18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler KÜLTÜR SANAT Cuma 25 Eylül 2015 TürkiyeAB ne yapmalı? METİN ÇORABATIR * ığınmacılar AB topraklarına geçmeye çalışıyor. Bu gelişme hem hukuk açısından, hem de siyasi açıdan cevabı zor soruları ortaya çıkarıyor. Şu anda karşı karşıya kalınan durum, Türkiye, Yunanistan, Macaristan, Almanya gibi birçok ülkeyi etkileyen bir açmazlık halidir.  Mültecilerin ve etkilenen tüm ülkelerin çıkarlarını dengeleyecek bir kriz yönetim sistemi üzerinde anlaşmaya varılma başarısı gösterilememiştir. Böyle bir sistemin kurulamamış olması sonucunda da mülteciler, kendi çözümlerini kendileri üretmeye çalışmaktadırlar. Bu yazıda, hukuka atıfta bulunarak mültecilerin, Türkiye’nin ve diğer ülkelerin hak ve sorumluluklarını irdeleyeceğim. Mültecilerin sığındıkları ilk ülkede sığınmaya başvurma diye bir zorunlulukları yoktur. Mülteci hareketleri iki temel ama farklı soruyu ortaya çıkarır: 1) Mülteciler, savaş veya zulümden kurtulmak için nereye kaçacaklar? 2) Yeni bir hayatı nerede kuracaklar; geri dönecekleri ülkelerinde mi, ilk sığındıkları ülkede mi yoksa bir üçüncü ülkede mi? Mültecilerin ilk sığındıkları ülkenin, onların yeni vatanı olma mecburiyeti yoktur. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Yürütme Kurulu (EXCOM) ve birçok uzmana göre 1 sığınma başvurusu yapılacak ülkeyi seçme konusundaki hakları sonsuz olmamakla beraber, mültecilerin tercihleri de mümkün olduğu ölçüde dikkate alınmalıdır. BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi’nin 12. Maddesi herkese, sığındığı da dahil bir ülkeyi terk etme hakkını tanımaktadır. Sığınma başvurusu yapılan ülke, aynı kişi başka bir ülkeden daha önce koruma talep etmiş ise, o ülkede etkili bir korumanın mümkün olup olmadığını değerlendirebilir. Daha önce sığınma başvurusu yapılan ülke önemli bir sıkıntı altında ise ve sığınmacıların ihtiyaçlarını, kalıcı çözümü içeren koruma standartlarını sağ 16 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: BAHADIR AKTAŞ S layamıyorsa, başvuruyu kabul edebilir. Yaşadığımız krizde Yunanistan ve Doğu Avrupa ülkeleri egoistçe davranmakta, sorunun güvenli sığınma ülkesi olması açısından Türkiye’nin sorunu olduğunu söylemekteler. Bu 2 milyon mülteciyi barındıran Türkiye’ye yönelik adil olmayan ve orantısız bir tavırdır. Buradaki önemli yasak, mültecilerin zulüm görme ihtimali olan ya da yaşamları tehlikede bulunan ülkeye gönderilmeme yasağıdır. Uluslararası hukukta ülkelerin mültecileri kendi aralarında paylaşmayı öngören anlaşmalar yapmalarını engelleyen bir hüküm yoktur. Uluslararası hukuk sorumluluk paylaşımını öngörmektedir. 1951 tarihli Mültecilerin Statüsü’ne dair Sözleşme’nin (Sözleşme) Başlangıç Bölümü’nün 4. Paragrafı, sığınma konularında devletlerin uluslararası işbirliğine gitmelerinin bir yükümlülük olduğunu söylemektedir. 2 EXCOM Kararları, diğer uluslararası belgeler ve uygulamalar da işbirliğinin, uluslararası koruma sisteminin devamlılığı açısından temel teşkil ettiği görüşünü desteklemektedir. Mültecilerin üçüncü ülkelere yerleştirilmeleri bu işbirliği çerçevesinde, sadece mültecilerin haklarına saygı gösterilmesi olarak değil, aynı zamanda önemli bir koruma aracı olarak görülmelidir. Yerleştirme birçok transit ya da ilk sığınılan bölgelerdeki mülteciler için, AB’nin de geniş bir biçimde uyguladığı bir politikadır. Binlerce mülteci Yunanistan sınırına gelerek AB kapısına dayanmış ve “sıfır” noktasına ulaşmak için direnirken sorulması gereken soru şudur: Mültecileri ya Başka ülkeler Ülke seçebilirler mi? Sorumluluk konusu şamak istemedikleri bir ülkede yaşamaya zorlamak ne kadar doğrudur? Böyle bir zorlama hem mülteciler hem de onları barındıran ülke için birçok sorun yaratır. Yaşamak zorunda bırakılacakları ülkede hayal kırıklığına düşen ve yabancılaşan mülteciler, ileride o ülke için sorunlar yaratabilirler. Komşu ülkeden gelmiş mutsuz bir azınlık, kendilerini barındıran ülkede gelecekte bir sorun kaynağı olabilir. Dolayısıyla, Türkiye açısından bu insanları kendi topraklarında kalmaya zorlamak ulusal çıkarlarıyla uyuşur mu? Geçmişte Avrupa ülkeleri Türkiye’nin AB’ye aday bir ülke olarak uluslararası sorumluluklarını üstlenmesi ve kendi ülkesinde koruma sağlaması gerektiği gerekçesiyle bu ülkeden yerleştirme yapmamaktaydılar. Ancak AB ülkelerinin Birlik topraklarındaki mültecileri aralarında dağıtma konusunda anlaştıkları bugünlerde, aday ülkelere de daha fazla destek vermeleri gerektiği görüşü hem ilke olarak hem de pratikte savunulabilir.   Oxford Üniversitesi’nden Profesör Franck Düvell, bugünkü krize bulunacak en iyi çözümün, Yunanistan gibi kriz bölgelerinden mültecilerin tahliyesi planları ve (b) mültecilere barınma imkânı sağlayan Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerden başka ülkelere yeterli yeniden yerleştirme olanaklarının sağlanmasını içeren bir anlaşmaya varılması olacağını belirtmektedir. Avrupa Konseyi adına yapılan yeni bir araştırmada da bugünkü krizin yönetilebilmesi için AB’nin elindeki araçlar hatırlatılıyor 3 a) İnsani tahliye ve taşıma; b) İnsani amaçlı vizeler; c) Üçüncü ülkeye yerleştirme; 4) Göçmen vizeleri. Suriyeli mültecilerin Avrupa’ya kaçış girişimleri, aynı zamanda Türkiye’den de kaynaklanmaktadır. Türk makamlarının sadece AB’yi suçlamaları bu açıdan bizi çözüme götürmez. Çünkü Türkiye dört buçuk yıldır, Suriyeli mültecilere sadece “geçici koruma” sağlamıştır. Oysa mültecilerin Türkiye’de kalıcı çözüme ihtiyacı vardır. Kalıcı bir çözüm entegrasyon anlamına gelir. Entegrasyon 1951 Sözleşmesi’nin mülteciler için öngördüğü sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi hakları, bu arada çalışma hakkını içerir. Özellikle çalışma hakkı kişinin yaşamını sürdürmesinin en normal ve insani yoludur. Eğer Türkiye mültecilere daha iyi hukuki haklar tanırsa daha az Suriyeli ve başka ülke vatandaşı mülteciler Avrupa’ya gitmeyi isteyecektir. 1951 Sözleşmesi’ne coğrafi kısıtlama ile taraf olan Türkiye’de bugüne kadar “entegrasyon” bahsi bile yasak bir kavram olmuştur. Dolayısıyla bugünkü mülteci krizinde Türkiye’nin de rolü vardır. Er ya da geç AB, Türkiye’yi bu yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı suçlayacaktır. NDS Salonu’ndaki konserin solisti ünlü Avusturyalı piyanist Paul BaduraSkoda’ydı EGEMEN BERKÖZ Orkestra’sion mevsimi bir efsaneyle açtı alnızca sıcağıyla değil, seçim sonrası olaylarıyla da bizi boğan 2015 yazı sonunda gidiyor ve müzik galibageliyor. Mevsimi açmalarını artık sabırsızlıkla beklediğimiz salon ve orkestralardan elini en çabuk tutanlarsa Notre Dame de Sion Lisesi (NDS) salonu ile orkestrası Orkestra’sion oldu. 19 Eylül akşamı Orçun Orçunsel yönetiminde mevsimin ilk konserini veren Orkestra’sion’un eşlik ettiği solistse bir efsane, Avusturyalı piyanist Paul BaduraSkoda’ydı. Bilenler bilir: BaduraSkoda yalnızca piyanist değil; besteci, öğretici, yazar, bir müzik düşünürüdür aynı zamanda ve 87 yaşına karşın çalmayı, yazmayı, öğretmeyi sürdürmektedir. Müziği ve yapıtları üzerine en çok yazdığı besteciyse Beethoven’dır denebilir. Konserde de bu büyük bestecinin 1809’da Fransız işgali altındaki Viyana’da tamamladığı son piyano konçertosunu yorumladı ak saçlı delikanlı uçan parmakları ve sık sık kıpırdayan dudaklarıyla; yapıtın kendisi için en önemli ya da Kim yardım edecek? Türkiye bir ikilemle karşı karşıyadır: AB’nin mülteci almayı reddetmesi karşısında Türkiye, mültecileri, sınırdan zorla uzaklaştırmakta illere dağıtmaktadır. Hayatlarını insan onuruna yakışır biçimde devam ettirmelerinin önüne yasal engeller koymaktadır. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları ve insan hakları izleme mekanizmalarınca sertçe eleştirtilecektir. Öte yandan Türkiye mültecilere izin verip sınıra ilerlemelerini serbest bırakırsa AB tarafından kınanacaktır. Türkiye bu durumda ön almalı, sorunu uluslararası platforma, BM, EU, Avrupa Konseyi’ne taşımalıdır. Türkiye, UNHCR’den TürkYunan sınırında yardım isteyebilir. UNHCR, sınırda gelişmekte olan dramatik duruma Avrupa’daki yerleştirme ülkelerinin dikkatini çekmekte etkili olabilir. Uluslararası medyaya Suriyeli ve diğer mültecilerin acılarını iletmelidir. Mülteci ve göçmen haklarının sunuculuğunu üstlenmeli ve neden AB’nin, mültecilerin barınma ve diğer ihtiyaçları için sorumluluk yüklenmesi gerektiğini anlatmalıdır. Y Çözüm ne olmalı? * İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı can alıcı yerlerinde oluyordu bu ve sesi de yükseliyordu zaman zaman. Ve yaklaşık 40 dakika süren bir büyülenmenin ardından patlayan, bu müziği özlemiş müzikseverlerin alkışları öyle yoğundu ki usta üç kez daha oturdu piyanonun başına, Beethoven ve Chopin Polonezleriyle ödüllendirmek için bizleri. Genç şef Orçunsel, konserde çalınacak yapıtlar üzerine bilgi verdiği kısa konuşmasını bu kez ikinci bölümün başında yaptıktan sonra, orkestra Beethoven’ın Orçunsel’in de söylediği gibi kendi sesini ve kişiliğini duyumsattığı ilk yapıtlarından biri olan, 1801’de bestelediği 2. Senfoni’sini seslendirdi. Orçunsel kısa konuşmasında “iyi çalıştık” demişti bu senfoniyi, doğru çıktı, gerçekten duyarlı ve dengeli bir yorumdu dinlediğimiz. Şimdi sıra öteki salonlarımızda, öteki orkestralarımızda. Çoksesli evrensel müziği bilmeyen ve eğlence müziğiyle karıştıranların, kötü olayların ardından ilk akıllarına gelen konser erteleme ya da iptal biçimindeki engellemeleri araya girmezse elbet... ANMA Eşim, Annemiz, Anneannemiz, Babaannemiz, Öğretmen T.C. İNEGÖL (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/25 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Bursa il, İnegöl ilçe, Mahmudiye Mahallesi 499 ada no, 215 parsel no, tarla vasfında tapuya kayıtlıdır. Ekili dikili olmayıp yerleşim alanına yakın sulanabilir tarım arazisi niteliğindedir. Yüzölçümü: 8.681.00 m2 İmar Durumu: Tarımsal niteliği korunacak alanda kalmaktadır. Kıymeti: 287.804.05 TL KDV Oranı: % 18 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir. 1. Satış Günü: 09/11 /2015 günü 10:00 10:15 arası 2. Satış Günü: 14/12/2015 günü 10:00 10:15 arası Satış Yeri: İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu 2 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Bursa il, İnegöl ilçe, Mahmudiye Mahallesi 499 ada no, 192 parsel no, tarla vasfında tapuya kayıtlıdır. Ekili dikili olmayıp yerleşim alanına yakın sulanabilir tarım arazisi niteliğindedir. Yüzölçümü: 2.698.00 m2 İmar Durumu: Tarımsal niteliği korunacak alanda kalmaktadır. Kıymeti: 89.447,68 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: Tapu kaydındaki gibidir. 1. Satış Günü: 09/11/2015 günü 10:30 10:45 arası 2. Satış Günü: 14/12/2015 günü 10:30 10:45 arası Satış Yeri: İnegöl Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu Satış Şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatılmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/25 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/09/2015 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 147305) T.C. ANKARA 15. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2011/15060 Esas Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Taşınmazın Özellikleri: Ankara ili, Yenimahalle ilçe, 44776 ada no, 3 parsel no, Susuzİmar Mahalle/Mevkii, 4 Bağımsız Bölüm Taşınmaz B Blokta birinci katta olup fiili durum itibarıyla bağımsız bölümde antre+hol, üç oda, salon, mutfak, wc, banyo, ebeveyn banyo, kiler ve 2 balkondan müteşekkil 119 m2 kullanım alanlıdır taşınmazın geniş özellikle dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. Adresi: Susuz Mahallesi, Yıldız Caddesi 3762 Sokak Dostlar Koop. B Blok No:4 YenimahalleAnkara Yüzölçümü: 9.331 m2 Arsa Payı: 1/109 İmar Durumu: Var Kıymeti: 110.000,00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Tapu Kaydı gibidir. 1. Satış Günü: 11/11/2015 günü 14.3014.35 arası 2. Satış Günü: 09/12/2015 günü 14.3014.35 arası Satış Yeri: Ankara Adliyesi 2 nolu mezat salonu Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis. uvap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/15060 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 09/09/2015 * : İşbu satış ilanı ilgililerden Kenan Pehlivan’a tebligat yapılamadığından ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 148316) FATMA SİCİM’i sonsuzluğa uğurlayalı 7 yıl oldu. Sanki dün gibi… Yüreklerimizde yaşatıyoruz, anılarıyla. Seni Çok Seviyoruz , Işıklar içinde yat. Eşin Salih Sicim, Kızın Sevgin, Oğulların Levent – Bülent, Gelinin Aslı, Damadın Bülent, Torunların Bensu, Duru, Lara ANMA Bir çocuk daha okusun diye... Gazetemiz eski çalışanlarından, insan hakları haberciliğinin sembol isimlerinden Sevgili 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel : 0212.274 15 02 0212.213 74 02 Fax : 0212.275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 DENİZ TEZTEL’i aramızdan ayrılışının 2. yıldönümünde, sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. C Çalışanları C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle