20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 1 Mart 2016 haber 10 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ YANDAŞ KOROSU Gerçek gazetecilere karşı yürütülen algı operasyonu Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ezici bir çoğunlukla Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karar, insan hakları ve demokratik özgürlükler konularında Türkiye’de artan karamsarlığın giderilmesine bir nebze de olsa katkıda bulunacaktır. Bu karar ayrıca, Türkiye’nin demokratik ülke olarak zedelenmiş bulunan uluslararası itibarına tekrar kavuşmasına da yardımcı olacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş’ın belirttiği gibi, Avrupa’nın gözü bu karardaydı. Bu nedenle AYM’nin kararı Avrupa’da olumlu karşılandı. Bu karardan kimlerin rahatsız olduğu ise bellidir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AYM kararına sadece sessiz kalırım o kadar ama onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum” dedi. Erdoğan’ın ülkenin en yüksek mahkemesine “saygı duymadığı” ilk karar da bu değil zaten. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise konuyla ilgili açıklamasında, “Dava devam edecek, biz de yakından takip edeceğiz” dedi. Ancak, AYM’nin ihlal edildiğini belirttiği anayasa maddelerine bakınca, bunun neye dayanılarak sürdürüleceği belli değil. Kalın açıklamasında, Batı’dan Julian Assange, Bradley Manning ve Edward Snowden örneklerini verdi. Ancak söz konusu örneklerin Can Dündar ve Erdem Gül’e karşı açılan davayla bir benzerliği yok. Kalın, WikiLeaks’ten bildiğimiz Assange’ın casusluk suçlamasıyla karşı kaşıya olduğu için Londra’daki Ekvador büyükelçiliğine sığındığını ima eden sözler sarf etti. Fakat bu doğru değil. Assange İngiltere tarafından, hakkında ırza geçme ve taciz suçlamasıyla soruşturma açılan İsveç’e iade edilmemek için bu büyükelçiliğe sığındı. Yoksa hakkında ne İngiltere’de ne de İsveç’te açılan bir “casusluk” soruşturması var. ABD’de ise bir casusluk soruşturması var. Dava açılırsa, ABD vatandaşı olmasa da, ölüm cezası bile alabilir. Assange, İsveç’e iade edildiği takdirde, o ülkenin kendisini ABD’ye teslim etmesinden korktuğu için Ekvador büyükelçiliğine sığındığını belirtiyor, ancak bu kişisel vehmi. Bu olacak olsaydı İngiltere de bunu yapabilirdi. Ama böyle bir şey söz konusu değil. Kaldı ki İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, hiçbir şüpheliyi ölüm cezası riskinin bulunduğu bir ülkeye iade etmeyeceklerini açıkladı. Ölüm cezası riski olmasa bile İsveç’in liberal yasaları bu tür iadeleri zaten zorlaştırıyor. Assange’ın aslında İsveç’te hapse girmekten korktuğu için Ekvador büyükelçiliğine sığındığını savunanlar da var. Aslında bilgisayar programcısı olan Assange, kurduğu WikiLeaks adlı internet sitesi nedeniyle “gazeteci” ve “yayıncı” sıfatlarını kullansa da gerçek anlamda bir “gazeteci” de değil. ABD’nin sırlarını WikiLeaks’e sızdıran Bradley Manning ve gizli belgeleri basına sızdıran Edward Snowden’a gelince... Manning ABD ordusu mensubuydu, Snowden ise ABD hükümeti için çalışıyordu. Resmi görevleri sırasında elde ettikleri belgeleri sızdırdıkları için haklarında casusluk davası açıldı. Sızdırdıkları bilgiler Batı’da birçok gazetede yayımlandı ama hiçbir gazeteciye karşı dava açılmadı. Manning ve Snowden örnekleri esas alınacaksa, o zaman MİT TIR’larıyla ilgili bilgileri sızdıran yetkililerin yargılanması gerekiyor, bu bilgileri demokrasinin gereği olarak kamuoyu ile paylaşan habercilerin değil. Burada gazetecilerin yargılanması basına verilmeye çalışılan bir gözdağından başka bir şey değildir. AYM sayesinde bu çaba da ters tepmiş oldu ve basın özgürlüğü ilkesi güçlendi. Kalın aslında Batı’yı tanıyan ve verdiği örneklerin geçersizliğini bilecek akla ve bilgiye sahip olan biridir. Ama bu örnekleri vererek Saray yanlılarına materyal sağlamaya çalışıyor. Böylece aslında kimlerin “algı operasyonu” yürüttükleri de ortaya çıkmış oluyor. Dündar’ın, ‘Erdoğan’a teşekkür’ü rekora koşuyor MİT TIR’ları haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın Silivri Cezaevi’nden çıktıktan sonra Cumhuriyet’te yayımlanan ilk yazısı büyük yankı yarattı. Dündar’ın 27 Şubat Cumartesi günü “Bir yandaş yazı denemesi: Erdoğan’a açık teşekkür” başlıklı yazısı gazetemizin internet sitesi üzerinden dün akşam saatlerine kadar 2.7 milyon kez okundu. Sosyal medya sitelerinde de binlerce kez paylaşılan yazının toplan okunma sayısı dün itibarıyla 3 milyonu aştı. l Haber Merkezi Erdoğan’ın açıklamalarının ardından yandaş kalemler de harekete geçti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 92 gün tutuklu kalan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ü özgürlüğe kavuşturan Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hak ihlali kararını tanımadığını belirtmesinin ardından yandaş köşe yazarları da dünkü yazılarında benzer dil kullandı. Yandaş gazeteler Erdoğan’ın “AYM bu şekilde bir karar vermiş olabilir. Bu karara sadece sessiz kalırım, o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim. Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum” sözlerini birinci sayfalarında manşete taşırken yandaş yazarlar da şu görüşleri savundu: Cem Küçük / STAR Yeni ve daha iddianameler sağlam geliyor Sık sık muhalif gazetecileri hedef alan Star yazarı Cem Küçük köşesinde “Can Dündar tutuklanmalıdır çünkü haindir” diye yazdı. Küçük, şunları kaydetti: “Dündar ile ilgili yeni ve daha sağlam iddianamelrMrGcakkçettıeuıülenreüalaankımsdlhdvnkç’i9aüeekmıdklkrbneeaüTgdüiacmğiryeübecksailerFaanşetsesakkmşğsEucihCyieiıenTsy’esaanbkÖimeyvivnie.mbeeneCelaEicDlrkrhjuivbediaydütanmekuenudeniti.nıbninhgrdbC,euoöuaduçamazlrrrüdetbnaeiasevguniylckyryeDşieğekbaatdiiktuüürşnniiak.inn’a”idnnnAaAsurdarietnobabaleyhtkarudrtdkae’yiuıuıia.kgdnağvylrLeıeslieunasanarfaadhiikza AHMET KEKEÇ / STAR Kaalınradrıığnınkıimbiilniyotaruzyzikiyle Star yazarı Ahmet Kekeç ise Dündar’ı gazeteci olmamakla suçlayarak, “En hafif tanımıyla bir provokatördür” diye yazdı. Kekeç, “‘Hak ihlali’ kararının niçin, kimlerin tazyikiyle alındığını bilebilecek yaşta ve deneyt“müMğtmlhugiöiyimrekualaruedddzsskerdlieueuüedbreyftrzn.iruyeeali.Eum?l.icyzk.znzivaıCPe.lol.erimdhz.ayakg,enEmaar”ıığaClnfşfaDgiueleufebnönktrümlteurlmüdanibedihsnadAamematuırasrarnmki,rırbhyb.abag.eıgo.yiyadvanrarBaşleazuizavskineşeztz,aa,taet.bettotneMhaeScaircırnddiihtailzEivadpelhtdidiragkrryrkedaoişöâienğeonvrrdbmiğüeoeltaibdaudkyreminiidaorsr’erie.ıaçıklama yaptı” dedi. HİLAL KAPLAN / YENİ ŞAFAK İIdŞİdDiagneaçmmeiydoerdu Sabah gazetesi yazarlarından ve Bülent Arınç’ın “troliçe” olarak adlandırdığı Hilal Kaplan da şunları kaydetti: “Ne paralelin ihbar mektubunda, ne şüphelilerin ifadelerinde ne de iddianamede bdyHmçIHbelŞiaaaudearaeİrflnlezfDbnkimusuinree,’ritzeraezlatdvaidnedgkeabğhtyiieiigmldtlilamalşteüuyiirlemhğnear“ıgmniedIyrüeniŞsguebi,sIiİaşırirŞiyDltbteaaIİitae”kıŞDnımyknçrgİ’ünıDrdpDaeenanaayaüç’griknkyrman,ia‘aütdhTitieltsçleeaiaIzbaaiğşRlrkbnnuğlei’eeendTınlbernnareiIub’trR,abstünçıyDi’iorül.sailsaühahe1npsrğnib2tktçuııeanü.r bir dayanağı yoktu. KURTULUŞ TAYİZ / AKŞAM Koakmuyuannufnaaclaiyneıntlaer ARDAN ZENTÜRK / STAR Mzeemseinledeyatnarlıtşışılıyor FATİH SELEK / TÜRKİYE Csauymfahsıunrdiyae3t’0in1 birinci haber Cumhurbaşkanı’na tepki: ERDOĞAN’IN HADDİNE DEĞİL n Ahmet Altan (P24): Anayasa Mahkemesi’nin kararına “uymamak” Cumhurbaşkanı’nın haddine düşmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili yaptığı açıklama Cumhurbaşkanı’nın tamamen “gerçeklerden koptuğunu” gösteriyor bence. Erdoğan darbe mi yaptı, darbeye mi hazırlanıyor? “Fiili başkan oldum” sözü anayasayı çiğnediğinin, “Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymuyorum” sözü de “anayasal yapıyı” kabul etmediğinin itirafı. İkisi de çok ağır suçlar... n Mehmet Altan (gazete360.com): Ceza Yasası’nın 309. maddesi şöyle yazar: ‘Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı çiğneyen bir cumhurbaşkanına uygulanacak yaptırım nedir? Hukukun gereği yapılacak mı?” n Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet): Benim merak ettiğim asıl konu ise “hak ihlalinin olmadığı” yönünde oy kullanan üç yargıcın yazacakları karşı oy yazısının içeriği. Yandaş medyada yayınlanan bazı haberler, “içeriden” verildiği iddia edilen bilgilere dayanıyor. Bir üye ne talep etmiş, başkan onun isteğini nasıl geri çevirmiş gibi haberler bunlar. Doğrusunu isterseniz bunların da masa başında uydurulduğunu düşünmek istiyorum. Kurtuluş Tayiz, Dündar’ın MİT TIR’ları haberlerinin ardından ödüllendirilmesini eleştirerek, “Gazeteci kimliği, Dündar’ın çevirdiği dolapları ve karıştığı siyasi komploları gizlemeye yetmediği gmnynsnmcikiyeiiiaabaezuedkbidsoytşetouyydkaölülaaaaoupy”ürrdrrrıyleilaıbtleakşatıarekkiylneddıleyao”iideavyenrmrsevniao.ıukaerrgh“kkçmat.dDöeaoalBoyrpeknyleeraudvıattn“şgılatfrkmeraaiağafm:atnaazkıe”“melaiıd,oKpinytlyyulaaieaodyeaskrcmryutela,ia”lıaltğlseunreledruişrenrdayleiıriaursgaydenöıınesai“”nedm.irpbdaacüçTseıeaedenlua“şşlnnğıkıeiirnniınaudirmesiyle meşhur.” Star yazarı Ardan Zentürk ise, Türkiye’nin Dündar meselesini yanlış zeminde tartıştığını savundu. Zentürk, Dündar’ın casus olup olmadığını tartışmanın hata olduğunu belirterek “Bu, ilgili mahkemntmgibstlnraşaeuiıeiereial,lcnddretneksdiiınuilnıainşterinidrmkğg.ivrb),,iiet.akria.mnCiAr.rmevaneaHynaeirgıkısndasrnnüetbtklrıridnDeniızgğarnkaşdaülaiıesdkerznkstioyaamleeoed’kkirtztnr,baaıleeagieukrenclvğii’eleilsyıaıdielarnnerairoeidyğl,ddplğegaileaMıiğtainaçrnırlirö.ız.edİae.snTte(.csikıuTrtaeeonTe,tuamikndutchIdtrRaimublvuallina’eiekkl,rbınraylbusgiiukrdaırukaıitoıklzmööurheınarnaale Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek ise köşesinde Dündar’ın tutukluluğunu sonlandırmak için Cumhuriyet gazetesini kullandığını iddia ederek, “Açtım saydım. İkilinin cezaevine konuldukları 27 KbrshşmlvybçeaıaeaaeaaniattrsbzgbndEıtvaeüitalmaarkaraersnrdfhirD’ıyiısddoı”hnglüüaeniğaaüidyyrmnannırnaemınkdk,emedeCaa’eeaaketdlrlvnnuaaaaivlbvdşmnşrledudieeıiırdarnlmhrtiierıGltmnCau.eira9.üeriBraaayYi3.lngulukyad“aiö’ngellAıçıinasetüllçbaYtş’aaiiineilütnrrnMlgıırg.dşykgadfktiVa’üzleılyiıaanril.keeçiesrpTttte4rıa“aiepaü.”Gtt02,mukkrBdok’ü7nkıiusreoll3timŞaetdoylg0asmlyulieaai1üla.fbaneari” Delil dedikleri vekâlet belgesi AKP yandaşı Star ve Sabah gazeteleri ev satışı ile ilgili dayanaksız iddialarına bir yenisini daha ekledi. Ev satışına ilişkin Dündar’ın eşi Dilek Dündar’a verdiği vekâleti yayımlayan gazeteler, tapuda Genelkurmay’ın tekzip yazılarıyla ilgili anlaşmalı olduğu tutuklu bulunan avukatlar Sönmez Ahi ve Bekir Mustafa Yılmaz’ın imzasının bulunduğunu belirtti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Kayyum 500 gazeteciyi işsiz bıraktı El koyulan İpek Medya kuruluşları Kanaltürk ve Bugün televizyonları ile Bugün ve Millet gazeteleri kapatıldı İpek Medya’ya TOMA’lar eşliğinde demir kapılar kesilerek girilmişti. Fethullah Gülen cemaatine mali kaynak sağladığı gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile yönetimine el konan İpek Grubu’na ait bütün gazete ve televizyonların faaliyetlerine dün itibarıyla son verildi. Bugün ve Millet gazetelerinin bugün bayilerde olmayacağı öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile 28 Ekim 2015 tarihinde yönetimine el konulan ve tepe noktalara kayyum atanan İpek Medya Grubu’na bağlı Kanaltürk Televizyonu, Bugün TV, Bugün gazetesi, Millet gazetesi, Kanaltürk Radyo ve diğer medya şirketlerinin kapatılmasına kayyum tarafından karar verildi. Bugün ve Millet gazeteleri ile Kanaltürk TV ve radyonun olduğu medya grubunda yaklaşık 500 kişi çalışıyor. Kararı öğrenen bazı çalışanların ağladığı öğrenildi. Söz konusu televizyon kanalları daha önce dijital platformlardan, kablo sisteminden ve Türksat’a ait uydulardan çıkarılmıştı. İpek Holding’in eski yönetim kurulu başkanı Akın İpek de, dün yayımladığı Twitter mesajlarında, “İpek Medya, Türkiye’nin en değerli, en etkin medya gruplarından biriydi. Özgürdü. Demok SANCAK DA 160 KİŞİYİ İŞTEN ATTI Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Kanal 24, Star, Akşam, Güneş ve 360 kanallarında içinde bulunduğu medya grubunda da işten çıkarmalar başladığı belirtildi. Öncelikli olarak kendi istekleri ile ayrılmak isteyenler ile yollarını ayıran grup ta, 160 kişinin iş akti feshedildiği belirtildi. Bir süre önce Star Medya Grubu’na taşınan Akşam ve Güneş gazetelerinin haber sistemleri, havuz yöntemine dönüştürülmüştü. İşten çıkarmaların da bu yüzden gerçekleştirildiği iddia edildi. rasiyi, evrensel hukuku, evrensel insan haklarını, düşünce ve fikir hürriyetini savundu. Vuruldu. Şimdi kapatılacak. Yurdumun insanına benzer. Boynunda tasmayla yaşamazdı zaten” dedi. Bugün gazetesinin eski Ankara Temsilcisi, yurtdışına çıkan Adem Yavuz Arslan, gazete ve televizyonların kapatılmasına ilişkin olarak ise, “Kayyum adı altında kurumlarımızı çaldılar. Yağmaladılar ve 3. ayın sonunda kapatıyorlar” şeklinde mesajlar paylaştı. Basın özgürlüğüne darbe Basın örgütleri İpek Medya kuruluşlarının kapatılmasına tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: Bu medya gruplarını sahiplerinin elinden aldılar ve kayyuma devrettiler. Kayyum gelir gelmez 81 meslektaşımız işten çıkardı. Kapatma ile birçok meslektaşımız yine işsiz kalacak. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç: Şirketlerin kapatılmasından basın özgürlüğü ve halkın gerçekleri öğrenmemesi adına, büyük üzüntü duydum. Ne var ki, bu süreçte alınan, bu kararın yaşanan koşullara da uygun olduğunu düşünmekteyim. Olan işsiz kalan gazetecilere oldu. Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş: Bu AKP’nin medyaya bakışının göstergesi. Atılan meslektaşlarımızın özlük haklarını alabilmeleri için gereken desteği vereceğiz. l İSTANBUL /Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle