21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 22 Ocak 2016 eğitim EDİTÖR: FİGEN ATALAY Doktora ‘rektörlük’ hilesi Cumhurbaşkanı tarafından Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Cevdet Erdöl’ün, “profesörlük unvanı”nı taşımaya hakkı olmadığı ortaya çıktı. dönem AKP’den milletvekili olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doktoru Cevdet Erdöl’ün, koşulları taşımamasına karşın yeni kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne rektör olarak atanması için bir dizi “kılıf” hazırlandığı ortaya çıktı. Erdoğan tarafından 18 Temmuz 2015’te, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Cevdet Erdöl, profesörİKLİM ÖNGEL lük unvanını kullanması için gerekli koşulları taşımıyor. Erdöl, rektör atandıktan 1 ay sonra, unvan sıkıntısını aşabilmek için 2002 seçimlerinden önce görev yaptığı Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne (KTÜ) atanıyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü olarak 3 gün KTÜ’de çalışan Erdöl, daha sonra tekrar rektör olarak atanıyor. Erdöl’ün kendisiyle ilgili tartışmaların önünü kesmek için attığı bu adımların yeterli olmadığı, rektörlük yapamayacağı dile getiriliyor. 14 3 Erdöl, 29 Mayıs 2002 tarihinde KTÜ’de profesörlüğünü aldı. Burada 2 ay 19 gün profesör olarak görev yapan Erdöl, 18 Ağustos 2002’de milletvekilliği adaylığı için istifa etti. Erdöl, 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar AKP’de milletvekili olarak görev yaptı. Bakanlık üniversitesine YÖK, Sağlık Bakanlığı himayesinde kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi için “1 Haziran10 Temmuz 2015” tarihleri arasında rektörlük için başvurulacağını belirten ilana çıktı. Rektörlük için YÖK’e başvuran Erdöl, 17 Temmuz 2015’te Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atandı. Atama kararı bir gün sonra 18 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlandı Yasaya göre profesörlük, doçentlik veya yardımcı doçentlik unvanlarını kazananlar yükseköğretim kurumlarında fiilen 2 yıl görev yapmak zorunda. Bunu yapmadıkları takdirde, yüksek öğretim kurumları dışındaki çalışmalarında bu unvanı kullanma Cevdet Erdöl hakları yok. Buna göre, Erdöl rektör olarak atandığı sırada, bir üniversitede 2 yılını doldurmadığı ve başvurduğu sırada da bir üniversitede çalışmadığı için rektörlük için gerekli olan “profesör akademik ünvanı”nı taşıyamıyor. diyen Atıcı, Erdöl’ün rektör olmadığını ve rektörlük adına yaptığı tüm işlem ve imzaladığı protokollerin hukuksuz olduğunu kaydetti. 2 yıl fiilen çalışmayan kişinin profesör unvanını kullanamayacağını, hatta kart bile bastıramayacağını söyleyen Atıcı, “Profesör oluyor, kısa süre sonra da vekil oluyor. 3 dönem vekillik yapıyor. Sonra rektör ilanına başvuruyor. Ama başvuru yapması için profesör olma şartlarını taşımıyor” diye konuştu. YÖK’ün inceleme dahi yapmadığını dile getiren Atıcı, “Çünkü Cumhurbaşkanı, tek adam bunu istiyor” dedi. ‘Unutmada!’ arış İçin Akademisyenler Bildirgesi”, gündemdeki yerini bu hafta da korudu; “1128” üniversite hocamızın ülkemizle ilgili üstelik dış odaklarca da iyice sorunsallaştırılan bir konuda görüşlerini açıklamaları kuşkusuz büyük bir dikkatle ele alması gereken bir olaydır. Ayrıca, yabancı kimi akademisyenler de bildirgeyi imzaladıkları gibi, başta “ABD” olmak üzere kimi “AB” ülkelerinin elçileri, sözcüleri de desteleyici açıklamalarda bulundular. Dahası, çağımızın felsefe bağlamında ayrı bir yeri olan ünlü düşünür “Noam Chomsky”de, bu bildirgeyi onaylanlardan. Öte yandan imzacı akademisyenlerin, baskınlarla evlerinden alınıp, soruşturmaya götürülmesi, gözaltına alınması kabul edilebilir de ğil kuşkusuz; “ABD”nin “Dışişleri” sözcüsü, “John Kirby”de bu durumu: “Türkiye’deki rahatsız edici bir trendin parçası” olarak değerlendirip, bildirgeci akademisyenlerin yanında yer alıverdi. Kısaca belirtilen bu durmumuza değinmeyi, ilkin “ABD”nin sözcüsü “Kirby”ye bir soru sorarak sürdürelim. Diyarbakır’ın “Çınar” ilçesinde görevlilerin aileleriyle, çolukçocuklarıyla birlikte oturdukları “Emniyet lojmanları”nı, bombalayan “PKK”nin böylece “bilerek isteyerek” öldürdüğü “dört” yaşındaki “İrem”in, bayrağa sarılı, neredeyse iki elin avuçları içine sığacak denli küçücük, yavru tabutunu gösteren resim, “Türkiye’deki, iç burkan bir trendin parçasını oluşturmuyor mu?” Ne dersiniz Sayın Kirby? Üstelik katledilen yalnızca “İrem bebek” değildi, lojmandaki öteki “bebekleri”de öldürdüler... Ayrıca, bir öğretim görevlisi olan “Chomsky”nin, bu “1128” meslektaşının yanında yer alması, kuskusuz “meslek dayanışması”nı da içerir; iyi de bu dayanışmayı, gece yarısı evleri basılarak alınıp, kurulan kumpaslarla “terörist”, diye “damgalanarak” yıllarca yargılanan, yıllarca özgürlükleri ellerinden alınan “üniversite hocalarımıza” böylesine, bu “çapta” bir “mesleki dayanışma” gösterdi mi? Ne gezer... “Chomsky” bir kenara; “Kumpas” davalarından olan “Ergenekon”da, “terörist”, “terör örgütü yöneticisi” olmakla suçlanan hocalarımızın, örneğin, “Doğu Anadolu”da iyice çölleşmiş bir arazide yaratılan yeşilliğin ortasında “yoktan var edilip”, çağdaş niteliklerle donatılan “üniversite” ve yerleşkesinin rektörünün, öğretim görevlilerinin, bu çapta örnek kurumlar oluşturan meslektaşlarının böylesine yanında oldu mu, “1128”in hiç olmazsa bir bölümü? Oysa bu hocalarımız, “Kürt’ünden varsaArap’ına, Zazasına, Türk’üne” dek, özellikle bölge çocuklarının birlikte, bir arada, kaynaşarak okumalarını istiyorlardı; inanılmaz çabaları bu “kaynaşma” içindi... Bildirgeciler, o günlerde bu öğretim görevlilerini destekleselerdi bugün “İrem’ler” ölmezdi; dahası, bebeler ölürken böyle bir bildirgeyi yazar durumda olmazlardı diye düşünmekten insan bir türlü vazgeçemiyor... Öte yanda, “Diyarbakır”ın ilçelerindeki kimi mahalleler adım adım “PKK”dan kurtuldukça, terör örgütünün uzun süre evlerinden dışarı çıkmalarına izin vermediği ilçe halkının, güvenli bir yere götürülmesi sırasında yaşlıca bir kadının görevli askere Kürtçe: “Çamaşır makinemi yeni almıştım o da sana emanet” demesini de, halkın yalnızca canını değil, malını da askere emanet etmesinin PKK’nın baskısına karşın, “devlet”e güveninin bir işareti olarak algılamalıyız, düşünmeliyiz... Pazartesi günü Cumhuriyet’te, “Selin Ongun Tuncer”in, “Demokratik Toplum Kongresi”nin (DTK) Eşbaşkanı “Hatip Dicle” ile yaptığı söyleşide, “Dicle”nin, şu sırada yaşananları dile getiriş biçemi (üslup) oldukça ilgi çekici, “Feryat ediyorum başaramadık; Türkiye’ye yazık, hepimize yazık!” diyor. Kuşkusuz haklı; ne ki, oldukça geç, dahası “çok geç kalındı” demekten de insan kendisini alamıyor; elbette söyledikleri dikkatle ele alınmalıdır; özellikle de “DTK”nın “14” maddelik “Özerklik Bildirgesi”ni unutmadan... Dahası, Türkiye için istenen “özerklik düzenlemesi”nin, “96 yıl” önce “Sevr”in yani “Barış” getirecek anlaşmanın, “Sevr Barış Antlaşması”nın da temel maddelerini oluşturduğunu, özellikle de bu maddelerle belirtilen “özerkliğin”, daha sonra kurulacak bağımsız “Kürdistan” için bir “geçiş” olduğunu da unutmadan... Ayrıca bunu “CHP”nin de unutmaması gerektiğini de unutmadan... Cuma, “Silivri”ye gitmek için Cumhuriyet’in bahçesinde (11.00), cumartesi günü de Beşiktaş’ta olalım! “B ‘Olay etik değil’ Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Bayazıt İlhan ise Erdöl’ün milletvekili iken de 2 yıl çalışma süresini doldurmadığı için taşımaması gereken profesörlük unvanını kullandığını kaydetti. İlhan hukuksuzluğun yanı sıra olayın etik boyutuna da dikkat çekti. l ANKARA ‘Hukuken rektör değil’ CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, konuyla ilgili Bilgi Edinme Yasası kapsamında YÖK’ten bilgi istendiğini ancak 15 gün geçmesine karşın yanıt verilmeğini kaydetti. “Burada ciddi bir keyfiyet söz konusu” ğitim İş ve Eğitim Sen, 2015 2016 öğretim yılının ilk dönemi sonunda, birer eğitim raporu yayımladılar. Raporlarda, Arapçanın seçmeli ders olarak ilkokulda yer alacak olmasının çocuklara vereceği zarar ve Güneydoğu’daki bazı ilçelerde aksayan eğitimin yarattığı problemler öne çıktı. Eğitim İş raporunda önümüzdeki yıldan itibaren ilkokul ikinci sınıf müfredatına Arapça konulması, “Cumhuriyet’in kazanımlarından harf devrimine karşı, AKP’nin Arapçayı topluma dayatma çabalarından biri” olarak değerlendirildi. Raporda öğretmenlerin borç batağında olduğunun altı çizilirken, Türk öğretmenlerin iş saati ve aldıkları maaşlar da Avrupalı meslektaşlarıyla karşılaştırıldı. Güneydoğu’daki sokağa çıkma yasaklarının çocukların eğitim hakkını ellerinden aldığı belirtilen Eğitim Sen raporunda, “20152016 öğretim yılının birinci yarısı, sokağa çıkma yasağının olduğu ilçelerde fiilen kayıp bir dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Cizre’de 104 okulda 41 bin 127 öğrenci, Silopi’de ise 68 okulda 39 bin 128 öğrenci olmak üzere toplam 80 bin 255 öğrenci ve 2 bin 991 öğretmen bu süreçten olumsuz etkilenmiştir” denildi. Sendikaların yarıyıl raporu E Ceza ile çözüm olmaz arneler bugün alınacak. Kimi öğrenci çok sevinecek, kimisi üzülecek. Karnesinde ‘kırık’ olanlardan bazıları belki eve gitmeye korkacak, cezadan, dayaktan kaçınmanın çarelerini arayacak. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Durgel Jagtap, “Sadece çocuğunuzun karnesine bakarak ceza veren ebeveynlerden olmayın. Yalancılığa teşvik edilerek karnesinde oynamalar yapan ya da ailesinden korkup intihara giden öğrencilerin üzücü öykülerine tanık olabiliyoruz. Bunların önüne geçmek için çocuğunuzla mutlaka iletişim halinde olun” uyarısında bulundu. OKULLAR YARIYIL TATİLİNE GİRİYOR, UZMANLAR UYARDI: K Medrese mektep İletişim şart Eğitim hakları alındı Yaklaşık 18 milyon öğrenci ve bir milyon öğretmen, yarın iki haftalık yarıyıl tatiline başlıyor. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan ödev verilmeyeceği müjdesini alan öğrenciler karne heyecanı içindeler. Jagtap, kötü karne nedeniyle çaresizlik duyan bazı öğrencilerin neler yapabileceğini şöyle anlattı: “Bazı öğrenciler bütün yıl çalışıp iyi notlar almanın rahatlığıyla tatili dört gözle beklerken bazıları için düşük notların aileye bildirilmesi sıkıntı kaynağı olabiliyor. Çocuklar maalesef anne babalarından gelecek tepkileri kestiremeyip cezalardan ürküp hatalı ve üzücü yollara başvurabiliyor. Kötü olayların önüne geçebilmek için ebeveynler sadece notlara odaklanmak yerine genel olarak çocuklarının öğrenmesi ni ve yaratıcılığını takip edip onları desteklemeli. Okul başarısı çocuğunuzun kişiliğiyle alakalı değildir. Akıllı, zeki olmanın övüldüğü aileler ile çalışkan ve azimli olmanın övüldüğü ailelerin çocuklarını karşılaştıran birçok araştırma uzun vadede azim ve hedefleri için elinden gelen her çabayı göstermesi teşvik edilen çocukların çok daha başarılı olduğunu gösteriyor.” Karnedeki düşük notların çeşitli sebeplerinin olabileceğini belirten Yaşar Üniversitesi akademisyeni, alınabilecek önlemleri sıraladı: “Karnedeki düşük notların çeşitli sebepleri olabilir. Örneğin çocuktan kaynaklanan görme, duyma gibi fiziksel ya da dikkat becerilerinde bir problemin yansıması olabilir. Öğretmenle ya da arkadaşlarla yaşanabilecek sorunlar, son yıllarda ön plana çıkan okul zorbalığına maruz kalmak gibi durumlar da başarıyı olumsuz etkileyebiliwr. Çocuğun ihtiyaçlarına kayıtsız bir anne baba, ailenin maddi sorunları, boşanma ya da vefat gibi olaylar da çocuğun okulla ilişkisini etkiler. Özellikle yarıyıl karneleri bu faktörleri değerlendirmek açısından iyi bir fırsattır. Düşük not getirmek çocuğunuzun da canını sıkmıştır. Bu yüzden ona destek vermelisiniz. Aileler çocuklarıyla birlikte oturup neden düşük notlar geldiğine dair tartışmalar yapmalı.” Fiziksel cezaya Hayır! Zorbalık başarıyı etkiler Fiziksel güç kullanılarak, ne kadar hafif olursa olsun belirli bir ölçüde acı veya rahatsızlık yaratma amacını taşıyan ceza yöntemi, çocuğa karşı şiddetin en yaygın biçimi. Bu yöntem, Türkiye’de halen TCK’nin madde 232’de belirtilen “disiplin yetkisi” ile tanınıyor. Fiziksel cezalandırmanın Türkiye’de yasaklanması için farklı sivil toplum örgütleri bir arada çalışıyor. Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin Ortaklık Ağı, Türkiye’de çocukların fiziksel olarak cezalandırılmasını önlemek için “Çocuklara Fiziksel Cezanın Sonlandırılması için Birlikte Harekete Geçiyoruz” kampanyasını başlattı. Ağ Sekreteryası ile Uluslararası Çocuk Merkezi ve Yüksek Öğretimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı (YÖRET) tarafından düzenlenen kampanya çerçevesinde önce sosyal medya bilgilendirme çalışması gerçekleştirilecek sonra da yasa değişikliği çalışmaları yapılacak. 22 OCAK 2016 SAYI: 32979 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörleri Hakan Çankaya Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Ankara’da karne gününe kar engeli nkara’daki yoğun kar yağışı nedeniyle dün eğitim öğretime verilen aranın bugün de sürmesine karar verildi. 950 bin öğrenci bugün almaları gereken karnelerini, hafta içerisinde okullarından alabilecekler ya da e okul sistemi üzerinden görebilecekler. Önceki gün yoğun kar yağışı nedeniyle okulları tatil eden Ankara Valiliği, yağışın sürmesi ve beraberinde oluşabilecek buzlanma nedeniyle trafikte yaşanması olası olumsuzlukları en aza indirmek amacıyla bugün de eğitimöğretime ara verdi. lANKARA A İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.46 05.30 05.50 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.17 12.22 14.51 06.58 12.07 14.39 07.17 12.30 15.06 Akşam 17.15 17.03 17.30 Yatsı 18.39 18.25 18.50 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle