20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ZEKİ TEZER Pazartesi 1 Şubat 2016 Özkaynak kaybı yaşanıyor Nippon Sigorta Genel Müdürü, zorunlu trafik sigortasında hesap standardı getirilmez ve geriye dönük yargı kaldırılmazsa kayıpların büyüyeceğini söyledi Sigorta [email protected] BES’te Devlet katkısı 5 milyar TL’yi geçti Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) 1 Ocak 2016 itibarıyla katılımcı sayısı 946 bin 429 kişi artarak 6 milyon 39 bin 300’e çıktı. Katılımcıların fon tutarı 8 milyar 185 milyon lira artış göstererek 42 milyar 979 milyon liraya ulaştı. Aynı tarih itibarıyla devlet katkısı fon tutarı ise 5 milyar 20 milyon lira oldu. Tasarım: İlknur FİLİZ 9 Havada isyan kokusu... önetilenler artık eskisi gibi yönetilmek istemiyor.” Böyle durumlarda hava isyan kokmaya başlar. Şimdi havada isyan kokusu ve korkusu var. Geçen hafta, Financial Times, New York Times gazetelerinde yorumlar, Davos zirvesinde yapılan tartışmalardan hareketle, yerel işçi sınıflarının, seçkinlerin yönetme kapasitesine (egemen sınıfların temsilcilerine) olan güvenlerini kaybettiklerini yazıyordu. İngiltere’de Muhafazakâr Parti’nin eski başkanı W. Hague’e göre, “aşırı akımlar iktidardan bir mali kriz uzakta”. (Daily Telegraph) Yönetenler de artık eskisi gibi yönetemiyorlar. Bunu da, “sermaye hareketleri sınırlanabilir”, “serbest ticaret zararlı olabilir” gibi konulara, göçmenler sorununa, Batı’da nüfusun büyük kesiminin küreselleşmeden yararlanamadığına ilişkin tartışmalardan çıkarabiliyoruz. HHH Kapitalizmin krizinin yönetiminde oluşan neoliberal hegemonya dört varsayıma dayanır: (1) Ticaretin, sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi iyidir. (2) Bütçe açığını azaltmak için devletlerin sosyal harcamaları kısılmalı, kamu işletmeleri uygun koşullarda özelleştirilmelidir. (3) Emek piyasası esnekleştirilerek, işçi ücretleri düşürülmeli, emek disiplini artırılmalıdır. (4) İşçi sınıfının direncini azaltmak için yabancı işgücü ithalatı kolaylaşmalıdır. Son aylarda yoğunlaşan tartışmalar bu dört varsayımın artık savunulamaz olduğunu sermayenin organik entelektüellerinin de kabul etmeye başladığını gösteriyor. Avrupa Birliği içinde, Şengen Anlaşması bağlamında sınırların kaldırılarak malların, emeğin serbest dolaşımının sağlanması, neoliberal hegemonyanın en önemli başarılarından biriydi. Sürekli ekonomik kriz, AB periferisinden, AB dışından göç dalgasındaki hızlanma, devletlerin halklarını İslamcı terörizmden korumadaki başarısızlıkları, gelinen noktada, artık “sınırları kaldırma çılgınlığı” (Financial Times), “iyimser deneyim” (Politico) olarak tanımlanan Şengen düzeninin sonunu getirdi. “Serbest ticaret her zaman iyidir” varsayımına gelince, Dani Rodrik’in son kitabındaki (Economics Rules) eleştiriler bir yana, Wall Street bankerlerinden Steven Ratner New York Times’da, Noah Smith Bloomberg’de geçen hafta, serbest ticaretin Amerikan işçi sınıfı üzerindeki olumsuz (ücretleri düşüren, işsizliği artıran) etkilerini açıkça ortaya koyuyorlardı. Martin Wolf’a göre yerel işçi sınıfı, göçmenlerin ekonomiye (sermayeyeE.Y) yaptıkları katkıdan yararlanamadı, küreselleşmeden de payına daha düşük ücretler, daha yüksek işsizlik düştü Bu sırada, Financial Times’da Münchau, “Sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesinin mali krizlerin oluşmasına katkıda bulunduğunu artık söyleyebiliriz” derken, bir başka yorumda da yazarlar “sermaye hareketlerinin denetlenmesi düşüncesinin artık bir tabu olmadığına” dikkat çekiyordu. HHH İşçi sınıfı, egemen sınıfların temsilcilerine olan güvenini kaybederken, Wolf, solun da bir seçenek sunamadığına dikkat çekiyor. Wolf’a göre sol, kimlik siyasetini, göçmen haklarına, laiklik ve cinsel tercihlere ilişkin özgürlüklerin genişletilmesi taleplerini benimserken, yerli işçi sınıfının sorunlarına, kaygılarına cevap veremeyerek, yerli işçi sınıfına giderek yabancılaştı; libertarian (sol liberal) entelektüeller de “her iki tarafı da desteklemeye kalktıkları için bugün bu kadar dışlandılar”. Şimdi, sermaye sınıfının organik entelektüelleri arasında, yerel işçi sınıflarının, “popülist” akımlara yönelmeye başladığına, bir isyan havasının oluştuğuna ilişkin korkular artıyor. Donald Trump ve diğer faşizan partiler güçlenirken, merkez sağ ve sol zayıflıyor. Sosyalist hareketin geleneksel politikaları da sonuç vermiyor. Neoliberal hegemonyaya da geri dönülemez. Öyleyse... “Y Her eve S bir poliçe S ektör temsilcilerinin hep söylediği şeydir; sektörün gelişimi için özellikle kişi başına düşen prim üretiminin ve penetrasyonun artırılması gerektiği... Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger’in toplantıda verdiği bilgiye göre, kişi başına düşen prim üretiminin dünya ortalaması 662 dolar. Bu rakam Asya ülkelerinde 307 dolar iken, Türkiye, henüz 153 dolar ile oldukça gerilerde yer alıyor. Aynı durum penetrasyon için de geçerli. 2014 yılında yüzde 1.4 olan TürOlcay kiye sigorta penetBüyüktaş rasyonu, yüzde 6.2 olan dünya sigorta penetrasyon oranının oldukça altında. Bu oran gelişmekte olan ülkelerde 2.7. Sigorta Sektörü’nün hem sosyal hem de ekonomi için fon yaratan bir gücü var. Sigorta Sektörü, büyüyen, kredi olanakları yaratan, içinde bulunduğu ekonomilere yön vererek uluslararası faaliyetlere yol açan bir sektör. İnsanlara anlatılması gereken bir konu bu esasında. Şu an gelişmiş finans ve sigorta piyasalarına sahip ülkelerde sigorta fonları piyasalara derinlik kazandırıyor ve bu fonlara da yüksek miktarlarda yatırım yapılıyor. on olarak 1 Haziran’da yapılan değişiklikle büyük fiyat artışları görülen zorunlu trafik sigortası tartışma konusu olmayı sürdürüyor. Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, sigorta şirketlerinin de mağdur olduğunu, zarar etmekle kalmadıklarını, özkaynaklarından da gittiğini belirtti. Pamukçu, son bir yılda sektörün 1.7 milyar zarar ettiğini, son 10 yılda ise zararın 7 milyar lirayı bulduğunu, özkaynak getirisinin de eksi 1.5 düzeyinde olduğunu vurguladı. Bedeni hasarlı kazalar da hesap stanzorunlu olmasıdardı getirilna rağmen sigorta mesini isteyaptırmayanların yen Pamukarttığını, sigortaçu, yargıya gilı oranının yüzde dildiğinde bi83’ten yüzde 80’e lirkişi rapordüştüğünü belirtti. larıyla 23 kaGelir kaydı oltı prim ödememayanlar için ödeE. Baturalp Pamukçu si çıkarıldığımelerin asgari ücnı, üstelik mahkeme karet üzerinden hesaplandırarlarının emsal oluşturğını ve bu kesimin yüzde duğunu, böylece şirketle70’lere ulaştığını anlatan rin maliyetlerinin arttığıPamukçu, şirketlerin bu nı söyledi. nedenle yaklaşık 2.5 milyar TL kayba uğradığına Yüzde 70 fark dikkat çekti. Aracıların açtığı davaPamukçu, seçim öncelarla yargı süreçlerinin sindeki tavan fiyatla, seuzadığını, 3.5 yıl süren çimden üç ay sonraki tadavalar görüldüğünü anvan fiyat arasında yüzlatan Pamukçu, dava açde 6070 fark olduğunu, ma oranının yüzde 25’ten yüzde 50 çıktığına işaret etti. Geriye dönük dava açılabilmesinin en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Pamukçu, yıllar önceki olaylar için açılan davaların yeni maliyetler getirdiğini, örneğin kur farkının yüzde 25 olduğunu söyleyerek, dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama olmadığını vurguladı. Hesap standardı ve yargı konularında aksaklıklar giderilirse kayıpların yüzde 1015 azalacağını söyleyen Pamukçu, tavan fiyat konusunda da çözüm olursa zararın daha da düşeceğini belirtti. da çalışan kişilerden oluşan 12 bin 800 kişiyi sigortaladıklarını belirtti. Pamukçu, “Uzmanlar ve şirket eksperleri madenleri altı ayda bir kontrol ediyor. Koşullar yerine getirilmezse maden kapatılıyor ve sigorta poliçesi iptal ediliyor” dedi. Nippon 12 bin 800 i y i c n e d a m sigortaladı M aden sigortalarında en büyük şirketlerden biri olduklarını söyleyen Pamukçu, örneğin Türkiye Kömür işletmeleri’nin ve Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun ihalesini aldıklarına dikkat çekti. Pamukçu, Türkiye’de kö mür ve linyit madenlerinde çalışan sayısının yaklaşık olarak 49 bin kişiyi bulduğunu, kendilerinin Türkiye Kömür İşletmeleri’nde çalışan 2 bin 751 kişi, Türkiye Taşkömürü’nde çalışan 7 bin 832 kişi ve diğer kalan özel madencilik firmaların Eğitim şart Evet yüzümüzde bir tebessüm sağlayacak bu ara başlıkla devam edelim. Sektörde yöneticilik kadar akademik alanda da çalışmaları olan ve dersler veren Dr. E. Baturalp Pamukçu, gayet doğal bir şekilde ‘işin temelinde sigorta şirketleri olarak amacımız, her eve bir sigorta poliçesi sokmak olmalı’ diyor. Eğer bu yapılabilirse insanlara az da olsa sigorta bilinci aşılanmış olur. Aslında bu birbirine bağlı, birbirini doğuran bir sarmal gibi önce bir bilinç, bir güven sağlanacak, bu güvenle insanlar da bazan hayatları boyunca kullanmak zorunda kalmayacakları güvenceler için para harcayacak. Tamam belki bu çok hayalci oldu, ama en azından yaşadıkları sürece gereksinim duyacakları teminatları için para harcasın. Bu da ancak insanların çok daha küçük yaşlarda sigorta kavramı ile tanışmalarından geçiyor. Onun için de çocuklara başta okullar olmak üzere zaman geçirdikleri tüm alanlarda farkındalık yaratacak işler yapılması gerekiyor. Çünkü bu yalnız, sigorta şirketlerinin bekası için değil, bir “artı değer” yaratmak için de gerekiyor. Çünkü bir artı değer yaratıldığında, o artı değer tekrar kullanıldığında ülkeye bir katkı sağlamak mümkün oluyor ki bu da bizim gibi tasarruf oranları az ülkeler için oldukça gerekli. Almanya’nın ikinci dünya savaşı sonrası girdiği zor ekonomik krizden çıkmasında sigorta aracılığı ile toplanmış fonların önemli bir rol oynadığını hatırlarsak, yalnız diktatörlükle benzemeye çalıştığımız ülkenin ekonomik olarak topyekün kalkınma atağında da bir benzerlik sağlarız belki... Nippon Sigorta Genel Müdürü Pamukçu, 2014’te 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasının yaşandığı Soma’da özel işletmelerin çoğunun madenleri kapattığını, Taşkömürü Kurumu’nun büyük madenlerinin ise hâlâ açık olduğunu söyledi. AvivaSA’da istihdam yılı ireysel emeklilik ve hayat sigortaları şirketi AvivaSA, yeni uygulaması “Kariyerini Biriktirmeye Başla” platformu aracılığıyla başvuru yapacak adaylar arasından 500 kişiyi bünyesine katacak. AvivaSA, adayların temel eğitim programı ve Bireysel Emeklilik Aracılığı Lisans Sınavı bedelini de üstleniyor. AvivaSA CEO’su (Üst yönetici) Meral Eredenk Kurdaş, 2015 yılını devlet katkısı dahil 9 milyar 500 finansal danışman alacak olan şirket, eğitim ve sınav bedelini karşılayacak B TL’yi aşkın fon büyüklüğüyle tamamladıklarını söyleyerek, “Büyümemizi 2016’da da devam ettirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, satış kadrolarımızı yeni alımlarla güçlendireceğiz. Bireysel emeklilik sektörüne 2004 yılından bu yana 11 bin 751 lisanslı finansal danışman kazandırdık” dedi. Başvuracak adayların lisans ya da bireysel emeklilik mevzuatı ile belirlenen meslek yüksekokullarını bitirmesi gerekiyor. AvivaSA, 2016’da da yeni kadrolarla büyüme hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlıyor. H HDI Sigorta’dan baskete destek DI Sigorta, Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) ile yaptığı anlaşmayla Türk basketbolunu risklere karşı güvence altına alacak. HDI Sigorta, Nildem Global Sigorta ve Reasürans Brokerliği koordinatörlüğünde Türkiye Basketbol Federasyonu ile işbirliği anlaşması imzaladı. Toplantıda konuşan Türkiye Basketbol Federasyonu CEO’su (Üst yönetici) Hidayet Türkoğlu, sponsorluk anlaşmasıyla büyük destek aldıklarını söyledi. MetLife’tan online sigorta MetLife, yeni ürünü “Koruma Kalkanı” ferdi kaza sigortasının online satışlarına başladı. Sadece dijital platformdan ulaşılabilen ‘MetLife Koruma Kalkanı’ sigorta paketleri, bireyleri ve aileleri ani risklere karşı finansal koruma altına alıyor. Geçen ay lansmanı yapılan yeni ürüne başta Facebook olmak üzere birçok dijital platformdan erişilebiliyor. NN Hayat Emeklilik dijitalde büyüyor NN Hayat ve Emeklilik, İnternet ve Mobil Şubelerinin yanı sıra kısa bir süre önce hayata geçirdiği Satış Portalı ile şirketlere daha geniş kitlelere açılma imkânı sunuyor. NN Hayat ve Emeklilik Kurumsal İletişim ve Müşteri Deneyimi Müdürü Beste Yıldız, Satış Portalı ile satış ekiplerinin, hem hayat sigortası hem de bireysel emeklilik tarafında bütün işlemleri kolaylıkla yapabildiklerini anlattı. Portalda, işlem modüllerinin yanı sıra yeni raporlamalar ve videolu eğitimler de yer alıyor. TARSİM dev zararı karşılayacak Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Genel Müdürü Yusuf Cemil Satoğlu, Antalya’da 12 Ocak tarihlerindeki don olayı ile 17 Ocak’taki hortum ve fırtınanın sera ve narenciye üretiminde büyük zarara yol açtığını, sigortalı çiftçilerin yaklaşık 20 milyon liralık zararının karşılanacağını söyledi. Satoğlu, seralarda sigortalı oranının düşük olduğuna da dikkat çekti. Satoğlu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle