Katalog

Çarşamba 5 Ekim 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Siyasi sorumlu“FETÖ tehdidinden Erdoğan’ın bal gibi haberi 14 yıllık iktidar’vardı”dedi CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gülen’e karşı önlem alınmasını hükümete öneren ve Tayyip Erdoğan’ın da imzaladığı MGK kararını anımsatarak, “Siyasi sorumlusu kim diye soruyorlar. Açık ve net söylüyorum, bu işin siyasi sorumlusu Türkiye’yi 14 yıldır yönetenlerdir” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle: l İşçilere kadro, öğrencilere yurt: CHP iktidarında hiçbir şeker fabrikamız özelleştirilmeyecek ve kadro bekleyen 3 bin 300 işçimize kadro verilecek. Şeker pancarı üretimine sonuna kadar destek vereceğiz. Üniversiteler açıldı ama öğrenciler yurt sorunuyla karşı karşıya. 14 yıldır bu sorunu çözemediler. Neden cemaat yurdunda kaldın diye kıyameti koparıyorlar. Sen yurt yaptın da bu öğrenci yurda mı gelmedi. Anne ve babalara, öğrencilere sesleniyorum CHP iktidarında yurt sorunu çözülecek. 1 yılda yapamazsam başbakanlığı da siyaseti de bırakacağım. l Dış politikada çuvalladın: Herkesi düşman ilan ettin. Mısır bizim kadim dostumuz. Suriye’de milyonlarca insan yaşamını yitirdi. Çocuklar, kadınlar perişan, sorumlusu kim? Suriye’de akan Müslüman kanının sorumlusu kim? İsrail’le kavga ettiler, sonra tıpış tıpış gidip İsrail’in her dediğinin altına imzayı bastılar. Bunu CHP yapsaydı, kıyamet kopmuştu. Her cuma sonrası Türkiye’de eylem vardı. Sizde vicdan var mı, memleketin itibarını 20 milyon dolara sattınız. NECATİ SAVAŞ CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde imza attığı Gülen konusunda uyarılar içeren MGK kararını yine hatırlattı. l Şehitlere çifte standart: Demokrasi şehitleri için özel bir düzenleme yaptılar. Peki, diğer şehitlerimizin yakınlarına neden verilmiyor? Şehitler arasında ayrım olur mu. Biri terörle mücadele etmiş dağda, ovada şehit düşmüş. Diğeri burada bomba atılırken şehit düşmüş. Böyle çifte standart olur mu? l Bal gibi haberi vardı: Bunları söyleyince “Yenikapı ruhuna ihanet” diyorlar. FETÖ’yü kim büyüttü kim imkân sağladı? Bunu anlamazsak darbe girişimini de anlayamayız. Erdoğan diyor ki 3 Ağustos’ta “Bir ortak yanımız vardı. İnanın bana aynı menzile farklı yollardan giden bu yapı... Kavganın nedeni; aynı menzile sen mi ben mi önce gidecek. Bir cumhurbaşkanı “Beni kandırdılar” dedikten sonra o makamda oturabilir mi? Devletin en mahrem bilgilerini teslim ettin sen. “Haberimiz yoktu” diyor, bal gibi vardı. Kimse Yenikapı ruhunu bozuyor demesin: Hayat TV’yi, İMC’yi kapatıyorsun. Neden gazetecileri hapise atıyorsun? Devlet kin ve öc alma duygusuyla yönetilemez. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi laikliği herkes savunmalı. Kimse bana Yenikapı ruhunu bozuyor demesin. Diyen varsa gelsin önüme ve yüzüme karşı söylesin. Yenikapı ruhu mağdur yaratmak değildir, Yenikapı ‘Büyükelçiye gık yok Lozan’a laf edersin’ “Bugünlerde Lozan’dan bahsediyorlar ya. Bizim elçiyi çağırdılar İsrail’de. Ona alçak tabure, kendilerine yüksek tabure aldılar. Kimse sesini çıkarmadı. İnönü ne yaptı Lozan’da? Kendisine küçük tabure ayrıldığını görünce, “Aynı ebatta sandalye bulunamadı” cevabını alır ve salonu terk eder. “Aynı ebatta sandaye bulunana kadar gelmiyorum” der. Büyükelçine gıkın çıkmaz, kalkar Lozan’a laf edersin.” ‘Darbenin ilacı demokrasi’ “Türkiye bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. ABD, Almanya, Fransa, Japonya’da darbe olmaz da Türkiye’de neden oluyor? Çünkü orada demokrasi var. Baskı yok. Darbenin ilacı budur. Kurşunlar sıkılırken vekiller buradaydı. Meclis’e ilk gelen CHP’li vekilleri yürekten kutluyorum.” ruhunun özü adalettir. Zalimin karşısında susan dilsiz şeytansa zalimin karşısında susmayacağız, zulmedenlere meyletmeyeceğiz. Sonuna kadar direneceğiz: Adaleti, mazlumların hakkını, hukukun üstünlüğünü sonuna kadar savunacağım. Zalimin karşısında durmak bizim görevimiz. Türkiye’nin neresinde bir mağdur varsa, tüm mağdurların sesi olacağız ve mağdurlara sahip çıkacağız. Zalimin karşısında susmayacağız, sonuna kadar direneceğiz. l ANKARA/Cumhuriyet Bahçeli’den CHP’ye muhalefet OHAL’in uzatılmasına destek veren MHP lideri, CHP’yi Yenikapı ruhunu koruyamamakla eleştirdi ‘15 Temmuz’da bizzat Türkiye’nin hedef alındığını’ söyleyen Bahçeli, “15 Temmuz şehitleriyle terörle mücadele sırasında şehit düşenler arasında ayrım yapılmaması gerektiğine” dikkat çekti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Yenikapı ruhuna sadık kalması çağrısında bulunurken, CHP’yi hedef aldı. “CHP’nin su kaynattığını ve kayış attığını” söyleyen Bahçeli, Lozan Antlaşması ve 2. Abdülhamit tartışmalarını da “Elâlem uzayı tarıyor, Jüpiter’de su olup olmadığını konuşuyor, başka işimiz yokmuş gibi Lozan’ı masaya çıkarıyoruz. İki Türk hünkârı olan; Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim arasındaki kapanmayan uçurum ne kadar hamakat ve hezeyansa, Atatürk ile 2.Abdülhamit arasında husumet çıkarmak, birini diğerine tercih etmek o denli zekâ özrü, şuur eksikliğidir” sözleriyle eleştirdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, CHP’yi eleştirdi. 15 Temmuz’u “bizzat Türkiye’nin yaşadığını” vurgulayan Bahçeli, milletin vergileriyle alınan uçakların, helikopterlerin, Paris’te, Berlin’de, Pensilvanya’da değil, Ankara’nın üstünde uçtuğuna dikkat çekti. CHP’nin Ye nikapı ruhunu korumadığını ileri süren Bahçeli, “İşgal edilmek istenen Türk vatanıydı. Bu gerçek ne çabuk unutuldu? Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’de yaptığı konuşmada Yenikapı ruhunu titizlikle korumaktan bahsetmiş ve bundan hepimizin sorumlu olduğunu söylemiştir. Pek tabii, biz de aynı kanaat ve karardayız. CHP’nin su kaynattığını ve kayış attığını görüyoruz. Beklentimiz, bari hiç olmazsa, Sayın Erdoğan’ın da Yenikapı ruh ve manevi sözleşmesine bağlı ve sadık kalması, AKP hükümetinin de buna uygun davranış göstermesidir” dedi. OHAL’e destek verdi OHAL’in 3 ay uzatılmasına da değinen Bahçeli, bu uygulamanın “haklı ve yerinde sebeplerinin olduğunu” belirterek, hükümete bu konuda destek verdi. Bahçeli Meclis’te grubu bulunan dört partinin katılımıyla KHK Komisyonu kurulmasının da isabetli bir karar olduğunu ifade etti. l ANKARA/Cumhuriyet İNCİRLİK’İ ZİYARET EDECEK ALMAN VEKİLLER ANKARA’DA OHAL SÜRECİNİ ELEŞTİRDİ: Temel haklar yerlerde sürünüyor İKLİM ÖNGEL Alman Federal Meclisi Savunma Komisyonu üyeleri, Alman askerlerinin İncirlik’te görev yapmasına olanak veren parlamento tezkeresinin Aralık ayında dolacak süresi öncesinde, İncirlik Üssü’nü ziyaret etmek üzere Türkiye’ye geldi. İncirlikte bugün incelemelerde bulunacak heyetin dün Ankara’daki temaslarının ardından düzenlediği basın toplantısında Türkiye’deki OHAL süreci uygulamalarını sert bir dille eleştiren Alman anamuhalefet partisi Sol Parti milletvekili Alexander Neu “Türkiye’de temel haklar yerlerde sürünüyor” dedi. Alman Federal Meclisi’nin ‘Ermeni soykırımı’ kararına tepki olarak Türk hükümetinin, Alman vekillerinin İncirlik’i ziyaret etmesine izin vermemesi üzerine, 3 ay süren krizin ardından Türkiye’ye gelen heyet ilk olarak TBMM’ye gelerek Milli Savunma Komisyonu üyeleri ile görüştü. CHP Milletvekili Dursun Çiçek, Türkiye’den iznin de Almanya’nın “Gelmezsek, tezkerenin uzamasına Meclis’te evet demeyiz, uçaklar geri çekilir, Almanya’nın IŞİD’le mücadelede desteği sona erer” baskısı sonucu çıktığını kaydetti. Hukuk devleti vurgusu 2 saat süren görüşmenin ardından Alman Büyükelçiliği’ne açıklamalarda bulunan heyet, darbe girişimi sonrası AKP hükümetinin uygulamaları ve OHAL dönemine ilişkin, “Olayların açığa kavuşturulmasında yapılan soruşturmaların hukuk devleti ve orantılılık ilkelerine sadık kalınarak gerçekleştirilmesini umuyoruz. O nedenle demokratik hukuk devleti ilkelerinin önemini vurguladık” dedi. İncirlik ziyaretinde basının eşlik etmesini Türkiye’nin güvenlik gerekçesiyle istemediğini dile getiren heyet, “Basın özgürlüğü konusu görüşmede defalarca gündeme geldi” ifadelerini kullandı. Sol Parti milletvekili Alexander Neu, “Türk tarafına karşı fazlasıyla savunmada olduğunu düşünüyorum ama daha fazla eleştirel olmamız gerekirdi” diyerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’de temel hakların yerlerde süründüğünü düşünürsek bu konuda tutumumu daha fazla ortaya koymamız gerek. Darbe sonrası yapılan temizliğin hukuk devleti ilkelerine uygun olduğunu söylemek çok zor. Hukuka uyulmaksızın çok sayıda insan görevden alındı. Bu konudaki eleştirilerimizi daha açık şekilde ifade etmeliyiz. Komisyonda ‘Alman askerleri rahatlıkla ziyaret edilebilecek mi’ sorum yanıtsız kaldı.” Bölünmeye yol açtı Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) milletvekili Rainer Arnold ise “Darbe gecesinde halkın sokaklara dökülmesini olumlu karşıladığımızı söyledik fakat buna rağmen Türk hükümetinin toplumda bölünmeye yol açtığını ifade ettik. Zira bu bölünmenin yansımalarını biz Almanya’daki Türkler arasında da görüyoruz” dedi. haber 5 Kalburdan geçse elekten geçemez OHAL uzatıldı. Bir mahkeme halka küfürde bir numara, her türden iş yapan, her türden işine bin türlü kolaylık gösterilen bir “işadamının” Cerattepe’de maden aramasına izin verdi. Okulların hizaya getirilmesi işi tüm hızıyla sürüyor. Her iktidarın yazboz tahtasına çevirdiği, AKP’nin ise ideolojik heveslerinden hiç sapmadan uyguladığı eğitim sistemine nedense isyan eden okullara geldi sıra. Müdürler değişti, öğretmenler oraya buraya tayin edildi, direnen öğrencilere, velilere “zamanın gerçekleri” anlatıldı. Sokaklar “ahlak bekçilerine” bırakılmış, Yozgat “proje kent” ilan edilmiştir. Tutarsa memleket tümden alkolden arındırılacak, semtlerinde uyuşturucu ile mücadele eden halka ise biber gazı ile “devlet işlerine karışmaması” hatırlatılacaktır. HHH Bu arada “lüzumsuz” TV kanallarının, radyoların kapatılması da tüm hızıyla sürmektedir. Tutuklu gazetecilerin, aydınların sayısı artarken toplu soruşturmaların değdi değmedi usulüyle hızlandırılması, on binlerce kamu görevlisinin bir başka orduya katılması da, olması gerektiği gibi sıradan haberdir medya için. Artık biliyoruz bu darbeci Gülen Cemaati yüz binlerce kişiyi “darbeci”, “terörist” yapmıştır. Kuşkusuz böyle durumlarda at izi it izine karışacak, kalbur eleğe dönüşecek, kamuda işe alımlarda “liyakat” esas alınacak, ille de mülakat yolu yeğlenecek, “reisin kim olduğunu bilemeyene” kapılar kapatılacaktır. O basit soruyu bilemeyenin yeniden gözden geçirilmesinde dahi yarar vardır. HHH AKP iktidarı dış politikada harikalar yaratmakta, Suriye topraklarında her ne kadar çapulculuktan kurtulamasa da çok “özgür”, çok “Suriyeli”, çok “ordu” desteklenerek ilerlenebilmekte, arada bir can sıkan ABD’ye “gerçekler” kabul ettirilebilmektedir. Oralarda Kürt istenmiyor; Arap olacak, Kürt olursa Sünni olacak. Kuzey Irak’ta olduğu gibi emrivakilerle karşılaşmamak için, “koridor”a falan gerek yoktur. Geniş, salon salomanje, mümkünse uçuşa yasak, TOKİ denetiminde bir bölge olsun. Böylece Lozan gibi “hezimet” olmayan, “gerçek bir zafer” de AKP iktidarına nasip olacaktır. Karışık mı oldu? Engel mi çıkar? ABD’si Rusya’sı taş mı koyar? O zaman bakılır. Politikada kıvraklık ustalıktır ve evvel Allah AKP’nin tepesinde de söz dinler tabanında da ganidir. HHH “Evdeki hesap çarşıya uymasın” diye uğraşanları kalburdan, elekten geçirecektir muktedir iktidar. Can sıkanların canı sıkılacak, önce atitkarışık işkence iddiaları dikkate alınmayacak, ısrar edenlerin icabına bakılacaktır. Sorun yok mu, var. Hapishaneler yetersiz. Bu nedenle hırsızlık, üçkâğıtçılık, rüşvet, uyuşturucu vb. eylemler nedeniyle yer işgal edenler bırakılıyor, yer açılıyor. Zaten eylem halinde yakalanan bir vatandaşın gazetecilere “hop arkadaş, biz uyuşturucudan geldik vatan haini değiliz” diyerek veciz bir şekilde ifade ettiği gibi karıştırmamak lazımdır. Karıştırılması ve halledilmesi gereken, darbecilik büyük parantezinde gazeteci, inatçı akademisyen, sanatçı, aydın, komünist, sosyalist, sosyal demokrat ve hatta liberal, cümle muhaliflerdir. HHH OHAL uzatıldı. Cerattepe’de Mehmet Efendi’ye gün doğmuştur. Harçla, borçla artık her nasılsa büyümeye, kalkınmaya, gökdelen, yol, köprü yapılmasına hep itiraz edenler itiraz edemeyecekler, edenler kalburdan geçseler elekten geçemeyeceklerdir. Bu da böyle bilinsin artık... C MY B