22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 2 Mart 2016 4 can dündar’a toplu saldırı İmzalar farklı haberler aynı Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül hakkında verdiği “hak ihlali” kararıyla tahliye yolunu açan Anayasa Mahkemesi (AYM), yandaş medyanın hedefi olmaya devam ediyor. Haberde AYM Başkanı’nı “Cemaatçi” olmakla ve “darbe” yapmakla suçlandı. Star gazetesi muhabiri Kemal Gümüş’ün imzasını taşıyan haberle, Sabah muhabiri Nazif Karaman’ın imzasını taşıyan haberler, ara başlıklar da dahil cümlesine aynıydı. Bu durum, yandaş gazetelere haberlerin tek merkezden servis edildiği iddialarını yine gündeme getirdi. Haberde ‘hak ihlali’ kararında gerekçe açıklamayan AYM Başkanı, 2008’de bunun anayasaya aykırı olduğunu söylemişti” ifadeleri yer aldı. Öte yandan Star gazetesi Dündar’ın daha önce “rüşvet” aldığı gerekçesiyle “Cemaat’e hizmet ettiğini” iddia ederken bu kez “kaset” iddiasını ortaya attı. “FETÖ bülbülü kasetle öttü” başlıklı manşetinde “Dündar, Paralel örgütün birçok kişiye yaptığı gibi ‘kaset’ kumpası ve telefon dinlemesiyle kafeslenmiş” ifadeleri yer aldı. l Haber Merkezi GAZETELERE TAZMİNAT CEZASI CHP, havuzu mahkum ettirdi CHP, havuz medyasının iftiralarıyla ilgili açtığı davaların beşincisini de kazandı. Sabah gazetesinin 19 Şubat 2015’te yayımlanan “CHP’ye kasetli şantaj” ve “Atatürk’ün partisi CHP paralelin şantajı altında” başlıklı haberlerle ilgili olarak Kılıçdaroğlu dahil 45 CHP’linin kasetinin Gülen’in elinde olduğu ileri sürülmüş, Kılıçdaroğlu’nun oğlunun Gülen tarafından ağırlandığı iddia edilmişti. Aynı gazete 21 Şubat 2015’te de paralel yapı ile CHP’nin Sümeyye Erdoğan’a suikast planı yaptığını ileri sürülmüştü. Takvim gazetesi de 20 Şubat 2015’te “Kirli çark”, “CHPensilvanya”, “Seçim taktiği ABD’den” başlıklı haberlerinde partiye ve Kılıçdaroğlu’na yönelik ağır suçlamalar yöneltmişti. Bu haberler için CHP ve Kılıçdaroğlu gazeteye ayrı ayrı davalar açmıştı. Parti, dün 2 gazeteden toplam 30 bin, Kılıçdaroğlu da 10 bin TL tazminat kazandı. l FIRAT KOZOK haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Erdoğan’ın narsisist kişiliği ön plana çıktı CHP lideri Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili kararına uymayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı’na yanıt verdi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin gazetemizin genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkındaki kararına yönelik eleştirilerine ilişkin olarak, “Bir kişinin narsisist özelliği ortaya çıkmışsa o hiçbir kuralı tanımaz. Çünkü onun söyledikleri kuraldır ona göre. ‘Ben mahkeme kararına saygı duymayacağım, uymayacağım’ demek narsisist kişiliğin çok öne çıktığı bir olaydır” dedi. Kılıçdaroğlu, TÜRMOB’u ziyaret ederek Genel Başkan Nail Sanlı ile görüştü. Kılıçdaroğlu’nun görüşmenin ardından verdiği mesajlar şöyle: Narsisist Erdoğan: Bir ülkenin cumhurbaşkanı topluma, hukuka örnek olur, hukuka saygı duyar, kanunlara, yargıya saygı duyar. Ama bir kişinin narsist özelliği ortaya çıkmışsa o hiçbir kuralı tanımaz. Çünkü onun söyledikleri kuraldır ona göre. Ne yasayı ne anayasayı ne de diğer kuralların hiçbirisine uyma, uymamayı da görev sayar. Bu kişiyle, sorumluluk hisseden bir siyasi partinin genel başkanının muhatap olmasını üzüntüyle karşılıyorum. Onu bırakmamız lazım. Kendisi ne söylerse söylesin, neyi dillendirirse dillendirsin. ‘Ben mahkeme kararına saygı duymayacağım, uymayacağım’ demek narsisist kişiliğin çok öne çıktığı bir olaydır. Sen kimsin?: Hiçbir şey eleştirinin dışında tutulamaz. Yargı da parlamento da siyasi partiler de iktidar da sivil toplum kuruluşları da eleştirilebilir. Ama siz şunu söylüyorsunuz, eleştirmenin ötesine geçiyorsunuz, KAHRAMAN’A TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yazdığı, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Bürokra YANIT BUGÜN side Yeniden Yapılanma Gereği” adlı kitabı Kılıçdaroğlu’na hediye etti. Kılıçdaroğlu, kitabının yıllar önce TÜRMOB tarafından yayımlandığını ve kendisinde bulunmadığını belirtti. Meclis Başkanımıza yanıtı yarın (bugün) göndereceğim. İlk mektuptaki görü ‘Saygı duymuyorum ve uygulamaya uyması gerektiğine inanırlar, bunla şümüz neyse aynı görüşümüz devam edi cağım’ diyorsunuz. Kimsin sen? Sen rın sağlıklı ruh yapıları yoktur. Bütün yor. Dolayısıyla bizim bir görüş farklılığımız çıktın TBMM önüne anayasaya sada bu özelliklere, söylemlere baktığınız söz konusu değil. İlk mektupta hangi ge kattan ayrılmayacağına, kurumların da karşınıza bir kişi çıkacaktır, bu ki rekçelerle masaya oturacağımızı gayet net uyum içinde çalışacağına namusun ve şiyi siz de tanıyorsunuz. gayet açık bir şekilde ifade etmiştik. On şerefin üzerine yemin ettin. Şimdi na Mahkeme kararı olmadan yayın ları dikkate alarak bizi davet ettiler. Hiçbir mus ve şeref kavramlarının içini bo kesilemez: (İMC TV’nin yayınının ke zaman masayı devirmedik, bu da bir baş şalttılar. Namus ve şeref kavramı bit silmesi) Mahkeme kararı olmadan bu ka yanlış söylem. Tamamen toplantıyı biti ti onun için. Şimdi hukuk da bitecek, tür uygulamaları doğru bulmuyoruz. ren TBMM Başkanı. Başkan toplantıyı bitir hukukun da içini boşaltacaklar. Kurallar da bitecek. Narsisist kişiler kural tanımaz, yasa tanımazlar, anayasa tanımazlar, bunlar kendi söylediklerinin kural olduğunu ve herkesin ona Asla, yargının bağımsızlığı üzerinde nasıl titriyorsak, medyanın özgürlüğü üzerinde de siyasi görüşümüz ne olursa olsun aynı titizliği göstermemiz gerekiyor. l ANKARA/Cumhuriyet AKP, AYM’nin yetkisini kısıtlamaya başvuruByiraeysısneırlhazırlanıyor dikten, ‘Bundan sonra böyle bir komisyon olmayacaktır’ dedikten sonra ikinci kez neden böyle bir davet yapıyor gerekçesini pek anlamış değilim. İlk mektupta söylediklerimizi yine tekrar kendisine bildireceğiz. EMİNE KAPLAN Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi üzerine gözler, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AKP yönetiminin ne yapacağına çevrildi. Davutoğlu’nun tartışmaya girmemesi ve bu konuda henüz bir açıklama yapmaması dikkat çekiyor. AKP’nin 1 Kasım öncesi açıkladığı seçim bildirgesinde “Bireysel başvurunun AYM’ye getirdiği aşırı iş yükünün, mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamayı gözden geçireceğiz” hedefi yer alıyor. Partinin bazı hukukçu kurmayları, bunu Anayasa Mahkemesi’nin istediğini belirterek, “Anayasaya ‘bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz’ hükmü özellikle konuldu, burada AYM’nin mahkemeler ile Yargıtay’ın alanına giren konulara girmesi ve yürüyen davaların esasını etkileyecek karar vermesinin önüne geçilmesi hedeflendi. Ancak AYM, son verdiği kararla yetki gasbı yaptı. Anayasa değişikliği de yapılabilir, ancak Meclis aritmetiğinde bu mümkün gözükmüyor. O nedenle yasada AYM’nin yetkisi net çizgilerle çizilebilir ” diyor. Parti içinde Erdoğan’ın ve parti yöneticilerinin açıklamalarını ‘sert ve gereksiz’ bulan milletvekilleri de “Gerilimi bu kadar yükseltmek ve işi polemiğe dökmeye gerek yok” diyor. Bazı milletvekilleri ise, mahkemenin kararının tümden reddedilmesine karşı çıkarak, “Basın hürriyetiyle ilgili verilen ihlal kararı süren bir davanın yetki alanına girmesi açısından tartışmalı” yorumunu yapıyor. l ANKARA CHP’DEN SERT YANIT Hem Erdoğan hem Bozdağ yargılanacak FIRAT KOZOK Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı için “Anayasa ve yasayı ihlal olduğu açıktır” diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a CHP’den çok sert yanıt geldi. Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Mahkemeleri Anayasa Mahkemesi’ne karşı isyana teşvik eden bir cumhurbaşkanımız vardı. Şimdi bir de adaletsizlik tavsiye eden bir Adalet Bakanımız var” derken, şunları kaydetti: “Anayasanın 138. maddesi, orada dururken, bu ifadeyi kullanan Adalet Bakanı’nın bir gün bile o koltukta oturmaması lazım. Türkiye’nin hukuk sistemi, hukuku, adaleti, yargıyı katleden Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanlarının eline kalmış, yazıklar olsun. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı da şunu bilsin ki; bu sözleri nedeniyle yarın ikisi de birbirini kurtaramayacak, her ikisi de anayasayı ihlal suçu işliyor.” l ANKARA AYM, MİT Yasası’ndaki kısmi iptal gerekçesini açıkladı MİT’çiler de tanık olmalı Anayasa Mahkemesi, 6532 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Yasası’nda değişiklik yapılarak MİT’e olağanüstü yetkiler veren düzenlemeyi, 30 Aralık 2015’te görüşmüş, CHP’nin iptal taleplerinin önemli bölümünü reddeden mahkeme, iki düzenlemeyi ise anayasaya aykırı bularak iptal etmişti. MİT mensupları ile MİT’te görev yapmış olanların tanıklık yapmalarının yasaklanmasına ilişkin hükmün iptal gerekçesi olarak anayasanın 36. maddesi gösterildi. Madde hak arama özgürlüğüne işaret edilen kararda, sadece devlet çıkarları değil bireylerin haklarının da korunması gerektiği işaret ettiği iptal edilen maddenin tanık deliline başvurma hakkına sınırlama getirdiği belirtildi. AYM, Türkiye’de tutuklu ve hükümlü bulunan yabancıların başka bir ülkede bulunanlar ile takasına ilişkin maddeyi de iptal etmişti. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle