29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Aşı karşıtı filme Tribeca’da yer yok New York’ta düzenlenen Tribeca Film Festivali, tartışma yaratan ‘Vaxxed’ filmini göstermeyecek. Festivalin kurucusu Robert De Niro daha geçen cuma günü aşı karşıtı aktivist ve İngiliz doktor Andrew Wakefield imzalı filme destek vermiş, “Umarım bize tartışma fır satı sağlayacaktır” demişti. Ancak De Niro festival organizatörleri ve bilim insanlarının eleştirisine maruz kaldıktan sonra, “Bu filmle ilgili kesin olarak endişelerimiz var” dedi. Film kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşıları ile otizm arasındaki ilişkiyi araştırıyor. Robert De Niro EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ZARİFE SELÇUK [email protected] 17Pazartesi 28 Mart 2016 27 Mart’ta tiyatroya engel 27 Mart Dünya Tiyatro Günü, Türkiye’de ‘engellere’ takıldı. Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı tiyatro öğrencileri okul yönetiminin ‘kendilerini cezalandırmak’ için oyunlarına sahne vermediğini iddia ediyor. Ayrıca 10. Ankara Uluslararası ETHOS Tiyatro Festivali’nin sahne talebine de DT’den ret geldi Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı gelmesi için Rektörlüğümüze eposta gönderdik. Çünkü psikolojimizin bozulmasına Tiyatro Bölümü öğrencileri, neden olan durumlar yaşadık. her yıl 27 Mart’ta dünya Bu problemleri okul içinde çapında kutlanan “Dünya Tiyatro Günü” için bu yıl da SELDA GÜNEYSU çözmek istedik ancak bizimle konuşmak istemediler. Bu hazırlık yapmışlardı. Ancak okul epostalar gönderildikten sonra yönetimi öğrencilerin sahneye okul yönetimi bizlerle bir toplantı taşıyacağı oyun için ‘sahne’ izni yaptı ve bu toplantıda okuldaki tüm vermedi. Cumhuriyet’i arayan ve faaliyetlerin 27 Mart Dünya Tiyatro adlarının açıklanmasını istemeyen Günü dahil askıya alındığı söylendi. Bu tiyatro öğrencileri, okul yönetiminin toplantı kamera ile kayda alındı. “kendilerini cezalandırmak Tiyatro bölümüne sahip olan bir istedikleri” gerekçesiyle izin konservatuvarın yılda bir gün olan vermediklerini ileri sürerken, okul Dünya Tiyatro Günü’nü engellemesi yönetimi ise “tadilatı” bahane öğrencileri duygusal olarak büyük bir gösterdi. Öğrenciler, Cumhuriyet’le hezeyana uğrattı. şu bilgileri paylaştı: Üniversitenin internet sayfasında 24 Tadilat ‘bahane’si Mart’ta sahnelenecek ‘Hayvanat Bahçesi’ ve 27 Mart’ta (dün) sahnelenecek “Bizler, okulumuzda yaşanan, ‘80 Günde Devri Âlem’ oyunlarının yaşadığımız ve yaşanması iptal duyurusu yapıldı. Daha sonra mümkün olan konuları dile ‘konservatuvar binasının tadilatı getirmek ve okulumuzun nedeniyle 27 Mart günü kapalı olduğuna’ eğitiminin daha iyi noktalara dair bir yazı okul panolarına asıldı.” DT sahne vermedi Öte yandan dün “27 Mart Dünya Tiyatro Günü” nedeniyle başlayan ve 10 Nisan’a dek sürecek “10. Ankara Uluslararası ETHOS Tiyatro Festivali” için festival yönetiminin DT yönetiminden talep ettiği sahne isteğine de “ret” yanıtı geldi. DT’den “ret” yanıtı alan festival yönetimi, uluslararası bir festival olan ETHOS’ta izleyici ile buluşacak oyunlarını Bombus Cafe, Deli Sanat, Ertan Gösteri Merkezi, Ankara MSM Panora AVM, Ankara Sanat Tiyatrosu, Sahne Parça, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi gibi sahnelere taşıdı. DT, daha önce de oyuncu Levent Üzümcü’nün rol aldığı “Anlatılan Senin Hikâyendir” adlı oyun için ve Kültür Sanat Sen’in İstanbul’da gerçekleştireceği “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” etkinliği için de sahne tahsisine izin vermemişti. lANKARA Ankara festivali’nin yarışma filmleri belli 27. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin yarışma filmleri belli oldu. Festival kapsamında düzenlenen “Ulusal Uzun”, “Kısa” ve “Belgesel Film” yarışmaları için toplam 386 film başvuruda bulundu. Bu filmler arasından 57’sini festivalde yarışmak üzere seçildi. Festivalde izlenebilecek ve üç kategoride yarışacak filmlerden, jürilerin seçtiklerine ödül leri, 8 Mayıs’ta Akün Sahnesi’nde yapılacak törende verilecek. “Ulusal Uzun” kategorisinde yarışacak 10 film ise şöyle: “Ana Yurdu”, “Çırak”, “Kalandar Soğuğu” “Melekleri Taşıyan Adam”, “Memleket”, “Misafir”, “Rüzgârın Hatıraları”, “Saklı”, “Sarmaşık” ve “Toz Bezi”. lKültür Servisi ‘Rüzgârın Hatıraları’ filmini Özcan Alper yönetiyor. Güzeli arayış konferansı Ressam, yazar ve sanat tarihçisi Gürol Sözen, 29 Mart Salı günü saat 14.00’te Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Sedat Hakkı Eldem Oditoryumu’nda “Hayata Dair ve 12 bin Yıldan Beri Anadolu Topraklarında Güzeli Arayış” başlıklı bir konferans verecek. 2008’de danışmanlığını Sözen’in yaptığı, Türkiye müze koleksiyonlarından seçilmiş 750 eserin yer aldığı “Güzeli Arayış” sergisi Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde izlenmişti. Gürol Sözen bu sergi ve kitap kapsamında bu kez, şiiri, efsaneleri, sanatı, simgeler dünyası, toplumsal yapısı ve çağları etkileyen bir coğrafyanın 12 bin yıllık serüvenini, günümüze göndermelerde bulunarak anlatacak. Bütün dünya bir sahnedir Bu yazıyı 27 Mart Pazar günü kaleme alıyorum, Dünya Tiyatro Günü’nde... Tiyatro öyle bir meslek ki mesaisi yok, hakkıyla yapıldığında insanın tüm yaşamını dolduruyor, daha doğrusu bir yaşam biçimi haline geliyor. Dünyaya sahneden, sahneye dünyadan bakmak insanın içinde kendiliğinden işleyen, bir özerk süreç oluyor. “Bütün dünya bir sahnedir ve bütün erkekler ve kadınlar sadece birer oyuncu... Girerler ve çıkarlar...” demiş William Shakespeare, dört yüz küsur yıl önce, Avrupa’nın en batısından... Sanki kendisinden beş yüz yıl önce uygarlığın doğusundan şöyle seslenen Ömer Hayyam yankılanmış onun repliklerinde: “Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.” bSaahkmneayke dünyadan Bugünkü dünya ile sahne ilişkisini kurmaya çalıştığımda, bazı piyesler geliyor aklıma ve bazı replikler çıkıyor öne. Yakılıp yıkılmış, harabeye dönmüş kentlere, Ankara’da, İstanbul’da patlayan bombalara, yitip giden canlara ve onlarla birlikte paramparça olan hayatımıza, sokaklara çöken tedirginliğe baktığımda, Shakespeare’in “Macbeth”i geliyor aklıma ve o unutulmaz replik: “Kim Patlayan bombalara, yitip giden canlara ve onlarla birlikte paramparça olan hayatımıza, sokaklara çöken tedirginliğe baktığımda, Shakespeare’in “Macbeth”i geliyor aklıma ve o unutulmaz replik: “Kimseler uyumasın artık, Macbeth uykuyu öldürdü.” hiçbir yasak ve ölüm tehdidi Antigone’nin kardeşini gömmesi ni engelleyemez, çün kü “Benim hakkı mı benden esirgeye mez kimse.” Kendisi ni suçlayan Kreon’a da şu sözlerle kafa tu tar: “Gömdüm karde şimi, benim için bun dan büyük ne şeref olabilir? Bu yurttaşlar da bana yürekten ka Marie Spartali Stillman, “Antigone”, yağlıboya. tılıyor, ama korkudan seler uyumasın artık, Macbeth uykuyu öldürdü.” Neyle suçlanırsa suçlansın gömülmeden bırakılan ölülere, taziyeler üzerinden yapılan siyasi kavgalara, morglarda çocuklarını arayan analara, babalara, ölümü silaha dönüştüren bombalı kör vicdansızlığa baktıkça, Sofokles’in “Antigone”si geliyor aklıma. Çünkü yaşayanların ülkesi ile ölülerin ülkesi arasındaki sınır açamıyorlar ağızlarını. Ne mutlu krala, dilediğini söyleyebilmek bir onun ayrıcalığı.” Gazetecilerin gazetecilik, avukatların avukatlık, şehircilerin şehircilik, doktorların doktorluk yaptıkları için kriminalize edilmelerine, hedef gösterilmelerine, mahkemelerde bedel ödemeye zorlanmalarına baktıkça, “Hamlet” geliyor aklıma ve Marcellus’un unutulmaz repliği: “Çürümüş bir şey var Danimarka krallığında.” lar kalkmış, ölüm yaşamın, yaşam da Aslında oyunun finalini kestiremi ölümün alanını ihlal ediyor sürekli. yorum, çünkü “Birnam ormanı” yü “Antigone”de biri kente saldıran diğe rüyecek mi yürümeyecek mi (“Mac ri savunan iki kardeş birlikte ölürler. beth”) bilmiyorum, ama bir yürürse Tahta çıkan Kreon kenti savunanı tö final repliği belli: “Bir ata krallığım!” renle gömdürürken, ihanetle suçladı (“III. Richard”) ğı diğerinin cesedini kurda kuşa yem Dünya Tiyatro Günü hepimize kutlu olsun diye yerin üstünde bırakır, ama olsun, her şeye rağmen.. y‘Geenci eal’bdüemn Rock grubu “Gece”nin yeni albümü “Kalbe Kördüğüm” Sony Müzik’ten çıktı. Harun Tekin’in prodüktörlüğünde yayımlanan albümde grup üyeleri pop, indie ve rock soundları kendi müzikal kimliğiyle harmanlıyor. Umut insanları (2) New York’ta bir Türk besteci: Mehmet Ali Sanlıkol... Dün sizlerle Almanya’da “Uluslararası Arp Akademileri Yarışması”nda, birinci olan Güneş Hızlılar ve ikinci olan Cansu Sezal’ın başarılarını paylaşmıştım. Yazık ki bu çabalara ve başarılara yer ve zaman ayıracak bir medyamız yok ülkemizde... Bir başka güzel haber ABD’den, Miami değil, New York’tan! Dünyaca ünlü konser salonu Carnegie Hall’da birkaç gün sonra, 1 Nisan’da bir Türk bestecinin, Mehmet Ali Sanlıkol’un eseri, dünya prömiyerini yapacak... Doğu, Batı ve Gazel Sanlıkol, 23 yıldır Boston’da yaşamakta olan bir besteci, piyanist ve eğitmen. New England Konservatuvarı, Tufts Üniversitesi, Brown Üniversitesi ve Berklee Müzik Koleji’nde öğretim üyesi... 2004’te, Boston’da Dünya isminde bir kültür/sanat vakfı kurup Anadolu ve Türk müziklerini diğer dünya kültürleri ile yan yana getiren konser serileri düzenlemeye başladı. Onu, Kalan’dan çıkan CD’lerinden ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan “Çalıcı Mehterler” kitabından tanıyabilirsiniz... Geçen yıl Carnegie Hall ondan American Composers Orchestra’nın icra edeceği ve içinde kendisinin de solist olarak yer alacağı bir eser sipariş etmiş. Eserin ismi “Harabat / The Intoxicated”. Sanlıkol, birçok eserinde olduğu gibi bunda da Türk ve Anadolu müziğini, ezgilerini, etkilerini kullanmış. Bu kez eserinde Bektaşi dervişi Edip Harabi’nin bir gazeline yer veriyor. Kendi de sesi ve uduyla solist olarak katılıyor... (Geçen yıl Grammy Müzik Ödülleri’nde finale kalan “Vecd” adlı eseri de Türk tasavvufunun etkile rini barındırıyordu.) ‘Othello Saray’da’ Carnegie Hall’daki konserden bir hafta sonra da Mehmet Ali Sanlıkol’un “Othello in the Seraglio: The Tragedy of Sumbul the Black Eunuch” (“Othello Sarayda: Siyah Harem Ağası Sümbül’ün Trajedisi”) adlı opera/konser eseri New York’ta ilk gösterimini yapacak. Daha önce Boston temsilleri büyük beğeni toplamıştı. Shakespeare’in eserinden yola çıkıp, Reşad Ekrem Koçu’yu okuyarak tanıdığı Sümbül Ağa’yı işlediği eser, 17. yüzyılda İstanbul’da bir kahvehanede geçiyor. Burada Hayali adlı meddah, Sümbül’ün trajedisini İngilizce olarak izleyicilere aktarırken ana karakterler Türkçe ve İtalyanca olarak operayı seslendiriyorlar. (Sanlıkol, Harvard Üniversitesi’nde hocası tarihçi Cemal Kafadar’a teşekkürlerini iletmekten geri kalmıyor.) Sahnede 11 müzisyenden oluşan Oda Orkestrası... Türk müziği, saz ve sesleriyle erken Batı müziği çalgıları ve vokallerinin bir arada harmanlanması... Karagöz, ortaoyunu ve İtalyan Commedia del Arte öğeleri... Minimalist anlatımla devasa bir öykü... Dilerim bir gün bu eserleri kendi ülkemizde de dinlemek olanağını bulunuruz. Ben Mehmet Ali Sanlıkol’u çabaları için kutluyorum...   Mehmet Ali Sanlıkol C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle