Katalog

Salı 27 Aralık 2016 6 Kapıya tehdit afişi haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ İmzacı akademisyenin kapısına AKP Gençlik Kolları imzalı afiş yapıştırıldı Eskişehir’de Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan Anado erken saatlerde afişlerin kazına temiyoruz AK Parti Tepebaşı sını yaptı. Ancak güvenlik şefi rak parmak izinden faillerin bu Gençlik Kolları” yazılı afiş dün N.A, afişi kazımak zorunda ollunması olasılığının zayıflatıl sabah fark edildi. Cuma günü duklarını söyledi. lu Üniversitesi Hukuk Fakülte ması dikkat çekti. mesai saati bitimine kadar ol Bir süre önce bir yerel haber si öğretim üyesi İmzacı akademisyenlerden mayan afişin, hafta sonu bina sitesi tarafından hedef gösteri Yrd. Doç. Dr. Uğur olan ve üniversiteye açtığı da ya giriş çıkışın özel güvenliğin len Kara’nın siteye gönderdi Kara’nın kapısı vayı kazanarak dönen Yrd. Doç. sorumluluğunda olduğu mesai ği tekzip ise “adresin sahte ol na “AK Parti Tepe Dr. Uğur Kara’nın odasının ka saatleri dışında asılmış olması duğu” gerekçesiyle geri dön başı Gençlik Kol pısına 2, isminin yazdığı tabela dikkat çekti. dü. Kara, kapısına asılan afiş ları” imzalı tehdit nın altına ise bir adet tehdit içe Yrd. Doç. Dr. Kara, sabah oda lerle ilgili Eskişehir Cumhuri KEMAL GÖKTAŞ içeren bir afiş asıl rikli afiş asıldı. “Şahsınıza fedı. Afişin mesai sa nalık eden bir düşmanı affedi sına geldiğinde özel güvenlik yet Başsavcılığı’na suç duyurugörevlilerinin 3’ü kapısında, bi sunda bulundu. Kara’nın dışın atleri dışında, özel niz. Lakin vatanınıza, milletini ri de duvardaki isminin altın da bir başka imzacı akademisye güvenlik görevlilerinin binaya ze fenalık eden bir kimseyi as daki 4 afişi kazıdıklarını gördü. nin kapısındaki isminin altına giriş çıkışlardan sorumlu oldu la affetmeyiniz. Hz. Ali Üniver Kara, görevlilere yaptıklarının da aynı afişin asıldığı öğrenildi. ğu saatlerde asılması ve sabah sitede terörist akademisyen is delilleri karartma olduğu uyarı l ANKARA a‘Ssukreiyreeliler alınsın’ İnternetteki sosyal kam panyaların düzenlendiği ‘change.org’ sitesinde başlatılan bir kampanya ile Türkiye’deki 1845 yaş arasındaki Suriyeli erkeklerin askere alınarak ülkeleri için savaşmaları istendi. İnternet sitesinden Genekurmay Başkanlığı’na iletilmek üzere başlatılan imza kampanyasına haberimiz hazırlandığı sırada yaklaşık 240 binden fazla kişi imza vermişti. Türkiye’de bulunan 1845 yaş arası Suriyeli erkeklerin askere alınması ve ülkeleri için savaşması istenen kampanyada,“ Suriyeli erkekler, ülkeleri paramparça olmuşken, mülteci sıfatıyla Türkiye ve Lübnan başta olmak üzere, birçok ülkeye kaçarak canlarını kurtarmaya çalışmışlar, dolayısıyla vatanlarını sahipsiz bırakmışlardır. Bu, vatana ihanettir. Savaşın ne kadar süreceği ve ülkeye daha ne kadar zarar vereceği meçhuldür. Bu durumda, askerlik yaşındaki Suriyeli erkekler, başka ülkelerde dilenci ve mülteci konumunda yaşamak yerine, belli bir temel askeri eğitim aldıktan sonra, vatanlarına gönderilmeli ve belli askeri operasyonlar ve harekatlar kapsamında kendi vatanları için mücadeleye katılmaları sağlanmalıdır”denildi. Yargısız infaz şüphesi Tunceli’de geçen yıl güvenlik güçleri ile TKP/ ML TİKKO örgütü mensupları arasında çıkan çatışmada öldürülen 3 kişiden ikisinin bitişik atışla öldürüldüğüne ilişkin Adli Tıp raporu “yargısız infaz” kuşkusuna neden oldu. Tunceli’nin Ovacık ilçesi Şahverdi köyü kırsalında 21 Ekim 2015 gecesi yaşanan çatışmada örgüt mensupları Cengiz İçli, Hakan Çakır ve Özgüç Yalçın öldürüldü. Cesetlerin ölü muayene tutanağı ve otopsi raporunu dikkate alan savcı, Çakır ve Yalçın’a yönelik bitişik atış şüphesiyle tutanakların Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi. Adli Tıp Kurumu – Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesi’nin soruşturma dosyasına sunduğu 10 Aralık 2016 tarihli raporunda Çakır ve Yalçın’ın vücutları üzerindeki öldürücü yara izlerinin “bitişik ya da bitişiğe yakın mesafeden oluşmuş” olduğu tespit edildi. Adli Tıp raporunun dosyaya girmesi üzerine Özgüç Yalçın’ın babası Sermet Yalçın suç duyurusunda bulundu. HDP’nin Ezidi milletvekili Uca TBMM gündemine taşıdı Ezidi kampı boşaltılacak iddiası Diyarbakır’da DBP’li Yenişehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından Ezidilerin barındığı Fidanlık kampına giriş çıkışların yasaklandığı, kamplarda barınan Ezidilerin bölgede AFAD’ın kontrolündeki diğer kamplara gönderile ceği iddia edildi. HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, konuyu TBMM gündemine taşıdı. 2014 yılında Şengal’de IŞİD zulmünden kaçan binlerce Ezidinin Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldığını anımsatan Uca, Diyarbakır’da kam pın 2.5 yıl boyunca Diyarbakır halkının ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin desteği ile ayakta kaldığını vurguladı. Uca, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet Avukat Bek’e yönelik polis şiddetine suç duyurusu HDP’ye yönelik operasyonda 12 Aralık’ta gözaltına alınan Adana Barosu Cezaevi İzleme komisyonu Başkanı Avukat Tugay Bek’in gözaltında polisler tarafından darp edilmesi ve zorla ters kelepçe takılmasıyla ilgili suç duyurusunda bunuldu. Eski adliye binası önünde yapılan basın açıklamasına Emek Partisi Adana İl Örgütü, Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet Karagöz, İHD üyeleri katıldı. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına basın açıklamasını okuyan Avukat Ali Akıncı, 14 Aralık’ta 40 polisin “Hepinizi geberteceğiz, buraya ne hakimler, savcılar geldi, vatan haini, şerefsiz” diye Bek’i darp ettiğini belirtti. Akıncı, “Yaşam hakkı ihlalinin Tugay Bek gerçekleşmesi için ölümün gerçekleşmesi gerekmez. Meslektaşımız adeta öldüresiye dövülmüştür. Öldürme kastıyla hareket etmiş, darp sırasında bunu kendisine de söylemişlerdir” dedi. Kaçma, kendisine ya da baş kasına zarar verme durumunda kelepçe takılabileceğini söyleyen Akıncı, TEM görevlilerinin Bek ve diğer gözaltındakilere keyfi olarak ters kelepçe taktığını söyledi. Toplu gözaltı süresinin CMK 91. maddeye göre en fazla 4 gün olduğunu dile getiren Akıncı, Bek ve diğer gözaltına alınanların 8 gün gözaltında tutulduğunu söyledi. Akıncı, Bek’in gözaltı süresi boyunca uyumanın hatta hareket etmenin dahi zor olduğu şartlarda 20 metrekare alanda 1520 kişi ile birlikte kaldığı, mesai saatleri dışında ısıtma sisteminin çalıştırılmadığı, beton üzerinde battaniye üzerinde uyunabildiği bilgisini vererek bunların ayrıca işkenceye sebebiyet verdiğini dile getirdi. ‘Terör’den 1682 gözaltı İçişleri Bakanlığı, geçen hafta terörle mücadele kapsamında PKK/KCK’dan 508, IŞİD’den 78, FETÖ/PDY’den ise bin 96 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 1926 Aralık arasında Jandarma Özel Harekât (JÖH), Jandarma Komando Birlikleri, Polis Özel Harekât (PÖH) ile iç gu¨venlik operasyonları çerçevesinde Tu¨rk Silahlı Kuvvetleri’nin hava ve kara unsurlarınca 220 operasyon gerçekleştirildi. Ülke genelinde yu¨ru¨tu¨len bu operasyonlarda 4’u¨ ölu¨, biri yaralı olmak üzere 5’i sağ 9 terörist etkisiz hale getirildi. Terör örgütü PKK/ KCK’ye yönelik operasyonlarda, örgu¨te yardım ve yataklık iddiası ile 508 kişi gözaltına alındı, bunlardan 78’i tutuklandı. Terörün finansmanının önlenmesine yönelik uyuşturucu operasyonlarında ise 322 kilogram esrar, 31 bin 618 uyuşturucu hap, 9 kilogram sentetik kannabinoid (Bonzai), 2 kilogram metamfetamin maddesi ile 1 milyon 638 bin 765 paket kaçak sigara, 92 bin 284 litre akaryakıt ele geçirildi. Söz konusu faaliyetlerle ilgili 390 kişi gözaltına alındı. Terör örgütü IŞİD ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan 78 kişiden 12’si, FETÖ/ PDY ile mücadele kapsamında gözaltına alınan bin 96 kişiden ise 426’sı tutuklandı. l ANKARA/Cumhuriyet Büyükelçi cinayeti Soruşturmaya yayın yasağı Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesiyle ilgili soruşturmaya yayın yasağı getirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Ana Andrey Karlov yasal Suçlar Soruşturma Bürosu, Andrey Karlov’un öldürülmesiyle ilgili soruşturma kapsamında yayın yasağı talebinde bulundu. Büronun talebi, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kabul edildi. l ANKARA/Cumhuriyet Çin ve ABD... 3. savaş mı? Üçüncü dünya savaşı konusu (3) Dünyada hiçbir imparatorluk, kendiliğinden bu gücünden vazgeçmemiştir. Bir şekilde kaçınılmaz olarak başkaları tarafından geçirilmiş, kendi içinde erimiş, parçalanmış, kabuğuna çekilmiştir. Bütün büyük güçlerin sonu bu: Çöküş. Güç, varlığını ekonomiden, zenginliğinden, askeri gücünden, kültüründen ve yayılmasından alır. Ekonomik büyük gücü, zenginliği yoksa, askeri gücü ayakta tutamaz. Askeri gücünü de mutlaka bir şekilde kullanır. Henüz tersi görülmedi! 300 yıllık sanayi toplumu müktesebatı tarafından yönetildiği için dünya, içinde yaşadığımız koşullarda da bu müktesebat geçerlidir. Bakın, Bush gelmiş, Obama gitmiş, Trump gelmiş... Bu müktesebat içinde yer alır hepsi ve ona uygun davranır. Diğer ülkeler de! Amerikalılar (Neocon), Bush ile birlikte 21. yüzyılın “Amerikan yüzyılı” olacağı üzerine neler döktürdüler. Daha başında, önce Irak savaşı (2003) ardından da kapitalizmin ulaştığı küresel ahlaksızlık boyutu (2008) ABD’yi çökertti. Çabuk yaşlandı. Roma, Osmanlı, Asya’dakiler, 1718. yüzyılların büyük imparatorlukları, İngiliz vb. daha uzun yaşadılar, çünkü zamanı yaşamanın hız faktörleri değişti. 1935’e kadar Yeni yüzyıla Çin’in damga vuracağını ilk yazıp çizenler Amerikalı siyasiekonomik analistler oldu sanırım. Dahası tarih bile verdiler. Bu ekonomik gelişme ve ABD ve Batı’nın bu ekonomik durgunluğu ve krizi ile, Çin 1935’e kadar dünyanın 1 No’lu ekonomik gücü olacak, dendi. Bence bu hesaplamada hız faktörünü yine de düşük tuttular! ABD yeni stratejik planını, siyasi ve askeri olarak 201011’de resmileştirdi. Plan Amerikan ulusal çıkarlarını savunmanın yeni ana hatlarını belirtiyordu. Size şunu belirteyim: Bu belgelerin hepsi ABD’yi en büyük süper güç ve “savaş halinde bir ülke” olarak görür. Ve ayrıca tek başına, herhangi bir uluslararası kurumun kararı olmadan, askeri gücünü kullanma hakkını da saklı tutar. ABD’nin stratejisi şüphesiz ki Çin’i ve Hindistan’ı ve Rusya’yı anar. Çin’in büyüyen askeri ve ekonomik gücü nedeniyle Pasifik’teki ABD ittifaklarını, Güney Kore, Japonya’yı tehlikeye soktuğunu söyler ve Çin’e karşı askeri stratejisini yeniden çizer. Ayrıntılara bakarsınız. ABD, Çin’i nasıl engelleyebilir? Mesela ekonomik güç olarak? Ekonominin küresel dinamiklerini nasıl geriye çevirir? Çin’in ekonomik yayılmasının önüne nasıl geçecekler? Ama küreselliği belirli alanlarda “geri çevirme” olasılıklarının Trump ve Amerikalılar tarafından tartışıldığını belirtelim. Trump öncelikle bir ekonomik savaşa hazırlanıyor. Beyaz Saray’a sertlikten yana ekonomist Peter Navarro’yu oturtuyor. Çin: “Trump ekibinin Çin’e karşı sert bir tutum takındığı gerçeğiyle yüzleşilmeli, her tür saldırıya karşı tam hazırlıklı olunmalıdır.” (www.tercumeodasi.org/2016/12/cinileabdarasndagucgosterisine.html) Peki, savaş? Çin büyük savaş için bir bahane yaratmaz. Bunu, parçası olarak gördüğü Tayvan için bile yapmadı! Tayvan’ın anavatan kucağına düşmesi beklentisi içinde. Ama Çin bir askeri süper güçtür. Uzay gücüdür. Ekonomik güçtür... Çin aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü’nün üyesidir. ABD’ye karşı Çin, Rusya (ve Hindistan) tarafından oluşturulmuş büyük bir “RusÇin Seddi” vardır. İki olasılık var Ya ABD barışçı bir evrimsüreci içinde doğal geri çekilmeyi kabul edecektir... Bu zorunlu bir askeri küçülmeyi de beraberinde getirecektir daha uzun zamanda. Ya da Amerika’da etkin savaşyönetim alışılmış müktesebatı, direnecektir. Bir dünya savaşı çıkarmak için bahane çıkartmaya kalkışır mı? Yoksa aralarında geçici paylaşımlar uzlaşmalarla mı süreç sertyumuşak ilerler?! Batı toplumlarının savaştan yana tavır alacaklarını düşünmeyin, şu mülteciler geliyor refah düzeyimiz düşüyor kuşkusu ile ayağa kalkan Batı toplumları mı dünya savaşı isteyecek... Tabii temel soru: 300 yıllık kötü müktesebatısiyaset/ savaş/ kültürünü nasıl aşacak dünya?! Alametler Saati Jamal Mahjoub, Sudanlı İngiliz yazarın, Sudan’da 1880’lerde ortaya çıkan bir “Mehdi”nin, halkı İngiliz ve Osmanlılara karşı örgütlemesinin vahşi bir öyküsü. Tam, açlıktan ve yoksulluktan kıvranan Sudanlıları “kurtaracak” bir mehdinin ortaya çıkacağı, çıkması gereken koşullarda geçen bir yaşam. İlknur Özdemir’in mükemmel Türkçesi. Ortadoğu ve İslam dünyasını da anlamanın bir anahtarı... Raşid’in Dürbünü mükemmel kitabının yazarı. Kırmızı Kedi. Gri Kitap Yolculuk 18 Aralık 2002 ve Necip Hablemitoğlu evinin önünde vurularak öldürüldü. AKP’nin yeni kurulan iktidarı ve tabii ki katilleri hemen bulacağız demeçleri. Ama bu kitap bu cinayeti değil, geride bıraktığı eşi Şengül Hablemitoğlu’nun, bir kadının, adeta bir yas hikâyesi. Yaşamın ölümle hesaplaşması. Şengül Hanımı, bu yasında yalnız bırakmayalım. Kırmızı Kedi. Kahramanlar Öykülerle Yaşar BalyozErgenekon davalarının “Adalet Şehidi”, unutulmaz Ali Tatar adına düzenlenen Edebiyat Ödülü’ne katılan öykülerden bir seçki. Ali Tatar unutulmaz. Geride bıraktığı insanlık izi de asla silinmez. Bu davaların adalet zinciri, tabii ki davayı açan ve yargılayanların bedenlerine dolaştı. Ama henüz adaletin tam hesabı görülmedi. Kırmızı Kedi ‘Kayıp Müjgan Ekin Cerablus’ta’ İnsan Hakları Derneği (İHD), polis kızının kendisini arayarak, Cerablus’ta tarafından takip edi olduğuna ilişkin bil lirken 24 Ekim’den giyi verdiğini “Halk bu yana kendisin bize sahip çıkmasay den haber alınama dı cenazemiz bulu yan Müjgan Ekin’in nurdu” dediğini ak hayatta olduğunu du tardı. İHD Başkanı yurdu. İHD’ye bilgi veren baba Esat Müjgan Ekin Öztürk Türkdoğan da şunları kaydetti: Ekin, kızının kendisini araya “Müjgan Ekin, Ankara’da rak, “Polis tarafından gözal 24 Ekim 2016 günü görgü ta tına alındım, 48 gün işkence nığının ve kamera görüntüle altında sorgulandıktan sonra rinin de tespit ettiği gibi ka Suriye’nin Cerablus kentin yıt dışı şekilde gözaltına alın de serbest bırakıldım” dediği dığını, 48 gün işkence altında ni bildirdi. sorgulandığını ve daha sonra İHD Başkanı Öztürk Türkdo Suriye’nin Cerablus kentinde ğan, dün Müjgan Ekin’in baba serbest bırakıldığını 11 Ara sı Esat Ekin ile birlikte İHD Ge lık ve teyit amacıyla 25 Aralık nel Merkezi’nde basın toplan 2016 günlerinde ailesine tele tısı düzenledi. Baba Esat Ekin, fon ederek beyan etmiştir.” C MY B