28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Eylül 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 Teröre karşı ugün saat 16.30’da Ankara’da sivil toplum örgütleri, Sıhhiye’den başlayan bir yürüyüş düzenleyecekler. Katılımın yüksek olması, yürüyüşün teröre karşı kararlılığa yakışır bir vakar içinde geçmesini dilerim. Terör cevapsız bırakılmaması gereken toplumsal bir beladır. Teröre seyirci kalan yeterli tepkiyi göstermeyen toplumlar gibi yanlış tepkiler veren toplumlar da onun karşısında yenilmeye ve onun istediği doğrultuya girmeye mahkumdurlar. Terör, insanları sindirmeyi, toplum düzenini zıvanadan çıkarak bozmayı amaçlar, bunlar gerçekleştiği zaman da amacına ulaşmış olur. Cizre örneğine bakarsak... Devletin Cizre’de olanlara göz yumması, bir kalkışmaya aldırmaması, terör örgütünün yönetimin dizginlerini eline almasına seyirci kalması beklenemez. Böyle bir davranış hangi mülahazayla olursa olsun, vahim sonuçlar doğuracak bir yanlıştır. Son olaylar, “çözüm sürecinde” devletin velev ki barışcıl mülahazalarla olsun, bir şey olmuyormuş gibi görünürken bölgede erkin, alan hâkimiyetinin terör örgütünün eline geçmesine seyirci kalmasının affedilmez aymazlık olduğunu göstermiştir. HHH Teröre karşı polisiye önlemler alırken masum sivil halk cezalandırılıyormuş izlenimi yaratacak davranışlardan kaçınmak gerekir. Sivil halk ile terörü birbirine karıştırmamak esastır. Nasıl ki, tüm Kürt kökenli yurttaşlar PKK’li değilse, Kürtlerin çoğunluğu ayrılıkçılık peşinde koşmuyorsa, bütün Cizrelilerin de terör örgütünün aslında açık dikta olan sözde demokratik özerklik için başlatılan isyanın neferleri olmadığını görmek gerekirdi. Terör dolayısıyla, sivil halkın cezalandırıldığı izleniminin oluşması ve demokrasi B nin rayından çıkması tam da terörün istediği, onu amacına ulaştıran şeydir. Devlet teröre karşı polisiye önlemler alır, almak zorundadır, bu onun ödevidir. Ama bunu demokrasiyi rayından çıkarmadan vatandaşına zarar vermeden yapmak zorundadır. Bu zor, çok zor bir iştir. Sabır ister, bu sabrı hem devlet gösterecektir hem de toplum. HHH Terör uzun süre birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir olgudur. Bunu devlet topluma açıkça söyleyecek, toplum da bilip sabırla gereğini yapacaktır. Teröre karşı galeyana gelmenin yararı yok, zararı çoktur. Galeyan soğukkanlılığı kaybettirir, soğukkanlılık terör ile mücadelenin baş şartıdır. Ve yine bilmeliyiz ki, teröre karşı mücadele yalnızca polisiye önlemlerle olmaz. Terörün nedenlerine yönelik önlemler de almak gerek. Ama yine bilmeliyiz ki, bu önlemler teröristi caydırmaz. Terörün kör mantığı, kendini yaratan etkenler ortadan kalktıktan sonra bile eylemlerini sürdürmeye amirdir. Teröriste karşı polisiye, teröre karşı toplumsal, sosyal ekonomik, hukuki önlemler alırken bilmeliyiz ki, bu sonuncular yine de terörü tümüyle ortadan kaldırmayacak, olsa olsa onu enterne edip, marjinalleştirecektir. Evet, bugünkü terör karşıtı yürüyüş bütün bunları çağrıştırdı. Bugünkü yürüyüşün başarılı geçmesi, büyük katılımla gerçekleşmesini temenni ederim. Unutmayalım! Teröre karşı çıkmadan, teröre karşı mücadeleyi desteklemeden barış da olmaz, demokrasi de. Ama demokrasiyi çiğneyen yöntemlerle yürütülen teröre karşı mücadele de, barışı sağlayamadığı gibi, terörü de yenemez. umhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki Cumhurbaşkanlığı Konutu’nun güvenliği gerekçesiyle yeni adımlar atıldı. AOÇ’ye yapılan ve halkın tepkisini çeken Cumhurbaşkanlığı Sarayı, bölgeye yayılmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Ankara 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 10 Eylül 2015 tariSERTAÇ hinde aldığı 2678 EŞ numaralı kararla AOÇ’deki Atatürk Evi, Tarımcı Atatürk Meydanı ve daha önce yıkılan Metin Emiroğlu İlkokulu’nun bulunduğu bölgeler tarihi sit alanı olmaktan çıkarıldı. Karara kurulun Yenimahalle Belediyesi üyesi Ayşe Betül Uyar’ın dışında muhalefet eden olmadı. Bu karara karşın Atatürk Evi Saray, Atatürk Evi’ni de yutuyor SİT OLMAKTAN ÇIKARILDI C Ev Selanik’teki evin bire bir kopyası. ATATÜRK EVİ ve Marmara Köşkü binası tescilli olduğu için bu binalar yıkılamıyor veya bir değişiklik yapılamıyor. Ancak alınan kararla özellikle daha önce Saraya gelecek yabancı konuklar için konaklama yeri olarak MİT’ten alınan ve Cumhurbaşkanlığı’na kiralanan Marmara Köşkü’nün çevresinde çok sayıda değişiklik yapılabilecek. Buna göre tescilli olan Marmara Köşkü’ne karşın tarihi sit alanı olmaktan çıkarılan çevresindeki Marmara Havuzu, İzmir Köş MARMARA KÖŞKÜ kü ve köşk ile havuza adını veren Marmara Su Deposu’na ne gibi işlem yapılacağı bilinmiyor. Hepsi sakat Alınan karara tepki gösteren Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi Cemalettin Gürler, “Bu tür kurullar önemli kararlar alır. Çünkü verdiği kararlar esas olarak toplumun geçmişiyle geleceği arasındaki bağın inşasına ilişkindir. Ülkenin kurucusunun adını taşıyan, şehrin başkent olmasının özellik lerini barındıran tarihi özellikleri olan yerlere ilişkin bir günde karar vermek en azından ciddiyetle bağdaşmıyor. Kurulun gündemsiz önüne getirilen şey hakkında yeterince veri olmadan karar vermesi bu kurulların hepsini sakat hale getiriyor” dedi. Gürler, karar alınması istenen yerin büyüklüğünün belli olmadığını, istemin ölçeksiz ve koordinatsız kroki ile yapıldığını belirterek, “Sınırlar net belli değil. Verilen karar muhatapların istediği gibi üzerinde tasarruf edebilmesinin yolunu açıyor. Karar denetlenebilir değil. Bugün de elbet bir gün tarih olacak. Şimdi yapılan yerleşke bir süre sonra, bugün hakkında karar alınan yerlere dönüşecek. O zaman da biz bu yöntemle alınan kararlara karşı çıkacağız. Sorun hukuksuzluklar” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA Cumhurbaşkanı Erdoğan medya ve sermaye gruplarını hedef aldı umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı medya ve sermaye gruplarını teröre destek vermekle suçlayarak, “Buradan da sesleniyorum onlara destek veren medya grupları, onlara destek veren sermaye grupları, onlara iç ve dış destek verenler bunun bedelini er veya geç ödeyecekler” dedi. TRT canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Çözüm Süreci içerisinde tabii valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operas ‘Bedelini ödeyecekler’ C yonlara girmiyorlardı. Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler ama maalesef kendilerine çekidüzen vermediler tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki bir hazırlık safhasının içerisine girdiler. Nitekim bundan önceki yaşadığımız 7 Haziran seçimlerinde bunu gördük, Doğu’da, Güneydoğu’da gördük” dedi. 7 Haziran seçimlerinde örgütün tehditle kendi desteklediği siyasi partiye oy attırdığını savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün olduğu gibi bugün de ülkemiz terör sopasıyla hizaya sokulmak, tedip edilmek isteniyor. Sizlere sesleniyorum, önümüzde 1 Kasım, işte bu 1 Kasım adeta bir milat olsun, bir yeniden doğuş olsun. Bu yeniden doğuşta da bu ülkede inşallah bu terörü gelin toprağa gömün diyorum” dedi. Sokağa çıkma yasaklarının rahat operasyon yapmak ve devletin gücünü hissetirmek için yapıldığını kaydeden Erdoğan, “Lojmana ateş ediyorlar, havan topuyla lojmana. Niye? Çünkü orada devletin resmi güvenlik gücünü asla kabul etmiyorlar. Çünkü bunların derdi başka, yani kurtarılmış bölgeler. Ama bu ülkede bunlara asla böyle bir fırsatı vermeyeceğiz. Ama buradan da sesleniyorum onlara destek medya grupları, onlara destek veren sermaye grupları, onlara iç ve dış destek verenler bunun bedelini er veya geç ödeyecekler” ifadelerini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet ‘Medya milleti birbirine düşürüyor’ 3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumunda konuşan Erdoğan, medyayı terör örgütüne destek vermekle suçlayarak yine hedef gösterdi. “Medya desteği ve parasal destek veriliyor” diyen Erdoğan, bir grup medya mensubunun, STK’nin ve siyasetçinin milleti birbirine düşürmeye çalıştığı görüşünü savundu. Erdoğan, “Bunun medya ayağı var. Onlar da teröristleri cici çocuklar olarak gösteriyor. Saldırıyı başlatan terör örgütü ve yandaşları, ama suçlanan devlet, hükümet ve şahsım. Terör örgütüyle, siyasetçisiyle, medyasıyla herkes bu ihanet senaryosundaki rolünü ezberlemiş, her fırsatta sergiliyor” sözleriyle hedef gösterdi. Er ya da geç Hep Beklenen Ama Hiç Gelmeyen Kutsal Başkanlar... Davutoğlu’nun, sızma olmaması için üst kurul üyelerine yemin ettirdiği konuşuluyor Ne mutlu ki hepimize… Gezi Direnişi, Nazif Ay gibi namusluvicdanlı aydınları kazandırdı bize… Soner Yalçın aşbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında milletvekili aday listesi üzerindeki çalışmasını sürdüren üst kurul, büyük oranda adaylar üzerindeki incelemesini ve taslak sıralamayı yaptı. İstanbul, ayrıntılı değerlendirme için en sona bıEMİNE rakılırken, özellikle oy KAPLAN kaybının yaşandığı Güneydoğu illerine özel çalışma yapılıyor. Davutoğlu’nun, parti içinde karışıklığa yol açmaması için üst kurul üyelerine, adaylar ve sıralamasıyla ilgili hiç kimseye bilgi vermemeleri için yemin ettirdiği öğrenildi. Yeni bir kriz yaşanmaması için liste çalışmalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile istişareyle yapıldığı kaydediliyor. 7 Haziran seçim sonuçları üzerine il il hazırlanan raporlar değerlendirilirken, partinin yüzde 510 arasında oy kaybettiği illerle ilgili özel çalışma yapılıyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da büyük oy kaybının yaşandığı illerde, Kürt seçmenin sempati duyduğu, aday yapılması durumunda partinin oyunu artırabilecek isimler üzerinde duruluyor. Eski Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile son kongrede MKYK üyesi olan Galip Ensarioğlu’nun ‘Yeminli’ aday listesi B Diyarbakır’dan aday yapılabileceği belirtiliyor. Büyükşehirlere özel önem verilirken, özellikle 7 Haziran seçiminden sonra “İstanbul’daki Kürt seçmeni hesaba katılmayarak liste hazırlandı. Kürt seçmenin oy verebileceği isimler aday yapılsaydı İstanbul’da durum farklı olabilirdi” eleştirisinin dikkate alınacağı kaydediliyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu’nun İstanbul’dan aday gösterilebileceği konuşuluyor. Binali Yıldırım’ın İzmir, Numan Kurtulmuş ile Efkan Ala’nın Recep Akdağ’ın Erzurum’dan aday olması durumunda İstanbul’a kaydırılabileceği dile getiriliyor. Cemil Çiçek ile Yalçın Akdoğan’ın adı da yine Ankara için geçiyor. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ise Trakya’daki oy kaybı nedeniyle yeniden Edirne’den aday yapılabileceği belirtiliyor. SP ile ittifak görüşmelerini yürüten eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın “Yangın var, yangını söndürmek için ne gerekiyorsa yapacağız” açıklamasını anımsatarak, “Yangını söndürmek için sayılara takılınmaması gerekiyor” dedi. SP’nin 20 vekil ısrarına karşın AKP 56 vekil önermişti. l ANKARA Asiltürk Bölgeye özel önlem Deccal Dindarmış’la büyük ses getiren Nazif Ay bu kitabında, bütün inanışların “Mehdi” ve “Mesih” anlayışını inceliyor, söylen(e)meyen esrarengiz ilişkileri çarpıcı bir üslupla anlatıyor. SP’ye tepki aadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk, AlJazeera’ye yaptığı açıklamada, bir süredir görüşme halinde oldukları AKP’li yetkililerle bugün son kez bir araya geldiklerini söyledi. Meclis’te grup kurmak için gereken 20 milletvekili şartının AKP tarafından kabul edilmediğini belirten Asiltürk, “Bugünkü konuşmanın başında 1520 gün önce söylediğimiz şarta uygun davranamayacaklarını söylediler. Bizim için bitmiştir. Artık görüşmeye değer bir şey yoktur. Bizim derdimiz 1015 milletvekilini Meclis’e sokmak değil, Meclis çalışmalarında etkili olmaktı. Onlar bunu kabul etmeyince bitti. Allah selamet versin dedik” diye konuştu. Saadet Partisi ile Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kurduğu ‘Milli İttifak’ 7 Haziran seçimlerinde yüzde 2.06 oranında oy almıştı. l Haber Merkezi Saadet: AKP’yle bitti S C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle