Katalog

Cumartesi 29 Ekim 2016 8 Soğandan dava çıktı Gazetemiz muhabiri Canan Coşkun hakkında, Şanlıurfa Başsavcılığı’nın IŞİD’e soğan kamuflajıyla patlayıcı taşınması ile ilgili iddianamesini haberleştirdiği gerekçesiyle “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçundan dava açıldı. İddianamenin, Coşkun savcıya ifade verdikten bir saat sonra mahkemeye gönderilmesi dikkat çekti. İddianame kabul edilirse, muhabirimiz TCK’nin 301. maddesinden yargılanacak. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Ekim 2015’te, 9 şüphelinin IŞİD’e soğan kamuflajıyla infilaklı fitil taşıdığını belirten iddianame düzenlemişti. Dosyanın sanıklarından Doğan Güneş mahkemeye sunduğu dilekçede, birlikte yargılandığı Üsteğmen Ahmet Yasin Güneş’in MİT’e çalıştığını ileri sürmüştü. Dava dosyasını “Soğandan da MİT çıktı” başlığıyla haberleştiren muhabirimiz Coşkun, dün basın savcısı Murat İnam’a ifade verdi. Coşkun, Güneş’in verdiği dilekçeyi haberleştirdiğini belirterek, “Yorum katmadım. Hiçbir kamu görevlisine hakaret etmedim. Haberin yapıldığı tarihlerde MİT’in faaliyetleri tartışıldığından bu konuyu kamu yararı gördüğüm için haberleştirdim” dedi. Jet iddianame Coşkun, saat 11.30 sıralarında savcının karşısındaydı. İfadenin ardından, saat 12.40’ta, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığına dair bilgilendirme mesajı geldi. İddianamede, Coşkun’a yöneltilen suça ilişkin bir tespit yer almadı. Bir saat içinde mahkemeye gönderilen iddianamede, “Soğandan da MİT çıktı” başlığının devletin emniyet teşkilatından olan Milli İstihbarat Teşkilatı’nı küçük düşürücü ifade olduğu savunuldu. Bu suçun soruşturma iznine tabi olduğu belirtilerek, Adalet Bakanlığı’nın 28 Eylül’de soruşturma izni verdiği, Coşkun’un da böylelikle üzerine atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı iddia edildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet IŞİD’e soğan kamuflajında patlayıcı taşınmasıyla ilgili iddianameyi haberleştiren muhabirimiz Canan Coşkun hakkında dava açıldı Uzman çavuş Polat Özbek’in cenazesi Kocaeli (üstte), uzman çavuş Adnan Uluışık’ın cenazesi ise Samsun’da gözyaşları arasında toprağa verildi. Şehitleri on binler uğurladı ‘PKK’nin üst düzey yöneticisi elimizde’ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Elimizde PKK’nin önemli düzeyde ki yöneticilerinden birisi var” dedi. Soylu, Trabzon Hamamizade İh sanbey Kültür Merkezi’nde 15 Tem muz şehitleri anma programına ka tıldı. Burada konuşan Soylu, “Burada belki de Türkiye’nin ilk kez duya cağı bir gerçeği ifade et mek istiyorum. Elimizde PKK’nin önemli düzeyde ki yöneticilerinden birisi var ve 14 Temmuz gece Soylu si telsizlerden gelen mesajda, yaklaşık 1 ay hiç bir eylem yapmayacakları yönünde kendilerine talimat verildiğini söylü yor. Ta ki, 15 Temmuz’dan sonra yeni bir talimat gelene kadar. Türkiye’nin hangi oyunlarla karşılaştığını hepimiz biliyoruz” ifadelerini kullandı. Diyarbakır, Hakkâri, Bingöl ve Siirt’te şehit olan 4 asker ve 1 korucu ile Siirt’te yıldırım düşmesi sonucu şehit olan bir asker dün son yolculuklarına uğurlandı. KOCAELİ: Diyarbakır’ın Hani ilçesinde şehit Uzman Çavuş Ali Polat Özbek için Gebze’de düzenlenen törene 10 bin kişi katıldı. 2 aylık eşi Zeynep Özbek, “Ne olur gel. Bizi bırakma Ali” diye feryat etti. SAMSUN: Hani’de şehit düşen Uzman Çavuş Adnan Uluışık için Vezirköprü’de düzenlenen tönene 20 bin kişi katıldı. Şehidin kredi çekerek yaptırdığı 2 katlı taş ve kerpiç eve ailesinin nisan ayında taşındığı öğrenildi. OSMANİYE: Çukurca’da şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ahmet Yılmaz için düzenlenen törene 5 bin kişi katıldı. Şehidin 3 yaşında Ecrin adında kızı olduğu öğrenildi. YOZGAT: Tunceli’nin Pülü mür ilçesinde şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Lokman Dargın için Boğazlıyan’da tören düzenlendi. Seva Dargın oğlu için Kürtçe “Kurban olurum sana” diye ağıtlar yaktı. BATMAN: Siirt’te şehit olan geçici köy korucusu Kadri Yıldız için Gercüş’te tören düzenlendi. Teröre lanet okuyan şehit eşi Dilan Yıldız, 6 çocuğuna sarılarak teselli aradı. DİYARBAKIR: Siirt’in kurtalan ilçesinde nöbet kulübesine yıldırım düşmesi sonucu şehit olan Er Fuat Kınay, Çınar ilçesinde toprağa verildi. l Yurt Haberleri Hamile kadın yaralı Şırnak merkez İkizce Karakolu’na bağlı Toptepe Köyü yakınlarındaki köy korucularının kontrol noktasına PKK’liler tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Köyde yaşayan hamile bir kadın ağır yaralandı. haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ “cumhuriyet”likleri bu bi leşenlerden yoksun ol dukları için küçümseme hatta alay konusu... HHH Bugün 93 yaşına ba san Türkiye Cumhuriye ti için “genç bir cumhuri Cumhuriyet vaaaar, yet” demek hiç de yanlış değil. Gençliğin getirdiği kusurları, eksikleri var. Cumhuriyet var!.. Ancak 93 yıllık serüvenine bakıldığında alınan Çin bir cumhuriyet. Hem de halk(!) cumhuriyeti. Komünist Partisi’nin mutlak iktidarında ve ülkede kapitalizmin en acımasız, en vahşi, en denetimsiz, en arkaik biçimi egemen. Kuzey Kore de bir cumhuriyet. Adı çok firaklı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, iktidarın baba Kim Jonkil’den oğul Kim Jongun’a geçtiği bir hanedan cumhuriyeti. Iran bir cumhuriyet; Iran Islam Cumhuriyeti. Seçime katılacakları mollalardan oluşan din kurulunun seçtiği, sonra kabul edilen adaylardan birinin seçildiği bir “cumhuriyet”. Mısır bir cumhuriyettir; Mısır Arap Cumhuriyeti. Nüfusun yüzde 9’u Kopt’tur (Kıpti) ama olsun, “Arap Cumhuriyeti”. Libya bir cumhuriyet idi. Kralı devirip iktidara geçen Kaddafi’nin değişmez, “değişmesi teklif bile edilemez” liderliğinde bir cumhuriyet. Yani cumhuriyet vaaaaar, cumhuriyet var!.. HHH Cumhuriyet 1789 Büyük Fransız Devrimi ile yaşıt. Soylular (aristokrasi) sınıfının siyasal egemenliğine son veren burjuvazinin kurduğu rejim. 1848 Devrimleri ile bütün Avrupa’ya yayıldı. Ardından dalga dalga dünyaya yayıldı. Kral, padişah, emir, imam, çar, hakan gibilerin siyasal terminolojide “mutlakiyet” diye adlandırılan iktidarlarına büyük ölçüde son verdi. Cumhuriyet yerine “meşrutiyet”i benimseyen ülkelerde krallar filan var. Ama onlar artık birer “operet kralı”ndan ibaret. HHH 200 yaşını çoktan doldurmuş Cumhuriyet kavramı günümüze kadar yeni bileşenlerle zen yol küçümsenemez. Hatırlayalım: Tek par ti iktidarından “gizli oy açık sayım” esasına dayanan seçim sistemine geçildi. Darbelerle kesintiye uğradı ama varlığını yine de ve pekişerek koruyor. 1930’da başlayıp 1934’te anayasal güvenceye kavuşan kadınlara oy hakkı ve kadının eşit haklı yurttaşlığı Cumhuriyetin övünülesi kazanımlarından biri. Iktidarların seçimle değişebileceği halkın bilincinde kök saldı. Darbelere rağmen bu böyle. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti’nin eksiklerinin cesaretle dillendirildiği bir demokrasi bilinci de kitlesellik kazandı. Mesela “yurttaş”ın etnik bir kimlik üstünden tanımlanmasına itirazlar gitgide yaygınlaşıyor. “Canım devletin adı Türkiye Cumhuriyeti. Türk Cumhuriyeti denmemiş ki. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan herkes ister Türk, ister Kürt, ister Arap, Rum, Ermeni, Süryani olsun Türk’tür. Ne var bunda” yollu çocuksu, temelsiz savunular gitgide sadece alay konusu olmaya başladı. HHH Türkiye Cumhuriyeti’nin 93. yılında bugün gelinen aşamadaki eksiklerden önce bugüne kadar alınan yola bakmak çok daha anlamlı ve önemli. Çünkü... Çünkü bugün Cumhuriyet ciddi bir tehlike altında. Şeriat özlemleri, yayılmacı dış politika çizgisi, “yeni Osmanlıcılık” denen zırva ama tehlikeli yönelimler, Cumhur’un egemenliğinden “tek adam” egemenliğe geçme hesabının hastalıklı bir tutkuya dönüşmüşlüğü kusur ve eksiklik saymaktan çok daha büyük bir öncelik kazandı. Sadece adı Cumhuriyet olan, demokrasi ve özgürlük bileşenleri yok edilmiş bir cumhu ginleşti, derinleşti. Demokrasi ve riyete razı olmamız isteniyor. özgürlük artık çağdaş cumhuri O yüzden bugün “Çağdaş bir yetlerin olmazsa olmazı yani bile Cumhuriyeti savunmak” bir şeni. Demokrasiden ve özgürlük yurttaşlık ödevine dönüştü. Erte lerden uzak “cumhuriyet”ler artık lenemez, savsaklanamaz bir yurt sahici cumhuriyetten sayılmıyor; taşlık ödevine... Cumhuriyet eşitlik, eşitlik de birlik getirir. Eşitlik ve birlik içinde yaşadığımız nice 93 yıllara... 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun C MY B