23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 31 Ekim 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 5 Son birkaç hafta bir dinletisöyleşi maratonu olarak geçti ve devam etmekte... Fakat yüz metre hızıyla yapılan bir maraton... İki hafta önceden, 14 Ekim’den başlayalım: Edirne Bahçeşehir ve Beykent kolejlerinde salonlar dolusu öğrencilerle ve öğretmenleriyle şiir ve yaşam üzerine söyleşiler. Özellikle ortaokul öğrencilerinin soruları ve benim sorularıma yanıtlarını çok ilginç ve zekice buldum. Liseliler ise nedense çekingendi biraz. Bu nedenle onlara arada bir takılmaktan, ortaokullularla yarışa kışkırtmaktan geri kalmadım... 15 Ekim Cumartesi Edirne Kitap Fuarı’nda Onur’la birlikte Cumhuriyet ve Şiir konusunda konuştuk. 21 Ekim’de Ankara’da, Ankara Tabip Odası’ndan arkadaşlarla buluştuk. Tutuklu yazarların özgürlüğe kavuşması için en önde savaşım veren Sevgili Dr. Ayşegül Tözeren ve Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri değerli Dr. Mine Önal başta olmak üzere bütün hekim arkadaşlarıma buradan selamlarımı gönderiyorum. Aynı gün Ankara’dan Eskişehir’e geçtim ve bu örnek kentimizde Lyons’un beni onurlandıran Cumhuriyet sözcüsü madal Özgür yasını aldım. Çok Sevgili Yılmaz Büyüker şen ve Odunpazarı’nın belediye başkanı, değerli dostum Kâzım Kurt’la gönendirici sohbetlerimiz oldu. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’i yeniden yarattığını biliyoruz. Kâzım Kurt’un her mahalleye yaptırdığı kültür merkezlerine ise hayran kaldım. Büyükerşen, Kâzım Kurt ve Tepebaşı’nın değerli belediye başkanı Ahmet Ataç, bu kentimizin tarihine efsane isimler olarak yazıldılar çoktan... 24 Ekim Pazartesi Hatay’da bu kez Ted Koleji öğrencileriyle söyleştik. Gece ise Haluk’la öğrenci velilerine bir dinleti sunduk... Hepsi çok güzeldi... Fakat hepsinden en güzeli Ted’in “Hayvan Dostlarımız Bahçesi”nde Özgür’le tanışmamızdı... Bu tanışmanın öyküsünü sona bırakıp maratonu tamamlayayım... 27 Ekim Perşembe İstanbulAydın Üniversitesi’nde çok değerli öğretim üyesi arkadaşlarla, değerli Prof. Dr. Necat Birinci’nin moderatörlüğünde yine Cumhuriyet ve şiir konulu bir oturuma katıldıktan hemen sonra Ankara Sanat Tiyatrosu’nda gitarın efsane ismi Ahmet Kanneci’yle ve bir genç gitarist arkadaşımızla şiirmüzik dinletisi için Ankara’ya uçtum. Büyük çoğunluğunu Ankara CUMOK’un oluşturduğu izleyici topluluğu müthişti... Unutulmaz bir buluşma yaşadık... Hepsine teşekkürler... Ertesi sabah Köyceğiz’de, ilk kez gördüğüm bu büyüleyici ilçemizde bu kez Haluk’la izleyici karşısındaydık... Ertesi gün kitap fuarı için AntalyaKonyaaltı’nda sevgili okurlarımla buluştum ve şu anda Antalyaİstanbul üzerinden aktarmalı uçuşla Düsseldorf’a giderek ertesi akşam Köln’de Tarık Akan’ımızı anmak üzere, Atatürk Hava Limanı’nda, tanımadığım bir lanet bilgisayarda, tuşlara çekiçle çivi çakarcasına basarak bu satırları yazıyorum... Gelelim Özgür’le tanışmamızın öyküsüne... Sözünü ettiğim bahçede tek başına yaşamakta olan bu kara keçinin, bir gün kapının kilidini her nasılsa açarak öğrencilerin arasına karıştığını öğrenince, onu mutlaka görmek istedim.. Daha giderken ve bir adı olmadığını öğrendiğimde, adı ÖZGÜR olsun dedim... Karşılaştık ve arka ayakları üzerine kalktığında neredeyse aynı boyda olarak, kırk yıllık dostmuşuz gibi ön ayaklarını omuzlarıma koydu... Göz göze bakıştık... Alnının iki köşesindeki grimsi gözlerini orada öpmek o sırada aklıma gelmedi ama ona şimdi buradan en içten sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum... Zincirini kırmayı başaran bu sevgili “hayvan”ın, biz “insan”lara örnek olmasını dileyerek... 90’lara dönüş Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile eski Batman Milletvekili ve KJA sözcüsü Ayla Akat Ata tutuklandı MAHMUT ORAL Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile BDP es ki Batman Milletvekili ve KJA Dö nem Sözcüsü Ayla Akat Ata, dün sevk edildikleri mahkemece tu tuklandı. Yüzde 55 oy ile seçilen Kışanak ve Anlı ile Ata’nın tutuk lanması büyük tepki çekti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsav cılığınca 5 gün avukat kısıtlaması getirilen Kışanak ve Anlı, cumartesi gü nü avukatlarıyla gö rüştükten sonra ön ceki gece sabah sa atlerine kadar em niyette ifade verdi. Kışanak Eski Diyarbakır Barosu Başkanı olan Avukat Mehmet Emin Aktar, Kışa nak ve Anlı’nın ken di istekleri doğrultu sunda ifade verdik lerini belirterek, “İs teselerdi ifade ver Anlı meyebilirlerdi. An cak her ikisi de iste diği için emniyette ifade verdiler. Sayın Kışanak’ın ifadesi ni emniyet, Anlı’nın ifadesini ise avukat lar nezaretinde jan darma aldı. İfadeAkat Ata lerinde ortaya her hangi somut bir de lil ve belge konulmadı, sadece her iki müvekilimize, yaptıkları ko nuşmalar ile ilgili sorular yöneltil di” dedi. Emniyetteki işlemleri tamamla nan Büyükşehir Belediyesi Eşbaş kanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı dün öğle saatlerinde, KJA dö nem sözcüsü Ayla Akat Ata ise öğ leden sonra adliyeye sevk edildi. Akşam saatlerinde adliyeye önü ne çok sayıda TOMA ve Akrep ti pi zırhlı araç sevk edilmesi dik kat çekti. Kışanak, Anlı ve Ata savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklama istemiyle mahkeme ye sevk edildi. Önce Akat ve An lı ardından Kışanak çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Kışanak Polis yürüyüşe izin vermedi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile DBP’li Eşbaşkan Fırat Anlı için yapılan eylemlerde Şişli Camii’nden Cevahir AVM önüne yürümek isteyen HDP’lilere polis izin vermedi. Basın açıklaması yaptıktan sonra dağılan gruptan bazı kişilerin slogan atması üzerine polis biber gazı ile müdahale etti. HDP İstanbul il örgütünden kalabalık bir grup Şişli Camii önünde toplandı. Burada konuşan Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Nasıl 15 Temmuz’da İBB’ye askerler girerek darbe girişiminde bulun duysa, Diyarbakır Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen baskın da bir darbedir. Biz bu darbeye karşı direneceğiz. Demokratik Türkiye tek kurtuluştur” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise AKP’nin ülkeyi darbe, OHAL ve KHK üzerinden yürüttüğünü belirterek, “Onlar OHAL ve faşizm de ısrarlı iseler biz de direnişte kararlıyız” diye konuştu. Açıklamanın ardından grup polisin uyarısı ile dağılmaya başladı. Bu sırada grup içerisinden slogan atılınca polis biber gazıyla müdahale etti. HDP Ankara İl Eşbaşkanı İbrahim Binici 30 Ekim gecesi aile zi yareti için gittiği Bursa’da eski bir dava gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Kocaeli’nde 19 gözaltı Kışanak ve Anlı için Kocaeli’nde de eylem vardı. Basın açıklaması yapmak isteyen HDP Dilovası, Gebze ve Darıca ilçe örgütlerinin üyelerine polis müdahale etti. HDP Kocaeli İl Başkanı İbrahim Ergin, Gebze İlçe Eşbaşkanı Damla Bağcı ve Darıca Eşbaşkanı Hasan Gökçe’nin de aralarında bulunduğu 19 kişi gözaltına alındı. Arbede sırasında 6 polis ile 4 HDP’linin yaralandığı öğrenildi. l İSTANBUL ve Anlı’nın “örgüt üyeliği”, Ayla Akat Ata’nın ise “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla tutuklandığı belirtildi. ‘Halk iradesine saldırı’ HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken tutuklamalara karşı tepkisini, “Mesele Akad, Anlı ve Kışanak’ın tutuklanması değil, bir halkın onuruna, haysiyetine, iradesine saldırı meselesidi. Kürt halkının onuruna, hay siyetine, iradesine bugüne kadar her kim saldırmışsa, tarih önünde mücadelenin direngenliği ile mutlaka kaybetmiştir” ifadeleriyle dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ayla Akat tutuklanmış. Kürt meselesinde aynı yanlış yine yargı eliyle yapılıyor. Yanlış üstüne yanlış. Kürt meselesinde, ‘Biz konuşulacak son kuşağız’ diyen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı da tutuklandı” ifadelerini kullandı. ‘Başa döndük’ CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, “Başa döndük” yorumunu yaparken, CHP İstanbul Milletvekili Efkan Bolaç ise “Seçilmişlere darbeye kalkışıldı’ diyerek ortalığı yıkan AKP, Kürt halkının seçilmişlerini kendisiyle eşit görmüyor” dedi. l DİYARBAKIR ‘Biat etmeyeni terörist ilan ediyorlar’ Demirtaş, ‘Gün bugündür. Gidişatın tehlikesini görenler seslerini çıkarmalı’ dedi MAHMUT ORAL HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Devlet artık bir Hitler faşizmi devletidir. Erdoğan tek lider olarak ‘Türkiye’yi ben yöneteceğim’ diyor” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’nın karşı karşıya kaldığı durumu protesto etmek için Diyarbakır’da başlatılan eylemler sürüyor. Büyükşehir belediyesi önündeki Lise Caddesi’nde yapılan eyleme HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, milletvekilleri, belediye başkanları, HDP ve DBP yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Burada bir konuşma yapan Demirtaş, belediye başkanları ve milletvekillerinin sorgulanamaz olmadığını ancak adil bir yargılama yapılmadığını söyledi. Türkiye’nin ayağa kalkması, yaşananlara ses çıkarması gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Türkiye’de kâbus gibi her kesin hayatına çökmüş durumda. AKP’ye biat etmeyen, ‘padişahımsın’ demeyen herkes terörist ilan edilmiş durumda. Bunun adına ‘demokrasi’ diyorlar. Şimdi artık Türkiye’nin ayağa kalkması lazım. Adaletten yana olan herkesin bugün uzatılan eli tutmazsak yarın tepelerine binmiş Hitler faşizminin katliamı ile yüz yüze kalınca ah vah etmek için geç olacak. Gün bugündür. Bu gidişatın tehlikesini görenler sesini çıkarmalı” diye konuştu. HDP’nin kapatılabileceğini be lirten Demirtaş, “HDP’ye saldırarak önümüzdeki seçimlerde bizim irademizi kırmaya çalışıyorlar. Partiyi kapatmaya doğru gidecekler. Bu karanlıkta tek aydınlığı saçanlar bir tek biz olduğumuz için üzerimize barbarca gelmeye çalışıyorlar. Biz buna karşı direneceğiz” dedi. Kapatılan basın kuruluşlarına değinen Demirtaş, “Muhalif özgür basın kapatıldı. Sadece TRT kaldı. Erdoğan’ın her öksürüğünü verecek bir kanal kaldı” diye konuştu. l DİYARBAKIR Cumhuriyetin sonunda ölüm dansı En zor zamanlardır bunlar; bir düzen yıkılmış ve fakat yenisi henüz tam manası ile inşa edilmemiş. Kimse ne yapacağını bilemez, hayaletler gibidir. Dünkü Cumhuriyet Bayramı bu ortamı bir kez daha gözler önüne serdi. Cumhuriyetçi azınlık, mezardan ıslık çalarak geçti, yapacakları pek bir şey yoktu, binlercesi eski düzeni yad edercesine sokaktaydı, ama tablo hüzünlüydü. Korkudan olsa gerek, medya sokaklara dökülenleri haber bile yapamadı, bir iki zeybek görüntüsü ile savuşturdu. Diğerleri, yani yeni rejimin kurucuları da iki arada bir derede kaldı. Anıtkabir ziyareti gibi ‘eski âdetler’den henüz vazgeçilememişti, mecburen gidildi. Oysa o eski Türkiye’nin bir âdeti idi, dahası Cumhuriyet’in kuruluşu bu kesimler için hiç de kutlanacak bir şey değildi, onların nezdinde Cumhuriyet idaresi halifeliği kaldırmış, ‘milleti dinden uzaklaştırmak’ için elinden geleni yapmış bir beşinci kol hareketi idi, o kadar. Hiç kuşkunuz olmasın, zamanı gelince ders kitaplarında bunu okutacaklar ve o zaman artık çok yakın. Yeni Türkiye’nin miladı; 15 Temmuz darbe girişiminin mağlup edilmesi ve ardından hızla yeni rejimin inşası sürecinin başlangıcı; şehitler bayramı. Darbeye karşı direnmeye, şehitlere sözümüz yok, ama bunun meşruiyeti üzerine kurgulanan düzenin ne kadar ürkütücü olduğunu başından görüyoruz. Nitekim, eski düzenin cenaze merasimi havasında geçen Cumhuriyet Bayramı gecesi idam cezasının geri gelmesi vaadi ve iki KHK ile taçlanmış vaziyette. Artık rektör seçimi olmayacak, yine medya kuruluşları kapatılacak, akademisyenler işten atılacak, yeni rejim inşası soluksuz devam edecek. Zaten büyük ölçüde seçilenler değil, atananlar rektör oluyordu, o bile kesmedi. Zaten büyük bir tasfiye devam ediyor, ama belli ki ucu bucağı olmayacak, korku dağları bekleyecek, kimsede gık diyecek mecal kalmayacak. Lider lik, yani tüm gücün tek adamın elinde toplanması çerçevesinde tanımlanan yeni yeni rejimin işaret taşları çoktan döşenmiş vaziyette. Gerekçesi de hazır; “ülkemiz her türden tehdit altındayken, çokseslilik bizi zayıflatır, en iyisi güçlü lider etrafında bütünleşmek, kaskatı bir betona dönüşmek.” Kürt meselesinde ‘çözüm süreci’ni ise artık rüyalarımızda bile göremeyeceğiz, zaten artık barışçı çözüm istemek de neredeyse katolog suçu. Belediyelere kayyım atanması tasarrufu, Kürt siyasetinin istikametini en açık şekilde gözler önüne serdi, en son Diyarbakır Belediyesi eşbaşkanları gözaltına alındı, sıkıysa “Ne oluyor bu ülkede, Kürt meselesi böyle çözülmez, olsa olsa daha sarpa sarar” deyin de terör suçundan hapsi boylayın. Dahası, bilhassa hendek siyasetinden sonra, Kürtleri temsil edenlerin de ne yapmak istediklerini anlamak da mümkün değil. “Barış süreci demokratikleşme zemininde ilerlemiyor” dediğimizde, en çok onlardan azar işitmiştik, yaptıkları, daha doğrusu önderliklerinin izlediği ‘yüksek siyaset’e o kadar güveniyorlardı ki, Dolmabahçe tiyatrosuna o kadar bel bağlamışlardı ki, süreci eleştiren Türk entelektüelleri, neredeyse barışın önünde engel görülmeye başlanmıştı. Sonuç ortada. Bu arada, Kemalistler, “Biz size demedik mi” havasında, hâlâ olan biteni memleketin demokratlarından biliyor. Ne dediniz Allah aşkına? Derde deva olacak ne dediniz? Eski statükoya toz kondurmadan savunmak, Cumhuriyet devrinin sonunu hazırlayan en büyük amildi, anlamadınız. Bir türlü anlamak istemiyorsunuz ama, eski düzen çok da matah değildi, dindarı dışlıyordu, Kürt’ü tanımayı reddediyordu, bireysel özgürlükleri muzır sayıyordu. Eski düzen, demokratlaşamadığı için çöktü, şimdi yerine korkunç bir baskı rejiminin inşa edilmesi, bu gerçeği değiştirmez. İstediğiniz kadar zeybek oynayabilirsiniz, ama o artık bir ölüm dansı. Sivas katliamından ‘Saadet’in başına Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı olan Kara mollaoğlu, Sivas katliamı sırasında katliamcıla ra ‘Gazanız mübarek olsun’ diye seslenmişti. Saadet Partisi’nin (SP) 6. Olağan Büyük Kurultayı’nda, 2 Temmuz 1993’te, aydınların kaldığı Madımak Oteli’nin yobazlar tarafından ateşe verilmesi sırasında, kitleyi “Gazanız mübarek olsun” diyerek kışkırtan eski Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, genel başkan seçildi. Mollaoğlu konuşmasında, “Sivas da bizim Başbağlar da...” diyerek, ‘kendisini aklamaya’ çalıştı. SP’nin 6. Olağan Büyük Kongresi dün, Atatürk Spor Salonu’nda, “Yeni Hamle” vizyonu ile gerçekleştirildi. SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, kurultay salonuna tek genel başkan adayı olan eski Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu ile geldi. SP Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyeleri kurultaya tam kadro katıldı. Kurultayda ilk konuşmayı yapan Kamalak, “Davaya koltuk ile değil, yü rek ile bağlı olduklarını” söyleyen Kamalak, “Birileri Türkçe olimpiyatlarında FETÖ’ye övgüler dizerken, birileri devleti parsel parsel peşkeş çekip, paralel yapıyı 10 yılda 15 kat büyütürken heyhat onlar değil ama biz paralelci olduk” dedi. Karamollaoğlu ise “Milli Görüş öyle basit bir kelime değil. Milli kesinlikle kavmiyetçilik değildir. Bu anlayış bir inanç, bir şuur ifadesidir. Sakın size benzeyen bazı insanları görüp de onlara inanmayın. Aynı safta namaz kılarlar ama idealleri bizimle örtüşmez” diye konuştu. Karamollaoğlu’nun Sivas katliamına ilişkin şu sözleri ise dikkat çekti: “Şunu herkes bilsin ki, Madımak da bizim acımızdır, Başbağlar da bizim acımızdır, Roboski de bizim acımızdır. Biz bir milletiz.” l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle