18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 1 Ekim 2016 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Düğünden önce DIRENIŞ var BaşFETÖ’cü Kemal Kılıçdaroğlu! Bugün evlenecek olan Gülfem Karataş, kanalın haber müdürü Hamza Aktan’la. Kapatılan İMC TV’de, dün, gün boyu kaygılı bekleyiş vardı. Po mutlu anlarımı da en mutsuz anlarımı da burda yaşadım.” lisin kapıyı mühürlemesi İMC TV’nin 100’e yakın beklenirken, çalışanlar son çalışanı var. Diyarbakır ve ana kadar haber yapma SEYHAN ya devam etti. Bilgi Tekno AVŞAR Ankara’da da bürosu bulunuyor. Kapatma kararı, lojileri ve İletişim Kurumu 100 kişinin işini de elin (BTK), kanalın internet sitesine den almış oldu. Kanalın Haber erişimi engelledi. Kanal, YouTu Müdürü Hamza Aktan da işsizlik be ve imctv.net üzerinden yayı konusuna dikkat çekiyor: “İMC nını sürdürdü. İMC TV muhabir TV alternatif habercilik yapma leri, editörleri, “Gösterilmek is ya çalışıyordu. Benim yapmak tenmeyenleri göstermeye çalış istediğim gazeteciliğe yakın bir tık. Umutsuz değiliz, kırgınız, yerdi. O yüzden burdayım. Çok haksızlığa uğradık” diyor. İMC sayıda gazeteci işsiz. Bir seçenek TV, 5.5 yıl önce yayın hayatı daha yok oldu.” na girdi. Ana akım medyada yer Kadınların ve LGBTİ’lerin Tür bulmayan önemli konuları ek kiye’deki tek haber bülteni olan ranlara taşıdı. Cerattepe direnişi, Mor Bülten programının spikeri Soma katliamının ardındaki ger Serpil Savumlu söze, “Kadınların çekler, Cizre’de yaşananlar dahil ve LGBTİ’lerin sesi kısıldı’ diye pek çok olayın perde arkasını gö rek başlıyor. 5 yıldır İMC TV’de rünür kıldı. çalışan Savumlu, “Bizler İstan İMC TV muhabiri Gülfem Ka bul’daki kadının sesini duyur rataş, bugün evleniyor. Ancak, maya çalıştığımız kadar, Kars’ın düğün öncesi izin alacak durum herhangi bir köyündeki kadı da değil. Ekip arkadaşlarını yal nın sesini de duyurmaya çalış nız bırakmaya gönlü el verme tık. Emekçi kadınları, hak ihlali miş: “Bir tarafta kanalımızın ka yaşayan LGBTİ bireylerinin sesi patılma kararı var. Bir tarafta olmaya çalıştık” ifadelerini kul olağan akış devam ediyor. Ya lanıyor. rın (bugün) düğünüm var. Annemi arıyorum. ‘Davetiye dağıttığı Nerede çalışacağım? nı’ söylüyor. Arkadan, anneanne Kaygılı kalabalığa çay dağıtan min sesi geliyor: ‘Gelin olacaksın çift Elif Akbal ile Kadim Akbal hâlâ çalışıyorsun’ diye... Ben de da üzgün. İMC TV, kurulduğun ‘anneanne işsiz kalacağım. Bol dan beri çay ocağını işletiyorlar. bol evde oturacağız’ diyorum.” Elif Akbağ, sabaha kadar uyuma Gülfem, 4 yıldır muhabir olarak mış. “Kanalda hepimiz aile gibiy görev yapıyor. İMC TV’yi şöy dik. İki gündür üzüntüden mah le anlatıyor: “Türk olarak, Kürt folduk. İki kızım, bir oğlum var. ile Çerkes ile Ermeni ile dayanış Bu yaştan sonra nerde çalışaca mayı bu mekânda öğrendim. En ğım” diye soruyor. Kapatılan İMC TV, 5.5 yıldır ana akım medyada yer bulamayan gerçekleri kamuoyuna ulaştırıyordu İMC TV’den sert tepki İMC TV, karara, tebliğ edildikten sonra itiraz edecek. Kanal yönetiminden yapılan açıklamada, hükümetin kararının gerekçesinde “milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütlerine aidiyeti belirlenen kanallar” ifadesinin kullanıldığına dikkat çekildi. İMC TV’nin, 5 buçuk yıldır, temel/evrensel gazetecilik kurallarından hiçbir zaman kopmadığı vurgulanarak, “Objektif ve bağımsız bir habercilik yaptık. Hükümetin kanalımızı kapatma gerekçesi olarak kullandığı ve tamamen hukuk dışı olan suçlamayı kesinlikle kabul etmiyor, yayınımıza yönelik kapatma kararını ifade ve basın özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe olarak görüyoruz” denildi. Gerçekler görülmesin diye... MAHMUT ORAL Çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile 12 TV ve 11 radyonun yayınının kesilip, merkezlerinin mühürlenmesi, Diyarbakır’daki gazeteciler, insan hakları savunucuları ve siyasetçiler tarafından basın açıklamasıyla protesto edildi. Basın toplantısına, kapatılan yayın kuruluşlarının temsilcilerinin yanında, gazeteciler, Büyükşehir Belediye eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı, İHD, sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri ile HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir katıldı. ÖGC Eşbaşkanı Hakkı Boltan, 28 Eylül gecesi televizyon izlerken ilk defa basına dönük böylesi bir saldırıya tanık olduklarını belirtti. TV muhabiri Hülya Emeç ise televizyonlarının kapatılmasının bir halkın diline ve kültürüne darbe olduğunu söyledi. Azadi TV Genel Yayın Koordinatörü İrfan Uçar, hükümetin Meclis’ten aldığı yetkiyi kötüye kullanarak basına saldırdığına dikkat çekti. Radyo Karacadağ da kapatıldı Şanlıurfa’da Kürtçe yayın ya me ile kapatıldığını belirterek pan 22 yıllık Radyo Karaca kararı tebliğ etti. Tebligatın ar dağ dün kapatıldı. Radyonun dından polis, yayında kullanı bulunduğu binaya gelen polis lan cihazlara ve müzik arşivle ler, önce içeride arama yap rinin bulunduğu dijital veriler tı, ardından radyonun kararna ile dokümanlara el koydu. Tanrıkulu’ndan soru önergesi CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, onlarca TV ve radyo kanalının bir gecede kapatılmasının gerekçesini Başbakan Binali Yıldırım’a sordu. Tanrıkulu, Başbakan Yıldırım’a şu soruları yönletti: “Televizyon kanallarının yayınının durdurulması gerekçesi nedir? Çocuklara yönelik yayın yapan Zarok TV’nin, çocukların Kürtçe öğrenmesini kolaylaştırıcı etkisi düşünüldüğünde, Kürtçe öğrenimi engellemek için kapatıldığı iddiası doğru mudur? İddia doğru değilse, yayınının durdurulma gerekçesi nedir? Yayını durdurulan kanallar hakkında yargının verdiği bir kapatma kararı var mıdır? Böyle bir karar yoksa, yayın durdurma kararının hukuksuzluğu nasıl açıklanmaktadır? Türkiye’de basın kuruluşlarının yayınlarını sürdürebilmeleri için hükümetin propagandasını yapmaları şartı gayri resmi bir biçimde bulunmakta mıdır? Yayınları durdurulan TV kanallarının çocuklara, işçilere, Alevi yurttaşlara ve kadınlara yönelik yayıncılık yapması, söz konusu kararın temel sebebini mi oluşturmaktadır? Hükümetin propagandasını yapmayan basın kuruluşlarının engellenmesine devam edilecek midir?” l Mahmut Oral Akademisyenlere alkışlı uğurlama ‘Bu suça ortak olmamanın bedeli...’ Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak yanı sıra Bu Suça Ortak Olmayacağız bildirisine im olmayacağız” bildirisine im za atan diğer akademisyen za attığı için sözleşmesi yeni ler katıldı. lenmeyerek Mersin Üniver Kantinde öğrencileri ve sitesi’ndeki görevine son verilen İletişim Fakültesi öğre ABİDİN YAĞMUR meslektaşlarıyla bir süre sohbet eden Çığ daha sonra tim üyesi Yrd. Doç. Dr. Eylem alkışlar eşliğinde fakültede Çamuroğlu Çığ, dün akademisyen ki odasına son kez girdi. Çığ, kapı ler ve öğrencileri tarafından uğur daki isimliği kendi elleriyle söker landı. Kapısındaki isim tabelası ken duygulu anlar yaşadı. nı kendi elleriyle söken Çığ, “Bas Barış İçin Akademisyenler kılar artacak gibi görünüyor. Sade Bildirisi’nin yayımlanmasından ce üniversitelerin değil, hukukun, bugüne kadar geçen süreçte aka adaletin, medyanın da çöküşünü demisyenlere karşı en sert davra izliyoruz” diye konuştu. nan üniversitelerin başında Mer Üniversitedeki görevine son ve sin Üniversitesi’nin geldiğini kay rilen 9. akademisyen olan İletişim deden Çığ, “Baskılar azalmayacak, Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. artacak gibi görünüyor. Elbette ki Dr. Eylem Çamuroğlu Çığ, eski ve akademiye hepimiz dönmek isti yeni öğrencilerinin, meslektaşları yoruz. Mersin Üniversitesi’ne 7 yıl nın düzenlediği bir etkinlikle oku emek verdim. Şu an da sadece üni lundan uğurlandı. Çığ için düzenle versitelerin değil, hukukun, adale nen etkinliğe daha önce işten çıka tin, medyanın da çöküşünü izliyo rılan akademisyenler Yasemin Ars ruz” diye konuştu. Ardından Çığ ve lan, Selim Çakmaklı, Melahat Ku beraberindekiler İletişim Fakültesi tun, Veli Mert ve Bediz Yılmaz’ın önünde hatıra fotoğrafı çektirdi. ‘Korkularınızı büyüteceğiz’ Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri de Eylem Çamuroğlu Çığ’ın okula vedası nedeniyle bir bildiri yayımladı. Öğrencilerin çıkardığı “Alternatif” gazetesinin sosyal medya hesabından yayımlanan bildiride “Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmanın sonucu Barış İçin Akademisyenler’den bir hocamız daha aramızdan ayrılmak zorunda kaldı. ‘Bu Suça Ortak Olmamanın’ bedeli bilime ve aydınlığa amansız bir saldırıya dönüşmüş durumda. Gericiliğin en korkak ve en cesaretli olduğu bu dönemde korkularınızı büyütmek için iletişim halindeyiz, buradayız” denildi. Zirve sanıkları tutuklandı SELAHATTİN GÖKATALAY Malatya’da Zirve Yayınevi’nde biri Alman 3 kişinin öldürülmesiye ilgili 9.5 yıl sonra 3’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan tutuksuz 5 sanık, savcının itirazı üzerine dün tutuklanarak cezaevine konuldu. Daha önce “denetimli serbestlik” maddesinden yararlanarak, elektronik kelepçe takılarak, ev hapsinde tutulan 5 sanık önceki gece “kaçma şüphesi” nedeniyle gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanıkların avukatları ise mahkemenin tutuklama kararına itiraz edeceklerini söyledi. Öğretmenlerin mülakat isyanı SİNAN TARTANOĞLU Sözleşmeli öğretmen alımı sistemindeki son aşama olan mülakatta sorulan sorular öğretmenlerin isyan ettirdi. “Hangi gazete ve köşe yazılarını takip ediyorsunuz”, “Hangi dershaneye gittin”, “Ömer Halisdemir kimdir”, “15 Temmuz sürecini değerlendirin”, “Fırat Kalkanı operasyonunu nasıl değerlendiriyorsun”, “Tarık Akan hakkında ne düşünüyorsun” gibi sorulara isyan eden öğretmen adayları, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ı Twitter üzerinden istifaya çağırdı. Ankara’da düzenlenen mülakatlarda ise öğretmenlere hiç soru sorulmadığı, öğretmenlere soru zarflarının çekti rilmediği, adsoyad, nereden mezun olduğu, nereli olduğu soruları ile yetinildiği belirtiliyor. Mülakata giren öğretmenler mülakatı kazanacak öğretmenlerin listelerinin zaten hazır olduğuna dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından açığa aldığı ve ihraç ettiği öğretmenlerden doğan boşluğu kapatmak için geliştirdiği sözleşmeli öğretmen uygulamasında skandal yaşanıyor. Sonuçları önceki gün açıklanan 15 bin öğretmenin girdiği mülakatta şu soruların sorulduğu ifade ediliyor: l Ahlaklı olmak insana neler kazandırır? l Cemil Meriç kimdir? l Okulda bir sunum hazırla san, Mehmet Akif Ersoy hakkında neler anlatırsın? l G20 zirvesi nerede toplandı? Cumhurbaşkanımız konuşmasında nelere değindi? l Hangi gazete ve köşe yazarlarını takip ediyorsun? l Reis denilince aklına kim geliyor? l Ömer Halisdemir kimdir? l 15 Temmuz sürecini değerlendirin? l Hangi dershaneye gittin? Ankara’da düzenlenen sözlü sınavlardan birinde öğretmen adayının Tarık Akan sorusu ile karşılaştığı öğrenildi. Mülakat komisyonuna giren yetkililer öğretmen adayına, “Son günlerde bir oyuncu öldü? Biliyor musunuz” sorusu yöneltildi. Öğretmen adayının “Tarık Akan” yanıtını vermesinin ardından ise adaya, “Tarık Akan hakkında neler düşünüyorsun” sorusu soruldu. Listeler hazır Edinilen bilgiye göre, Ankara’da çok sayıda öğretmen adayına sözlü sınavda soru bile sorulmadı. Tüm mülakatlarda, öğrencilere soru gruplarının olduğu zarflardan birini seçmesinin istenmesi ve sorulacak soruların öğretmen adayının seçtiği zarf içinden sorulması gerekiyor. Ancak bu yöntemin Ankara’da hiç uygulanmadığı, öğretmenlere sadece adının, soyadının, mezun olduğu okulun sorulduğu, kendisinden bahsetmesinin istendiği öğrenildi. İktidarın dümen suyundaki gazetelerden birinin genel yayın müdürü, aynı yoldaki kanallardan birine konuktu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Baş FETÖ’cü ilan ediyordu. İki, üç gün önceydi. Kılıçdaroğlu daha “1 milyona yakın OHAL mağduru var” dememişti. OHAL uygulanmasındaki ciddiyet dışı yaklaşımın mağdurlar yarattığını söylemişti. Vay sen misin mağdurdan söz eden! Kılıçdaroğlu da kim oluyordu! Kendisi 1520 gün önce köşesinde mağdurların olabileceğini yazmış, hemen araştırmak için illerde komisyonlar kurulmuştu. Ya mağdurları kimin yarattığının gündeme gelecek olmasından tedirgin olmuştu ya da ne olduğunu bilmiyordu. Aslı “magdur”, ama biz Türkçenin akıcılığına uydurmak için “yumuşak g” ile yazıyoruz. Gadr kökünden geliyor. Türkçesi “zulüm, merhametsizlik” demek. Yapana da “gaddar” deniyor. O sözcük de dilimizde “zalim, kıyıcı, merhametsiz” sözcükleri ile karşılanıyor. Bu bilgileri, Ferit Devellioğlu’nun “OsmanlıcaTürkçe Ansiklopedik Sözlük”ünden aldım. (1962 Basım’ı) Sözcüklerde, siyasal rüzgâra göre anlam değişikliği yapan sözlüğe bakmak, içime sinmedi. HHH Genel yayın yönetmeninin, iktidar adına konuştuğu şuradan belliydi ki, ardından Başbakan ve Adalet Bakanı, Kılıçdaroğlu’nu “FETÖ soruşturmasını sulandırmakla” suçladılar. Yenikapı ruhundan koparak FETÖ’nün yanında konumlandığını ileri sürdüler. FETÖ’cülük ana muhalefet partisinden başlayarak aşağıya doğru indiriliyor. Görülüyor ki her muhalif FETÖ’cülüğü tadacak! Ne kadar AKP’nin yanında olduğu görülse de, aynı konuda birkaç açıklama daha yaparsa sıranın MHP lideri Devlet Bahçeli’ye geleceğinden kuşku yok. Çünkü Türkiye’de demokrasi (!) var. Demokrasinin erdemlerinden biri de uzlaşmaya açık olması. Uzlaşma da bizimkilerin demokrasisine göre iktidarla grubu bulunan muhalefet partilerinin (doğrusu ikisinin) bir araya gelip iktidarın önerilerini kabul etmesi olarak algılanıyor. Muhalefet partileri karşı çıkarsa yanıt hazır: “Sizi gidi FETÖ’cüler sizi.” Aslında iktidar da mağdurlardan söz ediyor ama görüntü; çözüm yerine ipe un sermek. HHH OHAL, AKP iktidarının “kendin pişir kendin ye” yöntemiyle uygulanıyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile dört bakan bir araya geliyor, OHAL’in uygulanmasının 3 ay uzatılmasını tavsiye ediyor. Olağandışı Bakanlar Kurulu öneriyi benimseyerek Meclis’e sunuyor. Parmaklar kalkıyor ve OHAL uzuyor. Bundan daha kolay yönetim biçimi zor bulunur. Demokrasimiz için biçilmiş kaftandır. Yalçındağ istifa etti RedHack tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’la yazışmaları ortaya çıkarılan ve Doğan Yayın Grubu’nda yayın politikalarının koordinasyonundan sorumlu olan Mehmet Ali Yalçındağ dün görevinden istifa etti. Yalçındağ açıklamasında, “Kişisel bilgisayarlarımda yapılan teknik incelemede, bu epostaların benim tarafımdan yazılmadığı, benim bilgisayarım tarafından gönderilmediği ortaya çıkmıştır. Şahsıma yönelik saldırıların Doğan Grubu’nun itibarına hiçbir şekilde zarar vermemesi maksadı ile bugün itibarıyla bırakma kararı aldım” dedi. Yalçındağ Aydın Doğan’dan açıklama DOĞAN ailesi ve medya grubu olarak son günlerde ciddi bir itibarsızlaştırma kampanyası ile karşılaştığını söyleyen Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, “Ailemizin saygın bir üyesi ve damadım Mehmet Ali’yi, aile birliğimizi ve Doğan Medya Grubu’nun itibar ve kamuoyu nezdindeki algısını hedef alan bu hukuk ve ahlakdışı saldırıları şiddetle kınıyorum. Özel bir hassasiyet gösterdi. Bir yanlış anlamaya meydan vermemek adına, bu yılın başından beri başarı ve özveri ile yürüttüğü görevinden ayrılma kararını verdi. Mehmet Ali’nin bu hassasiyetine ve kararına saygı duyuyor, kendisine teşekkür ediyorum” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle