21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 ransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın oyuncu sevgilisi Julie Gayet’in yeni yayımlanan biyografisi, çiftin ilişkisini ortaya çıkararak bir anda Fransa’nın en çok konuşulan kitabı oldu. Ülkenin önde gelen muhafazakâr gazetesi Le Figaro’nun kültür editörü François Aubel ile muhafazakâr Marianne dergisinin politika editörü Soazig Quemenerthe’nun imzasıyla Hollywood Trump’ı çöpe atmak için seferber oldu ABD’de 2016 başkanlık yarışının Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump’a karşı başlatılan “Nefreti Durdur Trump’ı Çöpe At” kampanyasına ünlülerden destek geldi. Daha önce ülkeye Müslümanları almaEDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK mak gerektiği söylemleri nedeniyle eleştirilen Trump’ın ‘çöpe atılması için’ oyuncular Harry Belafonte, Kerry Washington ve Jane Fonda’nın yanı sıra Noam Chomsky gibi entelektüeller de destek verdi. Cuma 22 Ocak 2016 ‘Kötü giyiniyor, aç gözlü ama o benim’ bölgede oturan Gayet’nin evinde kaldığı ifade ediliyor Mustafa Koç: Demokrat “Julie” isimli kitapta, Hollande’ın Paris saldırıları sırasında ve uygar bir burjuva F Gayet çıkan “Julie” isimli kitapta, Hollande’ın 13 Kasım 2015’teki Paris saldırılarının yaşandığı sırada bu bölgede oturan Gayet’nin evinde sık sık kaldığı ifade ediliyor. Kitaba göre çift son taHollande tillerini de güneydoğu Fransa’nın sosyetik St. Tropez kasabasında yaptı. Julie’nin yakın arkadaşlarına göre ünlü aktris Hollande’ı “Aç göz lü, kötü de giyiniyor, ama o benim” sözleriyle tarif ediyor. Kitaba göre Gayet, Hollande’dan bahsederken “sevgilim” kelimesini kullanıyor ve Fransız Cumhurbaşkanı’nın iyi görünmesi için yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi konusunda özel bir çaba gösteriyor. Kitapta ayrıca Gayet’nin Elysee Sarayı’nda kendisine özel görevli tutmayı reddettiği, güvenlik personeli sayısını en aza indirdiğini ve Paris sokaklarında kendi beyaz Citroen marka otomobiliyle dolaştığı söyleniyor. l Dış Haberler Esrarengiz AKM projesi California Teknoloji Enstitüsü’ndeki gökbilimciler Güneş Sistemi dışında Dünya’nın 10 katı büyüklüğünde yeni bir gezegenin varlığına dair çok güçlü veriler elde etti. Gözlemsel kanıtlara henüz ulaşılamadı ancak matematiksel veriler çekim denklemlerine göre orada olması gerektiğini söylüyor. Araştırmanın, Plüton’un ‘cüce gezegen’ sınıfına sokulmasıyla sonuçlanan keşifleriyle ün kazanan gökbilimci Mike Brown’un liderliğinde yürütüldüğü belirtildi. Dokuzuncu gezegen adayına geçici olarak ‘Phattie’ ismi verildi Hoş geldin Phattie İ stanbul Taksim’de yer alan AKM’yle ilgili esrarengiz bir proje ortaya çıktı. Chicago ve Beijing’de ofisleri bulunan Adrian Smith ve Gordon Gill Mimarlık tarafından hazırlanan “İstanbul Kültür Merkezi” adındaki projenin kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Projede dış mekân performans alanları, yürüyüş yolları, çatıda ve çevrede bahçeler, 4 adet konser salonu, sergi alanları yer alıyor. Sakallı erkek daha hijyenik Britanya’da yapılan bir araştırma sakallı olmanın, sakalsız olmaktan daha hijyenik olabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar tıraş olan erkeklerde, tıraşa dayalı mikro sıyrıklar oluştuğunu ve bunun da bakterilerin oluşumuna zemin hazırladığını belirtiyorlar. Londan College Üniversitesi’ndeki araştırmacılar sakalsız erkek yüzlerinde 100’den fazla bakterinin bulunabildiğini ortaya çıkardılar. Mikrobiyologlara göre sakalı bulunan erkekler yüzdeki enfeksiyonlara karşı daha dirençli oluyor. l Dış Haberler Almanya’da sığınmacılara tartışmalı ‘ahlak’ rehberi Ekimde yayımlanan ve 13 dile çevrilen rehberdeki ‘ahlaki değerler tablosu’ sığınmacıları cahil yerine koyduğu için eleştiriliyor vrupa II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük sığınmacı akınıyla karşı karşıyayken 1 milyona yakın sığınmacıyı ülkeye kabul eden Almanya’da sığınmacılar için hazırlanan bir entegrasyon rehberi olay yarattı. İlk kez ekim ayında yayımlanan ve üç dile çevrilen rehberdeki ‘ahlaki değerler tablosu’ sığınmacıları cahil yerine koyduğu için eleştiriliyor. “Almanya ve İnsanları” adını taşıyan tablo 14 farklı karede sığınmacılara kadınları taciz etmenin yanlış bir davranış olduğunu, toplum içinde yüksek sesle konuşmanın uygunsuzluğunu ve birbirine gülümsemenin önemini anlatıyor. Bir başka tabloda kavga ederek sorunları çözmenin yanlış olduğu, Alman toplumunda sorunların konuşarak çözüldüğü vurgusu yapılıyor. A Son 136 yılın en sıcak yılı Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) ile Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), 2015 yılının son 136 yılın en sıcağı olduğunu duyurdu. 1880 yılından bu yana ölçüm yapan iki Amerikan kuruluşuna göre, sanayi devrimi öncesiyle kıyaslandığında dünya ilk defa bir derece daha sıcak oldu. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, rekor sıcaklıkla ilgili açıklamasında, “çok net bir şekilde 2015 en sıcak yıl” ifadesini kullandı. New Yok Times gazetesinin sayfalarına taşımasıyla yeniden gündeme gelen bu tabloya Twitter kullanıcılarından tepki yağdı. Tabloda yanlış davranışlardan biri olarak gösterilen çocuğunu dövmeyi ‘başörtülü bir kadını çocuğunu döverken resmederek’ anlatan çizime tepki gösteren bir kullllanıcı “Gülsem mi ağlasam mı bilemedim” yorumunu yaptı. Özellikle Köln kentinde yılbaşı gecesi kadınları hedef alan cinsel taciz ve hırsızlık olayları sonrasında Avrupalıların sığınmacıları potansiyel tacizci olarak görmesini eleştiriyor. Almanya’da sığınmacılara birlikte yaşamanın kurallarını gösteren rehberler Farsça, Arapça ve Fransızca dillerinde telefon uygulaması ve video olarak da yayımlandı. l Dış Haberler Biber gazı satışları arttı Köln’de yaşanan taciz skandalının ardından biber gazı ve taser (elektrik akımıyla karşıdakini etkisiz hale getiren ancak kalıcı zarar vermeyen silahlar) satışları fırladı. Alman gazetesi Handelsblatt’ın haberine göre savunma sporlarını öğrenmek için kursa yazılan kadınların sayıları da büyük artış gösterdi. Köln Emniyeti de yılbaşından bu yana 304 başvuru yapıldığını söylemişti. Antibiyotik için kan testi azla ve gereksiz antibiyotik kullanımının zararları artık herkes tarafından bilinirken uzmanlar hatalı kullanımı önlemek için bir kan testi geliştirdi. ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde bulunan Duke Üniversitesi uzmanları bu hastalıkların genler üzerindeki etkilerini inceleyen kan testi sayesinde hastalık belirtilerinin nedenini tespit ediyor. Hastanede acile F başvuran 273 kişinin örneklerini 44 sağlıklı kişininkilerle karşılaştıran araştırmacılar testlerinin doğru mikrop ya da virüsü tahmin etmede yüzde 87 başarılı olduğunu duyurdu. Testin yaygınlaşması ve kolaylaşması halinde hangi hastalara antibiyotik verileceği ile ilgili kararların daha hızlı ve daha doğru alınabileceği belirtiliyor. urjuvazi, çağdaş insanlık tarihinin ilk devrimci sınıfını oluşturur: Dintarım devletine ve onun temelini oluşturan toprak ağalığına son vermiştir. Üstelik orada da durmamış, kendi gelişmesine koşut biçimde zorunlu olarak yarattığı işçi sınıfı ile demokrasinin de önünü açmıştır. Aslında demokrasi, burjuvazinin toprak ağalarına karşı mücadelesi ile değil, işçilerin burjuvaziye karşı olan savaşımı ile kurulmuştur. İşçi sınıfının ortaya çıkışı Marksizmi üretmiş, Marx’ın haber verdiği çelişkilerle dolu dünyayı ise işçilerden önce burjuvazi idrak etmiş ve bu çelişkileri hafifletmek için kendine çekidüzen vermeye koyulmuştur. Demokrasi ve insan hakları, teknolojik ilerlemeler sonunda ortaya çıkan bütün bu sınıfsal mücadeleler sırasındaki kanlı olaylar ve siyasal devrimlerle gelişmiştir. Bu gelişmede, çöken bir rejimin altında kalarak tümüyle yok olmamak için, elindeki sermayenin sömürüsünü kabul edilebilir sınırlara çekmeye razı olan “akıllı” burjuvazinin rolü büyüktür. HHH Osmanlı İmparatorluğu, yukarda kısaca özetlediğim Endüstri Devrimi’nin gelişme çizgisini kaçırmış, dintarım imparatorluğu aşamasında patinaj yaparak, yozlaşarak ve yıpranarak sonunda yok olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının mucizevi bir biçimde kazandıkları Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, altyapısı olmadığı için yine mucizevi diyebileceğimiz bir biçimde kurdukları Türkiye Cumhuriyeti, nihai olarak, Batı’nın Endüstri Devrimi sonrasında ulaştığı “demokratik çağdaş ulusal devlet” aşamasını amaçlıyordu. Ama siyasal ve ideolojik olarak kâğıt üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kendisini üretecek olan iki çağdaş sınıftan, burjuvaziden ve onun güçlenmesinin sonucu olarak gelişen işçi sınıfından yoksundu! İşte dün genç yaşta, ani ve sırasız bir ölümle aramızdan ayrılan Mustafa Koç, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bu eksikliğini devlet yardımıyla giderecek olan burjuvazinin çekirdeğini oluşturan ilk öncü ailenin, Koç ailesinin üçüncü kuşak yöneticisiydi. HHH Koç ailesi, Ankara’daki bir bakkaldan, bir kereste tüccarı, bir kereste tüccarından bir çatı tamircisi inşaatçı, bir çatı tamircisi inşaatçıdan bir müteahhit tüccar, bir müteahhit tüccardan bir sanayici yaratan Türkiye Cumhuriyeti’nin mucizevi kuruluşunun sınıfsal temellerini oluşturan bir simgedir: Genç Cumhuriyet’in dayanacağı ulusal burjuvazinin simgesi! Nitekim kurucu dede Vehbi Koç, firmasının (sonradan holdinginin) varlığının Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik ve refahına bağlı olduğunu idrak etmiş bir sermayedardı. Koç ailesi, kendisini var eden Atatürk Cumhuriyeti’ne olan bağlığından hiç sapmamıştır. Kuruluş dönemindeki devletle iç içeliği, 1950 seçimlerinden sonra sona ermiş, ama artık palazlanan Koç ailesi, kendi başına, üstelik de siyasal iktidarın bütün baskılarına karşın, gelişerek yoluna devam etmişti. Sermaye birikimi yeterince büyüyen dede Vehbi Koç, bir süre sonra “insan sermayesi” üzerine yatırım yapmaya başlamıştı: Aile planlaması ve eğitim konularındaki vakıf kuruluşları bütünüyle, Türkiye’nin insan sermayesini geliştirmeye yönelik projelerdi. Elbette bu arada oğlu Rahmi Koç ve kızları Semahat Arsel, Suna Kıraç ve Sevgi Gönül artık burjuva sınıfının bütün olanaklarından yararlanarak yetiştirilen, çağdaş ve uygar ikinci kuşa B ğı oluşturmuşlardı. Kurucu dede Vehbi Koç, ikinci kuşak evlatlarıyla birlikte bir yandan sermayesini büyüttü, öte yandan eğitim, kültür ve sanat konularına yöneldi. İkinci kuşak Koç’ların temsilcisi olan Rahmi Koç, çok iyi bir karikatürist olmasının yanında, Türkiye’de tarih ve arkeoloji konularında öncülük yapmış bir koleksiyoner ve bir mesendir. Yine ikinci kuşak Koç’ların bir başka temsilcisi olan Suna Kıraç ve eşi İnan Kıraç, aynı biçimde, tarih, arkeoloji, sanat ve müzecilik konularında öncülük yapan komple kültür insanlarıdır. Sonuç olarak, dünya çapında başarılı üniversitelerden biri seviyesine yükselmiş olan Koç Üniversitesi, Sadberk Hanım, Rahmi Koç Endüstri ve Pera müzeleri, Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki Bizans pavyonu, Türkiye’nin en önemli bilim ve kültür ödüllerinden biri olan Vehbi Koç Ödülü, Türkiye’de burjuvazinin çekirdeğini oluşturan bir öncü ailenin kültür, eğitim ve sanatına yaptığı katkılardan hemen akla gelenlerdir. HHH İşte daha annesi ve babası hayattayken, sırasız ve ani bir biçimde aramızdan ayrılan Mustafa Koç, bu ailenin özenle yetiştirilmiş üçüncü kuşak temsilcisiydi. Dünyayla bütünleşen Türkiye’de burjuvazinin sahip ol Mustafa Koç Küba gezisinde Atatürk büstünü ziyaret ederek bu fotoğrafı paylaşmıştı. duğu bütün eğitim olanaklarından yararlanmıştı. İyi bir yöneticiydi. Holdingi ileriye taşıyordu. Geniş kültürlüydü. İşletmecilik kadar, siyaset ve sanatla de ilgilenirdi. Gerçek bir sportmendi. Golf ve (baba mirası olan) denizcilik başta olmak kaydıyla pek çok alanda aktifti. Sportmenliği kişiliğine de yansımıştı. Ahlaken de sportmendi. İyi bir evlat, iyi bir kardeş, iyi bir eş ve iyi bir aile babasıydı. Ailesini hiç ihmal etmezdi. Ve iyi bir insandı! Sevecendi, iyilikseverdi, bence en önemlisi de güvenilirdi. (Bence bir insanın erişebileceği en yüksek mertebe güvenilirliktir.) HHH Mustafa Koç, yukarda kısaca özetlediğim, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki burjuvazinin çekirdeğini oluşturan ailenin bütün olumlu birikimini de tevarüs etmişti: Babası, annesi, halaları ve kardeşleriyle birlikte Türkiye’de çağdaşlığın, demokrasinin, laikliğin, insan haklarının gelişmesinin öncülüğünü yapıyordu. Çok kısa bir süre önce ülkedeki gelir adaletsizliğine dikkat çeken kardeşi Ali Koç ve gerçek bir kültür emekçisi olan öteki kardeşi Ömer Koç’la birlikte, babası Rahmi Koç’un çizgisinde, dedesi Vehbi Koç’un ruhunu şad edecek bir uygar insan olmuştu. Zamansız ölümü Türkiye için büyük bir kayıptır. Kendisine rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle