28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 17 Eylül 2015 TASARIM: BAHADIR AKTAŞ KongraGel Başkanı Remzi Kartal’a göre, Türkiye’nin çatışma ortamına dönmesinin tek sorumlusu Erdoğan devleti. İddiası da 1 Kasım’da faturanın Erdoğan’a çıkartılacağı... Erdoğan kazanırsa, Türkiye kaybeder Kartal, ‘Barış cephesi ya Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme temelinde Erdoğan’ın saltanatına son verir yahut Kürt halkı kendi çözümünü geliştirir4 diyor. söyleşi 11 Anketlerden fal tuttum! amuoyu araştırmaları sadece siyasetin değil tüm toplumsal yaşamın bir parçası haline geldi. İletişim çağının yan ürünlerinden biri olan sistem zaman zaman yanlışlar yapsa da kimsenin vazgeçemediği bir siyaset aracına dönüştü. Video kasetlerin moda olduğu dönemde bunu siyasette en etkili kullanan, AKP’lilerin ataları olmuştu. Bugün de kamuoyu araştırmalarının öne çıkmasıyla birlikte bu yöntemi etkili kulllananların başında AKP geliyor. Öyle ki salt bunun için özel şirket kuracak kadar benimsediler. Seçimlerin olmadığı dönemlerde de anketten vazgeçmiyorlar. Attıkları bir adımın hemen toplumsal algısını ölçüp, ikinci adımı şekillendiriyorlar. Bunu yaparken tamamen bilimsel verilere bağlı kaldıkları söylenemez. Yerine göre rakamları yanıltıcı kullanıp kendilerinden başka bir seçeneğin çıkmasının olanaksızlığını topluma dayatmaya çalışıyorlar. 1 Kasım seçimlerine giderken siyasilerden önce anketler konuşmaya başladı. Kamuoyuna açıklananaçıklanmayan anketlerin tümünün ortak paydası şu: AKP tek başına iktidara gelemiyor! Medyanın tümüyle kontrol altında tutulmak istendiği, devletin AKP’nin alt organı yapıldığı, MİT’in açılımının muhalefeti izleme teşkilatı haline geldiği bir iklimde bu sonuç önemli. HHH AKP, ilk kez 7 Haziran seçimlerinde mağduriyet üretememişti. 1 Kasım seçimleri içinde dönüp dolaşıp maduriyet üretmeye çalışıyorlar, olmuyor. Aldatılmalarını bile bir mağduriyet unsuru haline getirmeye çalıştılar, tutmadı. 7 Haziran’dan bugüne yaşananların tek parti iktidarının sona ermesinden kaynaklandığını dayatmaya çalışıyorlar, bu da tutmuyor. Tam tersine gelişmeleri biraz dikkatli izleyen herkes olup bitenin farkında. Hiç beklemediğimiz insanlar, “Bütün bunlar o tepedekinin hırsı yüzünden oluyor” deyiveriyor. CHP’de ise bir önceki seçimlerden farklı bir tablo var. 2007 ve 2011 seçimlerinde MHP’nin barajı geçmesi gerektiğini düşünen kimi CHP’liler bu partiye oy vermişti. Öyle ki aileler oylarını bölüşmüş, her 3 4 oydan birinin MHP’ye verilmesi için propaganda yapılmıştı. Çünkü 3 Kasım 2002 seçiminde Meclis’e sadece 2 partinin girmesinin AKP’ye hak ettiğinin çok ötesinde güç kazandırdığı görülmüştü. HHH 7 Haziran seçimlerinde de Meclis’e dördüncü bir partinin girmesinin, AKP’yi tek başına iktidardan edeceği görüldü. Son 4 genel seçimi özetlemek gerekirse, Meclis’e 2 partinin girmesi AKP’yi azgınlaştırıyor, anayasaya hükmeder hale getiriyor. 3 partinin girmesi AKP’ye yine hak etmediği ölçüde güç veriyor ve tek başına iktidar yapıyor. 4 partinin girmesi ise seçmen eğiliminin daha sağlıklı parlamentoya yansımasını sağlıyor. AKP’yi de tek başına iktidardan ediyor. Toplum, bu tabloyu gördü ve beynine çaktı. Şimdi AKP bunu unutturmak istiyor, benden başkası yok diyor. Bu, dayatma siyasetin doğasına ters. HDP’nin barajı aşma sorununun kalmaması CHP’li seçmeni de rahatlattı. 1 Kasım’da seçmen daha bir “kendisi” olarak sandığa gidecek. CHP’liler için 2007 ve 2011’deki “MHP barajın altında kalmasın”, 2015’teki “HDP barajın altında kalmasın” kaygıları artık yok. CHP’liler şimdi şunu hedeflemeli; CHP, AKP’nin altında kalmasın! K DP “Türkiyelileşme” şiarıyotoritesi vardır. Artık Türkiye halklarüş farklılıkları ve cepheleşmeler var. lış ve sorumsuzca olduğunu ileri süla girdiği 7 Haziran seçiminrı Erdoğan’ın saray devleti gerçekliği ile Bir de Kandil, İmralı ve Avrupa araren Kürt aydınları ve hatta örgüt içinsında sorunlar var” deniyor... Var mı? den zaferle çıktı. Ama AKP ve karşı karşıya. Kürt hareketi ve bazı deden kişiler var... Katılıyor musunuz? Bu analizlerin çoğu Kürt hareketiCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fiimokrasi güçleri dışında muhalif güç28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Sarayı nin yeterinlen gerçekleştiğini söylediği “yönetim ler korkutulmuş ve bastırılmış durummutabakatı ile Kürt ce iyi tanındeğişikliği”ni yasal da. Saraya direnen ve bastırılması gesorununun geldiği mamasınkılıfına sokacak hü reken en tehlikeli güç olan Kürt siya aşama müzakere ve Dolmabahçe mutabakatı ile SÖYLEŞİ dan kaynakkümet etme çoğunsi hareketine karşı da Erdoğan devleçözüm aşamasıdır. Kürt sorununda müzakere ve lanıyor. Bu luğuna ulaşamamati topyekun savaş başlatmıştır. Bu saKürt mücadelesinin çözüm aşamasına gelindi. Bunyapılanmasının ardından, Türvaş konsepti durdurulmaz ve başarısızbundan geri adım atdan geri adım atılması mümların hepsikiye çatışma iklimilığa uğratılmazsa, sadece Kürt halkı ve ması mümkün dekün değil. Erdoğan’ın bunu ne geri döndü. Suruç siyasi hareketi değil bütün Türkiye kay nin misyonğildir. Erdoğan devkatliamı ve PKK’nin bedecektir. Aksi tam da Erdoğan’ın iste ları farkletinin de bunu sasavaşla geri çekmesi de değil. lı olduğu üstlendiği iki polisin diği olur; “bakın işte istikrar ve güvenvaşla geri çekmesi Sonuçta masaya gelinecek için aralaCeyda şehit edilmesiyle baş liği ancak ben sağlarım, bana bağlı güçmümkün olmadığı girında görüş layan süreçte, yüzlü bir hükümet olmazsa Türkiye kaybebi, bunda ısrar etmeKaran farklılıkladen fazla can yitirilder” diyecektir. Bugün herkes biliyor ki si halinde de Türkiye rının olmadi. Türkiye kamuoyu şimdi bir ucunda sarayını kurtarmak için bu savaşı çıkahalklarına büyük kası doğaldır. Ancak karşıt cepheleşmehükümetin“teröre karşı savaş” politikaran Erdoğan’dır. yıp ve zarar verecektir ve sonuçta geliler de söz konusu değildir, böyle gösterlarını, diğer uçta ise PKK’nin yeniden necek yer yine çözüm masası olacak. Dağlıca: Kaçınılmaz sonuç mek gerçekçi değildir. İmralı, Kandil ve açtığı cepheyi tartışıyor. Avrupa arasında da bazı çevrelerin id‘Özyönetimin tam zamanı’ Peki 1980’li ve 1990’lı yıllara mı döEvet, maalesef savaş büyük kayıpladia ettikleri gibi sorunlar yoktur. Bunnülüyor? Bunların müsebbibi kim? Kürt ra ve acılara neden oluyor. Ama unuTürkiye’nin bütünlüğü içinde öz yölar maksatlı dile getirilmektedir. meselesinin çötulmasın ki netim ve yerel özerklik talepleri ile Kürt züm süreci naErdoğan’ın kahalkı demokratik olarak çözümü günBu savaş konsepti durdurulasıl etkilenecek? zanması halinde Yanlışlık yapıldı, deme taşımakta. Erdoğan devletinin dagenelleştirilmesi doğru değil yattığı topyekun savaşa karşı kendi çöHDP’nin yakalaçok daha büyük maz ve başarısızlığa uğratıladığı momentuzüm iradesini ortaya koymakta. Sarayın acıların ve felaHDP ve Kürt aydınları içinde mazsa, salt Kürt halkı ve siyasi savaşına karşı oluşturulacak barış cepmu sürdürmeketlerin yaşanPKK’ye eleştiriler arttı. Bu eleştiriler hareketi değil tüm Türkiye hesi ya Kürt sorununun çözümü ve desi mümkün olaması kaçınılmaz de hak verdiğiniz noktalar var mı? kaybeder. Herkes biliyor ki samokratikleşme temelinde Erdoğan’ın cak mı? Tüm bu olacaktır. DağlıEleştiriler yerinde değildir. Savaşı rayını kurtarmak için bu savaşı saltanatına son verir ya da Kürt halkı soruları interca ve diğer gelibaşlatan HPG değildir. HPG kendisine kendi çözümünü geliştirir. Buradan banet üzerinden şen tüm olaylar çıkaran Erdoğan’dır. ve halka yönelik saldırılara misilleme kıldığında özyönetim talebinin tam da PKK’nin Avruda, Kürt halkıhakkını kullanıyor ve bu HPG’nin varzamanıdır, daha da yaygınlaşarak, gepa’daki yöneticina karşı başlatılık sebebidir, yani bunu yapmak zorunnişleyerek kendisini geliştirecektir. lerinden Kongralan bu topyekun dadır. Aksi halde kazanacak olan ErdoGel Başkanı Remzi Kartal’a sorduk. savaşın kaçınılmaz sonuçları olmakğan, kaybedecek olan da Türk ve Kürt tadır ve doğrudan tek sorumlusu da Ateşkes başlatandan halklarıdır. Bazı eylemlerde yapılan Erdoğan devleti Erdoğan’dır. yanlışlıkların da genelleştirilmesi doğtalep edilmeli AKP hükümeti ve Erdoğan’a eleşHemen her yerde şöyle analizler du ru değildir. HDP’nin içinde yer aldığı Barış tiriler artıyor. Diğer yandan PKK ve yuyoruz; “Kürt hareketi kendini sorBloku’nun yeterince etkin olamaması ‘Geri adım atmayız’ Kandil de hükümete hizmet etmekle guluyor. HDP, HDK, KCK, YDGH, ve her iki tarafa da silah bırakma çağsuçlanıyor. Özellikle Dağlıca saldırısı DBP, DTK yapılanmaları arasında göDBP’nin özerklik ilanlarının yanrısı yapmasını nasıl yorumlarsınız? dönüm noktası oldu. Bu saldırı niçin Her iki tarafa da karşılıklı ateşkes ve yapıldı ve kimlerin işini yarıyor? müzakerelere dönülmesinin talep edilmeAKP hükümeti ve Recep Tayyip Ersi gerekir. Tek taraflı olarak Kürt harekedoğan diyorsunuz. Ama AKP hükümetinden istenmesi hem haksızlıktır hem tini de, devleti de yöneten ve yönlenKartal ile sede sonuç alıcı değildir. Çünkü tek taraflı diren Erdoğan’dır, yani bir tek kişinin çim önceateşkeslerimiz bir sonuç yaratmadı, olasi 5 Haziran’da caksa mutlaka iki taraflı olmalı. Ayrıca Brüksel’de savaşı başlatan Erdoğan’dır. Yani savaşı röportaj başlatandan önce talep edilmelidir. yapmıştık. HDP’nin yüzde Kürtler AKP’ye dönmez 15 oranını yaKürtler arasında HDP’nin seçim zakalayacağı önir yanda HDP’nin başarılı deneyimferinden sonra bir hayal kırıklığı var. görüsü tutleri bir yanda Öcalan ve Kandil’in Örneğin her iki barış mitingine de muştu. pazarlıkçı ve kapalı yaklaşımı... Hâlâ Kürtlerin katılımı beklentinin çok gedevletle kapalı kapılar ardında parisinde kaldı. Yine Diyarbakır gibi ilzarlık yapılır mı? lerden gelen haberler halkın hoşnutDemokratik kamuoyunun bu alsuzluğunu yansıtıyor. Nedir sizce segısı, yasal zemindeki HDP’yi doğrubebi, 1 Kasım seçimini nasıl etkiler? dan, yakından tanıma imkânına saSavaşa karşı tepki ve öfke var. Anhip olduğu içindir. Devletle görüşcak bunun Kürt hareketine karşı oldumelerin kamuoyuna açık olmamağunu düşünmek son derece yanıltıcıdır. sının nedeni Öcalan ve PKK değilÇözüm masasını deviren, Kürt sorunu dir. Tersine bu sürekli istenmesine yoktur diyene tepki var. Kürt seçmenin rağmen Erdoğan kabul etmemiştir. AKP ile gönül bağını bizzat Erdoğan koAma artık sürecin geldiği aşama niparttı. Tekrar AKP’ye dönmesi söz kohai çözümü dayatmaktadır ve her nusu değildir. Faturanın 1 Kasım’da (şaşey kamuoyuna açık olmalıdır. Yayet olabilirse) ağırlıklı olarak Erdoğan ni çözüm halkla paylaşılarak ve halve AKP’ye biçileceğine inanıyorum. ka mal edilerek yapılmalıdır. H B Müzakereler artık açık olmalı Türk işçilerden 2’si serbest ışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Irak’ta Şii bir grup tarafından kaçırılan 18 Türk işçiden Necdet Yılmaz ve Ercan Özpilavcı, dün Irak’ın güneyindeki Basra kenti yakınlarında serbest bırakıldığını bildirdi. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği’nden yetkililerin, serbest bırakılan işçilerle görüştüğünü ve sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisini verdiğini vurgulayan Bilgiç, “Diğerlerinin de serbest bırakılmasını temenni ediyorum” dedi. Serbest bırakılan işçilerin büyükelçilik yetkililerine, arkadaşlarının sağlık durumlarının da Ertuğrul faciasının 125. yılında anma Japonya’nın Kushimoto kenti açıklarında 16 Eylül 1890’da kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Firkateyni’nde şehit olan 587 Türk denizci, Mersin’de düzenlenen bir törenle anıldı. Atatürk Parkı’ndaki Refah Şehitleri Anıtı’ndaki törene Vali Vekili Cezmi Türk Göçer, yöneticiler ile davetliler katıldı. İstanbul’da da Beşiktaş’taki Deniz Müzesi Komutanlığı’nda bir sempozyum başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu ve Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi 125. yıldönümü anısına Marmara Denizi’ne çelenk bıraktı. l İstanbul D iyi olduğunu aktardıkları öğrenildi. 2 Eylül’de kaçırılan Nurol İnşaat firması çalışanı 18 Türk, Sadr bölgesindeki Habibiye’de stadyum inşaatında görevliydi. Üçü mühendis, on dördü işçi ve biri de muhasebeci olan Türklerin yanında bulunan Iraklı güvenlik görevlileri, olayın ertesi günü elleri ve ayakları bağlı halde bulunmuştu. Kendilerine “Ölüm Mangası” adını veren Şii bir grup, işçileri kaçırdıktan 9 gün sonra bir video yayınlayarak, Kürt petrolünün Türkiye’den ihracatının durdurulması, Suriye’de Ceyşül Feth’in (Fe tih Ordusu) Fua ve Kefreyya’daki kuşatmalarınnın kaldırılması ve silahlı kişilerin Türkiye’den Irak’a geçmesinin engellenmesi gibi taleplerini iletmişti. Iraklı Şiilerin en büyük dini otoritesi Ayetullah Ali Sistani ise yazılı açıklama ile, “Kaçırılanların serbest bırakılmasını ve bu tür eylemlerin sonlandırılmasını talep ediyoruz. Böyle eylemler Şiileri ve İslamı kötü gösteriyor” demişti. Iraklı Şii din adamı Mukteda Sadr da 18 Türk işçisinin kaçırılmasını IŞİD eylemlerine benzeterek, derhal serbest bırakılmalarını istemişti. l Haber Merkezi Rehin tutulan Türk işçilerinin bu görüntüsü medyaya verilmişti. Bütün abonelerimize dijital armağan! #tarih basılı edisyonuna hemen abone olun, dijital edisyonlarımıza ücretsiz abonelik kazanın! Online abonelik > www.tarihdergi.com > Ayrıntılı bilgi için: abone@tarihdergi.com ILAN CUMHUR EYLUL.indd 1 09/09/15 16:00 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle