19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 2 Mart 2016 EDİTÖR: CAN DOKER/ASLAN YILDIZ SYYDAAAÜBPRNATGDIHAIĞYRGIA’HIANTAZABAEŞEVTIRDEUİSIKİNAİTNLARI Yalan habere 100 bin liralık dava Sabah gazetesinin yaptığı asılsız haberlerle Can Dündar’ın kişilik haklarını, sistematik ve ağır biçimde çiğnediği vurgulanan dava dilekçesinde gazete ve muhabirden manevi tazminat istendi MİT TIR’ları haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kaldıktan sonra çıktığı vurgulanarak, “Müvekkilin evini satmasından sonra aynı sitedeki, aynı özelliklere sahip DESTEK ZİYARETLERİ SÜRÜYOR Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bir villa ancak 1 milyon 900 bin hak ihlali kararıyla serbest bı TL’ye satılabilmiştir” denildi. rakılan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Sa ‘Kanıtlamak zorunda’ bah gazetesinde hakkında asıl Dündar’a çanta içinde 3 mil sız bir şekilde yapılan ev satışı yon 500 bin TL ödendiği iddia haberlerine ilişkin tazminat da sıyla ilgili gazetenin 25 Şubat ta vası açtı. İstanbul Asliye Hukuk rihli haberine de, “İddia tümüy Mahkemesi’ne açılan davanın le gerçeğe aykırıdır ve müvek dilekçesinde, “Yalan haberlerle kilin kişilik haklarına saldırı ni müvekkili yeniden tutuklatma teliğindedir. Davalılar böyle bir ve onu kamuoyu önünde karala para teslimi iddiasında bulunu ma gayretine giriştikleri görül yorlarsa bunu kanıtlamak zo mektedir” denildi. rundadırlar” şeklinde yanıt ve Dündar’ın avukatı Abbas rildi. Dündar’ın MİT TIR’ları so Yalçın’ın İstanbul 11. Asliye Hu ruşturmasında tutuklu Tümge kuk Mahkemesi’nde açtığı dava neral Hamza Celepoğlu ve avudilekçesinde, Sabah gazetesi ve katları ile irtibatının olduğu id Eski milletvekilleri Levent Tüzel, Ufuk Uras, Akın Birdal, Melda Onur, Binnaz Toprak, Sabahat Tuncel ve Hasip Kaplan gazetemizin İstanbul’daki merkez binasına gelerek Can Dündar’la görüştü. muhabirinden 100 bin TL ma diasıyla ilgili gazetenin 20 Şu nevi tazminat istenerek, yapılan bat tarihli haberine söz konu 5 ayrı haber ile Dündar’ın kişi su avukatların Celepoğlu ile hiç lik haklarını, sistematik ve çok bir irtibatlarının bulunmadığı ağır biçimde çiğneyerek kendi şeklinde yanıt verildi. Haberde sini manevi zarara uğrattığı vur Celepoğlu’nun avukatı ilan edi gulandı. Dilekçede, Dündar’ın len avukat Sönmez Ahi’nin ger tahliye edilmesinden mutsuz çekte, TSK’nin anlaşmalı avukat luk duyan birtakım güçlerin larından olduğu, Celepoğlu’nun devreye girdiği aktarılarak, “Ya da olduğu birçok subay için tek lan haberlerle müvekkili yeni zip başvurusunda bulunmakla den tutuklatma ve onu kamuo görevlendirildiği vurgulandı. Bu yu önünde karalama gayretine konunun da en yetkili ağızdan, giriştikleri görülmektedir. Dava Celepoğlu’nun “gerçek” avukalı gazete ve gazeteci de bu kara tı Vural Ergül tarafından kamuo Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’la sohbet etti. lama operasyonu çerçevesinde yuna duyurulduğu belirtildi. başı çekmektedir” denildi. Dilekçede yapılan yalan haberlere ‘Böyle bir tespit yok’ de cevap verildi. Mali Suçlar Araştırma Kuru TL’den dolara lu MASAK’ın Dündar’a elden 3.5 milyon TL verildiği yö Dilekçede, nünde tespit yaptığı Dündar’ın evini ra iddiası ile ilgili de, yiç bedelin üze “MASAK’ın böy rinde bir bedelle le bir tespiti yok sattığı iddiasıyla ilgili gazetenin 18 Şubat tarihli haberinde evin 1.5 milyon dolara satışa çıkardığını tur, iddia tümüyle kamuoyunun yanıltmaya yönelik ve gerçek dışıdır” denildi. Dava konusu yazıla Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Komitesi Başkanı ve gazeteci Kadri Gürsel, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, Genel Sekreteri Mustafa Kuleli ve TGS İstanbul Başkanı Gökhan Durmuş, belgeselci, fotoğraf sanatçısı Coşkun Aral, gazeteci İpek Yezdani, haberdar.com yazarlarından Said Sefa, Celal Başlangıç, Ergun Babahan, Pelin Cengiz ve Cengiz Aktar ile yazar Işık Öğütçü gazetemize destek ziyaretinde bulundu. iddia ettiği belirtildi. Gazetenin rın ne gerçek, ne de ölçülü oldu bu iddiasının tapuda gerçek sa ğu kaydedilerek, yayınlarda ka tış bedelinin 1.5 milyon TL oldu musal ilgiyi hakeden bir tartış ğunun ortaya çıkmasıyla tama manın yürütülmediği, bunun ye men çöktüğü vurgulandı. Gaze rine Dündar’ın kişiliğinin hedef tenin 25 Şubat tarihli haberinde alındığı ve kendisini aşağılaya de, Dündar’ın evini 1.5 milyon rak kamuoyunda küçük düşür dolara satışa çıkardığı iddiası menin amaçlandığı aktarıldı. Sa nı da ortaya attığı kaydedildi. Di bah ve haberlerin sahibi muha lekçede, Dündar’ın evi satışa çı birin yaptıkları sistematik ya kardığı fiyatın 2013’te 2 milyon yınlarla, bir gazeteci ve yazar 480 bin TL olduğu, gazetenin 1.5 olan Dündar’ı susturma gayre milyon dolar ve 4.5 milyon TL tinde olduğu ifade edilerek, “Bu CHP milletvekili Zeynep Altıok, Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı’ndan Hamdi Gezmiş ve iddiasının tümüyle gerçek dışı nun içinde onu kamuoyu önün Bora Gezmiş, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Dündar ve Ankara Temsilcisi Gül’ü ziyaret etti. olduğu belirtilerek, emlakçı ile de düşmanlaştırmaya, vatan ha imzalanan 29 Mart 2013 tarih ini, casus ve ahlaksız biri ola li aracılık sözleşmesi mahkeme rak kabul ettirmeye çalışmakta ye sunuldu. Aradan geçen 8 ay dırlar. Böylece oluşan baskı orta da hiçbir alıcı çıkmaması üzeri mında, müvekkil yazamayacak, ne yeni bir emlakçıyla anlaşıl haber yapamayacaktır” denildi. dığı, fiyatın da 2 milyon 100 bin Sabah gazetesi ve dava açılan TL’ye indirildiği ifade edilerek, muhabirin ifade özgürlüğü sı Haziran 2015’e gelindiğinde bu nırlarını aştıkları vurgulanarak, fiyata da hiçbir alıcı çıkmadığı “Bir gazeteci yazarı susturmaya anlatıldı. Dündar’ın bunun üze yönelik bir yapının inşasına baş rine evi mecburen gerçek değerinin altında, 1.5 milyon TL’ye sattığı kaydedildi. Bu satış bedelinin de iddia edildiği gibi rayiç bedelle bir uçurum oluşturmadığının altı çizilerek, alıcının parayı banka kredisiyle ödediği lamışlardır. Basın özgürlüğünün ne anlama geldiğini çok iyi bilen müvekkil için gazete ve gazeteci aleyhine yargı yoluna başvurmak son çaredir. Ancak davalıların, müvekkilin doğrudan kişiliğini, şeref ve saygınlığını ve de DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve beraberindeki heyet, gazetemizin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Can Dündar’la görüştü. CHP’LİLERDEN ZİYARET YÜKSEKDAĞ’DAN TELEFON CHP’li Gürsel Tekin, CHP PM üyesi Canan Kaftancıoğlu, eski CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, eski CHP’li vekil Süleyman için, bankanın ekspertiz raporu özgürlüğünü hedef alan yayınla Çelebi, gazetemizin merkez binasına gelerek; CHP lideri Kemal Kılıç hazırladığı anımsatıldı. Burada rına karşı gideceği başka bir yol daroğlu ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da Can Dündar’ı da evin rayiç bedelinin 1 milyon kalmamıştır” ifadeleri kullanıldı. telefonla arayarak özgürlüğe kavuşmalarının sevincini paylaştı. Figen Yüksekdağ Murat Karayalçın 800 bin TL oldu ğunun ortaya Anayasayı ortadan kaldırdıHUEKRUDKTÇOEUĞPLAAKRNİD’AAN l İSTANBUL/Cumhuriyet İstanbul Barosu Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla ilgili açıklamalarına sert tepki gösterdi. Baro Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “AYM’nin kararına uymayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı, kendi meşruiyetini tartışmaya açarak, kendisinin de ‘tanınmaması’ zeminini yaratıyor. Özlemini duyduğu ‘yeni anayasa’ ve ‘başkanlık sisteminin’ de ne olduğunu açıkça topluma göstermiş olmaktadır” denildi. Barodan yayınlanan açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın yemini anımsatılarak, şöyle devam edil di: “Cumhurbaşkanı’nın bu beyanları ile Anayasal durumu ve konumunu hiç anlamadığı ya da anlamak istemediği anlaşılmaktadır. Türk milleti adına yargı yetkisi kullanan ve karar veren AYM kararını tanımadığını söyleyerek, esasen milleti tanımadığını söylemiş olmaktadır. Türk Milleti önünde ettiği yemini, Anayasal yetki ve görevlerini düzenleyen hükümleri, Anayasa’yı açık olarak çiğnemekte ve suç işlemektedir” denildi. Sakarya Barosu Başkanı Avukat Zafer Kazan da Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının, anayasal devlet için bir ciddi bir tehdit olduğunu söyledi. Sosyal medyadan açıklama yapan Kazan, “Anadolu’da, ne söylediğini bilmeyen kendini kaybetmiş insanların taşkın davranışlarına karşı ‘aman ilişmeyin’ diye söylenen bir söz vardır...... Ne diyelim şimdi ‘aman ilişmeyin’ mi diyelim? Kanun hükümsüz, yasaya saygı yok......Bırakın hukuk devletini kanun devleti bile olamadık.....” dedi. Kariyer Hukuk Derneği’nin “Liderler Zirvesi” programına katılan Prof. Dr. Duygun Yarsuvat da “AYM’nin verdiği kararlar ne olursa olsun kabul edilmesi gereken kararlardır. Aksi takdirde ülkede kaosa sebebiyet verirsiniz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Cindoruk: Vatana ihanet Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararına “Tanımıyorum, saygı da duymuyorum” yönündeki sözlerini ilişkin konuşan eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, “Aslında kendisi ile ilgili bir tedbir almak amacıyla yapıyor” dedi. Halk TV’de Ayşenur Arslan’ın konuğu olan Cindoruk, Erdoğan’ın AYM’yi hedef alan çıkışının Dündar ve Gül kararı için olmadığını, belirterek “Erdoğan aslında bu çıkışla Anayasa Mahkemesi’nin önümüzdeki dönemde kendisi hakkında vereceği kararı tanımayacağını şimdiden ilan etmiş oldu. Bu çıkışla AYM’nin kararlarını tartışmaya açarak ve hafifleterek, kendisi için bir savunma mevzisi oluşturdu” dedi. Cumhurbaşkanlarının sadece “Vatana ihanet” suçuyla yargılanabildiğine dikkat çeken Cindoruk, Adnan Menderes’in “Anayasayı ihlal‘ suçu ile yargılandığını anımsatarak, “Bu kararların tamamına katılmasam da, ortada hukuki bir karar vardır. Anayasayı ihlal suçu ‘vatana ihanet’ suçudur. Ve bunun da cezası bellidir” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet haber 11 Ckaudmahr uanrbaarşşiksatnı olamadım ya... Kimse direnmesin; kısmette anarşistliği ondan öğrenmek varmış. Şu son çıkışı itibarıyla artık sıkı bir fanıyım. Niyeti ne olursa olsun; onun anarşistliğine toz kondurmam. Bundan sonra ağzının içine bakacağım. Efsanevi anarşist Emma Goldman’ın pabucu dama atıldı, bundan böyle kendime Cumhurbaşkanı’nı örnek alacağım. Şu küçük köşemde bunca zamandır devletin, hukukun, sınırların, kuralların ve daha bir sürü can sıkıcı şeyin insan için değil iktidar için olduğunu ve tüm iktidarların da başa bela olduğunu yazıp duruyorum. Hukuk hakkında atıp tutuyorum. Yıkalım devletleri yerine de yenilerini zinhar kurmayalım falan diyorum. Rütbe, güç umursamadan aklıma yatmayanı dan dan dan eleştiriyorum. Ama sorun bakalım, hayatımda Cumhurbaşkanı kadar gözü kara bir çıkış yapmışlığım var mı? Yok. Annemin sözünden hiç çıkmadım ben. Okul bile kırmadım doğru dürüst. Ödevlerimi eksiksiz yaptım. Sınavlarımı hiç kaçırmadım. İşe hep zamanında girip çıktım. Aklıma yatsın yatmasın; ne olur ne olmaz der bütün trafik kurallarına uyarım. Daha uzaktan sarı ışığı gördüm mü frene basar dururum. Duş almadan havuza girmem. Basmayın diyorlarsa çimenlere basmam. Yere zinhar çöp atmam. Randevularıma asla geç kalmam. Kalabalıklarda yüksek sesle konuşmam. Geç saatlerde sokaklarda nara atmam. En yakın arkadaşıma bile telefon etmeden gitmem. Annemin evinde dahi izin istemeden buzdolabını açmam. Sormadan kimsenin bir şeyini almam. Kapıyı vurmadan içeri girmem. Telefonda kendimi tanıtmadan lafa başlamam. Yolda biriyle çarpışsam kim hatalı diye düşünmeden hemen özür dilerim. Hiçbir sırada başkasının önüne geçmem. Haklı olduğumdan hiç kuşku duymasam bile tartışmalarında başkalarına çemkirmem. .... Ama sorsanız, anarşistin önde gideniyim. Devlet yıkılsın, aile dağılsın, cinsellik doğallaşsın, tabular tarumar olsun, yasalar tepetaklak edilsin, yasaklar delinsin, ilkel komünal çağlara dönülsün... Herkes kuş olsun; denizlerde, kırlarda özgürce süzülsün... Hepsi palavraymış; yeni anladım. Görüntüde saçım başım bir tuhaf; kıyafetlerim keza öyle. Ama aklım nasıl başımda bilemezsiniz. Mantıksız hiçbir şeye beni ikna edemezsiniz. O kadar ki, hani olmaz ya yazdıklarımdan dolayı bir hapis cezası falan alsam sözümden tek kelime dönmem ama tıpış tıpış da gider yatarım. Sözde bunca yıllık anarşistim, “Enginlere sığmam taşarım, hangi mahkeme beni yargılayacakmış şaşarım” demek aklımın ucundan geçmez. Benim gibi bir sürü insan da öyledir. Anarşistlik bizim gibi Ortadoğu insanında bir yere kadar. Ama o öyle mi? Sanki anarşizmin beşiğinde yetişmiş. Ne hukukun sınırlarını tanıyor ne dilin sınırlarını. Mesela ben şimdi edebiyatçıyım ya; elim kolum, dilim dudağım bağlanır; “Bilmem ne mahkemesinin başkası hakkında verdiği karara uymuyorum” diye bir cümle kuramam. Öyle hissetsem de, illa kurmak istesem de kuramam. Gramer açısından yanlış olur, mantık açısından yanlış olur, felsefe açısından yanlış olur diye tutulur kalırım. Ama o kuruyor. Çünkü gerçek bir anarşist gibi ne hukuk kuralı tanıyor ne dil kuralı; ne mantık ve felsefeyle kafasını bulandırıyor, ne akılla. Ağzına geleni söylüyor; aklına geleni yapıyor; bildiğin özgür takılıyor. Tamam, farkındayım bunlarla bizi oyalayıp başka haltlar karıştırıyor ama olsun. Anarşistlik meselesinde hiçbir meselede olmadığı kadar usta. Bakıyorum da ben bu meselede çırak bile değilmişim. Etikti, adaletti; akıldı, fikirdi; erdemdi, vicdandı; dengeydi sevgiydi gibi boş işlerle iştigal ederken anarşiyi bildiğin teğet geçmişim. Cumhuriyeti Emre Kongar anlatacak FMV Işık Okulları’nda 2 yıldır devam eden Kültür Konferansları etkinliği kapsamında bugün düzenlenecek seminerin konuşmacısı gazetemiz yazarı, gazeteciyazar Prof. Dr. Emre Kongar. Kongar etEmre Kongar kinlik çerçevesinde, “İnsanlık Tarihi Açısından Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu”nu felsefi açıdan anlatacak. FMV Işık Okulları’nın 130’uncu kuruluş yıldönümü Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminer bugün saat 18.00’de gerçekleştirilecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle