27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 19 Şubat 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ZARİFE SELÇUK Sıfırlama tapelerine haber 5 İngilizce dublaj ritanya’nın saygın gazetelerinden Independent, 1725 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından basına sızdırılan sıfırlama tapesini yayımladı. Bilal Erdoğan hakkında İtalya’da ‘kara para aklama’ soruşturması başlatılmasını haberleştiren gazete, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ve oğlu arasında 17 Aralık sabahı geçtiği iddia edilen telefon görüşmesinin kayıtlarını İngilizce seslendirme ile paylaştı. Haberde Fuat Avni isimli Twitter hesabından Bilal Erdoğan’ın İtalya’ya yüklü miktarda para ile kaçtığı iddiasının paylaşıldığı, Erdoğan’ın tapenin sahte olduğunu iddia ettiği, ancak bazı uzmanların aksini savunduğu belirtildi. Erdoğan’ın olayı ‘darbe’ olarak değerlendirerek polis, savcı ve hâkimleri ihraç ettiği kaydedildi. Erdoğan “2007’de başladığı doktorasına devam etmek için” eylülde ailesiyle İtalya’ya gitmiş, Hakan Uzan’ın ihbarı üzerine İtalyan yargısı Erdoğan’ın “yanında yüklü miktarda para getirdiği” iddialarını soruşturmaya başlamıştı. l Dış Haberler Suriye savaşı Ankara’da! det olsun diye, ne feci, ne lanet bir olayla karşı karşıya olduğumuzu tekrarlamanın tek başına bir anlamı yok. Bırakın böylesi bir olayı, asker veya sivil, tek kişinin bile canına kasteden herhangi bir girişimi kınamamak, ülkenin içinde bulunduğu hale yanıp yakılmamak mümkün mü? Bu konuda kuşkuya mahal olabilir mi? Ne yani bu ülke can kayıplarına, ülkesine zarar verecek işlere sevinecek hasta kişilikli insanlar ile dolu olabilir mi? Ne yani, bu ülkeyi sevenler sadece iktidar partisine destek verenlerden mi ibaret, yani burası bir parti devleti ve o partiye destek vermeyenler her türden vatan haini mi? İktidar çevresi giderek bu kafa ile hareket ediyor, asıl felaket de işte bu! Nitekim, bir büyük facianın hemen ardından, hâlâ itham edici, pek çok insanı “terör destekleyici” zannı altında bırakabilecek ifadeler neyin nesi? Daha olayın üzerinden beş altı saat geçmişken, bir TV programında dahi, HDP milletvekiline imalı sözler söylenmeye, bu yönde bir gerilim oluşmaya başladı. Bu tam bir çılgınlık alameti, uğursuz bir gidiş. Diğer taraftan, böylesi bir olayın ardından giden canlara yoğunlaşmak yerine, soru sormayı, bu gidişten iktidarın sorumluluğunun ne olduğunu sorgulamayı “birlik ve beraberliğe aykırı”, düşmanca davranış olarak merkeze almak, tam da baskıcı rejimlere mahsus bir tutum. Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen görüşmenin kayıtlarını Britanya’nın saygın gazetesi Independent paylaştı Â B umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Bursa İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği’nin (BİHMED) toplantısına katıldı. Erdoğan, toplantının ardından İstanbul’a döndü. Mezunlar toplantısında C Akdoğan: İki yüzlülük bitsin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Ankara’daki terör saldırısına ilişkin, “Hiçbir terörist saldırı Türkiye’ye istikamet çizemez, terörle mücadele azmimizi kıramaz. Terör örgütlerine silah, bize taziye mesajı gönderenlerin ikiyüzlülüğü son bulmalı. Kandil Ankara saldırısını savunmuş, PYD ise üstlenmemiş. Bunlar hem terörist, hem yalancı” dedi. O raporu Alman Bild buldu ASKERİ ’DA : ANKARA T A R A B İH İST LIN ÖNLEM A ELMAS TOPÇU Kılıçdaroğlu: Ülke iyi yönetilmiyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Keçiören’deki Adli Tıp Kurumu’na giderek bahçedeki çadırlarda bekleyen, patlamada yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Kılıçdaroğlu çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Emin olun, ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Acıyı hep beraber yaşadık. Ateş düştüğü yeri yakıyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Söyleyecek laf bulmakta zorlanıyorum. İçim acıyor. Sarsılıyoruz. Bir gerçek var, ülke iyi yönetilmiyor” dedi. Öte yandan CHP Çankaya İlçe Örgütü düzenlediği “sessiz yürüyüş” ile yaşananları protesto etti. CHP’liler yürüyüşün ardından saldırının gerçekleştiği alana karanfiller bıraktı. Bahçeli: İstihbarat birimleri nerede? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı. Bahçeli, “Ankara’nın bağrında, devletin ana karargâhında bomba patlarken, istihbarat ve güvenlik birimleri nerededir? Ne yapmaktadır? YPG’li bir cani Ankara’ya kadar bomba dolu araçla gelirken hiç mi yolu kesilmedi? Hiç mi yol kontrolüne uğramadı?” diye sordu. “Dünden bugüne 36 evladımızı kaybettik” diyen Bahçeli, “Bu ne hüsrandır? Bu ne şerefsizliktir? Bu nasıl bir kan tutkusu, öldürme arzusudur?” dedi. lmanya’nın en çok okunan gazetelerinden Bild, Ankara saldırısı ile ilgili önemli bir gizli belgeye ulaştığını iddia etti. Gazetenin muhabirlerinden Sinan Şenyurt’un ulaştığını yazdığı belgenin, Türk Hava Kuvvetleri (THK) İstihbaratı tarafından hazırlanan, emniyet birimlerini uyaran, iki sayfalık bir rapor olduğu öne sürüldü. 20 Ocak 2016 tarihli olduğu iddia edilen raporun 7 madde icerdiği bildiriliyor. Raporda yer alan bilgileri özetleyen Bild, PKK’nin, Ankara, İstanbul, Adana, Diyarbakır, Trabzon ve Van’da saldırı düzenlenmesi için emir verdiği ve saldırılarda ordu ile ekonomik açıdan önem taşıyan noktaların hedef alınacağı bilgisinin yer aldığını iddia ediyor. PYD üyelerinin de aralarında bulunduğu 150200 kişilik ekibin de Kandil’den gelerek, söz konusu kentlere hareket ettiği ileri sürülüyor. Raporda ayrıca, DHKPC’nin, İstanbul’da propaganda amacıyla çadırlar kurduğu, bu çadırlara müdahale edilmesini beklediği ve polisin müdahalesi halinde bu bölgelerde gerginlik yaratmayı hedeflediği iddiasına da yer verildiği belirtiliyor. Örgütün, bu mahallelere giriş ve çıkışları da gözetlediği ifadesi, raporda yer alan bir diğer nokta” deniyor. IŞİD’in Ankara hücrelerinin, A Erdem: EMNİYET 1 AY ÖNCE UYARILMIŞ Erdem HP’li Eren Erdem, Meclis’te gizli ibareli bir rapor paylaştı. Erdem, Hava Harp Okulu Komutanlığı’nın 20 Ocak 2016 tarihli gizli raporunda, IŞİD terör örgütünün Türkiye’deki askeri noktalara yönelik saldırı içinde olduğu, PYD’ye ait terör unsurlarının da böyle bir saldırı adına İstanbul’da Ayasofya yakınında saldırı planladığı yönündeki uyarı da istihbarat birimlerince rapora not edilmiş. Raporun tarihi Sultanahmet saldırısı sonrasına ait olduğu için bundan muhtemel, başka bir saldırı kastedildiği sonucu çıkarılıyor. Raporda Ankara saldırısına yönelik uyarı içeren bölümün ise 13 Ekim 2014’te, IŞİD’in Gaziantep’teki hücresine düzenlenen baskında ele geçen saldırı planları olduğu belirtiliyor. IŞİD’in Gaziantep’teki bu merkezinde, örgütün Ankara’da saldırı hazırlığı içinde olduğuna dair planlar bulunduğu Bild gazetesinin Türk istihbaratına ait olduğu söylenen 2 C sızma yaptığının vurgulandığını ifade etti. Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Erdem, “Neden önlem alınmıyor. Kimseyi kandırmasınlar, istihbarat muhalefet partilerini dinlemekten, muhalefeti gözetlemekten bu ülkeyi koruyacak fırsatı bulamıyor. l ANKARA / Cumhuriyet sayfalık belgeye dayanarak verdiği bilgiler arasında yer alıyor. THK İstihbaratı’nın hazırladığı ileri sürülen ve emniyet birimlerinin uyarıldığı bu raporda ayrıca özellikle TBMM, ordu ve askeriyeye bağlı binalar ile bakanlıklar çevresinde polis sayısının artırılması gerektiğine de vurgu yapıldıgı kaydediliyor. Gaziantep’te ele geçtiği ileri sürülen planların, 10 Ekim 2015’te düzenlenen ve 109 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya yönelik olup olmadığına dair sorumuza ise belgeye ulaşan gazeteci Şenyurt, “Belgede Ankara Çankaya’da düzenlenen saldırının kastedildiğine dair bilgiler var” cevabını veriyor. Güvenlik arttırılsın Terör eylemlerine maruz kalmış demokrasilerde, kimse terörü kınamakla yetinemez, “neden” sorusu sorulur; iktidar ve devletlerin siyasetlerinin bu sonuçlarda ne gibi bir rolü olabileceği sorgulanır. 11 Eylül gibi bir olayın ardından bile, “Neden bizden nefret ediyorlar” sorusu öne çıktı; tüm Batılı demokrasilerde terör olayları ardından devletlerinin iç ve dış siyasetleri sorgulandı. Bunun teröre destekle alakası olmadığını herkes bilir, soru sormanın zan altında bırakılması sadece ve sadece iktidarların sorumluluktan kaçmak için uyguladığı bir baskı siyasetidir. Tam da bu nedenle, hiçbir baskı bizi soru sormaktan alıkoyamamalı. Sadece suçlular bu tür ithamlar karşısında susmayı seçer, alnı açık insan bu tür isnatlardan çekinmez, çekinmemeli. O nedenle açık konuşalım, içine düştüğümüz hal, Suriye politikasının tam bir çıkmaza girmesi ve Kürt meselesinin barışçı çözüm siyasetinden sapmanın sonucudur. Söylemeye bile gerek yok, ama biz yine tekrar edelim: Bu, terörün faillerini haklı çıkarmaz, suçu hafifletmez. Ama bizim asıl meselemiz şeytan taşlamak değil, nedenlerini sorgulayarak bu gidişe bir dur demek, bunun nasıl olacağını düşünüp tartışmak olmalı. Bu meyanda, Ankara olayının Soru sormalıyız failinin PYD/YPG olarak ilan edilmesi, pek çok soruyu cevapsız bırakıyor. Türkiye’nin Suriye’de PYD/YPG ile savaş hali içinde olduğu doğru. Son olarak, Türkiye içinden gönüllü savaşçıların, “Suriye muhalefeti ile savaşmak üzere” akın akın Suriye’ye geçtiği bilgisi, Türkiye’nin zaten genel olarak, fiilen Suriye savaşı içinde olduğunu teyit etti. Diğer taraftan, PYD’nin PKK’nin kardeş örgütü olduğunu da, PKK’nin Türkiye içinde savaş stratejisi yürüttüğünü de herkes biliyor. Nitekim, Ankara’nın hemen ardından Diyarbakır yolunda bir askeri araç saldırıya uğradı, 6 asker hayatını kaybetti. Ancak tam da Türkiye’nin Batılı müttefiklerine YPG’yi terör örgütü olarak kabul ettirme ve Suriye’de müttefiklerinin desteğini alma çabası içinde olduğu bir zamanda PYD/YPG’nin Türkiye’de böylesi bir saldırı gerçekleştirmesi hiçbir mantığa uygun görünmüyor. Yine, tam da bu nedenle, iktidar/ devletin, bu olayda YPG’yi işaret etmesi, Batılı müttefikleri ve tüm dünyayı ikna etmek bir yana, kuşku ile karşılanma riski taşıyor. Bu olay sonrasında, eğer umulan Türkiye’nin, Suriye’ye bir kara operasyonunu gerekçelendirmek için zemin bulması ise, bu hiç de gerçekçi değil. Zira, Batılı müttefikler PYDPKK bağlantısını bildikleri halde, Suriye siyasetleri gereği, bu durumu öne çıkarmak istemiyor ve Türkiye ne kadar çaba gösterirse göstersin, durum değişmeyecek gibi görünüyor. Türkiye’nin, dost düşman tüm taraflar ile ihtilaf içinde olduğu için, her türden tehdit altında olduğu doğru, bu nedenle Türkiye’de gerçekleşen tüm terör olayları fazlasıyla karanlık. Daha önce IŞİD’e isnat edilen olaylar da hâlâ aydınlığa kavuşmuş değil. Sonuçta, Türkiye şimdi suçladığı Batılı müttefikleri ile Suriye savaşının içine girmekte tereddüt etmedi ve bu tutumunda ısrar ederek kendini büyük bir riske soktu. Şimdi, bu politikaların sonuçları ile karşı karşıyayız ve vatandaş olarak, bu politikaları sorgulamak ve iktidarın sorumluluğunu hatırlatmak, tüm demokrasilerde kaçınılmaz bir durum ve dahi sorumluluktur. Tabii ki, bu ülkede demokrasiden söz etmek gerçekçi değil, ama hal böyle diye bir büyük meseleyi, kınama, lanetleme, birlik ve beraberlik çağrıları ile geçiştirmeyiz. Böylesi bir tutum, iktidarı sadece korktuğu, sindirildiği veya sadece işine gelmediği için, sorgulamaktan imtina edenler açısından tam bir sahtekârlık, iktidar açısından ise çıkmaz yoldur. Son olarak iktidarın, asıl vatanseverlerin doğru bildiğini söylemekten sakınmayanlar olduğunu, korkak ve sahtekârların desteği ile gidilecek yolun felaket olduğunu artık anlaması gerekiyor. Geçiştirilmemeli Gaziantep’te ele geçti Faili hemen bulan devlet saldırıyı neden önleyemedi? AYŞE SAYIN Güvenlik konseyi üyeleri Dışişleri’nde DUYGU GÜVENÇ Düzgün ‘PYD TERÖRİST’ ‘Hangi bakanın oğlu öldü’ MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural başkanlığındaki MHP milletvekilleri de Adli Tıp önüne gelerek, yaşamını yitirenlerin yakınları ile görüştü. Bu arada bir şehit yakını, “Hangi bakanın milletvekilinin oğlu öldü. Hep briketli evlerde yaşayan garibanların çocukları ölüyor. Sadece seçim zamanında oy istiyorsunuz” dedi. Bunun üzerine MHP milletvekilleri “Bunu bize değil AKP’lilere söyleyeceksiniz” karşılığını verdi. büyük gerilim Ankara’daki saldırıyı ortak imzayla kınayan milletvekilleri, dün Genel Kurul’da birbirine girdi. AKP’li Şamil Tayyar’ın fitilini ateşlediği tartışma AKP ve CHP’li vekillerin birbirinin üzerine yürüdüğü, küfürleşmelerin yaşandığı büyük bir arbedenin çıkmasıyla sonuçlandı. CHP’li Nurhayat Altaca Kayışoğlu’na “Sen sus karı” diyerek hakaret eden AKP’li Zeyid Aslan’ın sürekli olarak sıraya vurarak bağırmasını AKP’li vekiller bile engelleyemedi. Tartışmalar sırasında AKP’liler CHP’li Haydar Akar’ın üzerine yürüdü. Bazı AKP’li vekiller Genel Kurul salonunun muhalefet kulisine açılan kapısına koşarak Akar’ı yakalamaya çalıştı. CHP Tokat milletvekili Orhan Düzgün, yaşanan arbede sırasında stenografların arkasında bulunan merdivenlerden aşağıya düştü. Düzgün, Meclis revirinde tedavi edildi. anlının PYD’li olduğunu açıklayan hükümet, terörist olarak tanımladığı örgütle ilgili uluslararası alanda resmi girişimlerine resmen dün başladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ile Almanya’nın büyükelçilerinin yanı sıra AB Türkiye Delegasyonu Başkanı ve AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Büyükelçisi de bakanlık tarafından saldırıyla ilgili bilgilendirildi. Konsey ve Almanya’nın temsilcilerini Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun ayrı ayrı çağırdığı ve son Ankara saldırısıyla ilgili bilgilendirme yaptığı öğrenildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, büyükelçilere terör saldırısındaki PYD bağlantısı ile ilgili belge verilmesi için talimat verdiğini açıklamıştı. Girişimlerde Türkiye’nin PYD’yi terörist tanımlaması ile ilgili bilgilerin paylaşıldığı belirtildi. l ANKARA Z nkara’nın “en iyi korunması” gereken devlet kurumlarının bulunduğu bölgede, askeri servis araçlarını hedef alan saldırının failinin YPG üyesi Suriye uyruklu Salih Neccar olduğu açıklanırken, olayın “olmadan önce neden önlenemediği” ve YPG’nin neden Türkiye’yi hedef aldığı sorularını da gündeme getirdi. Ortadoğu, terörizm ve güvenlik uzmanı BİLGESAM Başkanı Prof. Dr. Atilla Sandıklı, Türkiye’nin bugünkü konjonktürde, Türkiye’yi hedef almasının yadırganmaması gerektiğini belirtirken, terör örgütlerinin genel karakteristiği olarak “sen bana saldırırsan, ben de buna karşılık veririm” yaklaşımı olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin ne zaman IŞİD’e karşı tavır aldıysa, aynı zamanda hedefi olduğuna işaret eden Sandıklı, Miniğ havaalanını ele geçirmesinin ardından Türkiye’nin YPG’yi bombalamasına bir karşılık olarak Ankara saldırısını gerçekleştirmiş olabileceğine dikkat çekti. Sandıklı, “Ama kendisi zaten PKK’nin parçası. Patlayıcının bulunması, sahaya getirilmesi konularında PKK’den destek alarak bu eylemi gerçek A leştirebilir. Dolayısıyla aslında bu PKK’nin bir saldırısıydı” değerlendirmesinde bulundu. CHP Milletvekili Fikri Sağlar ise “Saldırının faili bu kadar çabuk bulunabiliyorsa, demek ki bu kişiyle ilgili istihbarat bilgileri vardı, o halde neden önlenemedi” diye sordu. Sağlar, “Başbakan, ‘canlı bombaları, yeleklerini biliyoruz ama gereğini yapamıyoruz’ diyordu, bu anlayış yine devam ediyor. Yani patlamadan önce gereğini yapamıyorlar, patlamadan sonra faili buluyorlar” dedi. AKP’nin terör saldırılarından sonra “kendine göre yarattığı düşmanı suçladığına” dikkat çeken Sağlar, Suruç’ta PKK, Ankara Garı saldırısında PKK/IŞİD kokteyl örgütlerinin fail olarak gösterildiğine dikkat çekerek “Şimdi YPG üyesi deniliyor. Açıklaması doğru olabilir ama güven uyandırmıyor. İnsanlar, ‘bir algı mı yönetiliyor, ortaya konan gerçek fail mi’ kuşkusu yaratıyor. Ayrıca, bu kişiler Türkiye’de dolaşırken, istihbarat örgütleri farkında değil miydi, sadece Türkiye içindeki muhalifleri fişliyor da, bu terör örgütü mensuplarını takip etmiyor mu?” diye sordu. l ANKARA Algı mı yönetiliyor? C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle