18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Ekim 2016 2 Nedensiz yorgunluk hastalık belirtisi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Filiz Ateş, günlük yaşamda kişilerin, bir nedeni olmaksızın kendini aşırı yorgun ve halsiz hissedebildiğini, bağışıklık sistemi güçlü olmasına rağmen buna benzer şikâyetleri olan kişilerde genellikle fibromiyaljiye rastlandığını söyledi. Ateş, hastalıkta en önemli belirtinin vücut ağrısı olduğunu belirterek, “Ağrı omuz, boyun gibi tek bir bölgede olabildiği gibi vücutta yaygın olarak da hissedilebiliyor. Kişilerde, yorgunluk hissi, uyku bozuklukları, sabahları yorgun kalkma şikâyetleri oluşturan hastalık belirtilerine, el ve ayaklarda şişlik hissi, depresyon, konsantrasyon güçlüğü, baş ağrısı ve migren de eşlik edebiliyor. Fibromiyalji, karın ağrısı, kabızlık, ishal atakları, idrar yakınmaları, ciltte ısıya karşı hassasiyet ve renk değişiklikleri gibi farklı sağlık sorunlarına da yol açabiliyor” dedi. Ateş, fibromiyaljinin depresyona yatkınlık nedeniyle kadınlarda erkeklere oranla 7 kat fazla görülebildiğini kaydetti. Uzun şekerleme diyabet işareti Tokyo Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, gündüz 1 saatten fazla uyumak, tip 2 diyabet (şeker hastalığı) işareti olabilir. 300 binden fazla kişinin incelendiği araştırmada, günde 1 saatten fazla uyuyan insanların, hiç uyumayanlara kıyasla yüzde 45 daha fazla tip 2 diyabet riski taşıdığını ortaya koydu. 40 dakikanın altındaki kestirmelerle diyabet ara sında ise bir ilişki bulunmadı. Glasgow Üniversitesi’nden Sattar, “Diyabete neden olan faktörler, uykuya da neden ola bilir, örneğin şeker seviyesinin biraz yüksek olması gibi... Bu da kestirmele rin diyabet için bir uyarı olabileceği anlamına gelebilir” dedi. Günde 23 bin kez nefes alıyoruz Her insanın günde en az 23 bin defa yaptığı basit ve doğal bir eylem olarak tanımlanan nefes alışverişinde doğru bilinen çok fazla yanlışın olduğuna dikkat çeken Kaliteli Yaşam Eğitmeni Emel Çekici, nefes alırken dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Nefesin yaşam, sağlık ve mutluluk demek olduğunu anımsatan Çekici, “Bu yaşamda nasıl nefes aldığımız çok önemli. Aslında doğru bildiğimiz çok fazla yanlışlıklar var. O yüzden nefes alıp verirken dikkat etmemiz gerekiyor. Doğru nefes diyafram kası denilen kasa uygulanan, o bölgeye derin nefesler alarak sanki bir balon varmış gibi o bölgenin şişirilmesidir. Alt karın nefesi çok önemli. Geçmişe ait negatif duygu ve düşünceleri bedenimizden, ruhumuzdan ve zihnimizden uzaklaştırıyoruz. O yüzden nefesimizi indirebildiğimiz kadar aşağıya indirmemiz lazım” dedi. l İHA Korunma anne karnında başlıyor Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, osteoporoz (kemik erimesi) hastalığından korunmanın anne karnında başladığını söyledi. Bahçeci, “Düşük doğum tartılı bebeklerin, yetişkin dönemdeki kemik mineral yoğunluğu ve kemik kitlesi, normal doğum tartılı bebeklerden daha düşük olmaktadır. Sağlıklı ve yeterli kemik dokusu için anne karnındayken bebeğin iyi beslenmesi çok önemli” dedi. Ufak, narin yapıdaki kadınların daha fazla osteoporoz riski taşıdıkları ve bu kişilerin korunmada daha dikkatli olmaları gerektiğini kaydeden Bahçeci, “Sağlıklı ve yeterli kemik dokusu için anne karnındayken iyi beslenmeye dikkat edilmeli, hele çocukluk, ergenlik ve gençlik döneminde kalsiyum, fosfor ve başta D vitamini olmak üzere vitaminler yeteri kadar alınmalıdır. D vitamininin en iyi formu güneş ışığı aracılığıyla ciltte üretilenidir” önerilerinde bulundu. sağlık EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Kalp ritmine dikkat Kalbin dakikada ortalama 60100 defa atması ve atışların belli bir ritmik düzeyde olması gerekiyor. Ritmin bozulmasına aritmi adı veriliyor ve burada devreye kalp pilleri giriyor Her yıl dünyada 17.5 milyon kişi kalp hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Ülkemiz diğini belirten Oğuz, şu bilgileri verdi: “Kullanmakta olduğumuz kalp pilleri enerji kaynağı ve elektronik devreler de ise 3.5 milyon kronik kalp hastası içeren bir metal kasa ve bu kasaya bağ bulunuyor. Özellikle kalp ritim bozuk lanan elektrot kablolardan oluşuyor. luğu hayatı ciddi olarak tehdit ediyor. Metal kasa köprücük kemiğinin aşa Kalbin dakikada ortalama 60100 de ğısında cilt altına yerleştiriliyor. Pilin fa atması ve bu atışların belli bir ritmik yerleştiği yere pil cebi deniyor. Elekt düzeyde olması gerekiyor. Kalp ritmi rot kablo ise köprücük kemiğinin he nin bozulmasına ise aritmi adı verili men altından geçen toplardamar için yor. Yaş ilerledikçe aritmi görülme ola den kalbe gönderiliyor. Bir, iki veya üç sılığı da artıyor. 75 yaş üzerinde her 10 kablolu piller var. Kablo sayısı düzel kişiden birinde aritmi tespit edilebili tilmek istenen hastalığa göre belirleni yor. Uzmanlar ise kalp atımının aşırı yor. Kalp pili yerleştirilen her on hasta yavaşlaması durumunda vücuda yeter nın birinde istenmeyen durum meyda li miktarda kan ve oksijenin gitmediği na geliyor. İstenmeyen durumların ço ni belirterek, “İşte bu durumlarda kalp ğu pil cebi veya elektrot kablo ile ilgi pilleri önemli bir işlevi Kalp hızı yavaşlayan hastalarda kol saati büyüklüğünde kalp pilleri yerleştiriliyor. li. Kablosuz kalp pillerinin çıkış nedeni yerine getiriyor ve hayat bunları önlemek. ” kurtarıyor. Yakın gele Dr. Enis Oğuz, aritminin en sık görülen atılması ile beyin damarı tıkanıp felç cekte dışarıdan görülme belirtinin kalp atışlarının rahatsız edici olabiliyor. Bu nedenle atriyal fibrilas Minik kalp pilleri yen, kalp içine yerleşti şekilde hissedilmesi ve çarpıntı yapma yonlu hastalarda ömür boyu kan sulan Kablosuz kalp pillerinin cilt altı rilen, çok noktadan daha sı olduğunu belirterek, “Çarpıntı his dırıcı ilaç kullanılması gerekiyor” di na yerleştirilen bir parçası veya elekt SİBEL BAHÇETEPE etkin uyarı yapabilen hat si bazen saniyeler, bazen de saatlerce ye konuştu. Son yıllarda “kateter ablas rot kablosu olmadığını anlatan Oğuz, ta kendi kendine şarj ola sürebiliyor. Baş dönmesi, bayılma, ça yon” denilen tedavi yönteminin ritim özetle şunları kaydetti: “Kasıktaki top bilen kalp pillerine sahip buk yorulma, halsizlik, göğüste sıkış bozukluğu hastaları için büyük umut lardamar içinden koroner anjiyografi olabiliriz” dediler. ma hissi gibi belirtiler de ritim bozuk olduğunu vurgulayan Oğuz, “Bu yön ye benzeyen bir teknikle yerleştirili Aritminin belirtileri lukları ile beraber olabilir. Bazı aritmi temde bacak damarından kalbe ilerle yor. Kullanmakta olduğumuz kalp piller hiçbir belirti vermeyebilir ve başka tilen özel teller kullanılıyor. Bu telle lerinin onda biri boyutunda bir cihaz. Kalp kasının kasılması için elektrik bir sebeple yapılan muayene sırasında re kateter deniyor. Kateterlerin ucun Cilt altına yerleştirilen bir cihaz olma uyarısına ihtiyaç bulunuyor. Gereken ortaya çıkabilir” dedi. dan elektrik kaydı alınarak kalp içinde dığı için pil cebi iltihabı veya erozyonu elektrik uyarı kalbin sağ kulakçığında sinüs düğümü denen noktadaki özel Hastalar için büyük umut ritim bozukluğuna yol açan yer bulu gibi istenmeyen durumlarla karşılaşnabiliyor. Kateter ucundan verilen rad ma ihtimali yok. Kablosuz kalp pilleri hücreler tarafından üretiliyor. Kalp ka Bazı aritmi türlerinde hiçbir teda yofrekans dalgaları veya kateter ucu kalbi yalnızca tek noktadan uyarabili sına elektrik geldiğinde bu elektrik bir vi gerekmediğini, bazılarında ise ritim nun soğutulması ile bu yapılar dondu yor. Kablosuz kalp pilleri tüm hastalar kas hücresinden diğerine yayılarak ka bozukluğu ilacı verilmesi gerektiğini ruluyor. Böylece ritim bozukluğu orta için uygun değil. Yakın gelecekte dışa sılmayı başlatıyor. Bu yapılarda çıkan anlatan Prof. Oğuz, “En sık karşılaşılan dan kalkıyor” ifadelerine yer verdi. rıdan görülmeyen, kalp içine yerleştiri bozukluklar ise aritmiye yani kalp ritm ritim bozuklukları arasında olan atri Kalp hızı yavaşlayan veya durakla len, çok noktadan daha etkin uyarı ya bozukluğuna yol açıyor. yal fibrilasyonda, kalp içinde pıhtı olu yan hastalarda ise kol saati büyüklü pabilen hatta kendi kendine şarj olabi Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Prof. şabiliyor. Bu pıhtının kalpten beyine ğünde kalıcı kalp pillerinin yerleştiril len kalp pillerine sahip olabiliriz.” Ani hava değişimleri sağlığı olumsuz etkiliyor Ani hava değişiklikleri sonrasında üşütülürse bağışıklık sistemi sarsılarak enfeksiyonlara yatkın hale gelebilir. Göğüs hastalıkları uzmanları, sağlıklı bir bünyenin hava değişiminden etkilenmesinin pek beklenilmediğini belirterek, romatizmal hastalıklar, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, astım gibi kronik hastalığı olan kişilerin hava değişimlerinin yarattı ğı şikâyetleri kolaylıkla fark edebileceğini söylediler. Sağlıklı bir bünyenin hava değişiminden etkilenmesinin pek beklenilmediğini anımsatan Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Romatizmal hastalıklar, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, astım gibi kronik hastalığı olan kişilerin hava değişimlerinin yarattığı şikayetleri kolaylıkla fark edebilir. Osteoartriti olan hastalar yağmurun yağacağını eklem ağrılarından öngörebilir ve hipertansiyon hastaları da aniden yükselen sıcaklarda şiddetli baş ağrıları çekebilir” diye konuştu. Sönmez, ani hava değişiminin yanı sıra mevsim normallerinde izlenen değişiklikler alerjik hastalarda semptomların daha şiddetli ve uzun yaşanmasına sebep olabildiğini kaydetti. ‘Ruh sağlığı için koruyucu hizmetler çok önemli’ Ruh sağlığı alanında dezavantajlı olan kadınlar, çocuklar ve yaşlılara yönelik politikaların geliştirilmesi gerekiyor 10Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü öncesinde açıklama yapan Prof. Dr. Öner, Türkiye’nin ruh sağlığı gerçeklerine dikkat çekti. Ruh sağlığı alanında geliştirilmesi gereken en önemli başlığın, diğer tüm sağlık alanlarında olduğu gibi, koruyucu hizmetler olduğuna dikkat çeken Öner, “Ruh sağlığı alanında koruyucu hizmetlerin sağlanabilmesi için, aile ve bireylerin psikolojik gelişim hakkında bilgilendirilmesi, çocuklara yönelik aile ve okul temelli koruyucu hizmetler sunulması, madde kullanımının engellenmesi, risk altında olduğu bilinen sosyoekonomik sorunlar yaşayan, şiddet gören, dışlanan, ötekileştirilen bireylerin ve grupların, toplumda dezavantajlı olan kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve azınlıklar gibi gruplara yönelik politikalar geliştirilmesi gerekiyor” dedi. Sürekli travmaların yaşandığı ülkemizde, travmaya yönelik koruyucu ve tedavi edici yöntemlerin geliştirilmesi nin büyük önem arz ettiğini kaydeden Öner, şunları söyledi: “Toplum içinde damgalanma, teşhis ve özellikle tedavide büyük engel oluşturuyor. Damgalanan birçok birey, çok gerekli olduğu zaman bile ilaç kullanımını büyük oranda reddediyor. Çok önemli bir diğer alan damgalanma. Damgalanma, bireylerin psikolojik / psikiyatrik sorunlara olan yaklaşımını olumsuz hale getiriyor. Damgalanan bireyler dışlanıyor ve değersizleştiriliyor. Bu durum işsizliğe, suça itilmeye, yalnızlığa neden oluyor. Damgalanma korkusu ile bireyler psikolojik sorunları için profesyonel yardım almaktan kaçınıyor. Psikiyatrik rahatsızlıklar kişinin zayıflığı, yetersizliği veya tamamen garip ve farklı olması olarak görülebiliyor. İlaç tedavileri de damgalanmanın en önemli alanlarından birisini oluşturuyor. Birçok birey, çok gerekli olduğu zaman bile ilaç kullanmaktan kaçınabiliyor. ” l İSTANBUL/ Cumhuriyet İlaç kutusu çöp kutusu oldu Edirne İl Sağlık Müdürlüğü, tarihi geçmiş ilaçların doğaya ve canlılara zarar vermesini önlemek için kentte bulunan hastane ve aile sağlığı merkezlerine 81 ilaç toplama kutusu koydu. Ancak ilaç kutusu çöplüğe çevrildi. Edirne 1. Murat Devlet Hastanesinin ikince katında merdiven çıkışına konulan ilaç toplama kutusuna, bazı kişilerin yiyecek, içecek gibi atıkları atarak, adeta çöp kutusuna çevirdi. Tarihi geçmiş ilaçları kutuya atmak için hastaneye gelen yurttaşlar ise kutuların amacının dışında kullanılmaması gerektiğini söyleyerek, kutulara çöp atanlara tepki gösterdi. l DHA Kalpten her yıl 90 bin kişi ölüyor Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Çete, her yıl yaklaşık 90 bin kişinin, ani kalp durması nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirterek, “Başka bir deyişle, yaklaşık her 6 dakikada bir kişiyi ani kalp durması nedeniyle kaybediyoruz. Yalnızca kalp masajı yaparak siz de hayat kurtarabilirsiniz” dedi. Çete, “Yaşanan olay sonrasında sağlık personelinin olay yerine ulaşma süresinde olaya tanık olanların müdahalesi, kişinin yaşam şansını artırmaktadır. Erken müdahale, acil sağlık sisteminin hızlı bir şekilde haberdar edilmesi ve olay yerine sağlık personelinin ulaşması ile sağ kalım şansı belirgin olarak artmaktadır. Ülkemizde şu anda hastane öncesi alanda meydana gelen olayların sadece yüzde 2’sine müdahale edilebiliyor” diye konuştu. Depresyonda ‘Takma’ deme En sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biri olan depresyon, her 10 erkek ve 5 kadından birinde yaşam boyunca görülüyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. H. İrfan Bayram, depresyona giren kişiye “Kafanı takma” denilmemesi gerektiğini belirtti. “Sonbahar kış günlerinin başlaması, havaların erken kararması, güneşli saatlerin azalması sağlıklı ruh haline sahip kişileri bile mutsuz, isteksiz ve halsiz yapar, karamsarlığa sürükler” diyen Bayram, “Depresyonlu kişi sosyal hayattan kopabilir, çevresi ile ilişki kurmaktan kaçabilir. Ölümden sık bahsederler. Depresyonlu kişiye ‘Kafanı takma, bunlar düşünmeye değer mi?” dememeli, böyle söylenmesi onu ciddiye almamış hissi uyandırır” uyarısında bulundu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle