Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cuma 28 Ekim 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Cephe üstüne cephe haber 11 Erdoğan, Obama ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Cerablus’tan sonraki hedefleri açıkladı: El Bab’ı DAEŞ terk edecek, ondan sonra Mınbiç ve Rakka’ya yöneleceğiz Fırat Kalkanı Operasyonu ile sınır ötesi operasyona başlayan Türkiye, Suriye ve Irak’ta cephe genişletmekte kararlı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “El Bab’ı DAEŞ terk edecek, ondan sonra Mınbiç ve Rakka’ya yöneleceğiz” dedi. ABD, Rakka operasyonunun YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılacağını açıklarken Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı telefon görüşmesinde “PYD/ YPG’ye ihtiyacınız yok, gelin Rakka’dan DAEŞ’i beraber atalım” dedi. Erdoğan ve Obama arasındaki telefon görüşmesinin ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Obama’nın, yerel Suriyeli güçlerin IŞİD ile mücadelesini takdirle karşıladığı belirtilerek “Başkan Obama, söz konusu başarının devamını sağlamak ve Suriye’de IŞİD’e kesintisiz baskı uygulayarak ABD, Türkiye ve diğer ülkelere yönelik tehditleri azaltmak amacıyla ABD ile Türkiye arasında yakın koordinasyona ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştır” denildi. Görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada ise “DAEŞ ile mücadele konusunda önümüzdeki aşamaların nasıl olacağınının ele alındığı” belirtildi. Erdoğan, Obama ile yaptığı telefon görüşmesini dün gazi ve şehit yakınlarını anma töreninde şu sözlerle anlattı: “Şim Türkiye’nin Rakka formülü Brüksel’deki NATO Savunma Bakanları zirvesine katılan Savunma Bakanı Fikri Işık ise Türkiye’nin Musul hava harekâtına katıldığı iddialarını dün de sürdürdü ve “Irak yönetimiyle kara harekâtı konusundaki görüşmelerimizi koalisyonla sürdürüyoruz” dedi. Işık, Rakka operasyonuna YPG yerine kendilerinin destek vereceğini açıkladı: “PYD’nin bu bölgede (Rakka’da) bir egemenlik alanı oluşturmasına ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceğiz. ABD’ye ‘SDG perdesi altında PYD’nin Rakka’ya girmesine müsaade etmeyin, biz size gerekli kuvveti hazırlarız’ dedik. Bu konuda ABD, bize destek verirse biz bunu kısa sürede tamamlayabiliriz.” ABD’nin Rakka formülü ABD’nin koalisyondaki en üst düzey komutanı olan Korgeneral Stephen Townsend ise Rakka operasyonunda verilecek mücadeleye YPG güçlerinin de katılacağını söyledi. Townsend “Türkiye bizim hiçbir yerde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile birlikte hareket etmemizi istemiyor, özellikle Rakka’da. Türkiye ile görüşmelerimiz sürüyor ve bu yolda başka adımlar atacağız. Rakka’yı bir an önce kuşatmamız çok önemli. Kısa zamanlı bir planlamada başarılı olabilecek tek güç YPG’nin büyük bölümünü oluşturduğu SDG’dir” dedi. Ancak ABD yetkilileri, Rakka kentini ele geçirecek güçlerin YPG değil Arap güçleri olacağına işaret etti. di El Bab’a yürüyoruz. Çünkü El Bab onların önemli bir merkezi. El Bab’ı da onlar terk edecekler, ondan sonra Mınbiç’e, Rakka’ya yöneleceğiz. Dün akşam Sayın Obama ile uzun uzadıya görüşmemiz oldu ve bu görüşmelerimiz ile de bu tür adımları atacağımızı kendileriyle de paylaştık. Ve şunu da söyleyeyim; PYD, YPG gibi terör örgütlerine bizim ihtiyacımız yok Rakka’da. PYD, PKK aynıdır. Biz dedik ki ‘Gelin sizle beraber Rakka’dan DEAŞ’ı atalım, bunu biz sizinle beraber hallederiz, bu gücümüz var.’ Bunlar nedir ya, basit bir terör örgütü bunların hepsi aynı. Suriye ve Irak’ta, aynen şu anda Kerkük’te, Musul’da, Tel Afer’de, Sincar’da bu mücadeleyi yine sürdüreceğiz. Niye? Sincar yeni bir Kandil olma yo lunda. Onun için biz Sincar’a müsaade edemeyiz. Çünkü orada PKK var.” Obama da devrede Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmak isteği üzerine BağdatAnkara arasında devam eden diyalog arayışları Brüksel’de ABD ve Türkiye’nin savunma bakanları arasında sürerken devreye Obama da girdi. Saray’ın, ObamaErdoğan görüşmesine dair açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Obama, Türkiye’nin DEAŞ karşıtı koalisyona katılımının uygun seviyede ve biçimde katılımı konusunda Türkiye ve Irak arasında devam eden diyalog sürecini memnuniyetle karşıladığını belirtmiştir. İki lider, Irak’ın egemenli ğini ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini teyit etmişlerdir.” Görüşmede, PKK’nin Sincar’daki varlığı da ele alındı. İki lider PKK’nin, Kuzey Irak’ta barınmasına müsaade edilmemesinde mutabık kaldı. Öte yandan Foreign Policy dergisinin web sitesinde ise Erdoğan’ın açıklamaları ile görüşmeye ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaların uyuşmadığına dikkat çekildi. Dergi, “Erdoğan, Rakka’dan evvel Mınbiç’te ABD destekli Kürtlere saldıracağı konusunda Obama’yı telefonda bilgilendirdiğini söyledi” duyurusu yaparak ekledi: “Ancak Beyaz Saray’ın telefon görüşmesiyle ilgili yazılı açıklamasında böyle bir şey yoktu.” l ANKARA / Cumhuriyet İşbirliği yapabileceğimiz noktaya varmaya çalışıyoruz ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, lisyondaki rolünü içeren temel ilkelerde bü Brüksel’de düzenlediği basın toplantı tün tarafların görüş birliğine vardıklarını söy sında, Rakka operasyonunun haftalar içinde leyen Carter, “Şimdi bunun uygulanabilirliği başlayacağını söyledi. Carter, “Güçlerimizi üzerinde çalışıyoruz. Bunları, çok profesyo pozisyonlandırıyoruz, bunun için bir planımız nelce tartışıyoruz. Askerler arasında da gö ve programımız var. Bu planı uygulayaca rüşmeler yapılıyor” dedi. ğız. Güçlerimizi, Rakka’yı IŞİD’den kurtarmak için bir araya getirmemiz ve yerleştirme Türkiye’yi vuracaktı, öldürdük miz birkaç hafta sürer” diye konuştu. Carter, IŞİD’in bütün ülkeler için tehdit oluştur “Türkiye’nin Rakka operasyonuna askeri ola duğunu söyleyen Carter, “Kısa süre ön rak katılması koalisyon için iyi olur mu” soru ce, Türkiye’de terör saldırısı planı yaptığı sunu “Türkiye ile işbirliği yapabileceğimiz bir nı bildiğimiz birini öldürdük, bu kişiyi orta noktaya varmaya çalışıyoruz. Türk ordusu ile dan kaldırdık. Bunu yaptık, yine yaparız” di Suriye’de zaten geniş çaplı olarak çalışıyo ye konuştu. Carter, söz konusu IŞİD üyesi ruz” diye yanıtladı. Musul operasyonu konu nin Irak’ta mı Suriye’de mi öldürüldüğü ko ‘Türkiye açık hedef olur’sunda,Irak’ınegemenliğiveTürkiye’ninkoa nusundabilgivermedi.lBRÜKSEL/DHA Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, önceki gün Brüksel’de devam eden zirve kapsamında ABD Savunma Bakanı Ashton Carter ve Fransa Savunma Bakanı JeanYves Le Drian’la bir araya geldi. Gazeteci Taştekin, Erdoğan’ın açıklamalarının ülkeyi savaşa çekme riskini artırdığını söyledi Gazeteci Fehim Taştekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Musul, Irak, Kerkük, Tel Afer ve Sincar’da mücadeleyi sürdüreceğiz. Sin car yeni bir Kandil olma yolunda, mü saade edemeyiz. Suriye ve Irak’ta bekamızı tehdit eden hiçbir gelişmeye ses siz kalmayacağız” şeklin deki açıklamaların ardın dan Türkiye’nin tehditkâr SİBEL BAHÇETEPE politika izlediğini söyledi. Taştekin, “Erdoğan’ın tehditvari açıklamaları Türkiye’nin bir savaşa çe kilmesi için risktir. O yüzden kıvılcım, bir başkasının yaptığı hata veya tahrik savaşa çekebilir” dedi. Taştekin’in soru larımıza verdiği yanıtlar şöyle: n Erdoğan’ın dünkü açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu her şeyi yapabileceği ya da tehditle ri hayata geçirebileceği anlamına gelmi yor. Hem içeride, hem çevresindeki du rum ile alakalı. Irak’a herhangi birşey yapamayacağını son restleşmelerle gör dük. Irak’a girmek ABD ve Irak hükü meti ile koordinasyon olmadan mümkün gözükmüyor. Bunun savaş riski var mı, evet. Böyle bir konsensus olmadan Tür kiye tek taraflı girerse açık hedef haline gelebilir. Bölgede çok sayıda silahlı grup, aktör ve uluslararası koalisyonun ortak ları var. Erdoğan bu tehditlerini sadece pazarlık gücünü arttırmak için yapıyor. KDPPKK rekabeti Sincar’da PKK’ye yakın bir Ezidi oluşumu söz konusu. Bu yeni değil, 2005’ten beri var. Orada artan oranda PKK çizgisinin Ezidiler arasında kabul gördüğünü ve KDP ile PKK arasında bir rekabet alanı olarak da Şengal’in öne çıktığını zaten biliyoruz. Bunlar yeni değil, aynı şey Kuzey Irak’ın başka yerlerinde de söz konusu. Erdoğan sadece Musul ile ilgili söz söyleyebilmek için yeni argümanlar arıyor. Bulduğu zaman da bunu kullanıyor. Bunun amacı bölgede kendi varlığını hissettirmek ve onun içinde kalmak. Türkiye hem Suriye’de hem Irak’ta fena halde oynadığı kozlarını kaybetti, yeniden bölge şekillenirken masada olamayacağını anladı, manevralar yapıyor. KÜRTLER RAKKA’DA AĞIRDAN ALIYOR n ABD, 2 hafta gibi kısa bir süre içinde Rakka operasyonunu başlatacağını söyledi. Neler söyleyebilirsiniz? ABD istiyor ama Rakka için kimin müdahale edeceği, saha unsurlarının ne olacağı konusunda planlar, projeler olgunlaşmış değil. ABD’lilerin şu an en çok güvenliği Kürtler. Kürtlerin birlikte hareket ettiği Arap unsurları. Şimdi burada ABD’nin Rojava ile ilgili siyasi bir tanıma garanti vermesi talebi söz konusu. Kürtler ‘Rakka’yı kurtarırız, sonra Araplara verir, çekiliriz, bunun karşılığında biz ne alacağız’ diyor. Bunun karşısında siyasi bir tanıma talebi söz konusu. İkincisi de Kürtler, mecbur kalmadıkça bunu istemiyorlar çünkü şu anda Türkiye’nin bir fırsat kolladığını, Rakka’ya güç kaydırması yaptıkları takdirde Rojava’nın savunmasının çok zayıflayacağını ve Türkiye destekli grup lar üzerinden karşı hamle gelebileceğini düşünüyorlar. O yüzden Rakka konusunda işi ağırdan alıyorlar. Kürtler ağırdan alırken ABD kiminle Rakka’ya girecek? Suriye ordusu şu an Rakka’ya çok yakın. Suriye ordusu da bir an önce Halep’i bitirip Rakka’ya gelmek istiyor. Onların acelesi de o. ABD seçimlerden önce bir de Rakka efsanesini doğurmak istiyor anladığım kadarıyla. Plan tek değil, Rusya da Suriye’de boş durmuyor. Onlar da ABD’nin herhangi bir hamlesinden önce Rakka’ya hamle yapmak istiyor. Bu bir at yarışına benziyor. n ABD’nin YPG ile ilgili açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD’nin özetle bazı aşiretleri harekete geçirmek, Kürtleri ikna etmek, burada en az 20 bin kişilik ordu oluşturma çabaları var, çabaları henüz olgunlaşmış değil. Tarih vermek 15 gün gibi bu kadar gerçekçi gelmiyor. ABD, Rakka operasyonu için Kürtleri ikna etmeli. Kürtler de çok istekli değil. Kürtlerin istekli olması için iki şey gerekli. Birincisi Türkiye’den gelebilecek bir müdahaleye ABD’nin direnç göstermesi. Şu an Kürtler, ABD’nin tutumundan memnun değiller. Kürtler, güven istiyorlar. Bir de siyasi tanıma önemli. Bu anlamda siyasi bir tanıma önemli, Türkiye faktörü ABD açısından caydırıcı. ABD ikili oynuyor. Ama Suriye’ye girmesi gibi bir durum şu an için koşullar itibarıyla olası gelmiyor. Irak için olası gelmiyor. Bunun için ABD’nin yeşil ışık yakması lazım, bölgede İran da var. Erdoğan’ın tehditvari açıklamaları Türkiye’nin bir savaşa çekilmesi için risktir ve riski sürekli arttırmaktadır. Savaşlar anlık olaylarla da ortaya çıkabilir. O yüzden kıvılcım bir başkasının yaptığı hata veya tahrik savaşa çekebilir. Siz eğer o savaşın bulunduğu bölgede rolünüzü, varlığınızı ve görünürlüğünüzü arttırırsanız risk artar. Bu Türkiye açısından ateş çemberi içinde durmak demektir. Erdoğan bunu çok istiyor, bu risk büyük risk. Özellikle aktörler Erdoğan kadar pervasız davransalarda daha büyük şeyler yaşanırdı. ABD’yi karşısına alır n Türkiye Afrin’e ve Mınbiç’e girer mi? Girerse ne olur? Müdahale etmek istiyor. Bunun için de fırsat kolluyor, özellikle Afrin’e küçük küçük müdahalelerde yapıyor. Ancak tam olarak bir Cerablus’a yaptığı gibi bir askeri harekât, koşullara bağlı. Daha doğrusu ABD ve Rusya’nın tutumuna... Şu koşullarda Afrin ya da başka bir yere müdahale etmesi, ne ABD’nin ne de Rusya’nın sıcak baktığı bir şey. Menbiç’e müdahale etmesi doğrudan ABD’yi karşısına alması demektir. Türkiye’nin Suriye sahasındaki harekât planı önemli ölçüde sahadaki fiilen mevcudiyetini sürdüren aktörlere bağlı. Aktörlerde Türkiye’nin oyun planının daha fazla büyümesini istemiyorlar. Menbiç operasyon açısından daha kolay bir yer. Sonuçta Menbiç’te olanlar orayı kurtardılar ve düzen kurmaya çalışıyorlar. Afrin’den farklı. Afrin’de sadece YPG yok, orada bir halk var. Bu halkın YPG ile dayanışması çok güçlü, yeni de değil, eskiden de böyleydi. PYD’nin öncesinde de PKK’nin ciddi bir halk tabanı var. Türkiye oraya müdahale ettiği taktirde YPG dışında bir halk direnişi ile karşılaşabilir. Bu önemli. Oradaki direnç Menbiç’tekinden farklı olur. Oradaki direnç, direkt Türkiye’deki Kürtlerle de alakalı birtakım hassasiyetleri tetikler. O yüzden Afrin meselesinin Kobane meselesi gibi ya da diğer kantonlardaki gibi farklı bir duyarlılık yaratacağını düşünüyorum. Bunları hesaba katmış olmaları lazım. Ruslar arabulucu n Lazkiye’de Ruslar ile Kürtler arasında anlaşma olduğu söyleniyor. Neler söyleyebilirsiniz? Ruslar, arabuluculuk yapıyorlar. Suriye yönetimi ile Kürtler arasında bir formül, çözüm önerisi getirdikleri söyleniyor. Bunu ben de teyit ettirdim, konuştuğum kişiler olduğunu söylüyor. Bir federasyon sistemi, federatif sistem içinde kantonların vs. bir statüye kavuşturulması mevzusu var. Bir de Suriye’nin adının değiştirilmesi. Suriye Arap Cumhuriyeti değil de Suriye Demokratik Cumhuriyeti gibi bir şey olması. Türkiye’nin karakterine uyan öneriler. Ruslar bunu yaparak Kürtleri ABD ekseninden tekrar Şam eksenine çekme çabası içerisindeler. Uzun müzakereler sonucunda belki netleşir. Şu an o konuda Şam’da da bir direnç var. Şam’da herkes Kürtlerin mevcut kazanımlarının hukuki statüye kavuşmasını istemiyor. O gevrek gülüş Bir kadına kıyafeti yüzünden uluorta rahatça şiddet uygulayan bir adam... Kendisini savunurken “Manevi duygularım tahrik oldu; oturuşu müstehcendi” derse; Ve bu bahane hukuk tarafından ‘hafife’ alınır; Sanık ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilirse... Bu ülkede artık hiçbir kadın güvende değil demektir. Sanığın ilk duruşmada tutuksuz olarak serbest bırakılması sonradan yeniden tutuklanması talep edilse bilebüyük bir tehlikeye işarettir. Dün şortlu, yarın askılı, öbür gün mini etekli, diğer gün göğüs dekolteli... Kadınların sokaklarda nasıl dolaşacağına kafayı takan yarım akıllı bir kalabalık bu kararla cesaretlenir. Bu kalabalık, topluma ayar çekmeyi kendine iş edinecek olduğunda, biliyoruz ki ayara şiddetle başlar. O yüzden eğer o saldırgan bu davada kolayca tahliye olur ve alabileceği en hafif cezayı alırsa, tutuklanırken yüzünde beliren ve kameralarla sabitlenen o gevrek gülüş tehlikeli bir haklılık enstrümanı olarak ülkenin kaderine yerleşir. O gülüşü hiç hafife almayın. Bir erkek bir kadını hırpalayıp sonra da öyle gevrek gevrek gülebiliyorsa; O kadın tehlikede ve o erkek tehlikeli demektir. O tehlikeli erkek, davranışının geniş kitleler tarafından onaylanacağının rahatlığıyla suçu umursamaz, yaptığından pişmanlık duymaz, kendinden utanmaz. Çünkü hukukun da gelenek ve göreneklerin de ondan yana olduğunu düşünür. “Millet ne istiyorsa bu ülkede o olur” diye kürsülerde konuşanların, millet olarak kendisini işaret ettiğine inanır. Gücünü kürsülerden alır; kürsülerdeki kabadayılıklardan nemalanır. Kendisi nasıl isterse her şeyin öyle olacağından emindir. Kadınlar kendilerine çekidüzen versinler, nefsini uyandırmasınlar diye bugün tekme atar, yarın çeker alnından vurur. Ve sonra kameralara gevrek gevrek güler. Kadınlar bu gülüşün ne anlama geldiğini iyi bilirler. Annelerinden miras bir genetik refleksle o gülüşten ürkerler. O gülüşü muhtemelen sokaktaki tacizci bir esnafta da görürler. Bindikleri otobüsün küstah şoföründe de vardır aynısı. Okuldaki densiz bir öğretmenin yüzünde de. İşyerindeki ölçüsüz patronlarında ya da bir mesai arkadaşlarında. Belki evdeki ağabeylerinde, erkek kardeşlerinde. Ve hatta babalarında bile vardır aynı gülüş. Bilirler... Bazı erkekler tanıdıkları ya da tanımadıkları kadınları ahlaki bahanelerle devamlı hırpalarlar, döver, öldürürler. Sonra da yaptıkları bir hakmış gibi, gevrek gevrek gülerler. Kadınlar bu ülkede o korkunç gülüşün gevrekliğinde dövülür, sakat kalır, ölür ya da delirirler. O yüzden otobüste şortlu bir kadına tekme atan bir erkeğin ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesine isyan etmek doğaldır; Çünkü bu ülkede özgürlükten yana olanlar artık ne iktidar tarafından neredeyse tamamen ele geçirilen hukuka güveniyorlar; Ne de hukuku tanımadığını ayan beyan ilan eden Cumhurbaşkanı’nın gazıyla her an galeyana gelmeye hazır bekleyen yüzde ellinin sağduyusuna... Fırat Kalkanı’nda 65. gün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Suriye’ye yönelik başlattığı Fırat Kalkanı Harekâtı 65. gününü geride bıraktı. TSK’nin destek verdiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üyeleri Aktarin’in güneyinde Jabal Khirbat al Kanisah yerleşim yerini kontrolüne aldı. IŞİD’e ait 94, YPG’ye ait 9 hedef karadan ve havadan vurularak imha edildi. IŞİD militanlarının Tuways’a yönelik havan saldırısında 1 Türk askerinin hafif yaralandığı, 2 ÖSO üyesinin öldüğü açıklandı. l DHA Irak ile vizeler kalktı Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakcı, Türkiye ile Irak arasında resmi pasaportlara vizeyi kaldıran anlaşmanın bugün yürürlüğe girdiğini açıkladı. Kaymakçı, değişikliğin sadece diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlar için geçerli olduğunu, Irak pasaportlarına ise etiket vize, evize ve C1 vize uygulamasının devam ettiğini belirtti. l DHA C MY B