28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 30 Eylül 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY haber 15 Şimdi de soğukla boğuşuyorlar SIĞINMACI DRAMI vrupa’ya varmak A için binbir zorlukla mücadele edip hayatlarını tehlikeye atan sığınmacıları yaklaşan kışla birlikte soğuk hava da vurmaya başladı. HırvatistanSırbistan sınırında yardıma koşan doktorlar hızla düşen hava sıcaklıklarının yol açtığı hastalıklar yüzünden çok sayıda yeni doğmuş bebek ve küçük çocuk tedavi ettiklerini duyurdu. Sığınmacılar arasında soğuk algınlığıyla ilgili hastalıkları arttığı açıklaması yapan Sınır Tanımayan Doktorlar’dan Vladimir Bozic, soğuk hava karşısında korunmasız 1 aylık hatta 15 günlük bebekleri tedavi ettiklerini belirtti. BM gönülllüleri battaniye, sıcak içecek ve yemek dağıtsa da yağmur çamur içindeki sığınmacıların nezle, grip olmasını engelleyemiyor. Boziç bu vakaların daha da artacağını belirtip “Kış geliyor” dedi. Hırvatistan sınırında şimdilik gündüz hafif sağanak yağmurda 13 derece olan hava sıcaklığı gece daha da düşüyor. BM ne işe yarar? irleşmiş Milletler Genel Kurulu zemininde bir araya gelen ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin, yakın gelecekte kozlarını Suriye topraklarında paylaşma konusunda anlaştı! Obama, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Esad’ı, çocukları katleden Tiran’a benzetti. Putin de Suriye’de ABD’nin baş düşmanı ilan ettiği IŞİD’e karşı mücadelede başlıca unsurun Esad olduğunu söyledi. Salt bu görüntüye bakanlar Obama ile Putin’in Esad konusunda birbirlerine fesat baktıklarını düşünebilir. Ancak dün her iki ülkenin dışişleri bakanlarının yaptıkları açıklamalar ABD ve Rusya’nın Esad’ın gitmesini artık öncelikli sorun olarak görmediklerini ortaya koyuyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry, iki ülkenin ilkelerde anlaştığını ilan etti. Esad’ın sonuyla ilgili görüş ayrılıklarını yadsımadı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise çıkış yolunu işbirliğinde gördüklerini açıkladı. İki taraftan gelen bu açıklamaların ortak paydasını Türkçeye şöyle çevirebiliriz: Suriye’de bugün dökülen kan ve yaşanan dramla ilgili ikimiz de sorumluluk almayalım. Faturayı bu toprakların içinde olup biten olaylara keselim. Esad’ın bugün gitmesi ikimizin de aleyhine. Yerine daha kontrolsüz güçler gelebilir. HHH BM Genel Kurulu’nda ana konu Suriye’ydi, gözler de Obama ve Putin’deydi. Bu tabloda önemli bir eksiklik var; BM Genel Sekreteri Ban Kimun! Birleşmiş Milletler’in bir kurul olarak işlevinin giderek zayıfladığını bu genel kurulda bir kez daha görmüş olduk. Zira her şeyi Obama Putin görüşmesinin şekillendireceğini herkes kabullenmiş durumda. Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine gönderme yaparak “Dünya beşten büyüktür” diyordu. Oysa BM Genel Kurulu’nda ortaya çıkan tablo gösterdi ki, iki dünyadan büyük... Suriye konusunda belirleyici olmaktan uzak bir görüntü çizen Ban Kimun’un, “ben kimim” deyip şöyle bir aynaya bakması gerekiyor. Suriye’de istatistik rakamları vermekten bile aciz olan BM’nin genel sekreteri, “Sorunun çözümü için ABD, Rusya, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye ortak çalışmalı” demekten başka bir şey yapmadı. HHH Ban Kimun topu 5 ülkeye attı ama o ülkelerin hiçbirinin politikası ötekine benzemiyor. İran, benim adamım Esad deyip kesip attı. Suudi Arabistan, Esad’lı çözüm istemem diyor, şu aşamada başka bir şey söylemiyor. Esad’ı öğleyin devirip Şam’da Emevi Camii’nde ikindi namazı kılmayı planlayan ama bunu yapamayınca Moskova’ya cami açılışına giden Erdoğan, yeni duruma uygun politikalar üretmeye çalışıyor. Başbakan Davutoğlu ise saplandığı stratejik bataklığın muhteşem bir şey olduğunu anlatmak için her yolu deniyor. Bu 5 ülkenin Suriye konusunda görünür gelecekte ortak bir noktaya varması çok çok zor. Başta eğitdonat olmak üzere ürettiği projeler iflas eden ABD gerçeği görüp Rusya ile ortak hareket etmenin yollarını aramaya girişti. Hiçbir uluslararası kuruluşa üye olmayan İran, tamamen kendi ülkesinin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu savunmaktan geri durmuyor. Bu karmaşık tablo, 1990’larda ortaya atılan “yeni dünya düzeni” kavramının tam tersine dönük “yeni dünya düzensizliği” haline geldiğini ortaya koyuyor. Böylesi durumlarda diplomasisi oturmuş, dünyaya kalbiyle değil aklıyla bakan ülkeler önceliği kendi çıkarlarına ve güvenliklerine verip bunun dışındaki her şeyi kapılarının dışında karşılarlar. AKP’nin Moskova’dan dönen yanlış hesabının en azından BM zemininde doğruya evrilmesini dileyelim. B Abdullah Cömert’in katil zanlısı polisin de içinde bulunduğu Akrep aracının ses kayıtlarında neredeyse küfürden başka konuşma yok CANAN COŞKUN Küfrederek vurmuşlar İYET CUMHUR SES INA KAYITLAR ULAŞTI Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert. ntakya’da Gezi eylemleri sırasında “Akrep” diye tabir edilen zırhlı araçtan atılan gaz fişeğiyle yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in katil zanlısı olan polis Ahmet Kuş’un Cömert’in ölümüne denk gelen saatlerde eylemcilere müdahale ederken ağza alınmayacak küfürler ettiği ortaya çıktı. Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nın incelediği Akrep aracına ilişkin ses kayıtlarında polislerin küfür haricinde hiçbir şey konuşmadıkları dikkat çekiyor. Cömert’in Gezi eylemleri sırasında 3 Haziran 2013’te öldürülmesine ilişkin polis Ahmet Kuş’un “olası kast ile öldürme” suçundan 25 yıla A kadar hapsinin istendiği davada Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi Jandarma Kriminal Laboratuvarı’ndan sanık Kuş’un gazcı polisi olduğu Akrep aracına ilişkin ses kayıtlarını çözümlemesini istemişti. Laboratuarın 15 Eylül tarihli Uzmanlık Raporu Cömert’in öldürüldüğü saatlere denk gelen ses kayıtlarında neredeyse küfürden başka bir söz olmadığını ortaya koydu. DVD kırık gönderildi Laboratuvar, mahkeme tarafından kendilerine gönderilen ve inceleme yapılması istenen DVD’lerden birinin birçok yerinde çatlak ve çiziklerin bulunduğunu belirterek, bilgisayara takılması halinde parçalanma ihtimali olmasından dolayı ince leme yapılamadığını kaydetti. Jandarma yalnızca diğer DVD’de yer alan Cömert’in öldürüldüğü saatlere denk gelen 23.00’dan 23.15’e kadar olan görüntülerde inceleme yapabildi. Jandarmanın inceleme yaptığı 15 dakika içinde araç içinde bulunduğu konuşmalardan anlaşılan komiser ile diğer polis veya polislerin küfürden başka cümle kurmadıkları fark edildi. Anlaşılabilen seslerin tapeleştirildiği raporda polisler eylemcilere defalarca kez “o... çocuğu” ve “Ananızı s....” diyor. Kayıtlarda eylemcilerin taş attığını konuşan polisler eylemcilere yalnızca bir kez dağılma uyarısı yapıyor. Uzmanlık raporu 9 Ekim’de görülecek olan davada avukatlar tarafından da değerlendirilecek. l İSTANBUL olandırmaktan Başpiskopos’u d n iki ilginç iddia yargılanan sanıkta ‘Egemen Bağış, Sansaryan’ı otel yapacaktı’ Egemen Bağış İşkenceye bürokrasi süsü verdiler Fransız ve Alman iki kadın sınırdışı kararına rağmen Türkiye’den çıkamıyor. DAMLA YUR ültecilerle birlikte İstanbul’dan Edirne’ye doğru yürürken gözaltına alınan Fransa ve Almanya vatandaşı iki kadın ‘sınırdışı kararı’na rağmen 4 gündür hâlâ Kumkapı’daki Yabancılar Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor. Ankara’nın bir telefonu ile çıkış yapmaları engellenen iki kadın merkezde zor şartlar altında kalıyor. AKP’ye desteğiyle bilinen basının ‘Gezici ajanlar’ olarak suçladığı iki isim koridorlarda yatıyorlar, hijyen problemi var, yiyecekler de kısıtlı... Charlotte Lecaille ve Nora Sophia Freitag, Suriyeli mülteci arkadaşları Ali Fares’in kardeşini bulmak amacıyla Edirne’ye yürüyen grup arasında yer almışlardı. İki kadın hakkında verilen ‘sınırdışı kararı’na rağmen Düzensiz Göç İdaresi Başkanlığı’ndan gelen bilgiyle çıkış yapmaları engelleniyor. Konsolosluğa ise işlemlerin devam ettiği gerekçesiyle bekletildikleri iletilmiş durumda. l İSTANBUL M Sansaryan Han, darbe döneminde işkence merkezi olarak kullanılmıştı. CANAN COŞKUN rmeni Patrik Genel vekili Başpiskopos Aram Ateşyan’ı dolandırdığı iddiasıyla yargılanan Kemal Tayfun Nargin ifadesinde ilginç iddialara yer verdi. Nargin’in, kendisini Başbakanlık Milli Emlak Müfettişi olarak tanıtarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Sansaryan Han’ın, Patrikhane’ye iade edilmesi için tapu devir masrafı olarak 6 bin TL aldığı öne sürülmüştü. Nargin, MİT’ten 2012’de ihraç edildiğini belirterek “Han vakfa devredilmediği takdirde Egemen Bağış tarafından kiralanıp otel yapılacağını bir şekilde öğrendim” dedi. İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi hanın Ermeni Patrikhanesi’ne iadesi ile ilgi E li ret kararı vermiş, kararı gazetemize değerlendiren dava avukatlarından Ali Elbeyoğlu da hanın 18 Temmuz 2013’te ihaleye çıkarılarak otele kiraya verildiğini belirtmişti. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 7 yıla kadar hapsi istenen Kemal Tayfun Nargin katıldı. Başka suçtan tutuklu olan Nargin ifadesinde MİT’e çalıştığını, 2012’de de ihraç edildiğini belirtti. Kendisini Başbakanlık müfettişi olarak tanıtıp para almadığını savunan Nargin, “Ankara MİT’te görevli arkadaşlar Sanasaryan Han’ın devrini istiyorlardı. Han vakfa devredildiğinde Ermeni Patrikhanesi tarafından işletilecekti. Devredilmediği takdirde Egemen Bağış tarafından kiralanıp otel yapılacağını bir şekilde öğrendim” iddiasında bulundu. MOBESE kayıtlarını silen cihaz emal Tayfun Nargin, “Vakfın olduğu yere Asım Bey ve şoförünün olduğu araçla gittik. Hatta Fatih’te görevli ekipler de bize yolda iştirak ettiler. Minibüste Erol ve Esma Hanım vardı” dedi. Ermenice bilen kimse olmadığı için oraya gittiğini kaydeden Nargin, “Para alma durumu söz konusu değildir. Tek başıma da oraya gitmedim. Herhangi bir telefon görüşmesi yapmadım. MİT görevlisi Erol Bey yap K mıştır” diye konuştu. Nargin ayrıca MİT’e girmeden önce sabıkaları olduğunu, MİT’in de bunu bildiğini belirtti. Nargin, kendilerinde MOBESE ve kamera kayıtlarını geriye dönük silebilen bir cihaz olduğunu ve araçla çıkışta bu güvenlik noktasındaki kayıtların silindiğini iddia etti. Mahkeme sanık Nargin’in suç tarihi ve öncesinde MİT’te çalışıp çalışmadığının MİT’e sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Akman’ın davası ilk duruşmada düştü İKLİM ÖNGEL eniz Feneri Davası’nda adı geçen eski Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman’a açılan görevi kötüye kullanma davası, cezaların bozulması, savcıların yerinin değiştirilmesiyle arapsaçına döndü. Asliye ve sulh arasında gidip gelen davanın ilk duruşması dün Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Akman’ın daha önce iki kez hüküm giydiği dava, ilk duruşmada düştü. D C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle