22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 19 Ekim 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY/ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Domates toplamak Samet’i mahvediyor Türkiye’de en az bir milyon çocuk merdiven altı tekstil atölyelerinde, gözden ırak sanayi bölgelerinde, sokaklarda, tarlalarda ve hizmet sektörünün çeşitli alanlarında ağır koşullar altında çalışıyor. Okullar açılalı bir ayı geçti ama mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan ço cukların yarısı okullarına döne medi. Suriyeli çocuklar söz ko nusu olduğunda ise bu oran da ha da artıyor. Türkiye’de 400 binden fazla çocuk aileleriyle birlikte mev simlik tarım işçisi olarak FAigtaelany çalışıyor. Sofraya konulan her besinde tarım işçisi çocukların emeği var. Ancak onlar, kimi zaman 11 saat çalışma karşı lığında günde 20 lira kazanıyor. Hayata Destek Derneği Çocuk Koruma Ekibi, Adana’da mev simlik tarım işçisi aileler ve ço cuklarıyla iki ay geçirerek yaşa dıkları çadır alanlarında onların hayatlarını, kaygılarını ve hayal lerini dinlediler. Hazırladıkları “Göç Yolunda Ge çen Çocukluk’’ başlıklı rapora gö re, mevsimlik tarımda çocuk işçili ğinin koşulları şöyle: Haftada Çalışılan Gün Sayısı: Çocuk işçiler ve ailelerinin yüz de 68’i haftanın yedi günü, tatil yapmadan çalışıyor. Yüzde 24’ü ise haftanın beş veya altı günü tar lada işbaşı yapıyor. Günlük Mesai Saati: Çocuk lar da dahil olmak üzere mevsim Yaşlara göre tarlada çalışma oranı: KEREM YÜCEL 10 SAAT GÜNEŞİN ALTINDA 13 yaşındaki Samet’in de 10 yaşındaki kız kardeşi Ayşe’nin de okula kaydı var ama ikisi de bir yıl okuldan geri kalmış. Samet, yaptığı iş için şunları söylüyor: “Domates toplamak en zoru. İnsanı mahvediyor. Sabahtan akşama kadar bükülüyorsun, bitmiyor. Ağrı nasıl hissetmeyeyim, yan olmuşum böyle. Güneşin altında o kadar saat durabilir misiniz, 10 saat? 10 dakika duramazsınız.” lik tarım işçilerinin yüzde 45’i 911 saat arası çalışıyor. Yüzde 45’i ise 11 saatten de fazla mesai yapıyor. Mevsimlik İşçilerin Geliri: Mevsimlik tarım işçilerinin yüzde 70’i günde 40 TL’nin altında yevmiye ile çalışıyor. Yaşlılar, kadınlar ve çocukların dahil olduğu bir kesim günde 20 TL’ye kadar düşen ücretler karşılığında mesai yapıyor. Bu miktar Suriyeli işçiler için daha da düşüyor. Tarlaya Ulaşım: Çocuk işçilerin ve ailelerinin yüzde 25’i yürü yerek, yüzde 50’si ise traktör kasalarında ve hayati risk barındıran koşullarda tarlalara yolculuk ediyor. Sosyal Güvenlik: Mevsimlik tarım işçilerinin sadece yüzde 6’sı SGK’ye kayıtlı. Geri kalan işçilerin tamamı sosyal güvenceden yoksun biçimde kayıt dışı çalışarak hayatlarını sürdürüyor, iş kazaları ya da işe bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklara karşı herhangi bir koruma elde edemiyor, ayrıca emeklilik birikimi yapamıyor. BİR GÜNÜ BÖYLE GEÇİYOR 05.00: Çadırda uyanıyor 05.30: Traktör kasasında tarlaya gidiyor 06.00: Tarlada domates topluyor 09.00: Tarlada kahvaltı yapıyor 09.30: Domates toplamaya devam ediyor 13.00: Tarlada öğle yemeği yiyor 14.00: Tarlada çalışmaya devam ediyor 17.00: Traktör kasasında çadıra dönüyor 19.00: Yemek yiyor, çadır alanında zaman geçiriyor 22.00: Çadırda uyuyor. haber 3 sinde köşe yazarlığı yapmış. Bu nasıl bir tedbir? Yine susuyor sayın cumhurbaşkanımız. Ah diyor içinden, ah çocuklar. Beni ne du rumlara sokuyorsu nuz. Değer miydi di yor, üç beş kuruş Ödeme Emrior durumda bırakıyorsunuz. Milletin adamını el Zâlemin önünde sıkıntıla ra sokuyorsunuz. Nezaketinden, narinliğinden, iyi niyetinden sesini çıkarmıyor. Siz de maşallah hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsunuz. Ama yetti artık. Sayın cumhurbaşkanımız yurtdışında Fethullah Gülen şebekesinin ne büyük ne şedit bir terör örgütü olduğunu anlatıyor. Muhatabı muzır muzır tebessüm ediyor. Zaten baştan niyeti bozuk. Üst akıldan talimatını almış, işi yokuşa sürmeye yer arıyor. Ah bir de siz. Sizin yapıp ettikleriniz. Daha sayın cumhurbaşkanımızın cümlesini tamamlamaya izin vermeden hemen o pis gülümsemelerinin arasından ıslık gibi bir sesle itiraz ediveriyorlar. Ama Sayın Erdoğan diyorlar, iyi hoş da bizzat sizin sözcünüz ve danışmanınız İbrahim Kalın’ı biz cemaatin gazetesi Today’s Zaman’daki makalelerinden tanıyoruz. Şimdi cemaatin senelerdir haince devlette örgütlendiğini söylüyorsunuz. O vakit mesela neden sözcünüz eski bir cemaat yazarı? Sayın cumhurbaşkanı son derece kibar bir insan. Sayın Kalın’a bre sözcü sen ne aymaz bir ademmişsin ki gidip himmet paralarından maaş alarak vatan hainlerinin gazetesinde yazılar döktürmüşsün diye çıkışmıyor. Susuyor muhatabının karşısında. Dili lal oluyor. Üzülüyor. Yutkunuyor. maaşa oralarda yazıp çizmek. Susuyor sayın cumhurbaşkanı. Konuyu değiştiriyor el mecbur. Biz diyor Meclis’te diyor komisyon diyor kurduk diyor darbeyi araştırsın diye diyor ki yine müsaade etmiyorlar ki konuşsun. Yahu diye çıkışıyor namussuz frenk, bir kulağından diğerine pörsümüş çamaşır ipi gibi bağladığı sırıtışıyla. Komisyon başkanı seçtiğiniz AKP milletvekili senelerce cemaatin bütün kumpas davalarını savunarak kendine bir kariyer elde etmedi mi? Televizyonlarda cemaatçilerle kol kola darbeci subayların önünü açan davalar için kamuoyunu ikna etmeye çalışmadı mı? Yine susuyor sayın cumhurbaşkanı. Ne desin. Sevdikleri, yakınları, etrafındakiler ah yahu sözcüsü bile... Cemaat gazetelerinden senelerce maaş alan AKP’liler. Cemaat okullarını gezmek için bedava bilet, bedava otel, bedava yemek paketiyle dünyayı gezmiş AKP’liler. Cemaatin kumpas davalarını bağıra çağıra savunmuş AKP’liler. Parti örgütlerinde Necip Fazıl’ın yanında Fethullah Gülen kitaplarını okutan AKP’liler. İstifa etmeyi bilmiyorsunuz ve sayın cumhurbaşkanını zora sokuyorsunuz. O kadarını anladık. Ancak bari bir terör örgütünün mesela darbeci generallerin maaşından kestiği himmetlerle zamanında banka hesabınıza yatırdığı maaşların hesabını verin. 15 Temmuz’da öldürülenlerin ailelerinin, yaralananların ciddi maddi sorunları var. Bak AKP Konuyu değiştiriyor el mec zabıtası 15 Temmuz gazisi tatlı bur. Harp okulları, harp akade cıyı evire çevire dövdü. Vaktin mileri hepten cemaatçilerin eli de cemaatin himmetinden he ne geçmiş. Biz de onları kapattık, sabınıza yatan maaşlarınızı 15 bir daha zinhar cemaatçi sızma Temmuz’da öldürülenlerin aile sın diye Milli Savunma Üniversi lerine, yaralananlara bağışlamak tesi kurduk diye anlatıyor. Zaten için neyi bekliyorsunuz? üst akılla evvelden kikirdeşmiş Bu yazıyı bir ödeme emri gi olan muhatabı durur mu. Hemen bi düşünün. İstifa edin demiyo yine sözünü bölüyor sayın cum rum zira o kadarını beceremez hurbaşkanının. Efendim diyor, siniz ancak cemaatten sene iyi hoş ama o üniversitenin başı lerce aldığınız parayı hesapla na rektör diye koyduğunuz beye yın ve darbecilerin kurşunlarına fendi senelerce cemaat gazete hedef olanlara ödeyin. ŞİMDİ DE EDİRNE C MY B Büste boya döküldü, üzerine yazı yazıldı. Haldun Taner büstüne yine saldırı Türk edebiyatı ve tiyatrosunun usta kalemi Haldun Taner’in anısına Edirne’nin Keşan ilçesinde belediye tarafından yaptırılan parktaki Haldun Taner büstü saldırıya uğradı. Usta yazarın büstü ve büstün üzerinde bulunduğu kaide üzerine yazı yazıldı, boya dökülerek zarar verildi. Keşan Belediyesi tarafından 2002 yılında İspat Cami Mahallesi Kurtuluş Caddesi üzerinde yaptırılan Haldun Taner Parkı, bir süredir kaderine terk edilmişti. Sonrasında ise alkol ve madde bağımlılarının uğrak yeri oldu. Pano kaldırıldı Haldun Taner’in park içinde bulunan ve saldırıya uğrayan büstüyle beraber zarar gören biyografisinin yazılı olduğu pano ise yerinden kaldırıldı. Çevre sakinleri parkın bakıma alınarak eski haline kavuşturulmasını istiyor. Birkaç gün önce Haldun Taner’in İstanbul Kadıköy’de bulunan büstüne de saldırılmış, büst parçalanmıştı. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle