19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Eşitsizlik ürkütüyor öçmenler, tarım işçileri, kadınlar, genç çalışanlar... Doğu Avrupa ve Orta Asya’da orta sınıfın yükselmesine karşın kaygı giderek artıyor. Bölgenin Arnavutluk, Azerbaycan, Gürcistan, Kırgızistan gibi daha yoksul ülkelerinde “işini kaybetme riski yüksek” çalışanların oranı yüzde 50’lerde. Ve bu kaygıyı da en ÖZLEM çok sosyal güvenceYÜZAK siz ve eşitsiz koşullarda çalışan kesimler duyuyor. Türkiye için rakam yok ama konuştuğumuz BM Kalkınma Programı (UNDP) uzmanları Türkiye’de de durumun benzer şekilde hassas olduğuna dikkat çekiyorlar. UNDP İstanbul Bölge Merkezi’nin eşitsizlikler alanındaki küresel eğilimlerini ve Avrasya Bölgesi’nin bu anlamdaki konumunu ele alan İstanbul Kalkınma Diyalogları’nın ikincisi dün İstanbul’da başladı. 2 gün sürecek uluslararası toplantının açılış konuşmasını yapan UNDP’nin Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bölge Bürosu Direktörü Cihan Sultanoğlu, “Avrupa ve Orta Asya’daki gidişat, pek çok bakımdan, dünyanın pek çok yerinden farklı bir görünüm arz ediyor. Günde 10 dolar ile 50 dolar arasında bir gelirle yaşamını sürdürenlerin sayısı, bu ülkelerin pek çoğunda arttı” dedi. Aynı süreç zarfında bölgede yoksulluk içinde yaşayan EKONOMİ 8 bireylerin sayısı da 2001 yılındaki en az 46 milyon seviyesinden 2013 yılında 5 milyona geriledi. Sultanoğlu, bununla beraber, araştırmaya göre bölgedeki ilerlemelerin tehdit altında olduğunu belirtti. Buna göre, giderek düşen emtia fiyatları, azalan işçi dövizleri, Rusya’daki ekonomik durgunluk ve Avrupa ile bölgenin büyük bir kısmında yavaşlayan ekonomik büyüme nedeniyle gelir ve istihdam yaratma fırsatları azalıyor. Kadınlar, genç çalışanlar, göçmenler, uzun dönemli işsizler, engelli bireyler ve eşitsiz çalışma piyasası koşullarında bulunan diğer çalışanlar, işlerini kaybetme riski yüksek grupta yer alıyor. Özellikle istihdam ve ücretlerde kadın ve erkek arasındaki uçurum eşitsizliği arttıran unsurlardan biri. UNDP’nin araştırmasına göre yurttaşların toplumsal yaşama ve ekonomiye katılımını garanti altına almak ve temel sosyal hizmetlerin daha iyi sağlanabilmesi için yönetişim alanında da iyileştirmelerin hayata geçmesi gerekiyor. Bölge ülkelerinin tamamında yolsuzluk konusu halkın en çok kaygılandığı konu başlıkları arasında yer alıyor, çoğu kez de ekonomi ve hayat standartları konusunun ardından ikinci sırayı alıyor. UNDP raporu “sosyal koruma”nın önemine dikkat çekiyor. Türkiye’deki sendikalı işçi oranı 1980’li yıllarda yüzde 20 iken bugün sadece yüzde 4.5. Çocuk işçilerin toplam nüfus içindeki oranı yüzde 5.9. DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.9380 1.1 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.3140 2.9 kuruş 11.10 0.05 puan 71.451 590 puan 752.96 5.29 lira 112.40 80 kuruş EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ Çarşamba 10 Şubat 2016 BM Kalkınma Programı’na göre Avrasya bölgesinde orta sınıfın artması, yoksulluğun azalması gibi gelişmeler büyük tehdit altında. Çünkü eşitsizlik ve dışlanma da artıyor G İnsanlıktan çıktıkça ün Meclis’teydim. Önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü PlanBütçe Komisyonu’na uğradım. Aynı zamanda Erdoğan’ın damadı da olan Bakan Berat Albayrak, ilk bütçesinin sunuş konuşmasını yapıyor; ansiklopediden hallice boyutlardaki kitapçığı okurken biraz sıkılmış görünüyordu. Albayrak 121 sayfalık “konuşma”yı atlaya atlaya okuduysa da muhalefet milletvekillerinin tepkisinden kaçamadı. Bir saat dolup konuşma bittiğinde CHP’li Musa Çam söz aldı. Bir önceki Ulaştırma Bakanlığı bütçesinde de sunuş konuşması iki saat sürmüştü: “Sanki Binali Yıldırım bu kabinenin gizli başbakanıymış gibi özel tolerans sağladınız. Şimdi de Sayın Bakan. Evet bir milletvekili ve bir bakan ama Saray’ın damadı. Ona da ayrıcalık tanındı. Bu da bize haksızlık” deyince ortalık karıştı, itirazlar yükseldi. Hem Başkan Sadi Bilgiç hem de AKP’li vekiller “kabinenin gizli başbakanı” ile “damat” ifadelerinin pek de nazik olmadığı görüşündeydiler. Albayrak tartışmayı tebessüm ederek izledi. Sonra CHP’li Bülent Kuşoğlu söz isteyerek meselenin özünü tane tane aktardı: “Sayın Bakan 2014’te 1.8 milyar TL bütçe kullandınız. Şimdi de 2 milyar TL istiyorsunuz. 1.8 milyar TL’nin nerelere harcandığını ve şimdi istediğiniz bütçenin de gerekçelerini anlatacaksınız.” Konuşmalar sürerken çıkıp HDP Grubu’na geçtim. HHH HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel kürsüden açıkladı: “16 Ağustos’tan bu yana 56 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 461 sivil öldü. Ve bugün 18. gün. Cizre’deki vahşet bodrumundan hâlâ haber alınamıyor.” Demirtaş’ın Cizre’deki resmi söylemle “operasyon”, gerçek yüzüyle “katliam”a dair Meclis kürsüsünden yaptığı açıklamalar dehşet vericiydi. “Operasyon” tamamlanmış olmasına karşın, 60’a yakın cenazenin; sokaklara dağıtıldığı, böylece zamana yayılmış ve çatışma sonucu gerçekleşmiş gibi “parti parti” yapılacak açıklamalarla toplumsal infiale yol açmamanın amaçlandığı, cenazeleri almaya gelen belediye cenaze hizmet yetkililerine güvenlik güçlerinin “Cenazeler daha hazır değil ki” yanıtının verdiği, Şırnak Valisi’nin orada görev yapan bazı meslektaşlarımıza “Ben de biliyorum siviller olduğunu ama kurunun yanında yaş da yanar” dediği... Peki seçimlerde en çok oyu almış üçüncü partinin Eş Genel Başkanı’nın bu açıklamaları nasıl olup da karşılığını bulamıyor? Çünkü gerçeği aktaracak kanallar tıkalı. Tıpkı o sokaklar, o ilçeler gibi, “gerçek” de abluka altında. Gerçeğin peşindeki gazeteciler, ölüm tehdidi altında. Var olan kanallarda en çok bağıranın sesi duyuluyor. O nedenle, tek bir kişinin istifa etmemesi, tek bir kişiye yaptırım uygulanmamış olması bir yana; bundan dört buçuk yıl önceki Roboski katliamı, ilk günden itibaren kamuoyuna mal olmuşken Cizre’de yaşanan vahşetin 19. günündeki bitmek bilmeyen dezenformasyon, daha yola çıkarken karartılan gerçeklik, her şeyden çok, bu zaman zarfında iktidarın, kendi medyasını inşada katettiği mesafeyle doğrudan ilgilidir. Kendi medyasının inşa sürecini nasıl gerçekleştirdiği; satın almaları, el koymaları, ittifakları, ihale takasları, devşirmeleriyle ayrı bir yazının konusu. Kesin olan ise bugün “gerçeği”, yukarıdan gelen telefonlarla masa başında eğip büken, tersyüz eden, saatiyle zamanıyla oynayan, devlet diliyle yeniden kurgulayan ve yayan; bütün bu insanlıktan çıkmış işler için maaş alan bu yanıyla baskıcı rejimin başka türlü bir “silahlı gücüne” dönüşmüş bir medyanın varlığıdır artık. Fakat, “kamu düzeni” adı altında çocuk kadın demeden katliam yapanlar, yaptıranlar, gerçeği karartıp yayanların gözden kaçırdıklarını biz görüyoruz: Gerçeklerin ortaya çıkmasından korktukları oranda, insanlıktan da çıkıyorlar. İnsanlıktan çıktıkça ne kadar “güçlü” görünürlerse görünsünler, huzur bulamayacaklarını ise kendileri çok iyi biliyor. İstihdam fırsatı yok D Günde 10 dolar Zenginlere ayrıcalık tanınıyor stanbul Kalkınma Diyalogları panelinde konuşan Oxfam Türkiye temsilcisi Meryem Aslan Oxfam’ın raporuna göre dünyanın yüzde 1’lik nüfusuna denk gelen 70 milyon kişinin dünyanın geri kalan yüzde 99’undan (yaklaşık 7 milyar insan) daha fazla servete sahip olduğunu ve eşitsizliğin artarak devam ettiğini anımsattı. İ Aslan, “Bunun nedenlerine eğilmemiz gerekiyor. Bu zenginliğin iki sebebi var. Biri ellerindeki güç diğeri o güçten dolayı onlara tanınan ayrıcalıklar. Bu insanlar ekonomik ve siyasi karar alma mekanizmalarını etkileyen insanlar. Eşitsizliklerden yararlanarak kendi gelirlerini katlıyorlar. Önce bunun bilincinde olmalıyız” dedi. Aslan, her yıl 7.3 mil yar doların vergi cennetlerine transfer edildiğini belirterek “en azından buradan ayrılan bir fon sosyal sorunların giderilmesinde kullanılabilir. Karar vericiler mülteci krizine küresel çözüm konusunda ne kadar isteksizse, küresel ekonominin kendi istekleri doğrultusunda yürümesi konusunda o kadar işbirliği içindeler; bunu görmeliyiz” dedi. Ali İhsan Tokkuzun Cenk Eynehan Ayşe Hale Yıldırım 150 petrol şirketi iflasın eşiğinde Danışmanlık şirketi IHS’ye göre yaklaşık 150 petrol ve gaz şirketi iflas edebilir. Geçen hafta dev petrol şirketleri Shell 10 bin BP ise 3 bin çalışanını işten çıkaracağını açıkladı. nerji sektöründe danışmanlık hizmeti veren IHS, takip ettiği yaklaşık 150 petrol ve gaz şirketinin petrol arzındaki fazlanın fiyatlar üzerinde yarattığı baskı dolayısıyla iflas edebileceğini açıkladı. IHS analisti Bob Fryklund, verdiği bir söyleşide risk altındaki şirketlerin daha önce iflas için başvuran 60 şirketin iki katından daha fazla olduğunu söyledi. Fryklund, petrol fiyatlarının sektörü daha fazla sarsmasının sektördeki beklemede kalan satın alma ve birleşme işlemlerini de etkileyeceğini vurguladı. Petrol arzındaki fazlanın da etkisiyle petrol fiyatları 2 yıl içinde yüzde 70’e varan 15 yıl sürekli zarar eden banka, 2015’te 9 milyon lira kâr elde etti. Azerbaycan’ın Pasha’sı Türklere yol gösterecek urumsal ve yatırım bankacılığı alanında faaliyet gösteren Pasha Bank Türkiye’nin Genel Müdürü Cenk Eynehan, misyonlarının Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan üçgeninde ticaretin gelişimine katkı sağlanmak olduğunu belirterek, hedeflerinin bu bölgedeki şirketlerin aklına gelen ilk banka olmak olduğunu söyledi. Eynehan, bu ülkelerde yatırım yapan işletmelere kaynak ve rehberlik yapmak istediklerini aktardı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi Mihriban Aliyev’in ailesine ait olan Azerbaycan merkezli, Pasha Bank OJSC Aksoy Holding’den TAIB E K Yatırım Bank’ın çoğunluk hissesini almış ve bankanın adı Pasha Yatırım Bankası olarak değişmişti. Eynehan, 2015 Ocak’ta ödenmiş sermayesini 255 milyon liraya çıkaran Pasha Bank’ın kredi büyüklüğünün de sağlanan ek kaynaklar ile beraber 2015 sonunda 373 milyon liraya ulaştığını söyledi. Bu yıl toplam kredileri yüzde 50 civarı büyüterek 574 milyon liraya çıkarmayı hedeflediklerini belirten Eynehan, aktiflerde de yaklaşık yüzde 45 artışla 467 milyon liraya ulaşmak istediklerini ifade etti. l Ekonomi Servisi düşüş kaydetmişti. Geçen hafta da yıllık kâr oranlarında son 13 yılın en sert düşüşünü yaşadığını belirten petrol devi Shell, 10 bin çalışanını işten çıkaracağını açıklamıştı. ExxonMobil bütçesini kısıtlamaya gideceğini, BP de 3 bin kişiyi, işten çıkaracağını dile getirmişti. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) düşük petrol fiyatlarının ivme kazanacağını umanların çoğunlukta olduğunu açıkladı. 2016 yılı için global petrol talebi büyüme tahminini 1.17 milyon varil/güne indiren IEA, 2015’te talepte artışın son 5 yılın en yüksek seviyesi olan 1.6 milyon varil/gün seviyesinde gerçekleştiğini belirtti. l Ekonomi Servisi Düşüş sürecek Vadi’den 3 milyar dolar gelir elde edecekler rtaş İnşaat, Aydınlı Grup ve İnvest İnşaat ortaklığıyla hayata geçirilen Vadistanbul’un 762 konuttan oluşan Vadistanbul Park metrekaresi 9 bin TL’den satışa çıktı. Vadistanbul Park etabında, 100 bin metrekarelik ofis, 20 bin metrekarelik home office, 22 bin metrekarelik mağaza alanı ve 3 bin 700 araçlık otopark yer alıyor. Toplam 424 bin metrekare alan üzerinde konumlandırılan Vadistanbul projesinin Park etabı 74 bin metreka Ete tavan fiyat geldi ıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “Kırmızı et sektörü temsilcileriyle aldığımız karar gereği karkas yağsız et tavan fiyatının 23.3 lira, yağlı et tavan fiyatının 21.8 lira, kıymanın tavan fiyatının 32 lira, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 lira olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık” dedi. Kasaplar bu fiyattan daha yüksek bir tutar talep edemeyecek. Çelik, çift ha A relik arsa alanına sahip. 3+1 ve 4+1 dairelerin yoğunlukta olduğu Vadistanbul Park’ta 1+1, 2+1, 5+1 daire seçenekleri de sunuluyor. Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya Vadistanbul projesi 3 milyar dolarlık hasılat beklediklerini söyledi. Vadistanbul’un ofis, alışveriş caddesi, AVM ve otelden oluşan Bulvar etabında teslimler gelecek haziran ayında başlayacak. AVM ise ekimde faaliyete geçecek. l Ekonomi Servisi G Hükümet enflasyonu tek hanede tutmak için et fiyatlarına müdahale etti. neli gıda enflasyonunda etkili olan et fiyatlarını kontrol altına alabilmek için tavan fiyat uygulanması konusunda sektör temsilcileriyle mutabakata vardıklarını söyledi. Merkez Bankası’na göre kırmızı ette fiyat artışı 2015’te yüzde 21’e ulaştı. Et fiyatlarındaki artış 2015’i yüzde 8.81 seviyesinde tamamlayan manşet enflasyon üzerinde de bir baskı oluşturuyor. l Ekonomi Servisi EMO’dan imtiyazlı yönetmeliğe dava Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), kayıpkaçak oranı yüksek dağıtım şirketlerine imtiyazlı statü yaratıldığı gerekçesiyle ‘Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği’ne karşı dava açtı. EMO, elektriğin bildirimsiz kesilmesi, tüketicilere tazminat ödenmemesi, elektriğin kaliteli sunulmaması, verimlilik kriterlerine uyulmaması gibi kayıp ve kaçağa karşı önlem getirmek yerine özendirilen hükümlerin olduğu gerekçesiyle yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulmasını istedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle