekiller, muhtarlar ve bölge halkı direniyor. 27 bin Suriyeli sığınmacının barındığı çadır kentin, 6’sı Alevilerin 2’si Sünnilerin yaşadığı köylere yapılacak olmasına tepkiler devam ediyor. Yöre halkı, sivil toplum örgütleri, dernekler ve muhtarlardan oluşan ‘Maraş yaşam platformu’ inşaat sahasında iş makinelerinin girmemesi için çadır kurarak nöbete başladı. Platform adına açıklamada bulunan Salman Akdeniz; çadır kentle ilgili hiçbir yasal düzenlemenin olmadığını belirterek “Burası ikinci bir Cerattepe olacak, yasal mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Olası müdahaleye karşı eski mera alanı olan inşaat sahası girişini traktörlerle kapatan yöre halkına destek dün CHP, HDP ve sivil toplum kuruluşlarından geldi. İnşaat sahasında bir araya gelen topluluk tepkilerini halay çekerek gösterdiler ve daha sonra basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında konteyner kentin, çoğunluğunu Alevilerin oluşturduğu bölgede huzursuzluğa neden olduğu belirtildi. ‘Alevi düşmanlığı’ CHP Parti Meclisi Üyesi Ali Öztunç, bölgede yaşlaşık 5 bin Alevi Bektaşi inancına sahip vatandaşın yaşadığı vurgulayarak “Gelenlerin nüfus cüzdanı yok, IŞİD’çiler mi teröristler mi, ne oldukları belli değil. Alevi köyünün ortasına böylesi bir kampın kurulması ikinci Maraş katliamına davet demektir. Bu bir cinayettir. Alevi düşmanlığıdır” diye konuştu. CHP’li vekiller haklarını demokratik yollardan arayacaklarını belirtti. l KAHRAMANMARAŞ Askeri müdahalenin 4 koşuluna bakış Şüphesiz üç yazıdır tartıştıklarımızın hepsi, bu köşenin dışındaki kaynaklar tarafından gündeme getirilen “askeri darbe” üzerine “siyasal” analizleri içeriyor. Herkesin kafadan salladığı bir durumu somutlaştırma çabası içindeyiz. Dünkü bitiriş cümlemiz şöyleydi: “Rubin’ler, zaten ordunun defterini dürmüşlerdi, şimdi ise siyasal beklentilerine yanıt verecek bir ordu zaten bulunmuyor...” Bugün tartışmayı asker diyerek sürdürelim. Demiştik ki asker dış destek olmadan darbe marbe yapamaz. Geçmiş darbeler bunu gösteriyor. Peki gerçekten yapamaz mı? Şüphesiz ki böyle bir kesin kural olamaz, genellikle veya büyük ölçüde böyledir, diyebiliriz. Mesela, ne zaman asker dış destek olmasa bile siyasal iktidara gerçekten müdahalede bulunabilir, toplum sahnesine çıkar? Veya, asker geniş bir dış desteği, iç ve dış isteği var diye, siyasal iktidara müdahale eder mi? Herkes birtakım koşullar ortaya koyabilir. Ama önemli olan, bugünün şartlarına uygun “müdahale koşulları” ne olabilir, sorusunun yanıtıdır. Müdahale için 3 temel sorun Duruma bakalım: Üç temel sorun yaşıyoruz. l İlki, rejimin yasal ve anayasal değişimi, anayasanın/rejimin bekleme odasına alınmış olması... Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yerine fiilen kuvetler birliğinin / uyumunun geçirilmiş olması... l İkincisi, var olan demokratik hak ve hukukun kullanılamaması için iktidarın yarattığı fiili durum... l Ve üçüncüsü ise Kürt meselesi. Güneyimizdeki fiili durum ve buna uygun içeride PKK terör saldırıları, özyönetimözerklik yumuşak ifadelerinin ardında ülkenin bölünmesi için yürütülen iç ve dış çabalar. Benim aynı önemde gördüğüm, üç durumdan ilk ikisiyle bütünleşik ve onların sonucu olarak ortaya çıkmakta olan, bir dördüncü yeni durum: Atatürk Cumhuriyeti’nin tasfiyesi, yerine Erdoğan (Cumhuriyet bile diyemeyeceğim) otoriter hanedanlığının kurulması. öBnuenmlarlid?an hangisi Yani, asker, eğer müdahale bahanesi söz konusu ise bu bahanelerden hangisini kullanır? Birinciyi mi, ikinciyi mi, üçüncüyü mü yoksa dördüncüyü mü?.. Tabii ikisini, üçünü veya hepsini birden de diyebilirsiniz. Tamam, bu yurdun insanı olarak, askerin önemli bir kısmının da yaşadıklarımızdan rahatsız, huzursuz olduğu söylenebilir. Ama akut bir durum ortaya çıkmadıkça, askerin, bugün, bu koşullardan çoğu ile ilgileneceğini sanmıyorum. Mesela diyelim ki, Rubin efendilerin “hadi asker...” dürtüklemesi ile askerin “dış destek şartı” oluşmuş oluyorsa eğer.. harekete geçer mi?! Şüphesiz böyle bir kural da yok. Peki, nedir müdahale gerekçesi Bana göre: Bu koşullar arasında en önemlisi asker için, bugün, ülkenin bölünme olasılığıdır. Birinci derecede önemli konu budur. Bu olasılığın gerçekleşmesini önlemek için askerin, gerekli müdahalede bulunması kaçınılmaz olabilir. Yok askeri vesayetmiş.. yok seçilmiş bir iktidarın iradesine tasarrufuna müdahaleymiş.. bunların hayattaki karşılıkları küçük enteldemokratik tartışmalarına denk düşer. Şimdi somut duruma bakalım: Türkiye’nin başında böyle bir tehlike dolaşıyor mu? Askere göre de evet. Askere göre, böyle bir tehlikenin oluşmasına düne kadar katkı yapmış olsa bile, bugün bu tehlikeye karşı savaşıyorsa bir iktidar, siyasete müdahale etmek için bir durum söz konusu değil. ‘Hadi gel beraber bölelim’ Yani Rubin’lerin dış desteğinin tamam olmasının bir karşılığı yok. Ayrıca Rubin’lerin temsil ettikleri, yani dıştaki irade, askerin çok duyarlı olduğu “bölünme” düşüncesinin de destekçileri, yayıcıları ve hatta fiili uygulayıcıları... Dün, askerin defterini düren ve bugün de Kürt oluşumunun ardında duran Rubin’lerin, bugün hadi asker demesi, komik bir manzara oluşturuyor. RTE, Kürt meselesini başından beri bir oyoyun aracı olarak kullandı. Dolmabahçe deklarasyonu ile geldikleri “çözüm noktası”nın, artık oy sandığını boşaltacağını gördüğü için 180 derece çark etti. Bu deklarasyonun maddelerini uygulayabilirler miydi? Bana göre hayır... Zaten deklarasyon, açıklandığı gün ölü doğmuştu. Bazılarının “hadi, kalınan yerden devam” saftorikliğine gülüyorum. RTE, 180 derece çarkla bir sürü şey kazandı. Ama kazandığı en önemli şey neydi dersiniz? Ve Atatürk Cumhuriyeti’nin yıkılması ne oluyor? Sığınmacılar için genç bilişimciler seferber Öykü Tüccar Sığınmacıların sorunlarına çare aramak isteyen genç beyinler, 2527 Mart tarihleri arasında İstanbul’da bir araya geldi. Hacquarters ve Kolektif House’un organizasyonluğunu üstlendiği ‘Borderless Hack’ projesine İstanbul Amerikan Başkonsolosluğu, Garaj ve Habitat da destek verdi. Genç girişimciler, tasarımcılar ve bilgisayar mühendislerinden oluşan yedi ekip, Suriyeli sığınmacıların işsizlik, konaklama ve iletişim gibi başlıca problemlerine yardımcı olabilecek uygulamalar geliştirdi. Kazanan uygulamalar İki günlük yazılım geliştirme maratonunun sonunda birinci olan ekip, ‘Hand to Heart’ (Elden Kalbe) isimli uygulama ile Suriyeli kadın mültecilerin hikâyelerini anlatıp, yap tıkları el işi ürünleri dünyaya satabilecekleri bir ticaret platformu geliştiren Istanbul&I ekibi oldu. İkinci sırada ise kalifiye Suriyeli sığınmacılara iş imkânları sağlayacak ve topluma adapte olmalarını sağlayacak ‘Chance&Hope’ (Şans ve Umut) isimli proje yer aldı. Yatırım olarak bakın Ödül törenine katılan ABD İstanbul Başkonsolosu Charles F. Hunder, “Bu sinerjinin devam etmesini diliyoruz” dedi. Hackquarters’ın kurucusu Kaan Akın ise, “geliştirilen çözümlerin sürdürülebilir işlere dönüştürülmesi” gerektiğinin altını çizdi. Suriyeli sığınmacıların ciddi bir kısmının “nitelikli çalışan” olduğuna dikkat çeken organizasyon ekibine göre, karşılıklı verim alarak süreci kolaylaştırmada kilit nokta sığınmacılara ‘hayır işi’ olarak değil ‘yatırım’ olarak bakmak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle