19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 16 Mart 2016 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Son iki ayda 1 milyon 300 bin kişi işsiz kaldı Türkiye’de son bir yılda 2.5 milyon kişi işini kaybederken iki ayda işsiz kalan sayısı 1.3 milyon kişiyi geçti. Yeniden iş bulanlarla birlikte 3.3 milyon kişinin işi yok Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2015 yılı Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 59 bin kişi artarak 3 milyon 204 bin kişi oldu. Son iki ayda ise işsiz kalanların sayısı ise 1 milyon 338 bin kişiye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı ise 0.1 puan azalışla yüzde 10.8 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0.2 puanlık azalışla yüzde 12.7 olarak tahmin edildi. Genç işsizliği yüksek 1524 yaş grubu genç işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 19.2 olurken, 1564 yaş grubunda bu oran 0.2 puanlık azalışla yüzde 11 olarak gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı kasım, aralık, ocak aylarını kapsayan dönemde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 806 bin kişi artarak 26 milyon 448 bin kişi, istihdam oranı ise 0.7 puanlık artış ile yüzde 45.4 oldu. Tarım sektöründe çalışan sayısı 7 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 814 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 18.9’u tarım, yüzde 20.1’i sanayi, yüzde 7.1’i inşaat, yüzde 53.9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Yüzde 32 kayıt dışı İşgücü 865 bin kişi artarak 29 milyon 652 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,7 puan artarak yüzde 50.9 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı 0.2 puanlık artışla yüzde 71, kadınlarda ise 1.2 puanlık artışla yüzde 31.2 oldu. Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 32.1 olarak gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, geçen yıl 806 bin kişiye iş bulunmasına rağmen işsizlik oranının yüksek seyrettiğini belirterek, işgücü piyasası reformunun ertelenemeyeceğini ifade etti. l Ekonomi Servisi Verilere göre son bir yılda 1 milyon 187 bin kadın ve 2 milyon 17 bin erkek işsiz kaldı. Yükseköğretim mezunu olanlarda işsizlik oranı yüzde 10.4’ü bulurken 1524 yaş arası genç nüfusta oran yüzde 19.2’ye çıkıyor. Kadınlarda işsizlik oranının daha fazla olması dikkat çekiyor. Rakamlar şişirilse de 10 KAT ARTTI Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’ne (DİSKAR) göre ise 1 yılda işsiz sayısı 10 kat arttı. DİSKAR, umutsuzlar ve çalışmak istediği halde düzgün iş bulamayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranının yüzde 17.9, işsiz sayısının da 5 milyon 749 bin kişiye ulaştığını vurguladı. TÜİK verilerini değerlendiren DİSK şunlara dikkat çekti. 4 İşsiz sayısında aralık ayı dönemi için rekor kırıldı. İşsizlik oranında geçen yılın aynı ayına göre göreli azalış, kayıtlı işsizlerin çalışma hayatından uzak kalmaması amacıyla uygulamaya sokulan Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamındaki işsizlerin sayısındaki devasa artıştan kaynaklandı. 4 Söz konusu kişiler işsiz kapsamında değerlendirilseydi resmi işsizlik oran yüzde 11.7’ye yükselecekti. Resmi işsiz sayısı ise 3 milyon 475 bin olacaktı. Bu sayı Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsiz sayısı. 4 Aralık 2015 dönemi için işsiz sayısı TYÇP’nin etkisine rağmen Aralık 2011 dönemine göre yaklaşık 1 milyon kişi arttı. Artış oranı ise yüzde 41. Aralık 2011 döneminde işsiz sayısı 2 milyon 266 bindi. Piyasa teröre değil Fed’e odaklı PELİN ÜNKER Terör saldırısına piyasalar çok sınırlı tepki verirken, özellikle son dönemde gelişen piyasalarda artan iyimserlik Türkiye’de de devam etti. Kurlarda gevşeme sürdü. Gösterge faiz yüzde 10.50’nin altına indi. Borsa da 80 binin üzerini gördü. Dün ise borsa yüzde 1 civarı düşüşle 79 binlere geriledi. Serbest piyasada dolar 2.9090 TL’den kapandı. ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan, “Türkiye’yi destekleyen bir küresel konjonktür var, buna geçen hafta Avrupa Merkez Bankası’nın açıkladığı ek genişleme önlemleri de katkıda bulundu. Bu hafta da Fed tarafından herhangi bir faiz artırımı beklemiyoruz. Türk varlıklarına olan ilgi devam ediyor. Ancak Fed’in bir gün öncesinde küresel piyasaların merkez bankalarına odaklanması sonucunda piyasalarda bir miktar negatif hareket gördük. Ancak hem TL’deki değer kaybı, hem de borsadaki gerileme diğer gelişen ülkelerle beraber gerçekleşti” dedi. Uzun vadede temkinli olmakta fayda olduğuna dikkat çeken Erkan, “Yılın ilk yarısının sonunda olası Fed faiz artırımıyla küresel dolar hareketi ivme kazanabilir” yorumunda bulundu. 2 msTaiıüğçlrkııyknkişiomlyaiyemnae’cda7ıuel3aslka3raaişybStıgisıu.nöırsir7yeo8en4li Suriyeli mültecilerin yoksullukla imtihanı Mültecilerin yüzde 57’si yoksulluk, yüzde 31’i açlık sınırının altında yaşarken üçte birinin evinde tüp, yağ ve tuz bulunmuyor Adana, Seyhan İlçe Belediyesi tarafından hazırlanan rapor, Suriyeli mültecilerin yaşam savaşını gözler önüne seriyor. Rapora göre, mültecilerin üçte birinin evinde temel besin ürünleri olan tüp yağ ve tuz bulunmuyor. Adana’ya, ülkelerinde devam eden iç savaştan kaçarak sığınan Suriyelilerle ilgili yapılan araştırmaya göre, sığınma cıların ortalama gıda harcamasının kişi başı günlük yaklaşık 3 lira olduğu belirtildi. Gıdaya 3 lira Merkez Seyhan İlçe Belediyesi tarafından 2 bin 800 Suriyeli ile yapılan görüşmenin ardından hazırlanan raporda, sığınmacıların yüzde 57’si yoksulluk, yüzde 31’i açlık sınırının altında yaşamları nı sürdürmeye çalışıyor. Ayrıca yüzde 31’inde temel beslenme ürünleri (tüp, yağ, tuz) bulunmuyor. Geriye kalan yüzde 69’u da yetersiz düzeyde. Sığınmacıların ortalama gıda harcaması kişi başı günlük 3 lirayı nadiren buluyor. Düzenli süt ürünleri, peynir, yoğurt yiyebilenlerin oranı yüzde 40 civarında. Yüzde 25’lik bir kısmı ise peynir yoğurttan tümden mahrum durumda. Suriyeli sığınmacılar, Türkiye’de kiralık ve ucuz ev bulabildikleri şehir merkezlerini tercih ediyorlar. Adana’da eski Çarşı bölgesi hem kiraların ucuzluğu hem de alışkanlıklarına uygun olduğu için KocavezirMestanzadeMeydan mahallelerinde yoğunlaşmalarına neden oluyor. l Ekonomi Servisi ekonomi 7 ‘Yeni’ Türkiye’de ekonomik şiddet: Kiralık işçilik Şiddet ve terörün ulusumuzu dört bir yandan çevrelediği günler yaşıyoruz. “Şiddet”, kuşkusuz, sadece siyasi yaşam ile sınırlı değil; ekonomik şiddet de “yeni” Türkiye’nin bir parçası. Sözünü ettiğimiz şiddet, emeğin kazanımlarına ve örgütlenme haklarına yapılmış topyekun bir saldırıyı içeriyor: 8 Şubat 2016 günü TBMM Başkanlığı’na sunulan “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair” kanun tasarısı... Özetle, tasarıyla işsizler “Özel İstihdam Büroları”nın (ÖİB) elemanı olaca. Maaş ve sigortalarını da bu bürolar ödeyecek. İşveren dilediği koşul ve süreyle buralardan işçi kiralayacak. Çalışma hayatını baştan sona değiştirecek yasanın 21 Mart’a kadar TBMM’den geçirileceği öngörülmekte. Daha somut ifadeyle, istihdam büroları işsiz konumundaki başvuru sahiplerini sigortalı olarak işe alacaklar ve “kiralanacak işçinin” maaşı asgari ücret üzerinden yatırılmış olacak. İşletmeler ilgili istihdam bürosundan işçiyi kiralayacak ve “kiraladıkları” işçiye ait hiçbir yükümlülük üstlenmemiş olacaklar. Yasa tasarısı “kiralanma” üzerine çeşitli kısıtlar da öngörmekte. Tasarıya göre işyerlerinde çalışan sayısının en fazla yüzde 25’ine kadarı kiralık işçi olacak. Ancak 1 ile 10 arasında çalışanı bulunan KOBİ’ler için bu sınırlama uygulanmayacak ve KOBİ’ler istediği kadar kiralık işçi çalıştırabilecek. Buna ilaveten, işçiler kiralandıkları işyerinde en fazla 6 ay çalışabilecek. “Kira” süresi dolan ya da “beğenilmeyen” işçi ise istihdam bürosuna geri dönecek. İstihdam büroları işveren ile (kiralık) işçi arasında bağlantıyı oluşturacak ve işverenden alınan ücretin bir kısmı ile işçinin maaşını ödeyecekler; geriye kalan kısım ise ÖİB’lere kalıyor olacak. Dolayısıyla, istihdam büroları “kiralık” işçi üzerinden kâr sağlama amacı güderken işçiler de çifte sömürü ile baş başa kalacaklar. Sendikalar ve diğer emek örgütleri ise, yasa tasarısıyla öncelikle yasal hakların ortadan kalkacağını vurgulamakta. Öncelikle, işçiler kiralanacağı için sigortaları kesik yatacak, emekli olmaları zorlaşacak. Kıdem tazminatları fiilen ortadan kalkacak ve işçilerin düzenli bir işyeri olmadığı için zam almaları ve pahalılığa karşı ücretlerinin gerçek düzeyini korumaları güçleşecek. Bu doğrultuda, Evrensel gazetesinde 17 Şubat tarihli yazısında Dr. Murat Özveri şu hususların altını çizmekteydi: “Tasarının gerekçesine göre, kiralık işçi ‘güvenceli esneklik’ uygulamasının örneği olarak sunulmaktadır. Oysa işçi açısından ‘güvenceli çalışma’; işçinin ücretinin, sağlığının, sosyal güvenlik ve örgütlenme haklarının güvence altına alındığı çalışmadır. Bu sistemle, kiralık işçi sendikalı olamayacaktır. Zira, mevcut yasal sisteme göre toplu iş sözleşmesinden (TİS) yararlanmak için işyerinde TİS tarafı işveren işçisi olarak çalışıyor olmak ve TİS tarafı sendikaya üye olmak zorunludur. Ancak, özel istihdam bürolarıyla sendika üyesi olarak ücretin toplusözleşme aracılığı ile belirlenmesi tasarıya göre olanaklı değildir. Dolayısıyla, kiralık işçiler temel hak olan sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkından yoksun kalacaklardır.’ DİSK Başkanlar Kurulu kiralık işçilik sistemini şu başlıklar altında eleştirmektedir: 4 Kuraldışı, güvencesiz ve esnek çalışma biçimleri kural haline gelecek. 4 İşverenlerin işten çıkarma maliyetleri düşecek, işçiler kullanılıp kovulacaktır. 4 İddia edildiği gibi kayıt dışı istihdam edilenler güvence kazanmayacak; aksine formel sektörlerde, sendikal örgütlenmelerin olduğu alanlarda güvencesizleşeceklerdir. 4 Gelir, emeklilik, yıllık izin, sağlık ile ilgili bütün haklar tamamen ortadan kalkacaktır. 4 Uzun çalışma saatleri açısından dünyada zirvede yer alan ülkemizde, kiralık işçiler yoğun bir sömürü çarkı içinde olacaktır. 4 Ülkede iş hukuku, işçiişveren arasındaki sözleşme, işyeri ve işkolu düzenlemeleri üzerine kuruludur. Meclis’teki tasarı, bu hukuksal düzeni geçersiz hale getirecek. Çalışma yaşamı hukuk dışı bir hal alacaktır. 4 İşverene toplu işten çıkarma hakkı tanınacak, işveren aynı işçiyi istihdam bürolarından çok daha ucuza, sendikasız, haksız hukuksuz kiralayabilecektir. 4 Kiralık işçiler, “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği” uygulamalarından yaralanamayacaklar. 4 Özel istihdam büroları köle pazarlarıdır. Özel istihdam büroları ile geçici iş ilişkisi oluşturulması insan ticaretidir. Bu tarihteki en büyük insanlık suçlarından biridir. Özetle “yeni” Türkiye’de ekonomik şiddet ile siyasi terör ve şiddet kol kola gezmektedir. Karşılıksız çek sayısı arttı Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre yılın ilk iki ayında bankalara ibraz edilen çeklerin sayısı 3.5 milyon adede dayandı. Bu çeklerin tutarı 111 milyar liraya denk geldi. Aynı dönemde ibraz edilen çek tutarı 2015’in aynı dönemine oranla yüzde 19, çek adedi ise yüzde 15 arttı. İlk iki ayda karşılıksız çek adedi ise yüzde 32 arttı. Şubatta en fazla karşılıksız işlemi yapılan 5 il adet bazında İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Antalya oldu. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle