19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 10 Şubat 2016 haber EDİTÖR: CAN DOKER 10 TÜRKİYE’NİN WASHINGTON BÜYÜKELÇİSİ SERDAR KILIÇ, USA TODAY’E MAKALE YAZDI Bezirgân siyasetinde 1 Mart tezkeresi lbette farkındasınız; AKP saflarında “Hoooop, bu kadarı da olmaz ama...” diyenlerle “Olur olur bal gibi olur. Hele diyen bensem mutlaka olur” diye kostaklanan “o zat” arasındaki itiş kakış gitgide saçaklanıyor, yayılıyor, dal budak sarıyor. (“O zat” derken Bülent Arınç’ı kastetmediğim anlaşılıyor di mi?) Hatırlayın... Dolmabahçe’de HDP’liler, bir araya geldikleri iki bakan, iki üst düzey bürokratın önünde bir mutabakat metni okudular. Silahların susup siyasetin konuşacağı bir aşamaya doğru önemli bir adım atıldı. “O zat”tan tek kelimelik bir itiraz duymadık. O buluşmadan parmak hesabımda yanılmadıysam tam 23 gün sonra o zat kükredi; masayı devirdi, “O buluşmadan haberim yok. Mutabakat metninden haberim yok. Barış marış yok. Barış masası filan da yok. Kürt sorunu zaten yok” deyiverdi. Bugünkü kan göllerinin kapısını ardına kadar açtı. O fotoğraf karesinde yer alanlar asgari siyasal cesaret gösterip, “Hayır beyim, doğru değil bu. Her aşamasından, her ayrıntısından haberiniz vardı” diyemediler. Sonunda Bülent Arınç konuştu, “Hepsinden haberi vardı” dedi. Ödülü, “O zat dürüst değil” cümlesi oldu... Bu açıklamaların ikisi birden doğru olamaz. Biri yalan söylüyor. Hangisi? HHH Bir örnek daha: 2003 Şubatı’nın son günlerinde ABD askerlerinin Türkiye üstünden Irak’a girmesine ve Türkiye’nin de Irak’a asker göndermesine olanak tanıyan bir “tezkere” Meclis gündemine geldi. Abdullah Gül Başbakan’dı. Ahmet Davutoğlu Başbakanlık Başdanışmanı’ydı. Bülent Arınç Meclis Başkanı’ydı. Ertuğrul Yalçınbayır Başbakan Yardımcısı’ydı. 1 Mart günü tezkere oylandı ve yeterli kabul oyu çıkmadığından tezkere reddedilmiş oldu. O günlerde “Irak’ta savaşa hayır yurttaş girişimi” etkili bir sivil eylem başlatmıştı. Imza kampanyaları, mitingler, yürüyüşler, barışçıların kurduğu insan zincirleri... Bu arada Ankara’ya da gidildi. Bu satırların yazarı da o ekibin içindeydi. Meclis Başkanı Arınç ve ve Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır ile görüşüldü. Her iki etkili, yetkili ve AKP’li siyasetçi lafı evirip çevirmeden, kamuoyuna açıklanacağını bile bile Irak’ta savaşa da, bu savaşın yolunu açacak tezkereye de uzak durduklarını açıkça belirttiler. Tezkere reddedildi ve Türkiye yıllarca silemeyeceği bir utançtan ve bir başka ülkenin içişlerine zor kullanarak karışma suçundan kurtuldu. Utanç ve suç dedim. Çok doğru söyledim. Kanıt mı? Işte yüz binlerce ölümle kanayan bugünkü Irak!.. Şimdi savaş şahini kesilen “o zat”, Türkiye’yi Suriye batağına çekmek; böylece “Suriye masası”nda ille de yer almak hevesinde; hatta kararında. Hevesini hiç de saklamadan ilan etti. “Irak tezkeresi geçseydi Irak masasında bizim de yerimiz olacaktı” buyurdu. Yani Suriye’yi Baas diktatoryasından kurtarıp IŞİD ya da El Nusra ya da benzeri Islamcı terör çetelerine teslim etme masasından... AKP’de kim ağır basar kestirilemez. Ama bildiğim “Suriye’de savaşa hayır” diyen barışçıların kolları sıvaması gerekecek gibi... E Tutuklamalar hükümet T tercihi değilmiş! Kılıç, Dündar ve Gül’ün gazetecilikten tutuklanmadığını iddia ederek, “Davutoğlu tutuklama olmaksızın yargılama yapılmasının daha iyi olacağını söylemiştir” dedi ‘Yalanla gerçek arasındaki savaşı kazanacağız’ PARİS’TE KONFERANS SÜLEYMAN TOSUNOĞLU RSF ve Paris Belediyesi’nin düzenlediği konferansa dilek Dündar, Rakel Dink ve Özgür Mumcu katıldı. ürkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, pazar günü ABD’nin USA Today gazetesinde yayımlanan makalesinde Can Dündar ve Erdem Gül’ün gazetecilikten tutuklanmadıklarını savundu. “Tutuklamaların gazetecilikle ilgisi yok” başlıklı makale, Gazetecileri Koruma Komitesi’nin son “cezaevi sayımına” göre Türkiye’de aralık itibarıyla 14 gazetecinin tutuklu olduğu bilgisinin gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla başlıyor. “Gazeteci olarak anılan bu bireylerin tümü silahlı soygun, güvenlik görevlilerini öldürme, yasadışı ya da silahlı terörist örgütlere üyelik veya destek verme gibi ciddi suçlarla itham ediliyor” diyen Kılıç, gözaltındakilerin yarısının herhangi bir medya kuruluşundan belgeli olmadığını savundu. “Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki soruşturmanın da ifade özgürlüğüyle bir alakası yoktur ve tutuklu olmalarının sebebi düşünceleri değildir” diyen Kılıç, Cumhuriyet editörlerinin “üyesi olmaksızın silahlı terör örgütüne yataklık etmekten ve devletin güvenliğine ilişkin gizli bilgileri ifşa etmekten suçlandıklarını, suçlamaların ağırlığı nedeniyle tutuklandıklarını fakat hüküm giymediklerini, mahkemeden çıkacak kararı temyize götürebileceklerini” kaydetti. ransa’nın başkentinde Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ve Paris Belediyesi “Türkiye’de gazeteci olmak: Hakikatin bedeli” adlı bir konferans düzenledi. Yaklaşık 400 kişinin izlediği konferansta konuşan RSF Başkanı Christoph Deloire, “Can Dündar ve Erdem Gül özgürlüklerine kavuşana dek Türkiye’ye savaş açtık” derken, seyirciler “Can ve Erdem’e özgürlük” sloganları attı. Defne Hüküm’ün moderatörlüğün F deki panelde Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Uğur Mumcu’nun oğlu yazarımız Özgür Mumcu ve Hrant Dink’in eşi Rakel Dink konuşmacı olarak yer aldı. Dündar, “Hrant Dink de, Uğur Mumcu da gazeteciydi. Kitapları, fikirleri bomba gibi tehlikeli bulanlar, gerçek bombaları, silahları kullanarak onları imha ettiler. Ama fikirler yok edilemiyor. Bu sefer de Can’la Erdem’i tutsak aldılar. Yalanla gerçek arasındaki bu dava Türkiye’nin ne yana savrulacağını gösterecek. Bunca ölüme, bunca cezaya rağmen Türkiye’den umudu kesmek is temiyorum. Başka memleketimiz yok” diye konuştu. Mumcu da, “Her şeye rağmen biz buradayız ve yok olmayacağız. Suriye’de ne olduğunu hiç de öğrenemeyebilirdik. Amaç sonuca vardı. Önce arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı hapishaneden çıkaracağız. Sonra da kaldıkları yerden haber yapmaya devam edeceğiz. Gerçekle yalan arasında bir savaş var, bizim tarafımız belli” ifadelerini kullandı. l PARİS Büyükelçi, yazısına şu ifadelerle son verdi: “Başbakan Davutoğlu, Dündar ve Gül’ün gözaltına alınmalarının hemen ardından tutuklama olmaksızın yargılama yapılmasının daha iyi olacağını ifade etmiştir. Bu da açıkça göstermektedir ki tutuklanmaları Türk hükümetinin kararı veya tercihi değildir.” l Dış Haberler Servisi Davutoğlu’nun açıklaması Hapishaneden çıkaracağız Norveçli gazeteden sınır dışı iddiası Norveç’in en büyük gazetelerinden Aftenposten, İstanbul muhabirleri Silje Ronning Kampesaeter’in Türkiye’de ba Kampesaeter sın akreditasyonunun yapılmadığını ve ülkeden kovulduğunu irimizin başyazdı. Gazete haberinde “Muhab ildi” diye ded red ıyla ayıs vurusu nişanlısı dol İstanbul’a tayazdı. Kampesaeter ile birlikte up büyüdoğ a’da şınan nişanlısının Almany anya vatanmüş etnik kökeni Kürt olan Alm RKEZİ ME daşı olduğu belirtildi. l HABER Nişantaşı’nda 6 akademisyen bildiriden atıldı işantaşı Üniversitesi, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan altı akademisyenin sözleşmelerini feshetti. Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal imzalı 8 Şubat tarihli tebligatta akademisyenlerin bildiriyi imzaladığı ve 7/a maddesi gerekçesiyle sözleşmenin tek taraflı feshedildiği belirtildi. Uysal akademisyenleri daha önce de istifaya davet etmişti. Sözleşmeleri feshedilen isimler şöyle; Prof. Melih Kırlıdoğ (Yönetim, Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı) Prof. Selim Eyüpoğlu (Sinema Televizyon), Yrd. Doç. Muzaffer Kaya (Sosyal Hizmetler), Yrd. Doç. Çetin Gürer (Sosyoloji), Yrd. Doç. Nil Mutluer (Sosyoloji Bölüm Başkanı), Yrd. Doç. Dr. Dilşa Deniz (Sosyoloji). 1128 akademisyenin imzası bulunan bildiriye imza atan akademisyenlerin bazıları hakkında savcılık tarafından soruşturma açılmıştı. N ‘Herkes susturulmak isteniyor’ İT TIR’ları haberi nedeniyle Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcisi Erdem Gül için tutulan Umut Nöbeti’ni CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak ve İlçe Yönetim Kurulu üyeleri ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İstanbul İl Örgütü Genel Eş Sözcü Naci Sönmez ile üyeleri devraldı. “Basın ve ifade özgürlüğü demokrasinin temel dayanağıdır ve en temel insan hakkıdır” yazılı pankart açan CHP Ataşehir İlçe Başkanı Hakkı Altınkaynak ve İlçe Yönetim Kurulu üyeleri dün Silivri’de Umut Nöbeti’ni tuttu. M CHP’liler adına konuşan Hakkı Altınkaynak, “Konuşan herkes susturulmak isteniyor. Toplum sindirilmiş ve kutuplaştırılmış. Can Dündar ve Erdem Gül gibi yürekli, bilinçli ve onurlu gazeteciler ise gülünç gerekçelerle hapse atılıyor” dedi. CHP’liler nöbetin ardından gazetemizin Şişli’deki merkezine gelerek Gazetemiz Yayın Danışmanı Doğan Satmış’a dayanışma duygularını ilettiler. Nöbeti öğleden sonra ise Yeşiller ve Sol Gele cek Partisi İstanbul İl Örgütü Genel Eş Sözcü Naci Sönmez ve üyeleri devraldı. Umut Nöbeti’ni bugün saat 12.0014.00 arası Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Balıkesir Şubesi Başkanı İsmail Erten ve üyeleri ile 12.00 ile 16.00 saatleri arasında Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu ile gazeteci Atilla Özsever devralacak. l İSTANBUL/Cumhuriyet Umut Nöbeti’nde bugün C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle