17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 14 Kasım 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: SERPİL ÜNAY haber/yorum 13 ABD olayı Donald J.Trump, gerek ABD, gerekse dünya kamuoyu için umulmadık, giderek kendisi için bile beklenmedik bir biçimde ABD Başkanlık seçimini kazandı. Neredeyse tüm siyasal gözlemci ve yorumcuları ve kamuoyu yoklaması yapan kuruluşları yanıltan bu sonuç, bilinen nedenlerle ülkemizi çok yakından ilgilendiriyor ve irdelenmesi gerekiyor. Neden kazandı? Karşıtlarının, düşüncelerini korkutucu bulduğu Trump’a kazandıran nedenlerin başında, çelişkiye bakın ki, esas olarak, sözcülüğünü yaptığı iki büyük korku geliyor. ABD seçmeni öncelikle kendisini bu korkulardan kurtaracak bir güven ortamı aradı. Birincisi terör kaynaklı can korkusudur. ABD seçmeni, Trump’ın, terörün kaynağı olarak gördüğü siyasi İslam karşıtlığını, tıpkı yakın yıllarda kıta Avrupası’nda olduğu gibi, çok önemsedi. İkinci ve en az birincisi kadar etkili olan korku kaynağı ekonomiydi. Bu çerçevede ABD işçisinin özellikle de Meksika’dan gelecek göçmenler nedeniyle işlerini kaybedecekleri korkusunu Trump Meksika sınırının, masrafını Meksika’nın ödeyeceği bir duvar örülmesiyle gidereceğini belirtti. Trump ek olarak, dışalım kolaylığı getirerek yerli üretimi olumsuz etkileyeceği ve işsizliği artıracağı düşüncesiyle, yabancılarla yapılan tüm serbest ticaret ve yatırım anlaşmalarını tanımayacağını ya da en azından gözden geçireceğini açıkladı. Küresel ısınmayı uydurma bulan ve onu önlemek için ABD’nin katkı yapmayacağını vurgulayan yeni başkan, diğer ülkelere askeri ve ekonomik yardım amacıyla halkın vergilerini harcamayacağının güvencesini verdi. Ne yapar? ABD Senatosu’nda ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti’nin çoğunlukta olması, eğer adaylığı sırasında kendisini destekleme konusunda derinlemesine bölünmüş olan Cumhuriyetçi Parti bütünleşirse, bu durum Trump’ın işini kolaylaştırabilir. Bununla birlikte, ABD kamu yönetimi, denetim ve denge mekanizmaları çok güçlü olan kurumsal yapılara sahiptir. Bu nedenle, Trump’ın kendi ülkesinde basın özgürlüğünden boşanma hakkına kadar pek çok konuda istediği gibi davranamayacağı anlaşılıyor. Gerek “zafer” konuşmasının oldukça birleştirici ve yumuşak olması, gerekse kendisine karşı gösteri yapanları sahiplenir görüntüsü bu yöndeki yorumları güçlendiriyor. Trump’ın ABD’nin küresel konumunu göz ardı etmesi de hiç kolay değil. Trump başkanlığa, önceden sivil ya da askeri hiçbir kamu görevi yapmadan gelen ilk kişi; ancak başarılı bir işadamı, seçmeni okşayıcı bir söylem geliştirmiş olsa da vergi düzenleme önerilerinin büyük sermayeyi kollayıcı özelliğinden de anlaşılabileceği gibi, elbette onların adamıdır. Kapitalizm, feodalizmin kalelerini yerle bir ederek gelişti; 1989’da bir tabanca bile atmadan Berlin Duvarı’nın yıkılmasını sağladı; küreselleşti. Bugün ABD kapitalizminin Meksika’dan gelecek işçilere karşı da olsa bir duvar örerek tümüyle içine kapanabilmesi hiç de kolay değil. Kaldı ki Trump’ın istediği gibi davranmasının güçlü bir başka sınırlayıcısı daha var. Berlin Duvarı’nın yıkılmasının bir ürünü ve Avrupa’nın en güçlü muhafazakârı olan Alman Başbakanı Merkel, Trump’ı daha kutlarken şöyle uyarıyor: Almanya ve Amerika’yı birbirine, demokrasi, özgürlük, hukuka saygı ve insanın, derisinin rengi, dini, cinsiyeti, cinsel eğilimi ve siyasal düşüncesine bakılmaksızın onuru değerleri bağlıyor. ABD’nin gelecek başkanına bu değerlere dayanan bir işbirliği öneriyorum (New York Times, 9/11/). Sürekli olarak bu değerlerin yanından geçmeyen bizim muhafazakârları yazacak değiliz ya, dünya muhafazakârları, hele de ABD ve Almanya muhafazakârları da arada bir de olsa izlenmeye değer. 14 KASIM 2016 SAYI: 33276 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06.13 05.57 06.18 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.43 12.56 15.30 07.25 12.40 15.17 07.45 13.03 15.43 Akşam 17.56 17.43 18.09 Yatsı 19.18 19.04 19.28 Akıncılar Üssü’nde darbe girişimine katılan kursiyer pilot Hüseyin Hançer, itirafçı oldu 15 Temmuz’da ‘PKK’ye operasyon’ diye toplandık ALİCAN ULUDAĞ 15 Temmuz darbe girişiminin yönetildiği Akıncılar 4. Ana Jet Üssü Komutanlığı’nda kursiyer pilot Uluç Hüseyin Hançer, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek itiraflarda bulundu. Askeri okulu cemaatin yönlendirmesiyle kazandığını, askeri lisedeyken kendilerine Fethullah Gülen’in “Beni Hava Harp Okulu’nda yürürken bile görseniz, gelip selam vermeyin” şeklindeki mesajının iletildiğini söyleyen Hançer, 15 Temmuz gecesi “PKK’ye büyük operasyon yapılacak” denilerek kendilerinin toplandığını, Yüzbaşı Mete Kaygusuz’un “Yıllardır bugünü bekliyoruz, itaat günündeyiz. Karşınıza asker bile çıksa, ben indir dediğimde indireceksiniz” dediğini aktardı. Hançer, darbe girişimi başarısız olduktan sonra iki arkadaşıyla AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’la Elvankent’te oturup, çözüme yardımcı olmak için konuştuklarını iddia etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdikten sonra tutuklanan Kursiyer Pilot Hüseyin Hançer, 2003 yı lında Sincan’da bulunan bir dershaneye gittiğini, orada cemaatle tanıştığını ve kendisine “Uğur” kod adının verildiğini söyledi. “Abilerinin” çalıştırmasıyla 2005 yılında İzmir Maltepe Askeri Lisesi’ni kazandığını belirten Hançer, İzmir’de Veli ve Serkan isimli cemaat abileriyle irtibatının olduğunu, gittikleri evlerde Fethullah Gülen’in kitabını okuyup, namaz kıldıklarını söyledi. Gülen’in mesajı geldi Yalova’da 2009 yılında kampa katıldığını belirten Hançer, askeri liseden elenmesi istenen öğrencilerin burada şok mangasına alındığını ve askeriyeden ayrılmalarının sağlandığını ifade etti. 15 Temmuz günü rutin olarak eğitim gördüğü 141. Filo Komutanlığı’na gittiğini anlatan Hançer, şöyle devam etti: “Normalde cuma günleri mesai 17.00’de bitmekteydi. Ancak o gün 14.00’te mesainin biteceğini üst komutanı söyledi.” Beklediğimiz gün Saat 17.00’de 48 kursiyeri filo komutanı yarbay Hakan Karakuş’un brifing salonunda topladığını aktaran Hançer, şu ifadeleri kullandı: “Bugün TSK’nin PKK’ye çok büyük bir operasyon düzenleyeceğini, üst içerisindeki sandıktan HDP’ye oy çıktığından aramızda hainlerin olduğunu bildiğini, bilgi sızmaması için cep telefonlarımızı topladığını, üst komutanının bu hainler için mesaiyi erken bitirip onları gönderdiğini söyledi. Operasyonun 03.0003.30 gibi olacağını, ertesi gün haberlerde izleyebileceğimizi söyledi. Salondan çıktığımda filoda bizim filodan olmayan birçok pilot gördüm. Çok sayıda uçak mühimmatlı bir şekilde hazır vaziyette bekliyordu. Kaygusuz Yüzbaşı uçuşa hazırlanacak hocaları uçağa götürmemi, buna karşı çıkan kişiyi de silahla vurma emrini verdi. Uçuşa giden hocalar ilk başta moralli gidiyordu, ancak daha sonra morallerinin bozulduğunu gördüm. Bir generalin tutuklu getirildiğini duydum. Olaylara anlam vermeye çalışıyordum. Sabah 5.00’te Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi ile EDOK komutanının gözleri bağlı şekilde tutuldukları yerde başlarında nöbet tuttum.” yüzde 80’inin örgütle bağlantısı olduğunu düşünüyorum” dedi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Cumhuriyetin çizgileri… (Aşağıdaki paragraflarda okuyacağınız satırların çoğunu yıllar önce, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 75. yıldönümü nedeniyle yine bu sütunlarda yazmıştım. Yeniden okuduğumda aradan geçen 18 yılda çok daha kötüye gitmenin dışında değişen bir şey olmadığını görünce, o yazıyı kısmen güncelleştirerek yinelemenin yararlı olacağını düşündüm.) Böyle bir yıldönümünde gerçekçi hesaplaşmalar, en az coşkulu kutlama eylemleri kadar önemlidir. Çünkü bu hesaplaşmaların önemsenmemesi durumunda en coşkulu kutlamalar bile sonunda iz bırakmadan sönüp gidecek bir ateşten farksız olur. O halde Cumhuriyetin çizgilerinin dünden bugüne çizdiği rotayı sürekli gözden geçirmek çok önemli. Ve bu bağlamda “Bugün nasılız, nasıl ve nerede olmamız gerekirdi” sorusunun rehberliğine başvurmamız gerekiyor. Hep Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘kurtarıcılığı’ ile yetinmek… Bugün Atatürk, hem düşünce hem eylem bağlamında hâlâ sadece bir kurtarıcı olarak özlenmemeliydi! Çünkü o, daha yaşarken kurtarıcılık misyonunu tamamlamış, onun ardından da hep düşünceleriyle yorumlanmasını ve hatırlanmasını vasiyet etmişti. 10 Kasım 1938’de ölen Atatürk’e bugün hâlâ kurtarıcı olarak ihtiyaç duymamız, onun ardından bu ülkeden gelip geçmiş kuşaklara, özünü 1938’den bu yana geçen zamanın hesabını verememekten kaynaklanan çok vahim bir iflasın gölgesini düşürür. Bugün Atatürk’ün düşüncelerinden çok kurtarıcılığına duyulan özlem, onun çok sağlam temeller üzerine inşa ettiği, kalıcılığı için de kendisi yaşarken düşünülebilecek hemen bütün önlemleri aldığı bir Cumhuriyeti sonradan ne ölçüde taşıyabilmiş olduğumuzu ciddi biçimde sorgulamamızı gerektiren bir nedendir. Kolektif bir suçun sorumluluğu… Gönül isterdi ki, Cumhuriyetin yeni bir yaş gününde onun kurucusunu en derin vefa ve şükran duyguları ile hatırlayabilelim, ama bunu yaparken de o Cumhuriyeti götürdüğümüz yerler ile haklı olarak övünebilelim. Oysa Cumhuriyetin en temel ilkelerinin hâlâ çok ciddi tehlikeler ile karşı karşıya olması, aradan geçen zaman boyunca etkin olmuş bütün resmi ve sivil çevrelerin, ve bu arada aydın olma adına en korkunç aymazlıkları sergilemiş “meslekten” aydınların bugünün gençlerinden yalnızca özür dilemelerini gerektirebilir. Atatürk, eylemlerine hep düşünceyi temel alan, belli bir amaca yönelik eylemler tamamlandıktan sonra da hep düşüncenin sürekliliğini hedeflemiş ender devlet adamlarındandı. Bundan ötürüdür ki, bağımsız bir devlet kurma işini tamamladıktan sonra kendini geleceğin eleştirel düşünebilen kuşaklarını yetiştirmek gibi bir hedefe adamıştı. Ama onun ardından biz, zaman içersinde önce özgür düşünebilmenin yollarını tıkadık. Atatürk’ü bile genç kuşaklara anlatmak yerine ezberletmeyi yeğledik! Köy Enstitüleri’ni kapatmakla, Anadolu İhtilâli’nin ilim, irfan ve özgürlük damarlarını daha en baştan tıkadık. Bu, topluma karşı işlenmiş kolektif bir suçtu – ve herhangi bir toplumda böyle bir suç işlenmiş ise eğer, o toplumda hiçbir birey sorumluluğu sadece tek tek partilere, kişilere yükleyerek masumiyet iddiasında bulunamaz! VEFAT Merhum Mustafa Reşit Caner’in Eşi, Sami, Çetin, Metin, Güzin ve Musaffa’nın Sevgili Anneleri, Deniz ve Çağlar’ın Babanneleri HAMİDE SEVİM CANER vefat etmiştir. Mekanı cennet olsun. AİLESİ Karabulut cinayetindeki kayıp parada FETÖ iddiası DenizKuvvetleri’nde291 uzaklaştırma, 19 ihraç FETÖ soruşturması kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda 168 subay ile 123 astsubay görevden uzaklaştırıldı, 15 subay ile 4 astsubay ihraç edildi. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda 168 subay ile 123 astsubay görevden uzaklaştırıldı, 15 subay Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli 168 subay ve 123 astsubayın görevden uzaklaştırıldığı bildirildi. Açıklamada, 15 subay ve 4 astsubayın da ihraç edildiği belirtildi. l ANKARA /Cumhuriyet Münevver Karabulut cinayetinde evde bulunan 700 bin Avroyu tutunaklara geçirmeyen polisler hakkında Karabulut Ailesi FETÖ iddiasında bulundu. Münevver Karabulut cinayeti sonrası, katil Cem Garipoğlu’nun evinde bulunan 700 bin Avroyu tutanaklara geçirmeyen polisler hakkındaki dava bilirkişi raporu alınamadığı için kilitlendi. Karabulut ailesinin avukatı, FETÖ iddiasında bulundu. Parayı tutanaklara geçirmeyen ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemeyen 6 polis ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi 3 yıldır yargılanıyor. Ancak mahkeme, güvenlik kamerası görüntülerini inceletecek bir kurum bulamadı. TÜBİTAK, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı bilirkişi sıfatıyla yapılan rapor hazırlama talebini reddetti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle