22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 19 Ekim 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL Erdoğan’la görüşmedimGenelkurmay 2. Başkanı Dündar Darbe Komisyonu’na 15 Temmuz gecesini anlattı: haber 5 MAHMUT LICALI / SELDA GÜNEYSU TBMM Darbe Komisyonu’na bilgi veren Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ümit Dündar, 15 buradan ayrıldığını anlattı. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’le de görüştüğünü ifade eden Dündar, “Daha sonra ben bildiğiniz açıklamayı yaptım” dedi. Doğan, sorulara şu yanıtları verdi: ALA: ÖKSÜZ’Ü ADALET BAKANI’NA SORUN Komisyon, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı da dinledi. Ala şunları söyledi: Temmuz’da Cumhurbaşkanı Tay TSK’de darbe öngörülmedi mi?: Şu saat, şu tarihte şöyle bir şey olacak diye yip Erdoğan ile görüştüğü ve Açıkça böyle bir ihtimalı hiç dü bir istihbarat bilgisi gelmiş değil. Ama bun Efkan Erdoğan’ın İstanbul’a gelmesi konusunda kendisine öneri sundu şünülmüyordu, değerlendirme olarak da yoktu. lar şöyle şöyle bir şey yapabilirler diye istih Ala barat birimlerinden değerlendirmeler geli Ala, fotoğrafı ‘Herkes herkesle çektiriyor’ diye savundu. ğu yönündeki haberleri darbe giri Cumhurbaşkanı’nı darbe ak yordu. Onu munite’ten birkaç ay sonra bu Fuat Avni havuzunda kimlerin olduğu şiminin üzerinden 3 ay geçtikten şamı telefonla aradınız mı?: örgüt hükümet aleyhine bilgi toplamaya, tespit edildi mi?: Fuat Avni basit bir soru sonra milletvekillerinin soruları Böyle bir görüşmem olmadı. dinlemeler yapmaya başlamış. Yılda ortala dur, basit bir cevabı vardır. Bu bir kişi de üzerine yalanladı. Dündar, “Böyle Cumhurbaşkanı’yla ilk defa 16 bir görüşmem olmadı” dedi. Temmuz sabahı havaalanına git Komisyon darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olarak gö ORG. ÜMİT DÜNDAR tiğimde yüzyüze bilgi arz ettim. Hiçbir bakanımızla görüşmem ol rev yapan Dündar’ı dinledi. 18.15’te ordu madı. Devlet Bahçeli’ye beni sorun gibi karargâhından evine geçtiğini, ardından bir durum da söz konusu olmadı. emniyet müdüründen gelen haber üze Bu haberleri yalanladınız mı?: Hayır. rine Boğaz Köprüsü’ne doğru yola çıktı Neden?: Herhangi bir gerekçeye da ğını, Genelkurmay Başkanı ve diğer ko yanmıyor. Herhangi bir yerde bunu za mutanları aradığını ancak ulaşamadığı ten ifade edecektim. nı anlatan Dündar, köprüye vardığında Darbenin dış bağlantısı var mı?: Bu so ‘.Imzanıza sahip çıkın’ateşaçılmasıüzerinegeceyarısınadoğru ruyucevaplamayayım. ma 250 bin kişiyi dinlemişler. Dinleme kararlarının sayısı yılda 500 bine varıyor. Gençlik fotoğrafınız FETÖ’den çıktı sorusuna: Ta kaymakamlığa girdiğimiz dönemler ve o zaman herkes birbiriyle resim çektiriyor. İngiltere’de resim çektirmişiz. Resimdekilerle benim ne alakam var, yok. Adil Öksüz’ü tanıyor musunuz?: Jandarma ve emniyet bana bağlı, gözaltına alan biziz. Onu Adalet Bakanlığı’na soracaksınız. Bırakan hâkimlerle ilgili. Ben ne gördüm ne duydum ne de tanıyorum. ğil. İmamlarıyla alınıyor onların da bir kısmı içeride, bir kısmı da yakalanacak. Cihazları koyanlar tespit edildi hepsi içeride, ikisi de yurtdışına kaçmıştı. Bulgaristan’dan bunlar alındı. Avrupa’da dolaşıyorlardı. Tespit edilenler alınıyor, daha tespit edilecek.” Ala, komisyon çıkışında gazetecilere dikkat çeken bir açıklamada da bulundu. “FETÖ’cülerin PKK terör örgütüyle Kuzey Irak’ta görüştüğünü” söyleyen Ala, “FETÖ, PKK’ye Türkiye’yi kaosa sürükleme teklifini götürüyor” dedi. l ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu rejimi değiştirmek için fırsatçılık yapmakla suçladığı AKP’ye darbe girişimi sonrası imzalanan ortak bildiriyi ve anayasayı anımsattı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik “mağdur edebiyatı eleştirilerine”, “Mağdur varsa millettir” diyor. Ben de milletten söz ediyorum, Kimden söz ediyorum. Bütün mağdurlara sahip çıkacağız. Yenikapı ruhu... Yenikapı’da insanlar mağdur edilecek diye görüş birliği mi sağlandı” dedi. Darbe girişimi sonrası imzalanan ortak bildiriyi anımsatan Kılıçdaroğlu, “İmzanıza sahip çıkıyorsanız, demokratik parlamenter sisteme sahip çıkacaksınız. İmzanıza sahip çıkmıyorsanız başkaları tarafından teslim alındınız demektir” dedi. CHP lideri partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından dikkat çeken başlıklar şöyle: l Darbe fırsatçılığı: Mağduriyet var, darbe fırsatçılığı yapılıyor, farkındayız, bütün mağdurlara sahip çıkmak insani görevimiz. Bunları söyleyince üzülüyorlar. Bir insanı aile boyu açlığa mahkum etmek olamaz. l Rejimi değiştirme fırsatçılığı: Şimdi rejimi değiştirmek için fırsat kolluyorlar, bir kişinin derdine düşmüşler, ona koltuğu nasıl ikram edebiliriz diye. Cumhurbaşkanı öngörülen yemini etmiş, namus ve şeref sözü vermiştir. “Efendim fiili durum var, yasal hale getirelim.” Niye yasal hale getiriyoruz, niye anayasaya uymuyorsun diye hatırlatma ihtiyacı duymuyoruz. Bir kişinin arzusunu yerine getireceksek bu parlamentonun iradesi, imzaladığımız metin ne oluyor, bu metne bağlı kalmak namuslu, onurlu, ahlaklı olmanın birinci şartı değil midir? l Alpay ve Erdoğan’ın mektupları: Necmiye Alpay, dünya çapında bir dilbilimci. 12 Eylül askeri darbe döneminde 3 yıl Mamak’ta kaldı, her darbe sonrası yargılanan ama onurlu dikbaşlı duran birisidir. Aslı Erdoğan, bir Fransız edebiyat dergisinde, 21. yüzyılda 50 isim arasında gösteriliyor. Karşı darbe üzünden, darbe fırsatçılığı yüzünden hapishanede. Bana birer mektup gönderdiler. Çerçevelettim, makam odamda duruyorlar, bu ülkenin mazlumlarını sesi olduğu sürece hep orada kalacaklar. Bütün gazeteciler, yazarlar, çizerler serbest bırakılsın. l Başbakan konuşsun: Dış politika milli olmak zorundadır. Önce Cumhurbaşkanı konuşuyor. Aynı iktidar farklı sesler çıkarıyor. Dış politikayla ilgili hedefi Cumhurbaşkanı belirliyor. Binali Yıldırım’a çağrıyı bir kere daha yapıyorum, koltuğunuzun hakkını koruyun, başkaları yetkinize müdahale etmesin. l Kapasite yok: Musul konusunda esip gürlüyorlardı... “Asarım keserim, B, C, Z planım var”, seni plansız programsız bir yere koyarlar. Bilgi, birikim ve kapasite yok. Musul’da Türkiye’nin masanın dışında tutulması dış politikadaki en büyük yenilgilerimizden birisidir. ‘AKP ihanet etti’ Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından AKP’nin Yenikapı ruhuna ihanet ettiğini belirtti. CHP lideri “15 Temmuz’dan sonra 4 parti olarak, parlamenter sisteme ve demokrasiye sahip çıkan, darbeye direnen Meclis’i öven bir bildiriye imza attık. Şimdi bu nasıl bir ikiyüzlülüktür ki; Meclis’i, halk iradesini, parlamenter sistemi yok edecek başkanlığı bu milletin önüne getiriyorsunuz? Yenikapı ruhu, demokratik parlamenter sisteme sahip çıkma ve güçlü bir demokrasi için mücadele etmekti. AKP bu ruha ihanet ediyor!” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Kurtuluş Savaşı’na katılan kadınların isimlerini sayan Kılıçdaroğlu, her isimden sonra salondan “Burada” yanıtı aldı. ANKARA VALİSİ’NE TEPKİ: 29 Ekim’e yasağı aklından bile geçirme CHP liderinden ‘siyasi ayak’ soruları Kılıçdaroğlu darbe girişimine ilişkin 4 olay anlatarak 4 soru sordu: “Bir; 2011 Temmuz ayında Genelkurmay Başkanı ve 4 kuvvet komutanı istifa etti, Soru şu: FETÖ kumpası AKP tarafından ikrar edilen Balyoz iftirasından 14 general/ amiral ve 58 albayın tasfiyesine engel olmak isteyenlerin girişimlerini dikkate almayan yetkili makamlar kimlerdir? İki; Darbe girişiminin başındaki isimlerden Mehmet Dişli. 2011 yılında tuğgeneral olup kıta görevine gidiyor, iki yıl görev yapması lazım ama bir yılı dolunca karargâha alınıyor, özel bir daire kuruluyor kendisi için. 2015 yılında tümgeneralliğe terfi ettiriliyor, tümgeneral olarak kıtaya gönderilmesi gerekirken gönderilmiyor, yine aynı dairede kalıyor. Dişli’yi ısrarla Genelkurmay karargâhında tutan, bunun için yeni daireler ihdas eden, Genelkurmay’ın içeriden teslim alınmasına imkân veren irade hangi iradedir? Üç; 2013, 2014 ve 2015, albay rütbesinden general/amiral rütbesine terfi edilen subaylar var. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda 73 subayın 52’si. Hava’da 26’nın 15’i, Deniz’de 25’in 15’i cezaevinde. Bu 82 subayı albaylıktan generalliğe taşıyan irade hangi iradedir? Dört; 2010 YAŞ’ında Gürbüz Kaya, Halil Helvacıoğlu ve Abdullah Gavremoğlu üst rütbeye terfi edildiler, üç generalin terfisi imzalanmıyor, olay tartışma konusu oluyor kanunda değişiklik yapılıyor, 2010’da 3 generalin terfiini uygulamaya koymama konusunda bu kadar kararlı duran, 2013’te YAŞ Kanunu’nda değişiklik yapan siyasi irade, terfi ettirilen FETÖ’cü subaylar konusunda aynı hassasiyeti neden göstermemiştir?” İKLİM ÖNGEL Ankara’da valiliğin, yürüyüş, gösteri ve mitingleri 30 Kasım’a kadar yasaklama kararından önce, CHP’nin 29 Ekim için harekete geçtiği ortaya çıktı. Ankara İl Başkanı Adnan Keskin, yasaktan önce Kemal Kılıçdraoğlu’nun da katılımıyla Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e yürümek için resmi başvuruları yaptıklarını belirterek, perşembe günü de Ankara Valisi ile görüşeceklerini söyledi. Keskin, “29 Ekim’de yürümek istiyoruz. Devletin görevi bizi engellemek değil, güvenliğimiz için önlem almak olmalı” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran ise son beş yılda 13 kere milli bayramların ve 10 Kasım Anmalarının “güvenlik riski”, “şehitlerin olması” veya “ulusal yas” gibi nedenlerle iptal edildiğini söyledi. Yasaklara karşın AKP’lilerin yas ilan edilen günde dahi düğüne gittiklerinin bile görüldüğünü dile getiren Cankurtaran şöyle konuştu: “Valilik, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamayı veya Atatürk’ü anmayı yasaklamayı aklından bile geçirmemelidir.” Meclis Genel Kurulu’nda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay da, “Bu millet, 15 Temmuzda direnme hakkını kullanıp darbeyi nasıl püskürttüyse o millet 29 Ekim’de de şayet hükümet bir geri adım atmazsa o direnme hakkını âlâsıyla kullanacaktır. Bir ülkede Cumhuriyet Bayramı kutlanamıyorsa o ülkede bayrak direkten aşağı insin” dedi. Öte yandan Ankara’nın ardından Gaziantep Valiliği, 31 Ekim’e kadar kentteki her türlü etkinlik ve eylemi yasakladı. l ANKARA ‘Bahçeli’ye başkan ol’ Demirtaş, ‘başkanlık’ konusunda AKP’nin önünü açan MHP liderine ve Erdoğan’a yüklendi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, başkanlık tar lar. Burdan çağrı yapıyorum; Kardeşim Türkiye’nin bir şehrinde in tışmaları konusunda Cumhurbaş sanlık suçu işleniyor. ‘Hükümeti kanı Tayyip Erdoğan’a, “İlla bir miz yapar’ diyorsanız sizin de ca devlete başkan olacaksan, Devlet nınız cehenneme” dedi. Bahçeli’ye başkan ol, zaten peşinden ayrılmıyor. Bizden ne istiyor ‘8090 vekil biliyordu’ sun. Seçimin koşulları yok. Devle Demirtaş, darbe girişiminden tin tüm olanaklarıyla referandum 8090 kadar milletvekilinin haber çalışması yapacak, bunu engelleye dar olduğu yönündeki söylentiler cek tek kurum yok. Demokrasi so bulunduğunu belirterek, “Neden kaktadır. OHAL’i kaldırın. Diktatör açıklamıyorsunuz? Bunları şimdi lüğü sandıkla meşrulaştırmaya ça lik siyasi kriz çıkar diye açıklamı lışıyorlar” sözleriyle yüklendi. yorlar. Açıklasınlar hangileri dar ‘AKP yalanda oskarlık’ beden haberdardı, hangisi başbakan olacaktı. Hesapları erken se Demirtaş partisinin grup top çim, erken seçim yapıp aday gös lantısında konuştu. Demirtaş, Musul’da yaşanan savaşta hal Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. termeyecekler. Siyasi kriz çıkmasın diye susuyorlar” diye konuştu. kın yanında olduklarını ifade etti. taş, ancak bu söylemin Türkiye’de ge Adalet Bakanı’nın açıklamalarıy Türkiye’nin dünya genelinde IŞİD des çerli olmadığına dikkat çekti. Demirtaş, la işkenceyi savunduğunu dile getiren tekçisi olarak tanındığını söyleyen De “Musul’da asimilasyona, katliama, soy Demirtaş, “Birlikte cezaevine gidelim. mirtaş, Erdoğan’a atıf yaparak, “Sahada kırıma izin vermeyiz diyorlar. Hakkını Mahkuma soralım. İşkence var mı yok da masada da olacağız derken kaybettiği yemeyelim, AKP yalan konusunda Os mu? Eğer işkence yoksa ben cezaevi çıkı ni söylemeye çekiniyorsun” dedi. carlık” diye konuştu. Şırnak’ta insanla şında istifa edeceğim. Utanıyorum diye Hükümet yetkililerinin Musul’u Mu rın kışın yaşamak için ev talebi bulundu ceğim, işkence yokmuş diyeceğim. Eğer sulluların yönetmesi gerektiği yönün ğunu dile getiren Demirtaş, “Onu da biz sende haysiyet varsa çıkışta da sen istifa deki açıklamalarını anımsatan Demir çözme noktasına getirdik. İzin vermiyor edersin” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Muhalefet Zeminini Kim Seçer? Sınır ötesi söylemlerinin pratik amaçları üzerinde düşünmekte yarar var. Otoriterleşme, toplumu, devleti ideolojik olarak yeniden biçimlendirme çabası hız kazandı. Otoriterleşmeyi tamamlamak için sık sık “milli iradeye dayanan fiili durumun yasal duruma uymadığı, yasal çerçevenin hızla değiştirilmesi gerektiği” söyleniyor. Fiili durumun “milli iradeye” dayandığı klişesini kabul etmemiz isteniyor. Tarihin gösterdiği gibi, otoriterleşme eğilimleri her zaman “milli irade böyle istiyor, halkın iradesi bu yöndedir” demagojisine gereksinim duymuştur. HHH İki temel yanılgı bu demagojiyi sürdürülebilir kılıyor. Birincisi; halkın iradesini sandıkla sınırlamak, başka yollarla, yöntemlerle de ortaya çıkabileceğini yadsımak, ikincisi; temel hakların hiçbir zaman sorgulanamayacağı, sandıkla sınanamayacağı gerçeğini reddetmektir. Peki bu iki demagojik dayatma halka nasıl kabul ettirilecek? İktidar partisi bir ara makas açıldığı, laiklik ve demokratikleşme güç kazandığı için etkisizleşmiş olan iki akımı tekrar bir araya getirerek işi çözmek istiyor. HHH Bunun için de milliyetçi akımın parti olarak devreden çıkartılması, Türkçülüğün İslamcılıkla tıpkı 12 Eylül’de olduğu gibi birleştirilmesi planlanıyor. Bunun da 7 Haziran şokunun hemen arkasından 1 Kasım seçimlerinden sonra devreye sokulduğunu biliyoruz. Bu nedenle Kürt hareketinin siyaset dışı bırakılması planlanmış, PKK saldırılarının tırmanması da projenin hızlanmasına hizmet etmiştir. Türkİslam sentezinin temel politika olarak kabulünün önemli bir işareti de 12 Eylül döneminde Türkİslam Sentezi’nin savunucusu bir kişinin Meclis Başkanlığı’na getirilmesi olmuştur. HHH Ama besbelli bu projenin uygulanabilmesi, rejim değişikliğinin meşruiyet kazanabilmesi, geniş kesimlerin, nihayet “milli iradenin” desteğini kazanabilmesi için “Allah’ın lütfunun” yanı sıra, gerçekçi olsun olmasın fütuhatçı bir söylem gerekmiştir. Orta Asya steplerinden söz edilmesinin, oldukça geniş bir “Misakı Milli” haritası çizilmesinin nedeni budur. Bu politikanın yalnızca milliyetçi partinin tabanını değil, kendi meşruiyetlerinin devlet katında tanınması için çaba gösteren kimi “ulusalcıları” da etkilediği görülüyor. HHH Bu gelişmeye itiraz eden, halkın iradesinin başka araçlarla da kendini gösterebileceğini, göstermesi gerektiğini savunanlar birlikte mücadelenin olanaklarını, sınırlarını araştırıyorlar. Doğal olarak yeniden piyasaya sürülen “senteze”, maceralara, rejim değişikliğine itiraz edenler CHP’nin iktidarın sunduğu zeminde politika yapmayı yeterli bulmasını, yalnızca ideolojik nedenlerle değil, pratik politik nedenlerle ve haklı olarak eleştiriyorlar. Bu eleştiri yalnızca haklı değil, zorunludur da. HHH Prof. Dr. Sencer Ayata’nın, arkadaşımız Kemal Göktaş’ın sorularına verdiği yanıtlar bu açıdan önemlidir. Ama CHP’nin iktidar tarafından dayatılan zemini neden terk edemediği, parti yönetiminin laikliğin içini boşaltma çabalarına neden destek verdiği, yurttaşların yüzde 70’inin çıkarları ile laikliği savunmanın neden önceliksonralık ikilemine sıkıştırıldığı, “milli çıkarlar” demagojisine nasıl karşı çıkılacağı konuları boşlukta ve yanıtsız kalmıştır. Zaman geçiyor. İktidarın bölgede, dünyada hızlanan gelişmelerden güç alan İslamcı otoriter bir rejim kurma, Cumhuriyet’in kazanımlarını sıfırlama adımlarına dur denilemezse, uzun sürecek bir karanlığın egemenliği kaçınılmaz olacaktır. Dilek Doğan davası 1 yıldır yerinde sayıyor İstanbul Sarıyer’deki evinde, 18 Ekim 2015’te düzenlenen polis operasyonunda vurulan 25 yaşındaki Dilek Doğan’ın davası, ölümünün üzerinden bir yıl geçtiği halde sonuçlanmadı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan polis Yüksel Moğultay’ın “İhmali davranışla kasten adam öldürme” suçundan 20 yıldan 26,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor. Son celsede, olay anına ilişkin görüntülerin silindiği bilirkişi raporuyla ortaya çıktı. Mahkeme silinen görüntülerin geri getirilip getirilemeyeceğini araştırıyor. 12 Ekim’de görülen duruşmada mahkeme olay anına ilişkin görüntülerin Jandarma Kriminal Kurumu’na gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Dava, ‘mahkeme heyeti ve Moğultay’ın güvenliği’ gerekçesiyle 20 Nisan’dan beri basına ve izleyicilere kapalı olarak görülecek. l İSTANBUL/Cumhuriyet İlk KHK kanunlaştı OHAL kapsamında çıkarılan ve 23 Temmuz’da yürürlüğe giren ilk kanun hükmünde kararname (KHK), TBMM’de kabul edilerek, kanunlaştı. KHK ile bazı sağlık kurumu, özel öğretim kurumlarıyla özel öğrenci yurdu ve pansiyonu, vakıf ve dernekler, sendika, federasyon ve konfederasyon ile vakıf yükseköğretim kurumları kapatılmış, kapatılanların mal varlıklarına ilişkin düzenleme yapılmıştı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle