21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 19 Ekim 2016 4 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Bahçeli ‘referandum’ dedi MHP Genel Başkanı Bahçeli başkanlık sistemi konusunda yine Kriz anlarında tam destek referandumu işaret etti; kendisini eleştiren CHP’ye yüklendi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi konusunda yeniden referandumu işaret ederek, “Türk milletine güveniyorum, AKP’nin anayasa hazırlığını TBMM’ye getirmesi, ilke ve kararına sunulacağını ifade etti. Sözlerinin ardından MHP’ye yönelik “AKP’nin stepnesi, koltuk değneği, yedek lastiği, bastonu, kurtarıcı meleği” gibi ifadeler kullanılmasına tepki gösteren Bahçeli, “Ahmak ata binerse bey bir sorunun çözümü için müraacat etmekten en ufak tereddüt göstermeyeceklerini kaydetti. ‘Üst akıl falan tanımayız’ AKP’yi hep hassasiyetlerimizi gözetmesi halinde sağlıklı ve makul bir neticenin alınacağına yürekten inanıyorum” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında oldum sanırmış, şalgam aşa girerse yağ oldum sanırmış, bunların ki tam da budur. Bu şahıslara tavsiyem şudur: Söz biliyorsanız söyleyin inansınlar; bilmiyorsanız susun da Devlet Bahçeli, Musul operasyonuyla ilgili de Misakı Milli maddelerini anımsattı. Musul’un Türkiye’nin bir sorunu olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Musul kurtardı yaptığı konuşmada, geçen haftaki açıklamalarıyla “niyet okuyucularının” işbaşı yaptığını kaydetti. “Anlam krizi yaşayan biçareler, yine kendilerini belli etmişlerdir. Leb demeden leblebiyi anlarım diyen ileri zekâlılar mangalda kül bırakmamışlardır” diyen Bahçeli, gazetecilere de “art niyetli kalem ve söz sahipleri” benzetmesinde bulunarak, “makineli yuvası gibi MHP’nin üzerine geldiklerini” ileri sürdü. Başkanlık tartışmalarına ilişkin yaptığı açıklamada, “AKP’nin başkanlık sistemi inadı sürecekse, yani fiili dayatma ve zorlama alayınızı adam sansınlar” dedi. Hükümet sistemi üzerinde yapılan teh likeli oynamaların, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamaların rejim krizine dönüşebileceğini dile getiren Bahçeli, “Ya filli durum düzelsin, evli evine, köylü köyüne dönsün. Ya da filli durum hukuki boyut kazanarak Türkiye derin bir nefes alsın, hukuksuzluk ve anayasa ihlalleri son bulsun. Biz millete gitmekten korkmayız. Bunda da mahsur görmeyiz” diye konuştu. Bahçeli, “MHP’nin ezelden ebede Hakk’ın yolun ve Kerkük fiziken değilse bile vicdanen, kalben ve manen vatandır. Londra’dan dün olduğu gibi bugün de, ipini koparıp Musul’a girenler emperyalist iştahlarını tatmin edecek, ne var ne yok sömürüp bir de üstüne fitne ekecekler, biz de oralı olmayacağız, istenen bu mudur? Biz üst akıl falan tanımaz, takmayız” dedi. Bahçeli, Türkiye’nin Musul konusunda “seyir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bir süre “uyutmaya” bıraktığı “başkanlık” konusundaki çıkışıyla, konuyu iç siyaset gündeminin ilk sıralarına taşıyan ve “referandum” için yeşil ışık yakan MHP lideri Devlet Bahçeli, kritik konularda hep AKP’ye verdiği destekle dikkat çekti. Ancak Bahçeli’nin “başkanlık referandumu” öneri dan geri dönmeyecekse o zaman karşısında da, milletin yanında olduğunu” söyledi. ci ve tribünde kal si, Türkiye’yi “rejim değişikliğine” iki seçenek bulunduğunu” belirten Bahçeli, başkanlık sistemiyle ilgili anayasa değişiklik ‘Yakında görürsünüz’ maması” gerektiğini de sa götürmeye aday. Bahçeli’nin, siyasette “AKP’nin stepnesi” eleş teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda ya 367 sı Sözlerinin ne anlama geldiğiyle ilgili “Az vundu. tirilerine neden olan geçmişteki nırını aşıp yasalaşacağını ya da 330 eşiğinin bekleyin, biraz daha sabredin” diyen Bah l ANKARA üstünde kalarak referandum yoluyla milletin çeli, şartlar oluştuğunda millete herhangi (Cumhuriyet) “kritik destek” verdiği önemli konular şöyle: ‘Aynı şeyi söylüyoruz’ 367 kilidini açtı AKP’ye iktidar yolu: Bülent Ecevit’in başbakanı olduğu 57. Hükümeti devirecek olan süreci, MHP lideri Devlet Bahçeli başlattı. Bahçeli, 7 Temmuz 2002’de “11. Kocayayla Türkmen Kurultayı”nda, 3 Kasım 2002 tari Başbakan Binali Yıldırım, ‘Başkanlık’ konusunda desteği için MHP liderine teşekkür ederken, ‘Anayasal uyumsuzluk’ itirafı yaptı Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık tartışmalarıyla ilgili “gerekirse referandum yapalım” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerine ilişkin olarak, “Sayın Bahçeli’nin tutumu gayet nettir. Kendisi de fiili durumun anayasayla uyumsuzluk içerdiğini ve konunun mutlaka bir çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti ve adresin de millet olduğunu açıkça söyledi. Biz de aynı şeyi söylüyoruz” diye konuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Bi hinde erken seçim yapılmasını istedi. Yapılan o seçim, AKP’nin zaferiyle sonuçlandı. Bahçeli liderliğindeki MHP baraj altında kaldı. 367’nin kilidini açtı: AKP, “Anayasa Mahkemesi’nin 367 Kararı” ile krize girerken, Devlet Bahçeli ve MHP’nin desteğiyle kurtarıldı. O dönemde Gül’ün seçilebilmesi için toplantı yeter sayısı olan 367’nin sağlanması gerekiyordu. Bahçeli Genel Kurul’daki oylamaya katılacaklarını açıklayınca AKP ve MHP’lilerin toplam sayısı 440’ı aştı ve Gül Köşk’e çıktı. Koalisyona veto nali Yıldırım, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yıldırım şunları söyledi: Türbana vize: Tayyip Erdoğan 15 Ocak 2008’de İspanya’da yaptığı tür ‘Gelin bu kervana katılın’ Bahçeli’nin tutumu net: Sayın Bahçeli’nin tutumu gayet nettir. Kendisi de fiili durumun anayasayla uyumsuzluk içerdiğini ve konunun mutlaka bir çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti ve adresin de millet olduğunu açıkça söyledi. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. O halde şimdi icraat zamanıdır, şimdi anayasa ve sistem konusunu milletin önüne götürüp çözüm üretme zamanı. En kısa sürede AK Parti Grubu olarak anayasada gerekli değişiklikleri öngören teklifi yüce Meclis’e sunacağız. Buradan ana muhalefet partisi liderine, Sayın Kılıçdaroğlu’na da çağrıda bulunuyorum: Gelin siz de bu kervana katılın. Bu şeref hepimizin olsun. Hep beraber Türkiye’nin gündemini yıllarca meşgul eden bu anayasa meselesini çözelim, son sözü millet söylesin. Buradan AK Parti Grubu olarak şu sözü de veriyorum; siz bu değişikliğe destek verseniz, 367’nin üstüne de çıksa son sözü millet söyleyecek. Millete götürürüz, millet kararını verir, ondan sonra da bütün tartışmalar son bulur. Sistem darbelere zemin hazırladı: Neden darbelere zemin hazırlandı? Çünkü sistem tıkandı. Bu ülke neden ağır bedeller ödedi, bu terör neden bu seviyelere geldi? Çünkü sistem çözüm üretemedi. Başkanlık sistemi, inşallah sistemin düğümlerini çözecek, kilitlerini açacak en büyük reformdur. Başkanlık sistemi Türkiye’nin ufkunu aydınlatacak yeni bir yol haritasıdır. Çıkıp diyorlar ki ‘Ben başkanlık sistemi istemiyorum’. Niye kardeşim, gerekçe? Gerekçe yok. AK Parti gündeme getirdi diye, olsa olsa o herhalde, başka bir gerekçesi var mı? Erdoğan konuşunca sOPaEGRÖmDREÜAŞiRMmKEANSİiIN:yeYtılidnıerımgü: vBeanhiçyeolri’unmin EMİNE KAPLAN Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında toplanan AKP MKYK’da, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin anayasa değişikliği önerisi tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Edinilen bilgiye göre, bazı kurul üyeleri, Bahçeli’nin samimi olup olmadığı konusunda endişeleri olduğunu belirterek, “Siyaseten böyle bir adım atmış olabilir mi? Meclis’teki görüşmelerde 330’un bulunmayarak başkanlık sisteminin tamamen gündemden kaldırılması konusunda partimize bir tuzak kuruyor olabilir mi” görüşünü dile getirdiler. Bunun üzerine Bahçeli ile görüşmesini anlatan Yıldırım, görüşmenin çok güzel geçti ğini, Bahçeli’nin samimiyetine inandığını söyledi. Yıldırım, Bahçeli’nin “Ben parlamenter sistemden yanayım, ancak şu an sistem kilitlendi. Bunu çözmemiz lazım. Cumhurbaşkanı’nın başkan gibi davranış sergilemesi anayasal suç oluşturmaktadır. Bunu çözemiyorsak halka gideceğiz. Halka gitme konusunda destek vereceğiz. Ama partim referandumda ‘hayır’ oyu verecek. Biz başkanlık sisteminden yana değiliz, ama madem Meclis çözemiyor, halk çözsün. Halkın kararına saygılıyız” dediğini aktardı. Yıldırım, konuyla ilgili çalışmaları tek başına yürüteceğini belirterek, bu konuda MKYK’den yetki aldı. Yıldırım’ın anayasa teklifini hazırlaması için parti içinde dar kapsamlı bir komisyon kurabileceği belirtiyor. Partide anayasa değişikliğinin kapsamı ve içeriği konusunda farklı formüller tartışılsa da tam başkanlık sisteminin önerilmesi ağırlıklı olarak dile getiriliyor. Bazı parti yöneticileri, partinin anayasa değişikliği önerisini 1015 gün sonra TBMM Başkanlığı’na sunabileceğini belirtirken, yeni anayasa ya da daha önceden uzlaşılmış 60 maddenin de içinde olacağı anayasa paketinin Meclis’teki görüşmelerinin uzun zaman alacağı için sadece başkanlık sistemini içeren 2025 maddelik bir paketin gündeme gelebileceği kaydediliyor. Pakette Bahçeli’nin 4 madde hassasiyetine özen gösterlieceği belirtildi. ban çıkışından sonra başlayan üniversitelerde türban serbestisi tartışmalarında da Devlet Bahçeli AKP’ye koşulsuz destek verdi. Hatta o dönem MHP yöneticileri, “Üniversite yetmez, türban devlet memurlarına da serbest kılınsın” şeklinde açıklamalar yaptı. Bu şekilde oluşan AKPMHP’nin türban koalisyonu, “Kimse, kanunda açıkça yazılı olmayan hiçbir sebeple eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” gerekçesi ile üniversitelere türban serbestisi getirmeyi öngören kanunu Meclis’ten geçirdi. 7 Haziran: AKP hükümeti 7 Haziran 2015 seçimlerinde ilk kez tek başına “iktidar” olacak sandalye sayısına ulaşamadı ve Türkiye koalisyonu tartışmaya başladı. Ancak Bahçeli, “erken seçim”i adres göstererek, AKP’li ya da AKP’siz hiçbir koalisyon formülü içinde yer almayacağını ilan etti. Bahçeli’nin bu tutumu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği iklimi yarattı. Türkiye “patlamaların, katliamların” gölgesinde 1 Kasım seçimlerine gitti ve AKP bir kez daha sandıktan “tek başına iktidar” olarak çıktı. Rektörlük seçimlerini Saray’a bağlama sinyali Yıldırım’ın yayını kesildi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ilk kez tüm üniversite bürünmüştür. Üniversite içinde zaten açılış törenlerinin bu şekliyle her yıl çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç devam etmesini istedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saray’daki Akademik Yıl Açılış programına katılmayarak TBMM’de partisinin grup toplantısını yapma kararı alan Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmasının yayını yarıda kesildi. Başbakan Yıldırım’ın grup konuşmasında verdiği mesajlar ise TV’lerin alt yazısında verilmek zorunda kaldı. Başbakanlık ile Cumhurbaşkanlığı programları arasında yaşanan ilk canlı yayın yol kazası bu değil. Erdoğan ile aynı saatlerde konuşacak Başbakan ve bakanların konuşmalarının canlı yayınlanabilmesi için titiz bir şekilde hazırlanan programlar eşliğinde önce Erdoğan’ın konuşmasının bitmesi bekleniyordu. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu dönemi ise canlı yayın karmaşasının en çok yaşandığı dönem oldu. l ANKARA (Cumhuriyet) AödneKPcne,eddmaehiaşti lerin akademik yılı açılış törenini Saray’ında birleştirdi. Tüm üniversite rektörlerinin eksiksiz katıldığı toplantıda Erdoğan, AKP’nin rektörlük seçimleri ile ilgili daha önce yasa teklifi olarak Meclis gündemine getirdiği, ancak tepkilerin ardından geri çektiği düzenlemeyi yeniden önerdi. Erdoğan, “Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır” dedi. Yükseköğretim tarihinde ilk kez Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda akademik yıl açılış töreni düzenledi. Törene 181 üniversite rektörünün tamamının yanı sıra bazı üniversitelerin senato üyeleri olmak üzere yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Erdoğan, akademik yıl Ağustos ayında, AKP grubu Meclis Genel Kurulu’nda torba yasanın görüşmeleri sırasında, YÖK Yasası’nda değişiklik öngören bir önerge vermiş, önergeyle rektörlük için seçim sisteminin kaldırılmasının önü açılmıştı. Buna göre rektörler, YÖK tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından cumhurbaşkanı onayıyla atanacaktı. Muhalefetin anayasaya aykırı olduğu itirazları üzerine önerge geri çekilmişti. ‘Mevcut usül sorunlu’ Erdoğan konuşmasında, üniversite rektörlük seçimleri ile ilgili uzun zamandır üzerinde çalışılan projenin ipucunu verdi. Erdoğan, “Üniversiteler halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun haline dönüşmüştür. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle