14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 29 Aralık 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY durTgüurnkilyuek keıksokancoımndisai2K.Ü71.Ç’8Y’ÜDELEÇMNIKETI TÜİK’in revizyon GSYH verileri, imalatta yüzde 6’nın üzerinde küçülmeyi ortaya koydu. İmalatın üç çeyrektir üst üste daralmasının durgunluğa yol açabileceği vurgulandı TÜİK’in revizyonlu verilerine göre harcama ve üretimde şok daralma lar söz konusu. Üretim ve harca ma gruplarındaki dramatik da ralmayı, devletin harcamaları da önleyemediğinin görüldüğü ve riler, ülke ekonomisinin bir dur gunluk tehdidi altında olduğunu ortaya koydu. TÜİK’in revizyonlu verileri şok etkisi yarattı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın üçüncü çeyreğine iliş kin Gayri Sa fi Yurtiçi Hası la (GSYH) ve rilerinde reviz yona giderek, mevsim ve tak vim etkisin OBülcyaüyktaş den arındırılmış zincirlenmiş hacim en dekslerine yer verdi. Verilere ayrıntılı olarak ba kıldığında hem harcama hem de üretim yöntemiyle yapılan tak vim ve mevsim etkisinden arındı rılmış zincirleme endeksler, eko nomide dramatik bir tabloya işa ret ediyor. Mal ve hizmet ihraca tında ilk üç çeyrekteki daralma lar toplamda 8’i aşıyor. İnşaat da daraldı İmalat sanayiinde son çeyrekte yüzde 4.8’lik, büyük umutlar bağlanan inşaatta da 4.6’lık küçülme söz konusu. Yatırımların 2.6, özel yatırımların da 1.7 küçüldüğü görülüyor. Tüm bu yaşananlar ne yazık ki önümüzdeki son çeyrek ve yılın tamamı için karanlık bir tablo oluştururken, işsizliğin da ha fazla tırmanacağı da ne yazık ki beklentiler arasında. 15 Temmuz açıklamaz Verilere ilişkin sorularımızı yanıtlayan Bahçeşehir Üniversi tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sey fettin Gürsel, revize verilerin ka faları karıştırdığını hatta şok et kisi yaratacak büyüklüklerin or taya çıktığını dile getirdi. İki çeyrek üst üste daralma görüldüğünde bunun artık re sesyon olarak tanımlandığını belirten Gürsel, neyse ki ikinci çeyrekte az da olsa bir toparlan manın görüldüğü ve bunun da henüz bu kadar kötü bir tablo nun oluşmadığı şeklinde yorum lanabileceğini ifade ederek, “An cak ne yazık ki şok yaratan veri ler söz konusu. Örneğin inşaat ta ve özellik de imalattaki daral mayı görmezden gelmek müm kün değil. Toplamda yüzde 7 ci varında olan bu küçül me, gelecek çeyrekler için de olumsuzluk içeriyor. Öte yan dan her durumun 15 Temmuz darbe girişimi ile açıklan dığı şu günlerde, bü yüme verilerini bununla açıkla mak mümkün görünmüyor. Çünkü imalat verilerine ba kıldığında üç çeyrektir da raldığı görü lüyor” diye konuştu. Seyfettin Gürsel Dolar yatırımları da etkileyecek Söz konusu verilerle ileriye dönük tahmin yapmanın oldukça güçleştiğini dile getiren Seyfettin Gürsel, bu kadar dip yapmış bir ekonomide, son çeyrekte çok az da olsa bir toparlanmayı görmenin mümkün olabileceğini ancak, son dönemde de kur nedeniyle oluşan belirsizliğin hem harcamada hem de yatırımda hareketi azalttığını söyledi. Bazı yabancı yatırımcıların çıkmayı planladığının, yapılacak yatırımların şimdilik bekletildiğinin bilindiğini ifade eden Gürsel, enflasyon ve işsizliğin de bu gelişmelerden payını alacağını belirtti. Öte yandan, hesaplama yöntemini değiştirdikten sonra bir dizi toplantı yapan TÜİK, neden 2009 yılının baz alındığı sorusunu, artık tahmin esaslı hesaplama yerine devlet kurumlarının verileri üzerinde hesaplama yaptığını, devletin de daha öncekiler yerine 2009 yılından itibaren verileri verdiğini aktardığı öğrenildi. TL için kötümserlik artıyor Tüinacdkriesbityiinegdedi lediL8İ.R7A5 İstanbul’da kısa mesafe taksi kullanmak isteyenler yeni düzenlemeyle birlikte artık en az 8 lira 75 kuruş ödeyecek. Kısa mesafe yolcu almak istemeyen taksiler için yapılan şikâyetler üzerine İstanbul Taksiciler Odası bu şikâyetleri ortadan kaldırmak için kısa mesafe uygulaması başlatıyor. Düzenlemeye göre 2.5 kilometreye kadar olan taksi mesafesi için ‘indibindi’ uygulaması yapılacak. Bu uygulama için belirlenen ücret ise 8 lira 75 kuruş olarak kabul edildi. İstanbul Taksiciler Odası’nın hazırladığı uygulama İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından da kabul edildi. İstanbul Taksiciler Odası Başkanı Yahya Uğur, uygulamanın 15 gün içinde başlayacağını belirtti. l Haber Merkezi TOBB’den Katar’a sefer Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerine dönük faaliyetleri çerçevesinde, 1718 Ocak 2017 tarihlerinde Katar’ın başkenti Doha’da ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla düzenlenecek programa katılacak. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Körfez Bölgesi ile ticari ilişkileri artırmak istediklerini belirterek, özellikle Katar ile iktisadi ilişkilerin gelişmesi için yoğun bir gayret içinde olduklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Tarım ve gıda, enerji, petrol ve gaz, inşaat ve altyapı, sağlık, ilaç, makine ve teçhizat başta olmak üzere çeşitli sektörlerde Türk ve Katar firmaları arasında ikili görüşmeler yapılacak” dedi. l Ekonomi Servisi Küresel analistler Rusya için olumlu düşünürken Türkiye için kötümser 2017’de mağazalaşma duracak Denetim ve danışmanlık kuruluşu Deloitte’un Perakende Sektörü Değerlendirme ve Öngörülerine göre, 2016’da yaşanan iflas ertelemeleri ve mağaza kapatmaları da düşünülecek olursa makroekonomik trendlerin ve önemli kur dalgalanmalarının sektörü çok olumlu etkilemediği görülüyor. 2017’de de perakendede sert rüzgârların etkisi devam edecek. Rapora göre, perakendeciler Türkiye pazarında verimsiz mağazaları konusunda ‘sağlıklı zayıflama’ stratejisini benimseyecekler; yurtdışı yatırımlara daha çok odaklanarak büyüme kaynaklarını değiştirecekler. Deloitte Türkiye Perakende Sektörü Lideri Hakan Göl’ün hazırladığı “2016 Değerlendirmesi 2017 Öngörüleri” çalışmasına göre 2016’da ortaya çıkan negatif makroekonomik tablo, perakende sektörünü de etkiledi. Deloitte raporunda; 2016’da yaşanan dalgalanmalar ve ileride yaşanabilecek olası yeni sert rüzgârlar karşısında perakendecilerin, sürekli büyüme ve mağaza açma trendini kırarak 2017’de riski azaltma, mevcudu koruma hatta ‘sağlıklı zayıflama’ stratejisi ile mağaza kapama hamlelerinden faydalanmasını tavsiye ediliyor. Raporda, “2017’nin maliyet ve nakit yönetimi açısından sıkıntılı bir dönem olmaya devam edeceğinden hareketle, belirsizliğin hâkim olduğu zamanlarda perakendecilerin çevik pozisyon alabilmenin ve sağlıklı kalabilmenin önemini daha çok hissedecekleri öngörülüyor. Bugüne kadar mağaza açarken çok da ince eleyip sık dokumayan sektörün, artık mağaza açma kadar, gerektiğinde mağaza kapamayı da öğrenmesinin gerekliliği öne çıkıyor” denildi. l Ekonomi Servisi Neredeyse herkes Rusya varlıklarını beğeniyor, Türkiye’den de olabildiğince uzakta kalmak istiyor. Para yöneticileri gelecek yıl için siyasi iklimin iyileştiği ve varlıklarının Fed faiz artırımı süreci ve Donald Trump kaynaklı dış şoklara karşı daha az savunmasız olduğu piyasaları işaret ediyor. Bloomberg’in haberine göre Yatırımcılar, siyasi olarak istikrar sahibi piyasalarda ucuz değerlemelere ve emtia fiyatlarında yükseliş ihtimaline bakıyorlar. UBS Group AG, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde gelecek 12 ay içerisinde carry trade fırsatları için en iyi para biriminin Rus Rublesi olacağı görüşünde. Türk Lirası uyarısı Birçok kişi Türk Lirası’na ilişkin uyarıda bulundu. Morgan Stanley stratejisti James Lord, ucuz görünmesine karşın, TL’deki aşağı yönlü beklentisini koruyor. Lord’a göre üretkenlik artışına odaklanılmaması yönündeki eksiklik, ücretlerin artmasıyla, para biriminin rekabet gücünü olumsuz etkilemeye devam edecek. Societe Generale analistlerine göre, üçüncü çeyrek sonuçları sermaye yeterliliğinin geleceğine dair de birçok soru işareti yarattı. Bu noktada özellikle Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve yeni bankacılık düzenlemelerinin sermaye yapısında daha büyük erozyon yaratması bekleniyor. Ayrıca Fitch’in Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunu indirme riski var. Dolar 3.54’ü aştı Türk Lirası dün yüzde 0.5’lik değer kaybıyla gelişen ülke para birimleri arasında da en fazla değer kaybeden para birimi oldu. Dolar 3.54’ü Avro /TL de 3.70’i aştı. Işık FX Araştırma Uzmanı Gökhan Özkan kurda kısa vadede 3.50’nin önemli seviye olduğunu, bu seviyenin aşağı yönlü kırılmadıkça yukarı yönlü isteğin süreceğini söyledi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Zor bir yıla girerken Neoliberal küreselleşmenin çöküşü önceki yıl bilinçlere çıkmıştı. Bu yıl sağ popülizm olarak sokaklara döküldü. “Vatandaşlar” uzmanların ayrıntılı açıklamalarına, tavsiyelerine aldırmadan, ne hissediyorlarsa genelde öfkeliydiler o yönde davranmayı seçtiler; Brexit, Trump dediler. Kurulu düzenin sahipleri (yüzde 1) ve onların sözcüsü liberal entelijensiya, medya 2016 yılında çok “şaşırdı”. Bu şaşkınlık bize bir de yeni bir sözcük kazandırdı “posttruth” (“hakikatsonrası”): Kimse artık “hakikate” aldırmıyor neyi arzuluyorsa ondan yana gidiyordu... Ekonomik, jeopolitik sorunlar bir yana yalnızca bu “posttruth” olgusu bile bir kapitalist modelin dağılmasının hızlandığını, ciddi sarsıntıların bizleri beklediğini gösteriyor. İki çarpıtma Bu kavram aslında iki çarpıtmayla birlikte geliyor. Birincisi: Sanki ilk kez “hakikat”e aldırmayan bir yalanlar, “sahte haberler” ortamı oluşmuş da bunun için böyle yeni bir kavram gerekmiş. “9/11 etrafında yaratılan birbirini tutmaz açıklamaları”, “Irak’taki kitle imha silahlarını”, “küreselleşmenin engellenemezliğini”, “piyasaların kendi kendilerine dengeye geldiğini”... Thatcher, “Başka seçenek yok” dediğinden bu yana ekonomi, 9/11’den bu yana da jeopolitik alanlarında tam bir “posttruth”, “sahte haber” dünyasında yaşamıyor muyuz? Bunlara, bu ülke bağlamında “inananlar baskı altındadır” ya da “AKP ılımlı İslamdır, askeri vesayeti yıkarak ülkeyi demokratikleştiriyor”, “Kürt sorununu çözecek” iddialarını da ekleyebiliriz. İkincisi “Post truth” kavramının bizzat kendisi bir çarpıtma: “Truth” (“hakikat”) deniyor ama aslında olgulardan (facts) söz ediliyor. Halkın karşısına olgulara ilişkin kimi yorumlar konuyor ama bunlar tartışılmaz, “mutlak” bir şeye işaret eden “hakikat” kavramı ile sunuluyor. Adeta kurulu düzeni ayakta tutan söylemlere itiraz edenlere yönelik bir simgesel şiddet uygulama çabası var karşımızda... İflas başka yerde “Truth” kavramının yerine “fact”, (olgu) kavramını koyarsak, halkın cahilliğine, aklının iflas ettiğine, “çocuk gibi duygusal” davrandığına ilişkin suçlamalardan öte bir açıklama geliştirmek mümkün. Şöyle: Olguların (facts) kendi başlarına anlamları yoktur. Her olgu anlamını, belli bir anlamlar sistemi içinde kazanır. Sermayenin 35 yıldır sunduğu, 2008’den sonra sarsılmaya başlayan neoliberal anlamlar sistemi, halkın yaşam pratiklerini sermayenin pratiklerine uyumlu bir biçimde açıklama kapasitesini kaybetti. “Post truth”, aslında halkın dünyayı anlama başarısızlığıyla, “hakikati” terk etmesiyle değil, sermayenin olguları anlamlandırma tekelinin kırılmasıyla ilgili. Nitekim, sermayenin entelektüelleri de bu iflasın ayırdına varmaya başladılar. Dünya Bankası Baş Ekonomisti Paul Romer’ın yılbaşında yaptığı, metni eylül ayında yayımlanan bir konuşmasında, “makroekonomi teorisyenlerinin olgulara aldırmadıklarını”... “son 30 yılda, ekonomik teorinin gerilediğini” söylüyordu. Kısacası “posttruth” salt “halkın aklına” ilişkin bir durum değil! Anatol Kaletski de “Piyasa köktenciliğin iflasından”, “ekonomik krizi, kurumların krizinin izlemesinin” kaçınılmazlığından söz ediyor (Project Syndicat, 23/12/016). Financial Times’dan Wolgang Münchau da, “Ekonomik sistemde hemen reform yapın, yoksa popülistler yapacak” diyor. Sanırım sermayenin anlamlar sistemini belirleme tekelinin kırılmış olması, 2017 yılının en önemli konularından biri olacak! Kırılan yerde açılmaya başlayan boşluğu ne dolduracak? Ekonomik sistemde “reform” sağ popülistlerin elinde, korumacılık ve milliyetçilik, emperyalist rekabet belki de savaş yönünde mi gidecek? Kırılmanın yarattığı boşluğa sağ popülizmin, sermayenin sunduklarından başka bir şey koymaya fırsat olacak mı? Servetlerine servet kattılar Dünyanın en zengin insanlarının servetleri 2015 sonuna göre 237 milyar dolar arttı. Servetini en çok artıran ilk 5 isimden 4’ü ABD’li. Yılın başında Çin’de başlayan gerginlik, Brexit ve ardından Trump’ın başkan seçilmesi nedeniyle piyasalar oynak bir yıl yaşadı. Ancak Trump’ın başkan seçilmesi ile hisse senetlerinde başlayan ralli zenginlerin yüzünü güldürdü. Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre, 27 Aralık itibarıyla dünyanın en zenginlerinin toplam servetleri 2015’e göre yüzde 5.7 artışla 4.4 trilyon dolar oldu. 2016’da servetini en çok artıran ise 11.8 milyar dolar ile Warren Buffet oldu. Buffet’ın serveti yüzde 19 artışla 74.1 milyar dolara ulaştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle