Katalog

Çarşamba 30 Eylül 2015 KULTUR T Altın kal’a Porta rular başvu başladı Bu yıl 52’ncisi düzenlenecek Uluslararası Antalya Film Festivali’ne başvurular başladı. 29 Kasım 6 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin, geleneksel ‘Ulusal’ ve ‘Uluslararası’ yarışmalarına katılım ve başvuru süreçlerini anlatan yönetmelikle birlikte, başvuru formları da festiva lin internet sitesinde yayımlandı. Başvurular ‘Uluslararası Yarışma’, ‘Kısa Metrajlı Film Seçkisi’ ve ‘Antalya Film Destek Fonu’ için 12 Ekim’e; ‘Uzun Metrajlı Kurmaca’, ‘Belgesel’, ‘Animasyon’ ve ‘Deneysel’ türde yerli yapımlar içinse 26 Ekim’e kadar sürecek. (www.antalyaff.com) EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Perdeler sezona sürprizle açılıyor Ödenekli tiyatrolardan Bakırköy Belediye Tiyatroları yeni mevsime oldukça hazırlıklı girerken İstanbul Devlet Tiyatrosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ise sürpriz yeni oyunların yanı sıra, kimi belirsizlikler eşliğinde perdelerini açıyor. BBT’nin yarın, İBBŞT’nin ise 2 Ekim’de düzenleyecekleri basın toplantısıyla repertuvarlarını, açıklamaları bekleniyor. ürkiye’nin üçüncü ödenekli tiyatrosu Bakırköy Belediye Tiyatroları (BBT) geçen aylarÖZNUR da oyuncuların işten çıOĞRAŞ ÇOLAK karılması haberleriyle, sonrasında ise tiyatronun genel sanat yönetmeni seçimleriyle gündeme geldi. BBT’de ilk defa genel sanat yönetmeni seçimle belirlendi ve çoğunluğun seçimiyle en genç sanat yönetmeni Alican Yücesoy kurumun başına getirildi. Yeni mevsime hızla hazırlanan BBT’de dört yetişkin, iki yeni çocuk oyunu sahnelenecek. Önceki sezon oyunlarından “Külhanbeyli Müzikali”, “Kaç Baba Kaç”, “Hayvan Çiftliği”, “Romeo ve Jüliet”, “Sokak Kızı İrma”, “Şişman Domuz”, “Azizce”, “Güneşin Çocukları”, “Üç Kız Kardeş” adlı oyunlar repertuvardan kaldırıldı. Özellikle önceki sezonun en beğenilen ve kapalı gişe sahnelenen, Emrah Eren’in yönettiği “Hayvan Çiftliği”nin bu mevsim sahnelenmemesi hem seyirci hem de tiyatro açısından üzücü... “Lena, Leyla ve Ötekiler”, “Ben O İstanbul’u Çok Sevdim” ve “Hizmetçiler” adlı önceki sezon oyunları ise tiyatroseverlerle buluşmaya devam edecek. Uzun zamandır perdelerini klasik bir oyunla açmayan BBT 1 Ekim’de saat 20.30’da William Shakespeare’in “Yanlışlıklar Komedyası” adlı oyunuyla seyircisiyle buluşacak. Oyunun yönetmenliği Royal Shakespeare Company başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde yönettiği oyunlarla, Shakespeare konusunda ustalaşmış Timothy Supple’a, çevirisi ise Bülent Bozkurt’a ait. Demre’de Bizans kilisesi bulundu ntalya’nın Demre ilçesindeki Andriake antik kentinde yürütülen kazılarda, MS 56’ncı yüzyıldan kaldığı tahmin edilen Bizans dönemine ait bir kilise ortaya çıkarıldı. Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi olan Kazı Başkanı Doç. Dr. Nurettin Öztürk, “A kilisesi” olarak adlandı 17 A rılan Bizans dönemi kilisesinin zemininin mozaik kaplı olduğunu ifade ederek “Üç nefli (birbirinden sütun ya da paye dizileriyle ayrılan mekânlar) ve bazilikal planlı bir kilise. Zeminin ilk yapıldığı yıllarda tamamen mozaiklerle kaplı olduğunu düşünüyoruz. Bazı kısımlarında mozaikleri sağlam kalmış durumda” dedi. l AA Gizli kahraman: Muhittin Sadak Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın önceki sezon oyunlarından “Ben O İstanbul’u Çok Sevdim” yeni mevsimde de tiyatroseverlerle buluşacak. “iyileşme fikri”nin hassasiyeti içinde gerçekleştirilmiş. Festivalde prömiyer yapması planlanan oyunun başlıca rollerinde, Şener Günay, Fidan Tek Koşar, Didem Germen, Cihan İnan Bekar, Damla Karaelmas Gökhan, Faruk Üstün ve Muhammet Çakır rol alıyor. BBT, sezonda doğumunun 100. yılında Melih Cevdet Anday’ı “Yarın Başka Koruda” adlı oyunuyla anıyor. Aralık ayının sonunda prömiyer yapacak oyunun yönetmenliğini Yiğit Sertdemir üstleniyor. Ayrıca BBT genç kuşak Alman oyun yazarlarından Wolfram Lotz’un pek çok ödüle değer görülen “Gülünç Karanlık” adlı ilk kez sahnelenecek olan yapıtını Türkçeye kazandırıyor. Günümüz dünyasının uluslararası güç ilişkilerine sert bir politik bakış getiren “Gülünç Karanlık” oyununu Almanya’nın çağdaş yönetmenlerinden Nurkan Erpulat yönetecek. Özlem Saraç’ın yazdığı, Yelda Baskın’ın yönettiği “Köşe Bucak İstanbul” ve Ergun Sav’ın yazdığı, Doğacan Taşpınar’ın yönettiği “Pof’la Paf” adlı çocuk oyunları da yeni mevsimde sahnelenecek. İkinci dönem yeni oyunlarını daha belirlemeyen İstanbul Devlet Tiyatrosu (İDT) yeni mevsime birinci dönemde 3 yetişkin bir çocuk oyunuyla merhaba diyecek. İDT önceki sezon oyunlarından W. Shakespeare’in “Hamlet” adlı oyunuyla 1 Ekim’de Üsküdar Tekel Sahnesi’nde perde açacak. Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirdiği, Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği oyunda, Bülent Emin Yarar rol alıyor. DT’de yanılmıyorsam ilk olarak +13 yaş üstü için sahnelenecek. “#Cehennem” adlı oyunun yazarı Jennifer Haley, çevirmeni ise Gülay Gür. Metin Belgin’in yönettiği oyunun dramaturgisini ise Şafak Eruyar üstleniyor. Oyunda, sanal evrende suç teşkil eden dürtüleri bugünün gerçek dünyasından irdeleyen polisiye gerilimli öyküde suç olgusunun ahlaki boyutu eleştirel biçimde sorgulanıyor. Belgin oyunda, sanal ortamda dürtülerin yol açtığı eylemler, insanın hayal dünyasında ki sınır tanımazlığı, kurgusal olanın karanlığı ve sonsuzluğunu, sanal yaşamın sunduğu özgürlük çerçevesinde irdeliyor. Oyunda, Metin Belgin, Simay Tuna, Ahmet Somers, Hakan Onat ve Aslı Sarınç rol alıyor. Neil Simon’un yazdığı, Cemil Büyükutku’nun çevirdiği ve Hidayet Erdinç’in yönettiği “İkinci Bölüm”, karısını kaybetmenin acısını üzerinden atmaya çalışan bir erkek ve yeni boşanmış bir kadının hikâyesini konu alıyor. Oyunda, Ayşen İnci, Şahin Çelik, Erdal Bilingen ve Güneş Hayat rol alıyor. Oyun ilk 22 Ekim’de sahnelecek. Daha önce Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda seyrettiğimiz Orhan Kemal’in “Tersine Dün Neil Simon ya” adlı oyununu bu mevsim İDT’de seyredeceğiz. Oyunu sahneye Mustafa Gültekin uyarlıyor yönetmenliğini ise Elif Erdal üstleniyor. Her şeyin tersine döndüğü kadınların erkek, erkeklerin ise kadın rolüne büründüğü eğlenceli ve müzikli oyunun oyuncu kadrosu oldukça kalabalık. Oyunun 30 Ekim’de prömiyer yapması bekleniyor. “Purnima ve Sırlar Orman” adlı çocuk oyunu ise yeni mevsimde çocuklarla buluşacak. Günay Ertekin ve Handan Ergiydiren Doğan’ın yazdığı oyunun yönetmenliğini ise yine Doğan üstleniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ilk dönem dört yeni oyunla 7 Ekim’de seyirciyle buluşacak. Edmond Rostand’ın yazdığı, Mehmet Birkiye’nin yönettiği “Cyrano De Bergerac”, William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği “On İkinci Gece”, yeni mevsimde tiyatroseverle buluşacak. umhuriyet’ten sonra kurumsallaşan, yerellikten sıyrılıp evrensel dili konuşmaya başlayan Türk müziğinin yeni kuşakları bugün dünyanın çeşitli sanat merkezlerinde adlarını duyuruyorlar. Nice bestecimiz ve yorumcumuz hatırı sayılır ödüller kazanıyor; önde gelen müzik kurumlarında kabul görüyor. Müziğimizin bugünkü değerine kavuşmasına öncülük edenlerden birisi de Muhittin Sadak’tır. 16 Eylül 1900’de İzmir’de dünyaya gelmiş, 16 Eylül 1982’de İstanbul’da ölmüştür. Viyolonselciliği, oda müzikçiliği, kurduğu çoksesli korolar, Galatasaray Lisesi’ndeki, Feyzi Ati’deki efsane öğretmenliği ve büyük opera sanatçımız Leyla Gencer’i keşfetmesiyle müzik dünyamızda çok özel bir yere sahiptir. Babası Sadık Şehabettin, zamanın savcılarındanmış. Eşi köklü bir Osmanlı ailesi olan Hacıbekirlerin kızı Mihri Hanım. Piyanist ve pedagog olan kızı Gülseren Sadak ise halen Kıbrıs’ta yaşamakta. Muhittin Sadak, St. Joseph ve Galatasaray Lisesi’nde eğitim görmüş, kendi kendine viyolonsel çalmayı öğ Müziğimizin bugünkü değerine kavuşmasına öncülük edenlerden birisi de Sadak’tır. C İki dulun aşk hikâyesi İnci Aral’ın dokuz öyküden oluşan kitabından Emrah Eren’in sahneye uyarladığı “Kıran Resimleri” adlı oyun ise BBT’nin İstanbul Tiyatro Festivali’ne sunduğu projesi. Emrah Eren, Aral’ın bu eserini gündeme getirerek bizi toplumsal belleğimizde yüzleşemediğimiz bir gerçeklikle, Maraş katliamı ile karşılaştırıyor. Eserde sözü edilen kutuplaşmalar ve linç kültürü ne yazık ki bugünlerde de hissettiğimiz acıları akla getiriyor. İnci Aral’ın onayından geçerek tamamlanan bu sahne uyarlaması; neredeyse bir soykırım provası haline dönüşen katliamı, taraflardan ve resmi tarihten bağımsız olarak, daha önce sahne üzerinde dillendirilmemiş anlatılar yoluyla, “insan”ı odağa alan bir İnci Aral’ın kaleminden sahneye renmiş. 1922’de İstanbul’daki Darül Elhan’a Batı Müziği de ekleyerek bir konservatuvara dönüşmesini sağlayanlardan birisi olmuş ; viyolonsel öğretmenliği ve koro şefliğinin yanı sıra solfej hocalığı da yapmış. Cemal Reşit Rey ve Ekrem Tektaş ile 1924’te ilk trioyu kurmuşlar. Aynı dönemde ilk kuvartet de, Ali Sezin, Ekrem Tektaş, Goldenberg ve Muhiddin Sadak ile kurulmuş. İstanbul’da ilk karma oda korosunu kuran da Muhittin Sadak olmuştur. Her bir koristin partisini geceler boyunca üşenmeden elle yazdığı bilinir. Leyla Gencer’in parıltısını bu koronun içinden bulup çıkartması onun tarihe vurduğu bir damgadır. Bülent Tarcan, Sadak’ın ölümünden sonra Orkestra dergisinde şöyle yazmış: “İliklerine kadar müzisyendi. Ona ilk teknik bilgileri kim verdi bilemiyorum. Bil diğim kadarıyla Sadak, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü aşamasında aralarında Osmanlı prenslerinin, nâzır, vükelâ çocuklarının bulunduğu seçme ve kibar bir müziksever grubu içinde yetişmiştir. Bu grupta profesyonel olarak, Muzıkayı Hümayun mensupları da vardı. Ve bir araya geldikleri zaman hanedanın pek meraklı bir prensi (yanılmıyorsam Prens Abdürrahim Efendi) bunları yönetirdi. Son Halife Mecid Efendi de amatör bir müzikçi olduğu için saray ortamı müziğe çok değer vermekte idi. Sadak, işte bu aristokrat ortamın genç ve sevilen bir sanatçısı olarak gerçek ‘otodidakt’ (kendi kendini eğiten) bir öğrenimle yetişmişti.” Önceleri bir oda müzikçisi ve koro şefi olan Sadak’ı, giderek bir orkestra üyesi, İstanbul Filarmoni Derneği’nin 1946’daki konserlerini yöneten bir şef; İstanbul Şehir Orkestrası’nda bir solist, yeni kurulan Radyoevinde tonmayster, 1960’da Aydın Gün ile İstanbul Operası’nın kurucusu ve efsanevi bir müzik hocası olarak görürüz. Onun Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencileri sonradan besteci ve yorumcu dahi olmuşlardır. Ünlü nice operacımız da onun konservatuvar korosundan yetişmiştir. Cemal Reşit’in dediği gibi Muhiddin Sadak “doğuştan serapa müziktir.” Bence de kültür dünyamızdaki gizli kahramanlardan birisidir. Ayvazovski’nin İstanbul’u Ankara’da nlü Rus ressam Ayvazovski’nin İstanbul’u, bir kitap ve piyanist Anjelika Akbar’ın müziğiyle yeniden renklendi. Akbar, sanatçının eserlerini müziği ile buluşturuyor. Projede, çok nadir kullanılan bir sayısal teknik ile, tablolardaki anlatılar da can buluyor. Programın ve kitabın sunumunu Prof. Dr. Kıymet Giray’ın yapacağı etkinlik bugün saat 19.00 da, Ankara CerModern Ana Galeri Hangar salonunda ücretsiz izlenebilecek. l Kültür Servisi Ü HP Kültür ve Sanat Platformu, dün bir açıklamayla Türkiye’de son üç ayda kültür ve sanat alanında yaşanan önemli sansür ve baskı vakalarını listeledi. Platform adına Ercan Karakaş imzasıyla platformun sunduğu yirmi maddelik ‘problem’ listesi, özetle şöyle: l Notre Dame de Sion Fransız Lisesi, edebiyat öğretmenini işten çıkardı. l Tiyatro oyununa “örgüt propagandası” soruşturması. l Müzisyene beş eylemden dava... l Aktör Levent Üzümcü Şehir Tiyatroları’ndan ihraç edildi. l Karikatüriste Cumhurbaşkanı’na hakaret soruşturması... l Sokak müzisyenlerine saldırı. l AÜDK’den ‘skandal’ istek. l Tek bir gecede sanatçı yaptılar. l Çin Filarmoni Orkestrası’nın Son üç ayın kültür ve sanat ‘ibret vesikası’ C Türkiye’deki konseri iptal edildi. l Nâzım Hikmet Vakfı polis zoruyla tahliye edildi. l Munzur Festivali, IŞİD tehdidi nedeniyle iptal edildi. l Diyanet’ten ‘İnek Şaban’ tepkisi: ‘Bu filmler yüzünden...’ l Yeni Kültür Bakanı Yalçın Topçu’dan sanata karşı ifadeler... l Kültür Bakanı AKM’nin nerede olduğunu bilemedi ama çevresine yakışmadığını söyledi. l Sanata seçim ertelemesi! l Muhalif haberler paylaşan sanatçıya baskı! l Yargıtay’a göre Erdoğan ‘ucube’ diyerek hakaret etmedi, eleştirdi. l ‘Taşeron sanatçı’ dönemi başlıyor. l Yönetmensiz ve oyuncusuz Festival... l Sanatçılara montaj fotoğraflarla baskı. l Kültür Servisi C M Y B