22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 29 Ekim 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU Ata’nın ışığında sonsuza dek 19 El ele tutuşmalı,Cumhuriyet ilan edildiğinde 2 yaşında olan Prof. Dr. Nermin Abadan Unat: bir arada yaşamalıyız “Eğitim politikamız çok önemli. İnsanların kutuplaşan bir şekilde yetiştirilmesinden ürküyorum. ‘Dindar ve kindar nesil yetiştirmek istiyoruz’ diyorlar. Herkesi olduğu gibi kabul edip bir arada yaşamalıyız. Demokrasi, zaten buna ihtiyaç duyuyor. ” Cumhuriyet ilan edildiğinde 2 yaşında olan, Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, 95 gesinde tanışıyor ve 2 yıl sonra Viyana’da evleniyorlar. Büyükkannemler Boşnak. Babamın ya yaşında bir Cumhuriyet kadını. bancı bir hanımla evlendiğini bil Yazar, çevirmen, hukukçu, sosyo miyorlar, cesaret edip kendisi de log, siyaset bilimci ve iletişim bi söyleyememiş. Babam bir gün de limcisi... Hayatını Atatürk ilke ve deme ve babaaanneme bir fotoğ inkılaplarına adamış, kadın hak raf göstermiş. ları savunucusu, 6 yaşlarında bir kız çocuğu, be aydın bir bilim in yaz manto var ve şapkalı. Baba sanı. İlerlemiş ya annem bir bakmış ‘Bu gâvur ço şına karşın çalış cuk kimin’ demiş. ‘Bu senin toru malarını sürdü nun’ demişler. ‘O zaman gelsin’ SİBEL BAHÇETEPE rüyor, yeni bir kitap üzerinde çalışıyor. İngilizce, Fran sızca, Almanca, Macarca biliyor. demiş. Babam apar topar bizi alıp İstanbul’a ilk o zaman getirmiş.” ‘Hiç Türkçe bilmiyordum’ Cumhuriyet’in 93. yılında, özellik 19271931 yılları arasında Teş le eğitim alanında yapılanlara dik vikiye Camisi’nin karşısındaki bir kat çekerek, “Atatürk reformları apartmanın en üst katına taşın nın içinde en büyük ve en önemli dıklarını ve İstanbul’la bu şekil yeri olan laikliği sulandırdık, ha de tanıştıklarını söyleyen Unat, fiflettik” diyor. Son yıllarda gide annesinin kendisini okula gön rek artan beyin göçüne de vurgu dermediğini, İsviçre’den özel öğ yapıyor Prof. Unat: retmen getirdiğini, evde ders “Cumhuriyet ilan edildiğinde, ler aldıklarını anlatıyor. Unat, Türkiye’deki kızlıerkekli ve pa “Her gün pencereden bakardım, rasız eğitim konuşulurdu. De okula giden çocukları gördük ğil Türkiye’den yabancı ülke çü üzülürdüm. Türkçe de bilme ye gitmek, yabancı ülkedekiler diğim için çok arkadaşım yoktu. Türkiye’ye dönerdi. Şimdi beyin İki arkadaşım vardı. Biri Muhtar göçü çok fazla.” Kent’in, diğeri de Zeynep Oral’ın ‘14 yaşında geldi’ annesi. Sonra, aniden babam öldü. Annem de Macaristan’da bi 1921 yılında Viyana’da dünya rinci eşinden benden 14 yaş bü ya gelen ve “Hocaların Hocası” ola yük olan bir kızının yanına taşın rak bilinen Prof. Nermin Abadan ma kararı aldı ve oraya gittik” di Unat’ın yaşa ye konuşuyor. mı bilim ile iç İstanbul’un içe... 14 yaşın ardından dayken, tek ke Budapeşte’ye ta lime bilmeden şındıklarını söy Macaristan’dan leyen Unat, bu trene binerek rada yatılı bir Türkiye’ye ge okula yazdırı len Unat’ın bu lıyor. Almanca rada başlayan ve Fransızca bi hikâyesi, İzmir len Unat, bura Kız Lisesi, İstan da İngilizce ve bul Üniversite Macarcada öğre si Hukuk Fakül niyor. Bir süre tesi ardından sonra annesi ar 6 yıl Ulus Ga tık kızını tek ba zetesi ve Fulbright bursu ile ABD Minnesota Nermin Abadan Unat 1 yaşında Avusturya’da sayfiyede. şına okutamayacağını ve çalışması gerektiğini Üniversitesi’nde söylüyor. Unat, lisans üstü eğitim ile devam etti. İzmir’deki amcasına mektuplar 1953 yılında Ankara Siyasal Bilgi yazarak durumunu anlatıyor ve ler Fakültesi’ne ilk kadın asistan Türkiye’ye gelme kararı alıyor. olarak atanan Unat, 1958’de do Unat, o günleri de şöyle anlatıyor: çent, 1966’da ise profesör oldu, Si “Avrupa’daki dergilerde yasal Davranış Kürsüsü4nü kurdu. Türkiye’nin parlayan yıldız oldu Çeşitli üniversitelerde konuk pro ğu, kızerkek birlikte ve ücretsiz fesör olarak bulunan Unat’ın çok eğitim aldığı yazılırdı. Türkiye’ye sayıda kitabı var. dönmek istedim. Mektuplar yaz Avrupa Konseyi Kadın Er dım ancak yanıt alamadım. Buda kek Eşitlik Komisyonu’nda baş peşte’deki Türk Büyükelçiliği’ne kan yardımcılığı dahil çeşitli der gittim. Büyükelçi Behiç Erkin’in neklerde de yöneticilik yapan yanına gittim. Durumumu anlat Prof. Unat, 19781980 yılları ara tım. ‘Bir resim getir, salı günü gel, sında kontenjan senatörü olarak gideceksin’ dedi. Eve geldim, an TBMM’ye girdi. Boğaziçi ve İstan neme dedim ki ‘Ben Türkiye’ye bul Üniversitesi’nde Kadın Araştır gidiyorum.’ ‘Nasıl gidersin’ de maları Merkezi’nde de dersler ve di. Baştan istemediler ama ben ren Prof. Nermin Abadan Unat ile büyükelçinin dediği gibi salı gü Etiler’deki evinde bir araya geldik. nü yeniden yanına gittim. Büyü 4 dil biliyor kelçi bana 3. mevki bir tren bileti ve restorandta yemek yemem Evinde günün büyük bölümünü çalışma odasında geçiren Prof. Unat, eşi rahmetli Yavuz Unat’ın kitabını tamamlayacağını anlatarak konuşmasına başlıyor. “Kitabın adı ‘Kırım’dan Gelen Aydın’ olacak. Derleme olacak, bunu bitirmeye çalışıyorum” diyen Unat, kitaplığındaki eserleri göstererek “Bu kitapların çoğunda benimle ilgili yazılanlar var” diyor. Sonra da beyaz mantolu, şapkalı çocukluk fotoğrafını gösteriyor ve ekliyor: “Babam, amcamla birlikte İzmir’de incir, üzüm, fındık ticareti yapan işadamı. Hamburg’da da büro da açmış. Annem ile Çekoslovakya’da bir kaplıca böl için kupon verdi. 5 Kasım 1936... Cuma günü İstanbul’a doğru yola çıktım. İstanbul’a geldim. Fransızca bilen Türk polisi bana eşlik etti ve küçük bavulumu da alarak beni Karaköy’den kalkan İzmir vapuruna bindirdi, kaptana emanet etti. Oradan da İzmir’e doğru yola çıktık. Amcam İzmir’de Atatürk’ün konağının iki ötesinde oturuyormuş. Bir atlı araba buldum, bindim. Eve gittim, kapıyı benim yaşlarımda bir genç açtı. ‘Ben de Perizat’ dedi, amcamın kızıydı... Fransızca biliyordu. Üst kata çıktık, yengem beni görünce şaşırdı. Bir süre sonra da uzaktan akrabam olan Şefika ha lamda kaldım. İzmir Kız Lisesi’ne gittim. Ardından İstanbul Hukuk Fakültesi’ne yazıldım. Ulus gazetesinde çalıştım. Sonra da Yavuz Unat ile evlendim. Doktoraya başladım sonra burs ile ABD’ye gittim, döndüm mülkiyeye girdim. Hiç kadının olmadığı bir fakültede ilk kadın asistan, ilk kadın doçent, ilk kadın profesör oldum. 22 yıl Boğaziçi Üniversitesi’nde yarı zamanlı ders verdim.” Bu hikâyede en acıklı taraf Unat’ın annesini bir daha hiç görememesi olmuş. Kız kardeşini ise 20 yıl sonra görmüş... 95 yıllık yaşamı boyunca hep çalışan Unat, gençlere de “Türkiye’ye yararlı olmalıyız. En faydalı nasıl olur ona bakmalıyız” mesajı veriyor. “Şimdi Cumhuriyetin asıl bekçileri olan gençler maalesef Türkiye’den kaçmak istiyor, bu beni üzüyor” diyen Unat, “Eskiden kaçmak şöyle dursun, Türkiye’ye geliyorlardı. Günümüzde beyin göçü çok vahim. Türkiye’nin bilimsel yarışta en sonda kalmamasını istiyorum. Bizim son derece nitelikli, önemli, elit bir gençliğimiz” diyor. Unat, 2. Dünya Savaşı sonrası dünyada yeni bir dönemin başladığını anımsatarak “Ülkemizde de demokrasi denemeleri bu dönemden sonra başlıyor. 1960’a kadar sürüyor. 60 sonrası da darbelerle süregelen bir dönem yaşıyoruz. Bana öyle geliyor ki biz Demokrat Parti döneminde takılı kaldık. Darbeler yüzünden bir türlü ilerleyemedik. Bütün darbeler sonrası, her seferinde arabayı tekrar yola koymak için çaba sarf ettik” değerlendirmesini yapıyor. ‘Birbirimizi anlamalıyız’ Eğitim politikalarının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Unat, insanların kutuplaşan bir şekilde yetiştirilmesinden ürktüğünü belirtiyor. “Bir kısım kamu hayatında yetkili kişiler ‘biz dindar ve kindar nesil yetiştirmek istiyoruz’ diyor. Benim dindarlığa hiçbir itirazım yok ama kindarlığa çok itirazım var” diyen Unat, “Çünkü biz dünyada ancak birbirimizle iyi anlaşır ve iyi geçinirsek yaşayabileceğiz. Kutuplaşma yerine yaklaşma ve birbirimizi anlamanın çok gerektiğini düşünüyorum. Demokrasi de zaten ona ihtiyaç duyuyor. Herkesi olduğu gibi kabul etmek ve bir arada yaşamaya çalışmak” diyor. Son 3040 yılda kutuplaşmanın arttığını vurgulayan Unat, özellikle kadın erkek eşitsizliğinin de belirgin hale geldiğini dile getiriyor. TÜİK verilerini anımsatan Unat, “Halen 2.6 milyon kişi okur yazar değil. Bunun 2.2 milyonu kadın” diyen Unat, çocuk gelinlerin de arttığını, bunlara üzüldüğünü ifade ediyor. Unat, son olarak şu mesajı veriyor: “Biz ele ele tutuşmalıyız. Farklılık gözetmemeliyiz.” ‘Vicdan özgürlüğüne saygı göstermeliyiz’ Günümüzde iletişim araçlarının hızı ve ulaşım araçlarının ucuzluğu nedeniyle her şeyin değiştiğini de söyleyen Unat, robotların da söz sahibi olacağı bir dünyaya doğru gidişin olduğunu anlatıyor. “Biz demokrasiye geçerken Atatürk reformlarının içinde en büyük ve en önemli yeri olan laikliği giderek sulandırdık, hafiflettik” diyen Unat, televizyon ve sosyal medyanın insanları çok fazla yönlendirdiğini söylüyor. Prof. Unat, şöyle devam ediyor: “Cumhuriyet demek vatandaşların kararı ile yönünü tayin eden toplum demektir. Günümüzde iletişim araçlarıyla, görsel izlenimler ile karar veren geniş seçmen kitlesi görüyoruz. Televizyonda gördüğü şahsiyetleri, onların düşüncelerini incelemeden, analiz etmeden, derhal kabul eden... Cumhuriyet kurulduğu zaman Atatürk Cumhuriyet’i gençliğe emanet etmişti. Bugün çok güçlü, birikimli fakat etkili olamayan gençlik var. Gelişmiş, ilerlemiş bir üke olmak için insan haklarını, çeşitli hürriyetleri ne kadar önemsememiz gerekirse gereksin, vicdan özgürlüğüne de saygı göstereceğiz. Değişik inançları anlamak için eğitim sisteminde laik düşünceyi benimsemeliyiz. Biz burada kaldık. Büyük gecikmeyi nasıl atlatacağız bilmiyorum. Atatürk’ün düşündüğü Cumhuriyet böyle bir Cumhuriyet değil.” Atatürk Cumhuriyetinin 93. yılını kutluyoruz. KoopC Yönetim Kurulu C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle