27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Şubat 2016 yorum TASARIM: ZARİFE SELÇUK 16 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Hukuksuz anayasa!.. ürkiye giderek artan oranda ve kelimenin gerçek anlamıyla tam bir hukuksuzluk yaşıyor. Oysa hukuk toplumsal yaşamın can suyudur. İnsanlık tarihinin kanıtladığı gibi hukuk yoksa hak kavramı da yok olur; toplum yapısı yıkılır. Bu toplumun geçmişte yaşadığı ve şu sırada ülkenin, Güneydoğusu başta olmak üzere her tarafta yaşamakta olduğu hukuksuzlukları unutmadan son olanlara bakalım. Şu sırada yaşanmakta olanlar, hukuksuzluğa hukuksuzluk katıyor! T Gündemden kalkan soru: Eğitim nedir? lusal eğitim politikamızda, en geç Köy Enstitülerinin kapatılmasından bu yana gündemden kalkmış olan bir soru: “Eğitim nedir?” Oysa Mustafa Kemal’in daha Milli Mücadele devam ederken bir “Eğitim Şurâsı” toplamasının birincil nedeni, Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından başlatmayı düşündüğü eğitim seferberliğini bu zorunlu soruya verilecek doğru yanıtların rehberliğinde gerçekleştirmekti. Kurulması planlanan Türkiye Cumhuriyeti, yirminci yüzyılın ilkyarısının uygar ve laiklik ile bir sorunu bulunmayan Batılı devletlerin arasında neredeyse yedi yüz yıllık geçmişinde eğitim seferberliği diye bir şey tanımamış bir imparatorluk yıkıntısı temelinde değil, fakat ancak çağdaş uygarlık düzeyine erişmeyi, başka deyişle Aydınlanma’yı Batı’ya göre iki yüz yıllık bir gecikme ile olsa bile hedefleyen bir toplum kimliği ile tutunabilirdi. U Bitmeyen ‘bildiri kini’ 10 Ocak’ta yayımlanan barış çağrısı bildirisini imzalayan bilim insanları üç haftayı aşan bir süredir her gün artan oranda saldırı altındadır. Bu insanlar en başta Cumhurbaşkanı tarafından en ağır sözlerle saldırıya uğruyor; haklarında hiçbir yargı kararı olmadan suçlu olarak damgalanıyor. Başbakan, onur kırıcı ve açıkça tehdit kokan bir anlayışla, bilim insanlarından imzalarını geri almalarını istiyor; insan kişiliğini hiçe sayan bu yaklaşımında insan hakları kavramının bir parçacığının bile yeri yoktur. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yayımlanmasının üzerinden 250 yıla yakın bir süre geçmiş olmasına karşın, savcılıkların, YÖK’ün ve üniversite yönetimlerinin, bilim insanlarının her birinin üzerinde ayrı ayrı hukuksuzluk deneyleri yapılıyor. Cumhurbaşkanı, salı günü tüm kaymakamlara mevzuatı bir tarafa koyun, yani hukuka aldırmayın, dedi. Hangi bağlamda istenirse istensin ülkenin en üst düzeydeki yöneticisinden gelen bu istek bir emirdir. Böyle bir emri, hukukun h’sinin geçerli olduğu bir yerde, cumhurbaşkanı da olsa, hiç kimse veremez; vermemelidir. Kaldı ki AKP gerekli gördüğünde çıkardığı kanun hükmünde (KHK) kararnamelerle ve yasa yapma kurallarına hiç uymayan torba yasalarla istediği mevzuatı istediği anda çıkarıyor. Kaymakam yetkileri konusunda böyle bir düzenleme yapma gereği bile duyulmaması, toplumun içine yuvarlanmakta olduğu yeni bir hukuksuzluk kuyusudur. Mevzuatı bir tarafa koyun emri, TBMM’yi önemsizleştirmek, giderek hiçe saymak değil de nedir?! AKP’nin dünya görüşünün, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kurulan bizim bildiğimiz Cumhuriyet ile, özellikle onun hukuk, eğitim, bilim ve sanata bakışı ile hiç bağdaşmadığı biliniyor. Bu değerleri savunmaya çalışan Cumhuriyet gazetesi de AKP hukuksuzluğunun gazabına uğruyor. Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün hukukun temel ilkeleri yok sayılarak bugün 68 gündür içerde tutulmaları ve geçen hafta haklarında düzenlenen hukuktan uzak ve ağırlaştırılmış müebbet dolu iddianame, yalnız haberleşme özgürlüğüne indirilen çok ağır bir darbe değildir. Cumhuriyet’i kurumsal olarak da yok etme girişiminin yeni bir biçimidir. Ocak 2016 sonunda ülke, yalnız dondurucu doğal soğuğu değil, hukuksuzluğun çok daha acı ve kalıcı soğuğunu da yaşıyor. Sonu beraat ile noktalansa da uzun tutukluluklar ve yaşanan hukuksuzlukların özel, kurumsal ve toplumsal yıkımları devam ediyor ve toplumun geleceğini karartıyor. Tam da bu sırada yaşanmakta olan hukuksuzluk yıkıntılarının anayasasının yapılması için bastırılıyor. Toplumun, nasıl olursa olsun, isterse başkanlık olsun, ama bu hukuksuzluktan bir an önce kurtulalım umuduyla ne olduğunu bilmediği yeni anayasaya sarılmasının altyapısı oluşturuluyor. Yeni anayasa, Türk tipi süslemesiyle halkın gözünde kurtarıcı yapılmak isteniyor. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Hiç sorulmamış bir soruyu sormak … ‘Bir tarafa koyun’ En büyük dert: Cumhuriyet! Kurtuluş anayasada mı? eçen hafta sonu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen 34. Abant Toplantısı’na Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Nuray Mert’in çağrıcı, Aydın Engin ve Ahmet İnsel’in konuşmacı olarak katıldıkları medyada yer aldı. Bu kuruluşla ve bu toplantı ile ilgili okurlardan gelen iletiler konunun önemsenmesini ve açıklığa kavuşturulmasını gerektiriyor. Her şeyden önce belirtilmesi gereken, söz konusu toplantıya katılanların Cumhuriyet gazetesini temsil etmedikleri, gazeteyi temsilen orada bulunmadıklarıdır. Cumhuriyet Gazetesi Yayın İlkeleri’nin bu konuya ilişkin maddesi açık ve nettir. Şöyledir: “1/11Cumhuriyet gazetesi ve yayınları Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Yayın Yönetmeni, İcra Kurulu Başkanı ya da onların görevlendireceği kişiler tarafından temsil edilir. Bunun dı G Cumhuriyet Gazetesini Kimler Temsil Eder? şında hiç kimse Cumhuriyet gazetesinin adını kullanarak faaliyette ve temsil iddiasında bulunamaz. Cumhuriyet markası Vakıf Yönetim Kurulu’nun izni dışında herhangi bir ticari faaliyet için kullanılamaz.” Anlaşılıyor ki Abant Toplantısı’na katılan yazarlar kendi inisiyatifleri ile bu toplantıya katılmayı uygun bulmuşlardır. Kısacası toplantının da, kimi yazarların toplantıya katılımının da Cumhuriyet gazetesi ile herhangi bir ilgisi, ilişkisi yoktur. İcra Kurulu Başkanı da yetkili kişilerce herhangi bir görevlendirme yapılmadığını bildirdi. Okur Temsilcisi olarak kendi görüşlerimi de burada belirtmeliyim. Cumhuriyet gazetesinde yazarların siyasi tutum ve görüşlerine faşizmi, ırkçılığı, savaşı, nefret söylemini, çağdaşlık düşmanlığını savunmadıkça herhangi bir şekilde müdahale edilmez, edilemez. Onların siyasi tutumları, görüşleri ve davranışları da gazeteyi bağlamaz. Yazarlar birbirlerinin görüşlerini beğenmek, onaylamak zorunda, durumunda da değildirler. Birbirlerini köşelerinde ya da başka platformlarda eleştirme hakkına da sahiptirler. Ben de bu hakkımı yazarların görüşleri Cumhuriyet gazetesinin görüşleri olarak algılanmasın diye sık sık kullanıyorum. Hiçbir Cumhuriyet yazarının gazeteyi yazılarıyla tanımlamak ya da temsil etme hakkı, yetkisi Yayın İlkeleri’nden de anlaşılabileceği gibi yoktur. Bu türden bir izlenim uyandırılması ise söz konusu maddenin lafzına da ruhuna da aykırıdır. Gazete görüşlerini gerekli gördüğü durumlarda bir başyazıyla ya da Cumhuriyet imzalı bir yazı ile açıklamaktadır. Yazarların gazetenin kurumsal kimliğine, genel çizgisine zarar verecek davranışlardan kaçınmaları ise hiç kuşkusuz onlardan beklenen bir tutumdur. Böyle bir toplum kimliğine uzanan yol, birincil olarak “Nasıl bir eğitim” sorusu ile değil, fakat “Eğitim nedir” sorusu ile başlayabilirdi. Yönteme değgin bir soru olan “Nasıl?” ise ancak doğru yanıtını bulmuş bir “Nedir” sorusunun ardından bir anlama kavuşabilirdi. Ülkemizin yetiştirdiği ender felsefecilerden olan Prof. Dr. Nermi Uygur, “Felsefenin Çağrısı” başlıklı deneme kitabında “Nedir” sorusunu felsefenin kurucu sorusu olarak nitelendirir. Nasıl sorusu, ancak Nedir’e verilen yanıtın ardından işlevsel olabilecek bir yöntem sorusudur. Eğitime uyguladığımızda, bu söylenenlerden çıkan sonuç şudur: Önce çağdaş bir eğitimin ne olduğu, çağdaş ve aydınlanma hedefine yönelik sayılabilmek için hangi yöresel ve evrensel öğeleri içermesi gerektiği saptanmadan eğitimin nasıl gerçekleştirileceği meselesine geçmek, uygulamamızdan bir örnek verirsek eğer, önce “Tiyatro nedir” sorusuna bugün için geçerli yanıtları vermeden “Oyunculuk nasıl olmalıdır” sorusunun yanıtlarını aramak kadar işlevsiz ve anlamsız bir yola girmiş oluruz. Bugüne kadar uzanan yanlış yollar … Eleştiriler ne işe yarıyor? eğerli okurumuz Dr. Orhan D Kurmuş’tan aldığım bir iletiyi aktarıyorum: Türkiye’nin en pahalı gazetesini alıyorum. Bu pahalı gazetenin okuyucularına karşı saygılı olmasını beklemek hakkım. Pazartesi günleri yayımlanan “Okur Temsilcisi” bölümünde dile getirilen yazım, anlatım, bilgi, haber yanlışlıkları arşı âlâya erişti. Ama bu şikâyetler, bu şikâyetleri gidermekle görevli olanlara vız gelip tırıs gidiyor. Her sayfanızın bir editörü var, bir tasarımcısı var; bu kişilerin görevi ne? (Bu tasarımcıların biri, sayfanın tepesindeki adının yanında “Tasrımcı” yazıldığının bile farkında değil). Bırakın demokrat, aydınlanmacı olmayı, en basit meslek ahlakı kuralı bile bu konuya eğilinmesini gerektirir. Bu vurdumduymazlık ve saygısızlık sonucunda bugünkü (27 Ocak) gazetenizin 1. sayfasında Nobel Fizyoloji Ödülü almış iki kişiyle karşılaştım. Böyle bir ödül yok; Nobel Tıp veya Fizyoloji Ödülü var. İkinci sayfada “Dünyanın ilk Alevilik profesörü” başlıklı bir haber var. Herhalde, 2009 yılında aramızdan ayrılan Irene Melikoff’un kemiklerini sızlatmıştır bu haberiniz. Üçüncü sayfanızda, toplanmayan çöplerin “dağ yığını” haline geldiğini; beşinci sayfada CHP Genel Başkanı’nın “Sen de işkembe, ben de yürek var” dediğini öğrendim. Zaten haber fakiri olan bir gazetede insanın saçını başını yolduracak bu yanlışlıklarla her gün, hem de artan ölçekte karşılaşmak beni gerçekten üzüyor. İzninizle sormak istiyorum: Size iletilen bu yanlışlıklar yalnız “Okur Temsilcisi” köşenizde mi kalıyor, yoksa “gereği için” bu yanlışlıkları düzeltmekle görevli kişilere iletiliyor mu? İletiliyorsa neden herhangi bir iyileşme göremiyoruz? Saygılarımla. Orhan Kurmuş Hoca’nın iletisine kısa bir not düşmek durumundayım. Arkadaşlarımızın Okur Temsilcisi köşesinde yer alan ve kendilerine iletilen eleştirileri okuduklarını biliyorum. Bu eleştirilerden doğru, haklı bulunanların gereğinin yerine getirilmesi, getirilip getirilmediğinin denetlenmesi ise Okur Temsilcisi’nin yetki alanının dışındadır; gazetenin yetkili yöneticilerine aittir. Onların da bu köşenin iyi okuru olduklarını biliyorum. Özetle belirtmek gerekirse, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasından günümüze kadar uzanan süreçte hemen her iktidarın eğitimde reform vaat etmesi ve bunun Nasıl’ları üzerinde odaklaşması, buna karşılık “Eğitim nedir” sorusunu hep dışlaması, aslında olumsuz anlamda bilinçli bir tutumdur. Çünkü dışlanan soru ile saf dışı edilen, hep çağdaş ve aydınlanmadan yana bir eğitimin gerekleri olmuştur. Hemen her iktidar, topluma değil ama kendi yararlarına hizmet edecek bir eğitim yönlendirmesini reform saymıştır. Geride bıraktığımız yaz TV kanallarında yayımlanması zorunlu kamu spotlarında tatil öncesi ilkokul çocuklarına “Haydi çocuklar, şimdi camilerinize koşun!” çağrısının yöneltilmesi, öte yandan laikliğin olmazsa olmaz sayıldığı bir uygar dünyada “dindar gençlik yetiştirme”nin eğitimin nerdeyse birincil hedefi sayılması, başkaca türlü açıklanamaz! 1 ŞUBAT 2016 SAYI: 32968 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar T.C. İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2 NO’LU KALEMİ’NDEN ESAS NO: 2015/113 KARAR NO: 2015/334 Davacı SOLİD TIBBİ MAL. TİC. LTD. ŞTİ. VE YALÇINLAR ORTOPEDİ TIBBİ ALET SAN. LTD. ŞTİ. vekili tarafından davalı Orcer Tıbbi Malz. Ve Cin. San. Ltd. Şii. adına Muya Ortopedi aleyhine mahkememizde acılan ipotek (ipoteğin kaldırılması (fekki) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre; 1 Mahkememizin yetkisizliğine, yetkisizlik sebebiyle karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili Bursa ili, Orhangazi ilçesi Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesine. 2 Davalı Nevzat Gül kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.500TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Nevzat Gül’e verilmesine. 3 Harç ve yargılama giderleri hususlarının yetkili mahkemesince değerlendirilmesine, dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/04/2015 Gerekçeli kararın davalı Orcer Tıbbi Malz. Ve Cih. San. Ltd. Şti.’ne tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 13/01/2016 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 237727) Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Doğru, tarafsız habercilik evcut iktidar ile belli bir M mücadeleniz var, biliyorum. Ben de memnun değilim. İktidar partisinin seçmeni de değilim. Sizin mevcut duruşunuzun doğru habercilik ve haber dilini kullanmanıza engel olmaması gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki; Rusya Federasyonu’nun son Türk hava sahası ihlali konusundaki haberler Türk Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı bir açıklamadır. Keza NATO Genel Sekreterliği’nin yaptığı da benzeri doğrultudaki bir açıklamadır. Hal böyle iken RF Savunma Bakanlığı/Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin haberini “Açıklama” adı ile değil de “Rusya’dan Türkiye’ye yalanlama: Sınırı ihlal etmedik” manşeti ile vermenizi garipsedim. YALAN terimi gerçek olmayan bir olgu için kullanılır. RF’nin orijinal açıklamasını görmedim, bu bilgi sizin manşet yaptığınız gibi olsa dahi şimdilik o da bir karşı iddiadır. Bu olayın gerçek olmadığı şu ana kadar radar iz bilgileri veya bağımsız kaynaklarca henüz teyit edilmemiştir. Doğru, tarafsız habercilik anlayışınızı duygularınıza esir etmemenizi saygılarımla öneririm. Arif Tekindur Okur Temsilcisi’nin notu: Her iki tarafın açıklamalarının eşit bir şekilde verilmesinin doğru olduğuna kuşku yok. Gazetecinin burada taraf olmasını gerektirecek bir durum da yoktur. Konu gazetede ve internet sitesinde geniş bir şekide ele alındı. NATO açıklamasına da, Dışişleri Bakanlığı’nın RF Büyükelçisi’ni bakanlığa çağırmasına da yer verildi. Olayın gerçek olduğu ya da olmadığı henüz ortaya çıkmamıştır. Gazetecinin görevi kuşkusuz yalnızca iddiaları aktarmak değil, gerçeğin ne olduğunu da araştırmaktır. Burada barış gazeteciliğinin kurallarına uygun davranmak ve gerginliğin yanında yer almamak önem kazanıyor. Nesnellikten ayrılmamak esastır, duygularımız ise her zaman barıştan yana olmalıdır. Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.40 05.24 05.31 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.09 12.25 15.02 06.51 12.09 14.49 07.08 12.35 15.21 Akşam 17.28 17.14 17.44 Yatsı 18.5 0 18.35 19.09 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle