25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Aralık 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 7 Pek sevgili abim Murat, 70 yaşına basacak olan annemiz seninle ilk görüş günü buluştuğunda hiç ağlamamış. Komşunun çocuğu hasta olsa ağlayan yufka yürekli annem… Hiç ağlamamış çünkü emin, yetiştirdiği iki çocuğuna kendi pırlanta kalbinin tüm güzel değerlerini aşıladığından. Aslında annem ismini aşıladı bize; Sevgi’yi. Vatanı sevmeyi, canlıyı sevmeyi, Rab’bi sevmeyi. Ermeni komşumuz Moka Teyzey’i de, Rum komşularımız Nadyalar’ı da, Yahudi, Ermeni Türk, Kürt, Alevi sınıf arkadaşlarımızı da sevdik. Anneme göre okuduk, “adam” olduk. Sen benden daha çok okurdun küçükken. Pazardan alınan meyve sebzenin kesekâğıtları gazeteden yapılırdı. Onları bile tek tek okurdun. Seninle hep yarıştım. Benden 11 Gurur da var, hüzün de... ay büyük olmana rağmen okumayı seninle aynı zamanda öğrendim. Minicik ellerimizle yazardık, çizerdik. Şiir ve kompozisyon yarışması yapardı anneannemler. Seninkiler daha güzel olurdu ama hep ikimiz kazanırdık. Bize kardeş olduğumuz ve kardeşin kardeşi sevmesi, koruması öğütlenirdi. Paylaşmayı öğretti bize büyüklerimiz. Kalemimizi, silgimizi, bir şişe Çamlıca gazozunu paylaşırdık. Ancak tek bir şeyi paylaşamadığımız için hep iki tane olurdu evimizde; Gırgır dergisi… O efsane mizah dergisi ve çizerleri halen hafızamızda çok özel bir yerde. Çok naif çocuklardık biz. Bizimle beraber yaşayan annemizin halası 19. yüzyıl sonunda doğmuş bir İstanbul hanımefendisiydi. En az annemiz ve babamız kadar emeği vardı üzerimizde. Bize dürüstlüğü, tokgözlülüğü, edep ve ahlakı öğretti. Yakın tarihimizin tüm savaşlarını ve zorluklarını yaşadığı için Atatürk’e çok büyük hayranlık duyardı. O dönemin İstanbul Türkçesini belki de en güzel konuşan insanlardan biriydi. Annemiz de tıpkı onun gibi konuşur. Yabancı bir arkadaşım annemizi telefonla arayıp üzüntüsünü dile getirdi geçen gün. Daha sonra bana annemizin konuşmaya Türkçe başlayıp, Osmanlıca devam edip, Türkçe bitirdiğini söyledi. Güldüm. Çünkü bazen biz de öyle yaparız hatta oğlun da öyle yapar, üstelik gayri ihtiyaridir bu davranışımız. Hem geçmişimizi severiz biz, hem de geleceğe hazırlarız kendimizi. Vatana layık olmaya çalışırız. Annemizi gururlandırırız. Bugün geldiğimiz noktada gurur da var ama en çok hüzün var. Biliyoruz ki sana verilen her vazifeyi layıkıyla yerine getirirsin. Dürüstlüğün, çalışkanlığın bilinir, takdir edilir. Hayal bile edemeyeceğimiz kadar acı günler yaşadık ulusça. Sonra da senin ve meslektaşlarının bir süreliğine istirahat etmesi uygun görüldü. Hüznümüz bundandır. Sen her gün Boğaz’ın karşı yakasında Çengelköy’de yatan babamıza karşı çay içerdin. O da çok severdi çayı. Belki onunla dertleşiyordun her gün. Belki ona da tıpkı bize sorduğun gibi o günkü gazeteyi beğenip beğenmediğini soruyordun. Yüzünü okşayan tatlı esintiyi hayra yoruyordun. Şimdi annemle ben babamı rüyamızda görünce hayra yoruyoruz. İnanıyoruz ki her şerde bir hayır vardır. Kardeşin… Baskı ve hak ihlalleri çemberi daralıyor CHP’li Barış Yarkadaş Meclis’te gazeteciler üzerindeki baskıları sordu CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, basın emekçilerinin tarihte görülmemiş bir baskı çemberi içine alındığını belirterek, “48 saat içinde, 100’ü aşkın gazeteci açıktan hedef gösterildi. Bir TV kanalı kapatıldı. 5 gazeteci gözaltına alındı, bir basın emekçisi skandal zinciriyle tutuklandı” dedi. CHP Medya Komisyonu üyesi Barış Yarkadaş, Cumhuriyet gazetesi kantin işletmecisi Şenol Buran’ın tutuklanması ile aynı gün içinde yaşanan baskı ve hak ihlallerini TBMM’ye taşıdı. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Yarkadaş, tutuklamadaki hukuksuzluklara ve skandallara dikkat çekti. Şenol Buran’ın, görgü tanığı olduğunu iddia eden bir polisin ifadesine dayanılarak tutuklandığını belirten Yarkadaş, “Basın emekçisi Buran, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklandı. Ortada delil yok; kanıt yok; hukuk yok, vicdan yok” dedi. Tutuklama kararı veren 11. Sulh Ceza Hâkimi’nin, cumhuriyet savcısının soruşturma tutanağı olmadan, savcının ise ifade dahi almadan tutuklamaya sevk etmesinin skandal zincirini uzattığını söyleyen Barış Yarkadaş, kantin işletmecisi Şenol Buran’ın kendisini şikâyet eden polis memuru ile daha önce başka bir konu yüzünden tartıştığı ve aralarında ihtilaf olduğunu belirtmesine rağmen bunun dikkate alınmadığını belirtti. Buran’ın “Erdoğan buraya gelse çay bile vermem” dediği için bir polis tarafından şikâyet edildiğini belirten Yarkadaş, “Bu söz ne zamandan beri suç sayılmaya baş Şenol Buran serbest bırakılsın Cumhuriyet çalışanları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “çay vermem” dediği gerekçesiyle, gazetedeki koruma polisinin tutanağı üzerine ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ iddiasıyla tutuklanan, kantin işletmecimiz Şenol Buran’a destek verdi. Buran’la dayanışmak amacıyla, dün saat 16.00 sıralarında kantine inen çalışanlarımız, topluca çay içti. Gazetenin girişindeki lobide toplu fotoğraf çektiren Cumhuriyet çalışanları, Şenol Buran’ın tutuksuz yargılanmasını istediler. l İSTANBUL/Cumhuriyet landı?” diye tepkisini gösterdi. Gazeteciler tehdit ediliyor Son 48 saat içinde başta Cumhuriyet yazarı Aydın Engin olmak üzere 100’ü aşkın gazetecinin açıktan hedef gösterildiğini ve tehdit edildiğini belirten Barış Yarkadaş, “Aydın Engin, açıktan ölümle tehdit edildi. İçişleri Bakanlığı, çağrımıza rağmen herhangi bir koruma önlemi almadı. Bu yetmezmiş gibi, akşam saat lerinde 100’ü aşkın gazetecinin ismi, Twitter’daki bazı adreslerden yazıldı. Bu meslektaşlarımızın haklarında soruşturma açılacağı belirtildi. Yapılanın adı açıkça hedef göstermek ve tehdit etmektir. Olası bir referandum öncesi, aydınlar, yazarlar, yönetmenler, gazeteciler ve tiyatrocular susturulmaya; korkutulmaya sindirilmeye çalışılmaktadır. Bu operasyonların tamamı iktidar desteğiyle gerçekleştirilmektedir” ifadelerini kullandı. Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının son dört gündür çok soğuk bir ortamda kaldıklarını da anımsatan Barış Yarkadaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan kaloriferi yanmayan odalar için talimat vermesi ve sorunu çözdürmesini istedi. Yarkadaş, “Bir türlü bulunamayan kalorifer parçasının adını bize verin; hemen temin edip Silivri’ye götürelim” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Edirne F Tipi Cezaevi’nde intihar Edirne F Tipi Yüksek Gü venlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurum’nda,“kamu malına zarar verme, tehdit, hakaret, hırsızlık, basit yaralama ve uyuşturucu temin etme” suçlarından hükümlü bulunan Hakan Ekinci, başka cezaevine nakil isteminde bulundu. Talebine olumsuz yanıt verilen Hakan Ekinci, geçen 23 Aralık’ta tek başına kaldığı koğuşta, ranza demirine çarşaf bağlayarak kendini asarak intihar etti. Aynı cezaevinde “Kamu malına zarar verme ve kasten öldürme” suçlarından ömür boyu hapis cezasına hükümlü M.C. de tek kişilik odada kalma istemine olumsuz yanıt verilmesi üzerine 14 kan sulandırıcı hap içerek intihar girişiminde bulundu. M.C’nin Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. l EDİRNE/ DHA Sendikacıya 20 yıl hapis istemi Bedirhan Çetinkaya hakkında, sendikal faaliyetler kapsamında katıldığı yürüyüş ve basın açıklamaları nedeniyle dava açıldı. MAHMUT ORAL Tutuklanan Büro Emekçileri Sendikası (BES) BES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya hakkında, sendikal faaliyetler kapsamında katıldığı yürüyüş ve basın açıklamaları nedeniyle 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Ankara katliam protestosuna katılmak, “Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunacağız” pankartı , “faşizme karşı omuz omuza” sloganı terör örgütü propagandası sayıldı. KESK Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve BES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya, 3 Ekim’de gözaltına alınıp tutuklandı. KHK ile de ihraç edilen BES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Bedirhan Çetinkaya hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı ve iddianame hazırlandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, Çetinkaya’nın “örgüt üyesi ol mak” ve “örgüt propa da atılan “faşizme kar gandası yapmak” suçun şı omuz omuza” sloganı da 20 yıla kadar hapis is nın da “terör örgütünü des temiyle cezalandırılma tekleyici nitelikte pankart sı istendi. ve slogan” olduğu savunul İddianamede, du. Çetinkaya’nın anadil Çetinkaya’nın evinde de eğitim ile ilgili bir basın yapılan aramada el ko açıklaması ve “Barış nasıl nulan, Sur’da mağdur ve kim için?” konulu kon olan yurttaşlar için yaz feransa katılmasının, ay dığı kaydedilen “Ma rıca ve İHD Diyarbakır Şu ma, çocuk bezi, kadın Bedirhan Çetinkaya besi öncülüğünde kayıp pedi, yatak, sünger, dö yakınlarının her cumar şek” yazısı bulunan not tesi günü düzenlediği ey kâğıdı suç delili olarak gösterildi. lemde Hurşit Külter’in fotoğrafını ta Çetinkaya’nın 10 Ekim Ankara katli şımasının da bu kapsamda değerlen amını protesto etmek için 2015 yılın dirildiği belirtildi. Çetinkaya’nın ka da Diyarbakır’da düzenlenen yürü tıldığı tüm bu eylem ve etkinlikle yüşe katılması, ayrıca sokağa çıkma rin, sendikal faaliyet olarak değer yasağı nedeniyle yaşanan insan hak lendirilmeyeceği ileri sürülen iddia kı ihlallerine dair yapılan basın açık namede, Çetinkaya’nın “sendikal fa lamalarında yer alması, örgüt propa aliyet” kisvesi altında katıldığı ba gandası olarak nitelendirildi. sın açıklaması ve yürüyüşlerle örgüte İddianamede, Çetinkaya’nın yü üye olmak suçunu işlediği ileri sürül rüyüşte “Ölüme karşı yaşamı, sa dü. Çetinkaya’nın yargılamasına önü vaşa karşı barışı savunacağız” pan müzdeki aylarda Diyarbakır 8. Ağır kartını taşıması ve yürüyüş sırasın Ceza Mahkemesi’nde başlanacak. Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekâlı’ diyen Şahiner, işinden atıldı BirGün Gazetesi’ndeki köşe ya zısında Cumhurbaş kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bi lal Erdoğan için kul landığı ‘üstün zekâlı’ ifadesi yüzünden gözaltına alınan Ya zar Seray Şahiner, senaryo ekibinde görev aldığı ATV’de yayımlanacak ‘Aşk ve Gurur’ adlı dizi den kovuldu. Şahiner, 11 Aralık ta rihinde Bursa’da Bi lal Erdoğan için ‘üs Seray Şahiner tün zekâlı’ dediği ya zısı sebebiyle gözaltına alınmış ve sonrasında serbest bı rakılmıştı. Şahiner’in odasının anahtarı otel yönetimi tara fından sivil polislere verilmişti. Şahiner’in odasına yapılan baskın Meclis’e de taşınmıştı. Yazar Seray Şahiner, dün twitter hesabından bir açıklama yaparak Limon Film’in çektiği ATV’de yayımlanacak Aşk Ve Gurur dizisinden atıl dığını duyurdu. Şahiner’in işine son verilmesinin üzerine dizinin senaryo ekibinde yer alan yazar Yıldırım Türker de Şahiner’e destek için işi bıraktı. Şahiner, yaptığı açıkla mada şu ifadeleri kullandı: “Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekâlı’ dediğim BirGün gazetesinde yayımlanan yazımdan do layı açılan hakaret davasının sonucu olarak 11 Aralık’ta Bursa’da gözaltına alınmam sebebiyle; Ekim 2016’dan beri senaryo grubunda çalıştığım; Limon Film’in çektiği, ATV’de yayımlanacak Aşk ve Gurur adlı dizideki işim den atıldım. Projede birlikte çalıştığımız yazar Yıldırım Türker de benim işten çıkarılmamın üzerine, duruma göz yummayarak işten ayrıldı. Usulsüz gözaltı üzerine, adım dava ve ‘aile’ ile anıldığı için 3 bölüm senaryosu nu, 13 bölüm hikâyesini yazdığımız işimden atılmam sebebiyle, Limon Film’i kınıyorum.” l Haber Merkezi Ömer Çelik Gazeteci Çelik İstanbul’a gönderildi Diyarbakır’da önceki gün evinde annesi ve eşi nin gözleri önünde dövülerek gözaltına alınan, OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik, yürütülen soruşturma kapsamında, dün sabah İstanbul’a gönderildi. Savcılığın kısıtlama kararı nedeniyle avukatlar dosyayla ilgili bilgi alamadı. Operasyon kapsamında gaceteci Çelik dışında, DİHA muhabiri Metin Yoksu, Diken muhabiri Tunca Öğreten, BirGün Gazetesi Muhasebe Sorumlusu Mahir Kanaat ve ETHA Sorumlu Yazıişleri Müdürü Derya Okatan ve Yolculuk Gazetesi imtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Eray Sargın gözaltına alınmıştı. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet Öğrencilerden kanallara tepki İki Türk askerinin IŞİD tarafından yakılarak öl dürülmesine ilişkin iddiaların ardından hükümete tepki gösteren Öğrenci Kolektifi üyesi gençler, iddiaları haberleştirmeyen televizyon kanallarının önünde protesto gösterileri düzenledi. Kanalların Ankara büroları önünde “üç maymunu oynuyorsunuz” diyerek yaşananlara tepki gösteren öğrenciler, kanal binaları önünde polis engeline karşın kendi haber bültenlerini sundu. IŞİD’in iki Türk askerini yakarak öldürdüğü iddialarının sosyal medyada yayılması ve hükümet kanadından bu konuda net bir açıklama yapılmamasının ardından konuya ilişkin tepkiler büyüyor. Daha önce Milli Savunma Bakanlığı önünde iki askerin akıbetini soran gençler, dün de CNN Türk, NTV, Kanal D, ATV kanalları ve Sabah gazetesi önüne giderek askerler hakkında haber yapılmamasını protesto etti. Burada polis engeline karşın, “Kolektif Haber Bülteni” adı altında kendi haberlerini sunan öğrenciler “Bundan sonra havuz medyası haber yapmıyorsa sorumluluğu biz alıyoruz, sansürü deliyoruz ve gerçekleri halka ulaştırıyoruz” dedi. İnternet neden kısıtlandı... Medya kuruluşlarına kendi haber bültenleri ile tepki gösteren öğrenciler, “Yıllarca AKP iktidarının desteklediği, büyüttüğü cihatçı çetelerin Suriye’de yürüttüğü savaş artık hiç olmadığı kadar içimizde. IŞİD’in görüntüleri yayımlamasının hemen ardından sosyal medyada en çok konuşulan konu olmasına rağmen iktidarın ilk hamlesi internet kısıtlamaları oldu. İnternet yurt genelinde ciddi oranda yavaşlatılırken havuz medyasından hiçbir kanal gündemine dahi almadı yaşanan vahşeti” ifadelerini kullandı. Öğrenciler, yanlarında getirdikleri 3 maymun maskelerini ve penguen maketlerini gazete ve kanalların önüne bırakırken, “Gerçeklerin saklanmasına ve bu katliamların üstünün örtülmesine gençlik izin vermeyecek” diyerek eylemlerini sonlandırdı. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle