28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 ünyanın en çok alıntı yapılan 10 ekonomistinden biri olarak gösterilen Massachusetts Teknoloji EnstiDaron tüsü Acemoğlu DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 3.0030 2.6 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.3930 3.2 kuruş 11.37 Sabit 74.149 976 puan 722.21 2.64 lira 108.05 40 kuruş EDİTÖR: PELİN ÜNKER Perşembe 17 Eylül 2015 Refah için sivil toplum şart D Acemoğlu’na göre Türkiye’de sivil toplum ortamı ve medya özgürlüğünde büyük bir bozulma var. Bu nedenle demokrasi gelişemezken, ekonomik refah da sağlanamıyor (MIT) İktisat Profesörü rasiler için seçim yapDaron Acemoğlu, “Türmak yeterli değil. Sivil kiye yıllarca demokrasitoplum katılımı şart. Kuyi de yaşadı askeri rejirumları başkanların başmi de. Ancak yaşamadıbakanların iyi niyetine ğı bir şey var. Kendine bırakamazsınız” dedi. PELİN güvenen toplum ve özG20’nin sivil topÜNKER gür medya. Bu desteklum katılım ayağı C20 leyici kurumlar olmaZirvesi’nde konuşan dan demokrasi olmaz. Son zaAcemoğlu, demokrasi gelişince manlarda sivil toplum ortamı ekonomik refahın yüzde 25 artve medya özgürlüğünde büyük tığını söyledi. Ünlü ekonomist bir bozulma görülüyor. Demok şöyle devam etti: “Demokrasi toplumda daha dezavantajlı olanlara artı etki yapıyor. Çocuk ölümleri azalıyor. Tekellere karşı mücadelede ve başka piyasayı kısıcı faaliyetlerde azalma demokratikleşmeden sonra oluyor. Ancak demokrasi tek başına yeterli değil. Kapsayıcı siyasi kurumlar önemli. Piyasa reformları, güvenilir bir ortam, yenilikçilik, eşit dağıtılan haklar olması için kurumsal bacaktan bahsetmek gerekiyor. Siyasi gücün etkili bir şekilde dağılması için başka kurumsal garantilere ihtiyacımız var ki güç gizli bir şekilde toplumun ufak bir segmentinde toplanmasın.” Acemoğlu, eşitsizliğin da ekonomik kurumların ve demokrasinin başarısızlığından kaynaklandığına dikkat çekerek “Ekonomik boyutta bir eşitsizlik varsa siyasi boyutta da eşitsizlik vardır” dedi. AKP rejimi üzerine iki saptama, iki not eçen günlerde karşılaştığım iki saptama, AKP rejiminin özellikleri üzerinde, bazı yanıltıcı varsayımlardan kurtularak daha sağlıklı düşünmeye yardımcı olacak nitelikteydi. Can Dündar, Hamburg’da “Türkiye’de basın özgürlüğü” konulu bir toplantıda konuşurken “12 Eylül döneminde de, söylediğim gibi gazetecilik yaptım. O zaman gazeteler toplatıldı, o zaman da gazeteciler tutuklandı. Ama ben bu çapta bir baskıyı 12 Eylül’de bile hissetmedim” demiş. Bu saptamada anahtar sözcük, bence, “hissetmedim”: Askeri rejimin disiplin, cezalandırma yöntem ve teknolojileri, bugünkü AKP rejimininkinden daha doğrudan ve şiddetli olabilir. Ancak bugün baskısı daha çok hissedilen bir rejim var. Can Dündar konuşmasında iki noktayı vurguluyor: Birincisi, askeri rejim, kalıcılık iddiasında olmayan, bir baskı rejimidir bir iki yılda gider. İkincisi, yasaklarını açıkça ortaya koyar, uymayanları cezalandırır. Bugünkü baskı rejimi 13 yılda, “pasif devrim”, “moleküler dönüşüm” kavramlarıyla ifade edilebilecek bir süreç içinde devletin, toplumun dokusuna sızarak yerleşmiştir; kalıcı olmak iddiasındadır. İkincisi, bugünkü rejim keyfidir, baskısını bu zeminde arttırmaktadır. Diğer taraftan 12 Eylül Askeri diktatörlüğü hem kendi olağanüstülüğünü, geçiciliğini “tanıyan” bir rejimdi hem de, AKP rejimi ile arasında, baskının bugünkü kadar daha ağır hissedilmemesine yol açan “yapısal” farklar vardı. 12 Eylül askeri rejimi, meşruiyetini kendi “kılıcının” gücünden, yerli ve uluslararası egemen sınıfların desteğinden alıyordu; halkın aktif desteği değil, pasif kabulü yeterliydi; bu anlamda askeri rejim toplumun (sivil toplumun) içinde değil üzerinde örgütlüydü. Etkisi, toplumun dokusuna, günlük yaşamına göre yüzeyseldi. İdeolojisi, toplumun genel çıkarını, koruma kollama savından besleniyordu. AKP rejimi, siyasal İslam hareketinin karmaşık, toplumun dokularına sızmış bir baskıyı üretebilen, fiziki, daha önemlisi simgesel şiddeti, günlük yaşamın mikro süreçlerinde harekete geçirebilen örgütlenmesine dayanıyor. Bu rejim hem özgün bir toplumsal tabana sahiptir hem de bu toplumsal taban bir, dini (Sünni) “hakikat rejiminin”, bu rejimle beslenen bir liderlik kültünün etkisi altındadır. Toplumun yüzeyine var olan bir askeri rejime muhalefet bir şeydir; meşruiyetini Tanrı’dan aldığını savunan, buna inanan bir kitle tabanına dayanan bir rejime muhalefet bir başka şeydir. Ne yazık ki daha sürecin başındayken, bu gerçeği AKP’nin toplumu demokratikleştireceğine, “Askeri vesayeti” kıracağına inanan dostlarımıza anlatamadık! G OECD, büyümeyi aşağı çekti OECD küresel ekonomiye dair büyüme tahminini düşürürken, ABD için yükseltti. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD küresel ekonomiye ilişkin tahminlerini değiştirdi. Örgüt, bu yıl küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminini yüzde 3.1’den yüzde 3’e indirdi. ABD ekonomisine ilişkin tahminini de yüzde 2’den yüzde 2.4’e yükseltti. Bu yıl Çin’e ilişkin tahminini yüzde 6.8’den 6.7’ye revize eden kurum, Avro bölgesi için tahminini yüzde 1.5’ten 1.6’ya yükseltti. Kuruluş Fed’i kademeli faiz artırımına çağırırken, gelişen ülkeleri sermaye akışlarında oynaklığa hazır olmaları konusunda uyardı. Dolar 3 liranın altını gördü Bir yandan güvenlik sorununa ilişkin müzakere yapılabileceği haberleri, bir yandan ABD verileriyle düşen dolar, TL karşısında yüzde 2 değer kaybetti zellikle son gelişmelerle hızlı bir yükselişe giren dolar, lira karşısında dün değer kaybetti. Önceki gün 3.0691’e kadar yükseldikten sonra saat 17.13’te 3.0275/3.0289 seviyesinde olan dolar/TL, dün sabah 3.02’nin altında işlem görerek güne başladı. PKK’nin müzakereye açık olduğu yönünde dün gelen bir haberin ardından gerileyen dolar/TL’de güvenlik endişelerinin baskısı halen devem ederken, küresel piyasalardan gelen verilerle gevşedi. Dün ve bugün ise küresel piyasalarda risk iştahının artmasıyla gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında düşüşe geçen doların, Türk lirasına karşı kaybı iki günde yüzde 2’yi aştı. Dün en yüksek 3.0324’e çıkan dolar/TL, küresel piyasalardaki iyimserliğin etkisiyle 2.9985 ile 9 Eylül’den bu yana en düşük seviyesini gördü. Kur serbest piyasada 3.0030 seviyesinden kapandı. Analistler, Fed’in faiz kararı öncesinde küresel piyasalarda risk iştahının arttığını belirterek, teknik olarak dolar/TL’nin 3.00’ın altında kalması durumunda sırasıyla 2.96 ve 2.92 seviyelerinin gündeme gelebileceğini öngörüyor. Öte yandan, Fed toplantısı öncesinde Merkez Bankası’ndan normalleşme adımı geldi. Merkez, teminat koşullarının sadeleştirilmesi konusunda bankaların, TCMB nezdindeki TL ve döviz likiditesi erişimine yönelik çalışmanın tamamlandığını açıkladı. l Ekonomi Servisi Ö Fitch’ten değişiklik beklenmiyor Ekonomistler, uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu Fitch Ratings’in yarın yapacağı Türkiye değerlendirmesinde kredi notu ve görünümünü değiştirmeyeceğini tahmin ediyor. AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi Fitch’in cuma günkü gözden geçirme toplantısında bir not değişikliğine gitmesini beklemediğini, eğer bir risk varsa daha çok not görünümü üzerinde olabileceğini ifade etti. Merkez’den yeni adım Fed için geri sayım başladı BD Merkez Bankası’nın iki gün sürecek olan faiz toplantısı dün başladı. Düşük faiz döneminde sona doğru yaklaşılırken, ekonomistler Fed’in zamanlaması hakkında ikiye ayrılsa da faiz artırım kararının kırılgan olan gelişen ekonomilerden sermaye kaçışını hızlandıracağına hemfikirler. Bazı analistler Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında Fed’in faiz artırımlarına başlayabileceğini beklese de Çin ekonomisinde görülen yavaşlama sinyalleri, küresel büyü A meyi olumsuz etkileyeceği endişeleri ve piyasalardaki oynaklık nedeniyle artırımın daha ileri bir tarihte yapılabileceği yönündeki beklentiler ağırlıkta. Dünya Bankası ekonomistleri, “Küresel piyasalardaki finansal stres bu tahmini bozarak, en kırılgan olan gelişen ekonomilerden hızlı bir sermaye çıkışı görülmesini tetikleyebilir” değerlendirmesi yaptı. Financial Times’ın 30 ekonomist ile özel olarak yaptığı ankette çoğunluk faiz artışı Çoğunluk eylül diyor için eylüle işaret ediyor. Bugün faiz artışı bekleyen kurumlar arasında BofA Merrill Lynch, Citi, JPMorgan ve UBS öne çıkıyor. Eylülden sonra ekonomistlerin en fazla yoğunlaştıkları dönem ise aralık oldu. Dokuz ekonomist aralık ayı için faiz artışı tahmini yaptı. Aralık diyen kurumlar arasında Goldman Sachs, HSBC ve Credit Suise yer alıyor. Reuters anketine katılan 17 ekonomistin ise yalnızca yedi tanesi bu hafta Fed’in faiz artırmasını bekliyor. l Ekonomi Servisi AKP’nin sabit seçmen kitlesi Bursalı Megane fuarda görücüye çıktı hakana1964@gmail.co m Lider, yeniden doğuyor Dünyanın ilk seri üretim hibrit otomobili olarak 1997 yılında tanıtılan ve 18 yılda 3,5 milyonu aşan satış başarısına imza atan Toyota Prius’un 4. neslinin dünya prömiyeri Frankfurt Otomobil Fuarı’nda yapıldı. Yeni Toyota Prius, yakıt verimliliği, çevreci performansı, keskin hatlarıyla dinamik ve heyecan uyandırıyor. rankfurt Otomobil Fuacın 2016’nın ilk yarısında satırı’na çıkarma yapan Reşa çıkması bekleniyor. Bu monault, hem Yeni Megane’ın ilk del, Talisman’ın temmuz ayıngösterimini gerçekleştiriyor, da ilk gösterimi gerçekleştirihem de Talisman Sport Tourer’ı len ve 2015 yılı bitmeden satanıtıyor. İlk gösterimi fuarda tışa sunulacak olan D sedan yapılacak olan Yeni Megane’ın versiyonuyla birlikte ürün gaGT versiyonu Renault Sport uz mında yer alacak. Talisman Sport Tourer, aktif amortisörmanlarıyla birlikte tasarlandı. lerle birlikte kullanılan 4ContYeni Megane GT modeli rol sayesinde kişiselleştirile4Control teknolojisini bu segbilir MultiSense teknolojisimentte kullanan ilk otomobil olma özelliğine sahip. Yeni Me ne sahip. gane her ihtiyaca yönelik motor seçenekleriyle 2016 yılının İbrahim Aybar başında showroomlardaki yerini alacak. Öte yandan Renault, fuarda Talisman’ın Sport Tourer versiyonunu da otomobil severlerle buluşturdu. Söz konusu ara F rankfurt Otomobil Fuarı’nda MercedesBenz CSerisi ailesinin en genç üyesi CSerisi Coupé, lüks segmentin en iddialı oyuncularından olacak SSerisi Cabrio ve boyutlarıyla şehir içi kullanım için en ideal alternatif olan smart’ın 2kişilik cabrio modeli smart fortwo convertible ilk kez tanıtıldı. Ayrıca Avrupa pazarına sunulmuş, segmentinde öncü olmaya hazır MercedesBenz GLC ve dinamik ruhuyla MercedesBenz kompakt araç segmentinin ilk ve en çok tercih edilen modellerinden yenilenen ASerisi ile tüm MercedesBenz ve smart modelleri, büyük beğeni topladı. Geleceğe gönderme F Ford’dan Frankfurt’ta SUV atağı Avrupa’da SUV atağına kalkan Ford, startı Frankfurt’tan veriyor. Ford standında, Avrupa versiyonunu ilk kez görücüye çıkan Yeni Edge SUV gösterisinin zirvesinde yer alırken, SUV ve AWD ailesi Kuga ve EcoSport modelleriyle tamamlanıyor. Yenilenen ve heybetli tasarıma kavuşan Ford Ranger da Avrupa prömiyeri ile dikkatleri çekiyor. Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Özer Sencar, son araştırmalarının sonuçlarını Tarafsız Bölge programında anlatırken yukarda değindiklerimle yakından ilişkili bir noktaya işaret etti. Metropoll’ün araştırmaları, AKP’nin, yıllar boyunca değişmeden kalabilen bir çekirdek seçmen kitlesi olduğunu gösteriyormuş. Diğer siyasi partiler, bu kitleye ulaşamıyor, diyalog kuramıyor, tercihine nüfuz edemiyor, dolayısıyla bu kitleyi etkileyemiyorlarmış; etkileyemedikleri için de AKP’nin, tek başına hükümet kuracak konumu koruyamasa bile, bu kitle sayesinde en büyük parti olarak kalmasını, siyasi iktidarın aldığı, alacağı biçimi belirlemeye devam etmesini engelleyemiyorlarmış. Metropoll araştırması, 13 yıllık AKP döneminde, toplumun önemli bir kesiminde güçlü “algısal kilitler” oluştuğunu gösteriyor. Ne yazık ki, bu “algısal kilitler”, özellikle de belli bir “hakikat rejiminin” (Sünni, siyasal İslamın) etkisi altında oluştuklarından (bunları bir kimlik yapılanması olarak da düşünebiliriz), dış bir etki olmadan, bir “travma” düzeyinde düş kırıklığı yaşamadan, kendiliklerinden çözülemezler. Henüz karar vermek için erken ama, şehit cenazelerinin böyle bir travmayı başlattığı düşünülebilir. Bu saptamalar, eğer doğruysalar, gelecek seçimlerde (kısa dönemde) AKP muhalefetinin, örneğin CHP’nin önündeki tek çıkar yolun o “sabit seçmen kitlesini” kazanmaya çalışmak yerine, onun dışındakileri bir araya getirmeye çalışmaktan geçtiğini söylüyor. AVM’ler liraya dönüyor Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sami Kariyo, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı Alışveriş Merkezleri Hakkında Yönetmelik Taslağı’nın sektörde yeni bir dönemi başlatacağını belirterek, “AVM’lerdeki ortak alan ödemesi dövizden TL’ye dönecek, markalarımız nefes alacak” dedi. Kariyo böylece adil, hukuken tanımlanmış ve denetlenebilir bir uygulamaya geçileceğini söyledi. Kariyor, ortak alan giderlerinin hesaplanmasında şeffaf bir döneme geçileceğini de belirtti. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle