15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Ocak 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 3 Kars 1/4 Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir Sivas Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 110 /5 0 170 /1 0 0 60 /40 120/7 0 100 /3 0 40 /10 20 /20 60 /10 15 0/8 0 10 0/50 80 /20 İstanbul 10/6 Ankara 6/2 Trabzon 11/9 İzmir 15/9 Antalya 18/10 Mersin 17/11 Diyarbakır 8/3 ur Atina Berlin Girne Londra Moskova Paris Madrid Amsterdam Roma New York Tokyo 150 /8 0 30 /20 180 /13 0 50/2 0 50 /110 70/30 110 /10 6 0/2 0 130 /5 0 30 /3 0 100 /1 0 İtfaiyeci çocuğa suni teneffüsle can verdi Ümraniye’de dün 2 katlı bir binanın çatı katında çıkan yangında içeride mahsur kalan 7 yaşındaki Mehmet Akif Demirhan, itfaiye tarafından kurtarıldı. Evde uyuyan ve yoğun dumandan etkilenen küçük çocuğu balkon camından eve girerek kurtaran itfaiye eri, çocuğa suni teneffüs yaptı. Çocuk hastanede tedavi altına alındı. Dumandan etkilenen çocuğun annesi ve 2 yakını sinir krizi geçirdi. Fenalaşan 3 kişi de ambulansla hastaneye götürüldü. l İSTANBUL Hikmet Çetin, telefon dolandırıcılarının tuzağına düşerek 50 bin TL verdi. Olay dolandırıcıların parayı bölüşmekte anlaşmazlığa düşüp birbirlerini ihbar etmesiyle açığa çıktı elefon dolandırıcılarının son kurbanı eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin oldu. Çetin, dolandırıcılara 50 bin TL’sini kaptırdı. Olay, anlaşmazlığa düşen dolandırıcılardan birinin ihbarıyla ortaya çıktı. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, kendisini polis ola Eski Meclis başkanı dolandırıcılara kandı rak tanıtan ve hesabını terör örgütünün ele geçirdiğini söyleyen kişiye inanan Çetin, 50 bin lirayı, telefon dolandırıcılarının verdiği hesaba gönderdi. Dolandırıcılar, İstanbul Laleli’de bulunan bir banka şubesine gidip parayı çekmek istedi. 3 dolandırıcı arasında parayı bölüşme konusunda anlaşmazlık çıktı. Dolandırıcılardan A.A., önce paranın bir miktarını çekti. Payına düşen parayı az bulan dolandırıcı henüz bankada olan arkadaşlarını polise ihbar etti. Çetin olayın eski olduğunu, konuşmak istemediğini söyledi. l Haber Merkezi T TELEFON HİPNOZUYLA KARŞILAŞIRSANIZ KONUŞMAYI SÜRDÜRMEYİN, HEMEN KAPATIN zmanlar kendilerine telefonda hâkim, savcı, polis, asker süsü veren dolandırıcıların tuzağına düşmemek için şunları öneriyor. l Panik yaşamanız doğal, ama telefon hipnozuyla karşılaştığınızda konuşmayı uzatmadan telefonu kapatmanız çok önemli. Telefonu kapatmanız kısa sürede transtan çıkacağınız anlamına gelir. l Bir yakınınızın hâkim, savcı, polis, asker olduğunu söyleyin. U iber suçlular, rastgele kişilerin hedeflendiği bir kimlik avı kampanyası S kapsamında resmi WhatsApp içeriği gibi görünen sahte epostalar göndermeye başladı. Mesaja tıklandığında yazılım bilgisayarlara ya da telefonlara bulaşarak kişisel bilgileri ele geçiriyor. Mesaj gelirse linke tıklamadan silin. WhatsApp virüsüne dikkat Bu, dolandırıcının hipnozunu tersine çevirecek ve sizi av listesinden çıkartacaktır. Zaman kaybetmeden konuyu bir yakınınıza bildirin. Dolandırıcıların en büyük silahı “gizli operasyon psikolojisi” oluşturarak birilerini aramanızı engellemektir. Polisi arayın. l Uzmanlar, bilinçaltına hitap edildiği için ilkokul mezunu ile profesör arasında bir fark olmadığına, herkesin bu tuzağa kolaylıkla düşebileceğine dikkati çekiyor. Öz kızına cinsel istismar İDDİASI rzincan’da geçen pazartesi günü polisi arayan vatandaşlar, İnönü Mahallesi’nde bulunan boş binaya küçük bir kızla adamın girdiği ihbarında bulundu. Olay yerine giden polis, çevrede güvenlik önlemi aldıktan sonra binaya girdi. Kız ile adamı yarı çıplak bulan polis, babakız olduklarını öğrenince Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürdü. Evli ve 3’ü erkek 4 çocuk babası olan ve inşaatlarda işçi olarak çalışan M.A., kızının tuvalet ihtiyacını gidermek için binaya girdiğini, kendisinin de kızı geç kalınca bakmak için arkasından gittiğini öne sürdü. Psikolog eşliğinde ifadesi alınan ortaokul öğrencisi kız, daha önce de babasının uzun süredir kendisine cinsel istismarda bulunduğunu ve korktuğundan kimseye bir şey söyleyemediğini anlattı. M.A, salı günü çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanırken, çocuk devlet korumasına alındı. l DHA Diyanet’in fetvası örnek oldu E Hem evsiz hem işsiz kaldılar HAZAL OCAK arihi İstanbul surlarının T dibinde yer alan ve Osmanlı saraylarına sebze yetiştiren YEDİKULE BOSTANI’NDA DI YIKIM BAŞLA tarihi bostanlarda iş makineleri dün zabıta ve polisin sert müdahalesi eşliğinde yıkıma başladı. Bostancılar tebligat yapılmadan barakaların yıkıldığını belirterek gözyaşlarını tutamadı. 3 yıldır bostancılık yapan Şevki Kaplan “Barakamı yıksalar da gitmeyeceğim. Burada yatacağım” dedi. Yedikule Bostancılar Derneği üyesi Cihan Kaplan, “Tarihe sahip çıkmamız gerekirken bizi atmak istiyorlar. Burada tarımı biterecekler, ranta açacaklar” diye konuştu. Can erok Yıkım sırasında bir kadın kendini iş makinesinin önüne attı. İstanbul surlarının dibinde yer alan tarihi Yedikule Bostanları’nın yıkımı geçen günlerde tekrar gündeme gelmiş, ekinlerin toplanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından bostan işletmecilerine mart ayına kadar süre verilmişti. Harvard’dan tepki Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Kafadar da “Tarihi bölgeye arkeolog olmadan kepçeyle müdahale ediyorlar. Bir yandan Osmanlı tarihini ağızlarından düşürmezken bir yandan içine ediyorlar. Belediyenin de bunda rolü var" diyerek yıkama tepki gösterdi. l İSTANBUL ayı saymayı biliyor musun? Hadi say. Reyhanlı 52, Diyarbakır 5, Suruç 33, Ankara 100, Sultanahmet 10. Güvenlik zafiyeti? Bahsedenin alnını karışlarlar. Bütün hüneri mevki karşılığı kurduğu partinin oyunu AKP’ye taşımak olan hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, güvenlik açığı yok diyor. Ondan evvel de mütebessim İçişleri Bakanı aynı şeyi söylemişti. IŞİD canı ne zaman çekerse, nerede isterse eylem yapabiliyor. Bakanlar, hükümet sözcüleri ise bir önceki patlamada yaptıkları konuşmayı dosyalarından çıkartıp yüzümüze okuyorlar. Cumhurbaşkanı ise bambaşka bir âlemde yaşıyor. Biliyorsunuz onun kendine muhtarlarıyla kurduğu bir alternatif gerçekliği var. Kendi kendine sarayında kurduğu bir harikalar diyarında yaşıyor. Ülkesinde ne olup bittiğinden pek haberdar değil. Şayet yaşadığı memlekette ne olup bittiğiyle ilgilenseydi herhalde dün konuşmasında IŞİD saldırısına 40 saniye, barış için akademisyenler inisiyatifine 10 dakika ayırmazdı. YÖK, Cumhurbaşkanı’ndan aldığı ilhamla derhal toplandı. İmza kampanyasına katılan akademisyenlerin işten kovulma haberleri de aynı hızla gelmeye başladı. Cumhurbaşkanı’nın açtığı yolda YÖK’ün gösterdiği amaçta şevklenenler de eksik olmadı. Rejimin yeni cihazı Sedat Peker, “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızda duş alacağız” dedi. Cumhurbaşkanı, YÖK, üniversite yönetimleri ve Sedat Peker. Hepsi kendi tarzlarına uygun şekilde meseleye el attı. Bugünden sonra o imza kampanyasına katılan bir akademisyenin kılına zarar gelirse sorumluları bellidir. Tezer Özlü’nün meşhur “Bu ülke bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” sözü artık “bizi öldürecek olanların ülkesi” olarak değişmiştir. Bunun da ardında aydınlar dilekçesi hakkında Kenan Evren’in açıklamalarına rahmet okutan şuurunu kurduğu muhtar evreninde bırakmış Cumhurbaşkanı, 12 Eylül’ün gülü olduğunu ispatlayan YÖK, kademe ve derece haricinde bir kaygısı olmayan üniversite yönetimleri ve Veli Küçük’ün yarenliğinden Tayyip Erdoğan’ın yarenliğine terfi eden Sedat Peker var. Bu birbirlerine ziyadesiyle yakışan mürettebatın farkında olmadığı bir şey var. Tezer Özlü’nün kederli isyanındaki “bu ülke bizim değil” serzenişine çok güvenmişler. Bilsinler ki bu ülke bizim de ülkemiz. Onu her yerinde bombalar patlayan, oluk oluk akan kanlarda duş alınacak bir cehenneme çevirseniz de bizim ülkemiz. Hapse atabilirsiniz, öldürebilirsiniz. Ancak maharetinizin sadece bu olduğunu ispat edersiniz. İntihar bombacılarının avlağına dönen bu ülkede Cumhurbaşkanı, YÖK ve Sedat Peker adlarını yan yana yazdılar. Artık aynı imza kampanyasındalar. Bu bir suç duyurusudur. Bir gün işleyecek adalete yazılmıştır. Bu memleket büyüktür. Tıka basa dolmuş ceplerinize sığmaz. Bu memleket bizim de memleketimizdir. Hedef gösterdiğiniz, kanlarında duş almak istediğiniz insanların da memleketidir. Siz o duşlarda al kanlara boğsanız da geride bırakacağınız o kanlı enkazı tertemiz sularla yıkayacak hakiki vatanseverler vardır. Buradayız ve adlarınızı kimlerin yanına yakıştırdığınızı görüyoruz. Buradayız ve olan bitenin farkındayız. Buradayız S Erdoğan’ın barış için imza veren akademisyenler hakkında “ceza çekeceksiniz” sözünden sonra ilk harekete geçen Sedat Peker oldu. Blog yazısında “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” dedi. Türkiye’de ve dünyada TT oldu. Yazısını bitirdiği “Bir umuttur yaşamak” sözü de sayısız espriye konu oldu ve TT listesine girdi. Duşakabinoğulları Beyi Efkan Ala, kameralar karşısına Şanlıurfa’da geçti. Vali’nin bakışı, açıklamadan çok konuşuldu Sultanahmet saldırısıyla ilgili hükümet adına ilk açıklama Numan Kurtulmuş’tan geldi Barış isteyen akademisyenler bu konuşmadan sonra hedef tahtasına kondu... Konuşmada 30 saniye Sultanahmet saldırısı, yaklaşık 5 dakika “barış isteyenler” kınandı... Her köşesi “olay yeri” ülkem... Yeni Türkiye (temsili değil) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle