19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Obama’dan Küba’ya tarihi ziyaret ABD Başkanı Barack Obama, 88 yıl aradan sonra Küba’yı ziyaret eden ilk başkan oldu. Obama ailesini taşıyan uçak dün akşam saatlerinde Havana’daki Jose Marti Havalimanı’na indi. Obama ailesini, Küba Dışişleri Bakanı Parrilla karşıladı. Pazartesi 21 Mart 2016 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK Savaş Türkiye’de olsaydı... Airbnb, Küba’da Gezginleri evlerini kiraya vermek isteyenlerle buluşturan konaklama sitesi Airbnb, Obama yönetiminden aldığı özel izinle Küba’da da hizmet verecek. 13 1 milyon kişi ölecekti. 16 milyon yollara dökülecekti. 30 milyon aç kalacaktı Suriye’de beşinci yılını dolduran iç savaş bugüne kadar en az 270 bin kişinin hayatına mal oldu, milyonlarca Suriyeli sığınmacı çeşitli ülkelerde yaşam savaşı veriyor. Suriye’deki yıkım günden güne ağırlaşırken, ABD’de Minneapolis merkezli halk radyosu Public Radio International (PRI), “Eğer Suriye savaşı sizin ülke nizde olsaydı ne olurdu?” başlığı çerçevesinde ilginç bir çalışmaya imza attı. Radyonun internet sitesine konan özel bir programla Suriye savaşının farklı bir ülkede yaşanması halinde nasıl sonuç vereceği hesaplanıyor. Özel hazırlanan program, Birleşmiş Milletler’in İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) ve Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin verilerini kullanıyor. Hesaplama için Suriye nüfusunun savaştan etkilenen yüzdesi ile seçilen ülkenin nüfusu baz alınıyor. 50 milyon susuz PRI’nin rakamlarına göre savaş eğer 72 milyon 310 bin nüfuslu Türkiye’de olsa 5 yılda toplam 947 bin 266 kişi ha yatını kaybedecekti. Bu da her yıl için 189 bin 453 kişi anlamına geliyor ki bu rakam 2013 yılında Türkiye’de trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin yaklaşık 141 katı. Savaş Türkiye’de olsaydı yaklaşık 36 milyon kişinin yerinden yurdundan olacağı hesaplandı. Programa göre 16 milyon 52 bin 912 kişi ise sığınmacı olarak Avrupa yolla rına düşecekti. Ürkütücü rakamlar bununla da bitmiyor. Beş yıllık bir savaş durumunda Türkiye’de 50 milyon kişi temiz suya erişimi olmadan yaşayacak, 40 milyon kişi sağlık yardımına muhtaç olacaktı. Türkiye’de benzer bir savaş yaşansaydı en az 8 milyon kişinin barınacak bir yeri olmayacak, 30 milyondan fazla kişi açlıkla boğuşacaktı. SURİYE Hava saldırısında 39 kişi öldü Suriye’de IŞİD’in üssü Rakka şehrindeki bombardımanda 39 kişi yaşamını yitirdi. Aktivistler hayatını kaybedenlerin arasında sivillerin olduğunu açıklarken saldırının hükümet güçleri mi yoksa Rusya tarafından mı gerçekleştirildiği belirtilmedi. Ölenler arasında IŞİD’in önemli liderlerinin de olduğu iddia edildi. IŞID Avrupa’da böyle saldırıyor KAZAKİSTAN ‘Demokrasi aceleye gelmez’ Kazakistan’da halk parlamento seçimleri için dün sandık başına gitti. Ülkenin ilk ve tek Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in partisinin zorlanmadan kazanması bekleniyor. Nazarbayev, diğer ülkelere Kazakistan’ın “demokrasi yolculuğunu” aceleye getirmeme çağrısı yaptı. Paris saldırılarının polis raporu IŞİD’in ustalığını gösteriyor KONGO CUMHURİYETİ Seçim günü internet yasağı Afrika ülkesi Kongo Cumhuriyeti Devlet Başkanı Denis Sassou Nguesso (72), 32 yıllık iktidarını pekiştirme peşinde. Ülkede dün yapılan başkanlık seçimlerinde “güvenlik için” telefon, internet ve SMS servisleri 48 saat hizmet dışı bırakıldı. Ekimde başkanlık için 70 yaş sınırı kaldırılmıştı. SENEGAL Demokrasi referandumu Senegal’de devlet başkanlığı süresinin azaltılması için referandum düzenlendi. Devlet Başkanı Macky Sall tarafından gündeme getirilen referandumda ayrıca meclisin güçlendirilmesi, muhalefet için daha geniş haklar, seçimlere bağımsız adayların da katılması oylanacak konular arasında. TİBET Sürgün hükümeti için sandıktalar Sürgünde yaşayan binlerce Tibetli, Hindistan’daki sürgün hükümetinin başbakan ve parlamento seçimi için dün oy kullandı. 88 bin Tibetlinin oy kullanmak için kayıt olduğu seçimler Tibet’in dini ve siyasi lideri Dalai Lama’nın siyasetten çekilmesinin ardından ikinci kez yapılıyor. İSPANYA Erken seçim kapıya dayandı İspanya’da genel seçimlerin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamaması erken seçim ihtimalini artırıyor. La Razon gazetesi anketine göre ülkenin en büyük iki sağ partisi Halk Partisi (PP) ve Ciudadanos, erken seçimde meclis çoğunluğunu sağlayacak sayıya ulaşabilir. Pizza siparişi yakalattı 13 Kasım saldırılarının ardından Paris’te üst düzey güvenlik önlemleri devam ediyor. Amerikan New York Times gazetesi, Fransız terörle mücadele polisinin 13 Kasım saldırılarına ilişkin raporuna ulaştı. Fransız İçişleri Bakanlığı’na özel olarak sunulan 55 sayfalık rapor ve yüzlerce sayfalık tanık ifadelerini inceleyen gazete, Avrupa’yı iki yıldır tehdit eden IŞİD’in bu süreçte saldırı taktiklerini nasıl geliştirdiğini yazdı. Haberde cihatçıların titiz iletişimi, bomba yapım teknikleri ve kolay hedefler seçmelerine dikkat çekildi. Şifreli yazılım Paris’te koordineli saldırılarla 130 kişiyi katleden IŞİD militanları, güvenlik birimlerine yakalanmamak için arkalarında tek bir elektronik yazışma izi bırakmadı. Gittikleri her yerde sürekli yeni cep telefonları kullanmışlardı. Hatta o telefonlardan biri Batac lan konser salonu dışındaki bir çöp kutusunda bulundu. Bataclan’dan sağ kurtulanlar, saldırganların rehinelerin telefonuyla polisi aradığını anlattı. Militanlardan biri dizüstü bilgisayarını açmış, ekranda yalnızca karmaşık çizgiler belirmişti. Bu ifade, IŞİD’in şifreleme yazılımı kullandığı iddiasını doğruladı. Kalın giyiniyorlar Rue Voltaire’deki bistroda akşam yemeği yiyenler, restoranın önünde volta atan genç adamın ılık havaya rağmen kat kat giyindiğini farketti. Saat 9 olunca dönüp içeri giren İbrahim Abdeslam, gülümseyerek “Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim” dedikten sonra kendisini patlattı. O ve diğer militanlardan geriye kalan vücut parçalarına beyaz kablolar bağlıydı. Saldırganların intihar ye lekleri, peroksit ve asetonla üretilen TATP tipi patlayıcıyla hazırlanmıştı. Kolayca bulunan malzemelerle üretilen TATP, bir o kadar da kolay patladığı için hazırlanması maharet istiyordu. ‘Her şeyi vurun’ IŞİD bomba yapımında uzmanlaşırken bir yandan da hedef değiştirdi. Brüksel’deki Yahudi Müzesi gibi sembolik hedeflere saldıran cihatçılara, martta Darülislam dergisinden “Belirli hedef aramayın, herkesi ve her şeyi vurun” tavsiyesi geldi. Daha önce Avrupa’da saldırı düzenleyen IŞİD militanları ya rastgele ateş açmış, ya bomba patlatmış ya da birilerini rehin almıştı. Paris saldırganları üçünü aynı anda yaparak polisi saf dışı bıraktı. Hayatta kalan tek Paris saldırganı olduğu düşünülen Saleh Abdeslam’ın 120 günün ardından yakayı ele vermesine ‘pizza siparişi’ neden oldu. Başka bir operasyonda Abdeslam’ın parmak izini bulan Belçika polisi, Molenbeek’te izlenen bir eve çok sayıda pizza söylenince şüphelerinden emin oldu. Cuma günü dizinden vurularak yakalanan Abdeslam, Bruges’teki yüksek güvenlikli bir cezaevine kondu. Sorgusunda kendisini Stade de France önünde patlamayı planladığını ancak korktuğunu söyledi. Avukatı, polisle işbirliği yapacağını söyleyen Abdeslam’ın Fransa’nın iade talebine karşı mücadeleye giAbdeslam rişti. Meğer dış politikasını kendi belirliyormuş ABD’de önceki gün ülkenin dört bir yanında Donald Trump karşıtı gösteriler vardı. New York’taki gösterilerde “Trump’ı terk edin”, “Hepimiz insanız, ırkçılığa hayır deyin” yazılı afişler taşındı. Benzer gösteriler Arizona’nın Phoenix kentindeki seçim mitingi sırasında da düzenlendi. ABD başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin yarışı önde götüren başkan aday adayı Donald Trump, kendi kendisinin dış politika danışmasını olduğunu beyan etti. MSNBC’deki bir televizyon programına konuşan Trump, “Kendimle konuşuyorum, 1 numara ile” ifadelerini kullandı. Britanya’nın saygın gazetelerinden Independent, Trump’ın açıklamasını “Korkun, çok korkun” başlığıy la verirken Trump’ın sözlerini “henüz üç ayını geride bıraktığımız 2016’ın en dehşet verici cümleleri” olarak yorumladı. Haberde Trump’un hakaret ve tehditlerden oluşan, 24 saat içinde değişiklik gösterebilen dış politikasıyla ilgili “Çok iyi çalışan bir beynim var. Başdanışmanım yine kendimim, bu tip şeylerde içgüdülerim kuvvetlidir” sözlerine yer verildi. Ya İstiklal ya ölüm Ülkemin halinden hiç bu denli utanmamıştım. Memleketi yöneten siyasal İslamcı hükümet, İncirlik’i ABD’ye açma karşılığında IŞİD’e karşı koalisyonun tam üyesi olup, ilk iş olarak Kandil’i vurduğunda; yani 2015 Temmuzu’ndaki Suruç katliamının ertesinde yazmıştım. Fail IŞİD iken, 7 Haziran seçim yenilgisinin intikamını çatışmasızlık sürecini bitirip Kürt cephesini açarak almaya başladıklarında… Yazımın başlığı, “Cehenemin kapıları stratejisi”ydi. Suriye’de rejim değişikliğini becerememenin hırsıyla uyguladıkları savaş stratejisini, Kürt sorunu üzerinden memlekete taşımaya karar verdikleri aşikârdı. Nitekim 10 aylık süre bizi “cehennemin kapılarından sokmalarına yetti!” HHH 20 Temmuz 2015 Suruç katliamı.. 33 ölü, 100’den fazla yaralı. 10 Ekim 2015 Ankara Gar katliamı..107 ölü, 500’den fazla yaralı. 12 Ocak 2016 Sultanahmet katliamı..10 ölü, 15 yaralı. 17 Şubat 2016 Ankara Merasim Sokak katliamı.. 29 ölü, 61 yaralı. 13 Mart 2016 Ankara Kızılay katliamı.. 36 ölü, 125 yaralı. 19 Mart 2016 İstanbul İstiklal Caddesi katliamı.. 5 ölü, 36 yaralı. Altı ayda salt IŞİD’e mal edilen radikal İslamcılarla ikisini TAK’ın üstlendiği katliamlarda ölü sayısı 220. Buna 7 Haziran öncesi 5 Haziran’da HDP mitinginde 5 insanın canını alan 400’e yakın insanın yaralandığı Diyarbakır katliamını eklemeliyiz. İşaret taa o zaman çakıldı zira. Peki, mağdur kim? Yine onlar! Üzerinde bomba taşıyanları engellemek yerine “barış istediler” diye eli kalem tutanları “terörist” ilan etme peşinde koşanlar… HHH Sokaklarımız “intihar saldırısı turizminin” beşiği olmuşken, tek yaptıkları nafile zirveler düzenlemek, gazetecileri içeri tıkmak, sosyal medyaya karartma ve algı operasyonları… Demokratik ülkelerde seçilmiş yetkililerin vatandaşlarına sorumlulukları esasken, bizde tek bir yetkili dahi istifa etmedi/ettirilmedi! Elin Almanı, Amerikalısı vatandaşları için tehlike sinyalleri verirken, bizi düşünen yok! Küçümseyici nazarlarla yabancı düşmanlığı devşirmeye çalışan “çamur medyasından” utanma bekleyecek değiliz. Lakin memleketin en güzide kentinin valisi, elâlemi, “teyide muhtaç duyumlarıyla”, “kaynağı ve amacı kuşkulu sansasyonel ve gayriciddi haber ve söylentiler yaymakla” itham ediyorsa, “sokakta can vermemeyi” beklersiniz. HHH Beyoğlu saldırısında hayatlarını yitirenlerden üçü İsrailli, birisi İranlı. Son beş yılda kendimize diş biletmeyi becerdiğimiz, ikisi de birbirine düşman iki ülkenin vatandaşları… Bir zamanların “model ülkesinin” sokaklarında radikal İslamcı katliamı ancak “stratejik sığlığın” bu denli tezahürü olabilirdi! Lakin “Yabancılar öldü ama onlar da insan” söylemi tutturan bakanlarımız, İsraillilerin ölmesine sevinen AKP’li yetkililer var. İlişkileri tamire yöneldiğimiz İsrail, sözlerini “kötülük ve nefret yüklü, insanlık dışı” diye niteleyip özür talep ediyor ya, güzide televizyon kanallarımızda tek satır haberi yok. Utanmayacağız da ne yapacağız! HHH Savaşın çoktan yangın yerine çevirdiği doğuda dumanlar yükselmekte. Biz evlerimizden çıkmaya korkarken, Kürt asıllı vatandaşlarımızın çatıları tepelerine çöküyor. 59 şehirde olağanüstü hal uygulamalarına gidildi. Ciddi insan hakları ihlalleri, toplu cezalandırma örnekleri var. Binlerce çocuk okula gidemez halde. Sağlık Bakanı’na göre 355 bin insan yerinden yurdundan olmuş. Sivillerimiz ve savaşa sürülen asker ve polislerimiz ölüyor. Bu savaşı başlatanlar ise milletin seçtiği vekilleri Meclis’ten atmak için “dokunulmazlık hinlikleriyle” iştigal etmekteler. AB’yle “Kayseri pazarlığı” yürüten liderlerimiz, savaşın tam gaz aldığı toprakları Suriyelilerin “tampon bölgesi”ne çevirmiş olmakla övünebiliyorlar. HHH Yeni Osmanlıcı, Pan İslamist hayaller eşliğinde komşuda silah zoruyla rejim değişikliği ekenlerin tek biçebileceği istikrarsızlık ve ölüm! Bu ahval ve şerait içinde bize utanmakla yetinmeyip “Ya istiklal ya ölüm” demenin düşeceği günlerin eşiğindeyiz. Yüzde 68 ‘gitsin’ diyor Brezilya’da ismi yolsuzluk iddialarına karışan Devlet Başkanı Dilma Rousseff’e karşı cephe güçleniyor. Ülkenin en saygın araştırma şirketlerinden Datafolha’nın son anketine göre halkın yüzde 68’si Rousseff’in azledilmesini istiyor. Şubat ayında bu oran yüzde 60 idi. Brezilya geçtiğimiz hafta muhaliflerin ve hükümeti destekleyenlerin karşılıklı Rousseff gösterilerine sahne oldu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle