24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 15 Aralık 2016 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonDoömviizyiebbıraakkTUZGÜOYESARÇİARİSYDI:ÜO’EDRKRAEOÇNNTOENMİ Cansen Başaran Symes, ‘Döviz tartışması yapmak yerine, ekonomi tartışmalıyız. Sonucu değil nedenleri ele almalıyız’ dedi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, ül kemizde ciddi troller olduğunu belirterek, “Bence girin Twitter’a ’Cansen Başaran Symes’ diye yazın, çıkan mesajları okuyun. ‘TÜSİAD’ diye yazın çıkan me sajları okuyun. Şu anda dolar bozdurdunuz, bozdurmadınız vatan haini. Troller çok ciddi ça lışıyor” dedi. Antalya Sana yici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) 14’üncü Giri şimcilik Günleri’nin açılışında konuşan Başaran Symes, her alanda inovasyon ve yeni giriCansen Başaran Symes şimcilerin çok da ha farklılık yaratması gerektiğine dikkat çekerek “Yeni dünyanın para birimi hız” dedi. Sıkıntılı dönem TÜSİAD Başkanı, üniversite öğrencileri ve diğer katılımcıların sorularını da yanıtladı. Doların yükselmesi ve ekonominin küçülmesine ilişkin soru yöneltilen Symes, 2008’den bu yana dünyanın çok ciddi bir ekonomik sıkıntı içinde olduğunu belirterek, “Ekonomik olarak oldukça sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bunun bir küresel ayağı var, Trump’ın seçimi sonrasında dolar oldukça değer kazanmaya başladı. Bütün piyasaların parası değer kaybetti ama TL en çok değer kaybeden oldu” dedi. “Dolarla ilgili ne düşünüyorsunuz, siz dolar bozdurdunuz mu?” sorusu üzerine BaşaranSymes, “Londra’da oğlum okuyor. Oğlu mun okul taksitini Türk Lirası ile ödeyemem, pound almam lazım. Bu tartışmayı bütün yönleriyle yapmak lazım. Biz ekonomi tartışmalıyız döviz tartışması yapmak yerine, sonucu değil nedenleri tartışmalıyız” yanıtını verdi. Reformdan uzağız Türkiye’nin biraz zik zaklı bir ülke olduğunu belirten Başaran Symes, “Geçmişe baktığımızda çok zor şeyleri başarmış ve çok hızlı değişiklikleri yapabilmiş bir ülkeyiz. Anahtara dönelim, başarılı olduğumuz yıllarda neleri doğru yapmıştık. AB çıtasında ciddi bir demokratikleşme, insan hakları, rekabetçi ve serbest piyasa ekonomisi, bağımsız kurumların gerçek anlamda bağımsız olarak çalışması, bütün bunlar o yol haritası içinde yapıldı ve tohumlarını verdi. Ne zaman ki o süreçte durduk, daha iç ko nulara odaklandık, gelir de düşmeye başladı. Asıl başarı zor dönemlerde o dışarının dalgalarına doğru daha güçlü reflekslerle, daha güçlü reformlarla atılmaktı. Biz reform ajandasından uzaklaştık” diye konuştu. Symes, TÜSİAD ve iş dünyasına yönelik siyasi baskılar olup olmadığı yönünki soruya ise “Kişilerin korkuları mutlaka her zaman olabilir ama iş dünyası amaçlarına yönelik yoluna devam ediyor. Bu ülke hepimizin. Eksiklikler varsa hep birlikte kapatmaya çalışarak bu güzel ülkemizi, gençliğimiz var, müthiş güzel topraklardayız” dedi. Şamar yedik Symes, bu konuda yıllar önce bazı şeyleri söyleyip şamar yemiş bir kurum olduklarını da dile getirdi. l Ekonomi Servisi Binlerce bankacı işsiz kalacak Türkiye’de Yapı Kredi Bankası’nın ortağı olan İtalyan UniCredit, tasarruf planı kapsamında toplam 14 bin kişiyi işten çıkaracak. İtalya’daki UniCredit şubelerinin yüzde 27’sine denk gelen 883 şubenin, Avusturya’da da 50 şubenin kapatılması planlanıyor. Almanya’da ise şube kapatılmazken, yüzde 21’lik işgücü azaltımı öngörülüyor. İşten çıkarma ve şube kapama tedbirleriyle 2019’dan itibaren yılda 1.7 milyar Avro tasarruf edileceği belirtiliyor. Bankacılık sektörü sendikası Uilca Genel Sekreteri Massimo Masi, “UniCredit’in planı beklediğimizden de kötü” dedi. Rusya’nın en büyük bankası Sberbank da, gelecek yıl toplam işgücünde yüzde 8’lik bir kesintiye gitmeyi planlıyor. 330 bin kişinin çalıştığı Sberbank’ta uzun vadede ise bu sayının 100 bine indirilmesi öngörülüyor. l Ekonomi Servisi Türev ürünlerde vergi kalkıyor Maliye Bakanı Naci Ağbal, borsa dışındaki türev işlemlerde banka ve sigorta muameleleri vergisinin (BSMV) kaldırılacağını açıkladı. Ağbal, “Böylece türev ürünlerin fiyatlamasında öngörülebilirliği, finansal sektörün yabancı piyasalarla rekabet gücünü artıracağız. Bugün özellikle döviz kurundaki değişimlere veya faizdeki değişimlere karşı işletmelerimiz, riski yönetmek için ileri vadeli sözleşmeler yapıyorlar. Bu sözleşmeler üzerinde şu anda BSMV olduğu için genellikle bunu yurtdışında yapmak istiyorlar. Türev işlemlerinin tamamının Türkiye’de yapılmasını sağlamak amacıyla bu düzenlemeyi yapacağız” dedi. Ağbal ayrıca, Varlık Barışı’nın süresinin 6 ay uzatılacağını belirtti. l Ekonomi Servisi Vedat ARIK İki gün sürecek MARKA 2016’da bu yıl 54 konuşmacı yer alacak. Konferans alanındaki firmaların standları renkli görüntülere sahne oldu. Yeni bir başlangıç zamanı MARKA 2016’da konuşan Ayşegül Yürekli Şengör: İşimize sıkı sarılmalı ve geleceğimize duyduğumuz inancı tazeleyerek yepyeni bir başlangıç yapmalıyız AYŞEGÜL BAŞAR Yürekli Eğitim ve Danışmanlık tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen ve 15 yıldır Yapı Kredi World’ün ana sponsorluğunu üstlendiği, iş dünyasının önde elen buluşması MARKA 2016 Konferansı dün İstanbul’da başladı. Bu yıl 54 konuşmacının yer aldığı ve 2 gün sürecek olan konferans geniş içeriği, fikirlere yaklaşımıyla marka dünyasına farklı bir konferans deneyimi sunuyor. Konferans sahnesinin ilk günkü konukları arasında Peter Walshe, Lale Saral Develioğlu, Naziha Mestaoui, Prof. Dr. Kemal Sayar, Mark Borkowski, Alexandre Cadain, Ümit Boyner, Akala, Gamze Çuhadaroğlu ve birçok değerli konuşmacı yer aldı. Konferansın açılışında konuşan, Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yü rekli Şengör, zor bir yılı geride bırakmak üzere olduklarını belirterek, Türkiye’nin büyük bir toplumsal türbülans geçirdiğini söyledi. Fırsatları görmeliyiz Yürekli Şengör, “Ülke olarak hâlâ terör mücadelesinin için deyiz. Dünyada son 6 ay için de büyük değişiklik ler oldu. Tüm bu de ğişiklikler, dünya da yerleşik dü zene karşı ge nel bir tavır ol duğunu gösteri yor. Bu sinyal ler önümüzdeki yıl devam ede cek. Yeni dün ya dinamikleri içinde 2017’de Türkiye iş dünyasının önüne birçok küresel fır satın çıkaca Konferans, konser ve gösterilerle ğına yürekten inanıyorum. Bu fırsatları görmek başladı. ve hakkı nı vermek zorundayız. Bunun için de işimize sıkı sarılmalı ve geleceğimize duyduğumuz inancı tazeleyerek yepyeni bir başlangıç yapmalıyız. Umutsuz ruh halini sarsıp, tamamen silmeyi ve hep beraber sıçrama tahtasındaki yerimizi almayı hedefliyoruz” dedi. Prof. Dr. Kemal Sayar bu dönemde herkesin kolektif bir travma içinde olduğunu belirtti. Kolektif travmanın nesilden nesile aktarıldığını dile getiren Sayar, travmanın nedeninin ise toplumda güven dayanağı olan bazı kurumların çökmesinden kaynaklı olduğunu dile getirdi. Doğayı kirletiyoruz Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner ise “Eşitsizlikler, gelir dağılımındaki bozulmalar söz konusu.Teknolojiye yetişemeyen bir eğitim sistemi var. Hâlâ çocuk işçilere bir çare bulunamadı. Hızlı şehirleşme var ancak, aynı hızla doğayı yok edip çevreyi kirletiyoruz. Liberal demokrasi erozyona uğradı, meydan popülist liderlere kaldı” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Bir Yürek, Bir Ağaç’ İlk günün en ilgi çekici seanslarından birini dünyayı yeniden ağaçlandırmak üzere yola çıkan ve Paris’te düzenlenen COP21 İklim Konferansı’ndaki performansıyla dikkat çeken Belçikalı çevreci sanatçı Naziha Mestaoui gerçekleştirdi. Konferans izleyicileri projeye interaktif bir platformda katılım da sağlayarak sanal ağaç diktiler. Sosyal sorumluluk projelerine dikkat çekmek isteyen MARKA 2016’nın ilk projesi, ‘Bir Yürek, Bir Ağaç!’ oldu. Belçikalı çevreci sanatçı Naziha Mestaoui’nin projesinin hedefi dünyayı yeniden ağaçlandırmak. Stepevi’nin girişimleriyle yürütülen proje Paris, Brezilya ve Hindistan’dan sonra dördüncü nokta olarak İstanbul MARKA Konferansı’na ulaştı. Stepevi, MARKA 2016’da dikilen toplam ağaç sayısı kadar fidanı, WWF Türkiye’nin katkılarıyla Türkiye’de bir ormana dönüştürecek. Toms Türkiye Başkanı Rıfat Elhadef, “Van’daki 10 bin çocuğa ayakkabı götürülecek” dedi. Zorunlu harcamalara yöneldik Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin ekim ayı sonuçları yüzde 1’lik ciro artışına işaret ederek 204 puana ulaştı. Ziyaretçi sayısı ise yüzde 3.8 azaldı. Verinin alt detayları ise kurdaki dalgalanma dan endişe eden tüketicilerin daha çok zorunlu malzemelerin alışverişine yöneldiğini ortaya koyuyor. AYD Başkanı Hulusi Belgü, “Son dönemlerde kurda yaşanan ani dalgalanmaların tüketici gözünde kaygı yarattığını gözlemliyoruz. Kurlardaki yükseliş harcama kalemlerinde tasarrufa yö nelme eğilimi yaratabiliyor. Özellikle kategoriler bazında kozmetik, mobilya, sinema, eğlence gibi daha ötelenebilir ihtiyaçların bulunduğu diğer alanlar kategorisinde yaşanan düşüş bize müşterilerin zorunlu harcamalarına yöneldiğini gösteriyor” diye konuştu. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Her tarafı dökülüyor II AKP Türkiye’sine bakanların ‘her tarafı dökülüyor’ kanaatini güçlendiren veriler artıyor. Ekonomik kriz... Türk Lirası, dolar karşısında bir yılda yüzde 34 değer kaybetti. Dış ticaret açığı azalması gerekirken bu yılın ekim ayında bir önceki yıla göre yüzde 29 arttı. Bu artışa bakarak, şirketlerin dolar cinsinden borçlarını karşılama olanaklarının daha da zayıfladığını söyleyebiliriz. AKP liderliği, kurun değeri, sermaye hareketlerinde serbestliği, bağımsız para (faiz) politikası, hedeflerinden, aynı anda yalnızca ikisini gerçekleştirebileceğinden habersiz bocalayıp duruyor. Bu sırada, Türkiye ekonomisinin büyüme hızı, son yedi yılda ilk kez eylül ayında yıllık yüzde 1.8 ile resesyon alanına giriyor. Bu bozulmanın arkasında iç tüketimdeki hızlı gerilemenin olduğu anlaşılıyor. İç tüketimdeki hızlı gerilemeyi, 15 Temmuz’dan sonra yüz binden fazla insanın işinden atılmasına yol açan tasfiye dalgasının yarattığı gelir kaybıyla ilişkilendirirsek, resesyonun, siyasal İslamın başkanlık saplantısının doğurduğu kötü yönetimle ilgili bir siyasi boyutunun da olduğunu söyleyebiliriz. AKP döneminin başında 129 milyar dolar dolayında olan toplam dış borç, bu yıl 421 milyar dolara ulaşmış, aynı dönemde, portföy yatırımlarına toplam 144 milyar dolar, doğrudan yatırımlar için de 137 milyar dolar yabancı sermaye gelmiş. Bu kaynak girişine karşılık, imalat sanayiinin ve tarım, orman, balıkçılık üretiminin GSMH içindeki payları sırasıyla yüzde olarak 1998’de 23.6 ve 12.6 düzeyinden 2002’de 17.6 ve 10.3’e, 2015’te 15.2 ve 10.1’e gerilemiş. İmalat sanayiinin yıllık ortalama büyüme hızı da 19982003 döneminde yüzde 30’larda dolaşırken 201215 döneminde yıllık ortalama 9.8 düzeyine gerilemiş. Peki öyleyse “ülkeye giren bu kaynaklara ne oldu?” Ben cevabını bilmiyorum ama aklıma Asya krizi sırasında “ahbap çavuş ekonomisi”, otokratik yönetimler konuşulurken IMF’nin, “verilen borçların yüzde 30’unun, ekonominin üretim kapasitesini geliştirmeye değil, doğrudan liderlerin cebine gittiğine” ilişkin açıklamaları geliyor. Siyasette kaosa doğru AKP’nin projesinin gelip dayandığı, kültürel, siyasi ve jeopolitik sınırlara bakarak, “AKP rejiminin ne kadar şiddet kullanırsa kullansın, artık asla istikrar kazanamayacağını” ileri sürmüştüm. İstikrarsızlık unsurları da birikmeye devam ediyor. Irak’ta IŞİD toprak kaybetmeye, Suriye’de Esad muhalefeti hızla erimeye devam ederken IŞİD’in Türkiye’yi hedef göstermeye başladığı görülüyor. AKP rejimi HDP’nin eş genel başkanlarını, milletvekillerini, belediye başkanlarını tutukladı. Baskıları arttırdıkça, provokasyona, “false flag” (yanıltıcı) operasyonlara uygun bir ortam gelişiyor. Devleti ve toplumu “liderle” “bir”leştirmeyi amaçlayan bir başkanlık saplantısı da “ya başkanlık ya kaos denklemini” yeniden gündeme getiriyor. Bu gelişmeler de en az 44 kişinin ölmesine, 160 kişinin yaralanmasına yol açan terörist saldırılara benzer eylemlere uygun bir ortam yaratıyor. Güvenlik güçleri HDP’li siyasetçilere yönelik operasyonları genişletirken AKP yandaşı medyada kimi yazarların, Alevileri hedef alan katliam tehditleri bu kesimde, iktidarın nimetlerini toplamaya devam etmek adına iç savaş çıkartmaktan çekinmeyen bir anlayışın gelişmekte olduğunu düşündürüyor. En yukarıdaki sesin, “İç savaş çıkarsa ezer geçeriz” ifadeleri de bu anlayışı cesaretlendiriyor. Dış basında analistler, Türkiye’nin “AB ve Batı’yla bağlarını kesin bir biçimde koparmaya doğru gittiğini” (Carnegie), “Kürt politikasının çıkmaza girdiğini” (Brookings), yönetimin “politikalarının başarısızlığa mahkum olduğunu” (Bloomberg) savunuyorlar; Türkiye’nin Trump üzerinden ABD’ye şantaj yapmaya çalıştığı ileri sürülüyor (MSNBC). Adeta Türkiye, bir “haydut ülke” konumuna doğru itiliyor. İran ve Rusya milli para birimine geçiyor İran ve Rusya’nın karşılıklı ticarette milli para birimleri kullanma konusunda anlaşmaya vardığı ifade edildi. İran’ın yarı resmi Mehr Haber Ajansı’nın haberine göre, İran İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı ve İranRusya İşbirliği Komisyonu Eşbaşkanı Mahmud Vaizi, iki ülke arasında enerji başta olmak üzere 10 anlaşma imzalandığını belirtti. Vaizi, ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için iki ülkenin bankalarının İran ve Rusya’da karşılıklı şubeler açmasının kararlaştırıldığını söyledi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle