02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 28 Kasım 2016 KEMAL GÖKTAŞ [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ söyleşi 11 zor soru ‘Erdoğan Batı’ya karşı Körfez sermayesine güveniyor olabilir’ Korkut Boratav: Büyük bir siyaset kayması çöküntüler getirir. Krizler halkın örgütsüz olduğu yerlerde baskıcı rejimleri güçlendirebilir. Uluslararası sermayenin demokrasi önceliği yoktur Türkiye, darbe girişiminin ardından girilen OHAL sürecinde hızla ekonomik, siyasal ve sosyal bir krize doğru sürükleniyor. Temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, seçil NECATİ SAVAŞ ‘AKP döneminde sistematik kayıt dışı para girişi var’ mişlerin, gazetecilerin tutuklandığı bir ortamda AB ile ilişkilerin kopma noktasına gelmesi ve dolardaki hızlı yükseliş, tedirginlikleri artırdı. Bu durum, aynı zamanda iktidarın, yabancı sermaye yatırımlarının devamlılığının sağlanması için, OHAL uygulamalarına devam edemeyeceği yönündeki iyimser beklentilerin de hızla çöktüğü bir süreç oldu. Bu hafta, başta yabancı sermayenin olası hareketleri olmak üzere ekonomik gelişmeleri ve bunun siyasi gelişmelere, muhalefete etkisini Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut n Avrupa Parlamentosu müzakerelerin dondurulması çağrısı yaptı. AB ile üyelik müzakereleri dondurulmuş bir Türkiye, doğrudan ekonomik krize girer mi? Bir örnek vereyim. Tayland’da yarı askeri rejim var ama uluslararası sermaye açısından hiç itibar yarası almadı. Asya ülkeleri rejim yapıları ile Batı’dan farklıdır, farklı ölçütler söz konusudur. Yabancı sermaye için Çin en çok rağbet gören ülkedir, çünkü yatırımcının hakları fazlasıyla güvence altına almıştır. n Erdoğan’ın Batı karşıtı söylemlerin Boratav’la konuştuk... deki rahatlığın nedeni de bu mu? n İki şeyi çok merak ediyoruz. Bi Galiba TMSF’nin kontrol ettiği sermaye rincisi, bir krize doğru mu gidiyoruz? bloku, Türkiye’nin en büyük holdingleriy İkincisi doların bu yükselişi krizin le mukayese edilir seviyeye gelmiş. İş habercisi mi? te bu ciddi bir problemdir. Ortada ken Emperyalist sistemin özelliklerinden disini sınırsız iktidara taşıma gündemi biri egemen, güçlü merkezin sermaye ne tutkun bir Cumhurbaşkanı var. Cum ihraç etmesidir. Türkiye’ye giren yabancı sermaye, Türkiyeli şirketlerin, bankaların ve bireylerin (rantiye diyelim) yurtdışına taşıdıkları sermayenin birkaç misli üstündedir. Kriz yıllarında ise tersine döner bu hareketler. Türkiye, sermaye girişlerine bir hayli bağımlı bir ekonomidir. Bu ekonominin bir özelliği de sermaye ithalinin işlevsel olmasıdır. Niye? Sistematik olarak aşağı yukarı istisnasız kriz yıllarında bile Türkiye cari işlem açığı verdiği için. Bu açık ekonominin normal çalışması için dıştan gelen kaynağa ihtiyaç duyar. Dıştan gelen Kemal Göktaş, ülkemizdeki ekonomik gelişmeleri Türkiye’nin önde gelen iktisatçısı Prof. Dr. Korkut Boratav ile konuştu. tıkayarak Türkiye’ye girmenin zamanıdır” demişti. Yani diyor ki, kötü kokulara aldırmayın. İnsan hakları, yolsuzluk güvencelerin Hazine’ye yüklediği miktar, bütçelere girmiyor. Dolayısıyla Türkiye bütçesinin gerçek açığı da makyaj ki yılda ise 51 milyar dolar gerçekleşmiş. Azalma var fakat bunu telafi eden olgular çıktı. Mesela petrol fiyatları düş hurbaşkanı bu hedefe giderken şu andaki muhatabı, kitle tabanıdır, kamuoyudur, seçmenleridir, uluslararası sermaye değil. Yanı başında, dünyada olup biteni daha yakından izleyen Mehmet Şimşek gibi kişiler, bu söylemi frenleyebildikleri ölçüde finans kapital teskin olabilir. Sermaye için rejim değil, mülkiyet haklarına ve küreselleşmeye angajman önemlidir. Yalnız NATO üyeliği gibi bazı eşikler var. Bu eşiklerin aşılması ağır gerilimler sonunda gerçekleşir. Öyle bir ortam içinde Batı’nın Türkiye için ‘saf değiştirme teşhisi’ koyması, Rusya’ya, İran’a yaptıkları gibi bir tavra yol açar mı? Sorun bu kaynak bu açığı kapatır. Türkiye’de ya lar filan bizi ilgilendirmez. Mühim olan edilmiş oluyor. IMF “makyaj döküldü” tü. Dolayısıyla sermaye akımlarında dur. Ben NATO’dan çıkma gibi bir şeyi bancı varlıkların milli gelire oranı yüz rahatlıkla borsadan hisse senedi alabi tespiti yapıyor. ki yavaşlama ağır bir şok olarak hisse gündemde görmüyorum. Şanghay Beşlisi de 80’i aşmıştır. Bir ekonomi cari açığının kapatılması gereksinimi dışında, ya liyor muyuz? Bankalarda hesap açabiliyor muyuz? Devlet tahvillerini satın ala Mülkiyete tehdit affedilmez dilmedi. Ama Eylül 2016’daki gibi pozitif akım eksiye dönerse o zaman başımız üyeliği dahi, AB ile var olan bağlantılara aykırı değildir. Şanghay Beşlisi tevatürü, bancı sermayeye bağımlı hale gelmiş biliyor muyuz? İkincisi kârlarımızı ra n AB’nin basına, milletvekillerine ve ağrıyacaktır. Aşağı yukarı biliyoruz ki bence, Cumhurbaşkanı’nın iç kamuoyuna se, bu varlıkların çıkması veya yabancı hatlıkla çıkabiliyor muyuz? Mühim olan belediyelere yönelik uygulamalarla il bu yılın son 3 ayı küçülme ayları olacak dönük söylemlerinden biridir. sermaye akımının yavaşlaması, durma budur, diyor. Temmuz’dan sonra da ay gili uyarıları da var. tır. Eylül sanayi üretimi verisi yüzde 4.2 sı, hatta tersine dönmesi ciddi, olumsuz nı demeci verdi. Dedi ki: “Darbe orta Bunlar bezirgân kafalı, sıcak para yö düşmüştür. İlk 9 ayın sanayi üretimin Kayıt dışı para girişi sonuçlar verir. En dramatik sonuç, sermaye girişlerinin çıkışa dönüşmesi sonunda neoliberal dönemde patlak veren 4 kriz olmuştur. 1994, 199899, 2001, 20082009. ‘Makyaj döküldü’ tespiti n Bugün itibarıyla yabancı sermayenin kaçış eğilimi var mı? 2015’te dünya ekonomisinde FED’in yarattığı belirsizlikler nedeniyle sermaye akımlarında bir yavaşlama oldu ama bu 2016’nın başında geçiştirildi. FED faiz artımını biraz erteleyeceğinin sinyallerini verdi. Dünya ekonomisinde ve sermaye hareketlerinde yeniden bir can mı geçmiştir, kısa zamanda yine fiyatlar düşecek, girme zamanı gelecektir. Devlet sağlamdır. Tahvilleri güvencelidir. Onun için problem yok.” Ağustos’ta da sermaye girişleri canlandı. n Ne oldu Ağustos’tan sonra? Öyle anlaşıldı ki siyasi iktidar, hükümet ve Cumhurbaşkanı, bir darbe girişiminin sınırlarını aşan bir söylem ve uygulama geliştiriyor. Eylül’ün 23’ünde, Moody’s, Türkiye’nin kredi puanını çöp düzeyine indirirken “Hükümetin özel sektörde Gülen hareketiyle bağlantılı kurumlara dönük eylemleri, özel yatırımların korunması ve genel olarak yatırım ortamı üzerinde endişelere yol aça neten bankerleri doğrudan ilgilendirmez ama buradan şu soruya geliyoruz: Türkiye nereye gitmek istiyor? Büyük bir siyaset kayması başka çöküntüler getirir. Mülkiyet hakları sorununu yeniden gündeme getirir. Bu söylemler de açıkçası Türkiye’nin şu anda finans kapital açısından fazla güvenilir bir ortam sağlamadığının sinyallerini veriyor. Sermaye hareketleri açısından Temmuz’daki çıkış, Ağustos’ta telafi edildi fakat Eylül’de yabancı sermaye 2.7 milyar dolarlık net çıkış gösterdi. Dikkat edin; girişte yavaşlama değil, net çıkış... n Kaçış başladı yani... 12 ay öncesine bakın. Yarım milyar büyüme hızı yüzde 1.8’dir. Ancak yüzde 1.5 büyüme ile tamamlayacağız. Eylül’deki yabancı sermaye çıkışları, döviz hareketlerinden algılıyoruz ki, devam etmektedir. O zaman son 3 ay küçülme olacak. Net sermaye çıkışı 2017’nin içinde de devam ederse, bugünkü küçülme sert bir krize dönüşebilir. n Türkiye içinde ve dışındaki pek çok kesim ‘Faşizm yükseliyor’ tespiti yapıyor. Bu yabancı sermaye yatırımlarını etkilemez mi? Yabancı sermaye için mühim olan, “yatırım yaptığım şirkete niçin kayyım atandı” sorusudur. Bütün amacı kısa vadede yüksek getiri sağlamak isteyen, sı n Suudi Arabistan, Katar gibi Arap sermayesinin sıcak para yollayarak Türkiye ekonomisini ayakta tuttuğu yolundaki yaygın kanaati nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye, AKP’li iktidar yıllarında sistematik olarak kayıt dışı para girişinden yararlanmıştır. Kriz ortamında sermaye kaçışı beklenir. Türkiye’ye ise 20082009 krizinde 11.7 milyar dolar kayıt dışı para girmiştir. OcakEylül 2015’te Türkiye’ye giren kayıt dışı para cari işlem açığının yarısından fazlasını kapatmıştır. Dünyada başka bir ülkede olmayacak bir şey bu. 2016’nın ilk 9 ayına bakın. Türkiye’deki rezerv artışı kayıt dışı para ile olmuştur. Sistematik olarak lanma başladı. Bu, Türkiye’yi de etkile rak ülkenin büyüme politikasını olum dolar sermaye girişi var. Fazla değil ama cak para kaynakları için bu bir şoktur. kayıt dışı para girişi vardır. Bu paranın di. Fakat Türkiye’de iki olay ters dönme suz etkileyebilir. Güvenlik riskleri ve ik pozitif giriş. Net sermaye çıkışları sürer Onlar için hapisteki gazeteciler ve seçil Körfez kökenli olduğunu varsaymak du ye yol açtı. Birincisi 15 Temmuz. Tem tidarın pekiştirme gereksinimine ekle se ne olur? 2016’nın ilk 9 ayında giriş ve mişler, işlerinden uzaklaştırılan dev rumundayız. 2009’daki gibi sert bir çı muz ayında ödemeler dengesi rakamla nen anayasa değişikliği belirsizlikleri, çıkışları bir araya toplarsanız, hâlâ ön let memurları tali bir meseledir. Mülki kış olursa Türkiye aynı ve belki daha rı net sermaye çıkışını ortaya koyuyor. kurumlarda zafiyete, dağınıklığa neden ceki yıla göre yüzde 11 civarında yaban yet haklarına uzanan bir tehdit ise affe sert bir dozda kriz ortamına girer. Ağustos’ta yabancı yorumcular darbe gi olabilecektir” dedi. Moody’s çöpe dönün cı sermaye hareketlerinde azalma var. dilmez. Hükümetin ekonomik KHK uyrişiminin ekonomik sonuçlarının geçiş ce üç kredi değerlendirme kuruluşunun Net çıkış sadece Temmuz ve Eylül’de al gulamaları, Cumhurbaşkanı’nın söyle Körfez’e yaslanmak tirildiğini söyledi. Bir çalkantıdan geçen ikisinin Türkiye puanı negatif oldu. Bu gılanıyor. Bütün mesele şu: Bu çıkış, ek mi hiç yardım etmiyor bu olumsuz algı Ama telafi mekanizmaları işleyecek mi? çevre ülkesinde, sıcak para yatırımcıla tedirginlik IMF’de bile var. IMF’nin bu si akım, ne kadar devam edecek ve ne lamalara; hatta kışkırtıyor. AB eleştiri 2009 krizinde 12 milyar dolar civarın rı fiyatlar uygun seviyeye gelince ülke yılki Türkiye raporunda da benzer kay kadar sert olacak? Yabancı sermaye giri lerinin, söyleminin sertleşmesi de ade da olan o kayıt dışı para, acaba 22 mil ye girme kararı verir. Timothy Ash isim gılar dile getirildi. Özellikle kamuözel şi, azalarak devam ederse büyük bir şok ta çifte kavrulmuş etki yapacak Türki yara yükselirse krizin etkisi nasıl deği li banker, 1725 Aralık’tan 23 ay son ortaklıklarında Hazine’den çeşitli gü yaratmaz. Örneğin 2015’te 37 milyar do ye aleyhindeki ortama. ‘Nereye gidiyor şir? 2015’in ilk 9 ayında, cari işlem açı ra “Fiyatlar yeterince düştü, burnunuzu venceler verilmesine ilişkin olarak. Bu lar yabancı sermaye girişi var; bir önce bu ülke?’ diye sorulacak. ğının yarısı kadar kayıt dışı para giri yor. Bu rakam kriz ortamında ikiye kat lanırsa krizin geçiştirilmesi de gündem ‘Başkanlığa geçildiğinde faşizme geçiş tamamlanır’ de olur. Şuraya geliyoruz: Ortadoğu’nun karanlık coğrafyasını iyi bilen bir siyasetçi olarak Cumhurbaşkanı kendini sağlam hissediyor olabilir. Batı serma n Bazı kesimlerde kriz etkisinin hükümete bir tür fren olacağı, belki de iktidarı değiştireceği beklentisi de var. ‘Kriz gelir Erdoğan gider’ beklentisi yanlış. Krizler iktidarları otomatik olarak değiştirmez; hatta halk sınıflarının örgütsüz, zayıf olduğu, işsizliğin, sefaletin yaygınlaştığı ortamlarda baskıcı rejimleri güçlendirebilir. “İnsan insanın kurdu” olabilir. Komşular rakip görülür; ihbarcılık yaygınlaşır. Emperyalizme umut bağlamak şaşkınlıktır. Mülkiyet haklarının güvence altında olması yeter; uluslararası sermayenin bir demokrasi önceliği yoktur. Önemli olan her aşamada artan baskılara karşı mücadele etmektir. n Muhalefetin ortak hareket etmesi konusunda ne düşünürsünüz? Böyle bir ortam kolektif muhalefeti gerektirir. Muhalefet çevresi ni birleştirebilecek iki tema var: İslamcı faşizme geçişin kritik eşiği olan Başkanlık sistemine ödünsüz muhalefet ve başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet değerlerini savunmak. Bunlarda birleşebilecek çevrelerde, milliyetçi ve liberal iki uç var. Ortak hedeflerde birleşmeleri mümkün; ancak anlaşamayacakları geniş bir alan da var. CHP sonuna kadar ve ödünsüz, cumhuriyet değerlerini savunup Başkanlığa karşı çıkarsa fiilen birleştirici bir etki yaratabilir. Ancak, lider kadrosunu ağır bir baskı altında tutan, “olası saldırılara karşı peşin savunma alma” saplantısından arınması şarttır. Sonuna kadar Cumhuriyetçi değerleri savunmak bugün demokrasiyi savunmanın önkoşulu olacaktır. CHP, herhalde, milletvekillerine, seçilmiş yerel yöneticilere dönük saldırıların, çok daha kapsamlı bir dizi saldırının provası olduğunu; dolayısıyla bu uygulamalara karşı çıkmanın bir özsavunma öğesi taşıdığını fark etmiştir. Bu algılama, CHP’yi komplekssiz olarak insan hakları ihlallerine karşı mücadele platformuna çekecektir; çekmektedir. Kritik nokta Başkanlık n Çeşitli muhalif kesimlerin bir araya gelmesi için kendi rezervlerini bir kenara bırakmaları zorunlu mu? Ve bu mümkün mü? Böyle bir cephenin uçlarının, ortak hedefe dönük mücadele içinde, kendi öz programlarını askıya almaları beklenir diye düşünüyorum. Başkanlığa geçildiği anda faşizme geçiş tamamlanmıştır. Geriye dönüş yoktur. İktidarı değiştirmek imkânsızdır. Bunu Latin Amerika’da gördük. Başkanlığa geçişin önlenmesi kritiktir. Bu öncelik Cumhuriyetçi bir muhalefetin ekstrem uçları dahil, herkesi birleştirebilir. Cumhuriyet değerlerine yapılan saldırının da siyasi İslamcılığa angaje olanların dışında herkesi birleştirmesi gerekir. HDP için önemsiz midir acaba? HDP’nin farklılığını yaratan o değil mi? yesinden gelecek şokları tamamen değilse bile kısmen, belki de büyük ölçüde telafi edecek kaynak akımlarına mı güveniyor? Başkanlık konumuna geçerse Batı’dan gelen olumsuz şok, Körfez’e yaslanarak telafi edilebilir mi? Suudilerin ve Katarlıların da yakın müttefikleri olan Batı’nın bakış açısı da önemli. Ortadoğu, Suudiler, Katar, Batı açısından demokrasi ölçülerinin önem taşımadığı ülkeler. Türkiye de Ortadoğu ölçütlerinin uygulandığı ülke kategorisine niçin kaydırılmasın? Temel hak ve özgürlükler bakımından 12 Eylül darbesi ile kıyaslanan bir haldeyiz. Bugünkü ortam 12 Eylül’den daha ağır. Ben, 12 Eylül’de 1402 sayılı kanun uyarınca üniversiteden uzaklaştırıldım ama 1.5 yıl dışardan SSK’ye prim yatırıp Emekli Sandığı’ndan emekli de olabildim. Şimdi atılanların bu hukuki güvenceleri yok. Keyfi gözaltıları da bir yana bırakıyorum. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle