18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 1 Eylül 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BETÜL BERİŞE Muhbire piyango Çözüm sürecinde ertelenen yönetmelik yürürlükte: Örgüt yöneticisi yakalatana 4 milyon lira umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Saray’da topladığı muhtarlara “Benim muhtarım hangi evde kim var, nedir ne değildir. Bunu gelecek, orada kaymakamına, gerekirse valisine, emniyet müdürüne bildirecek” sözlerinin yarattığı tartışma sürürken, bu kez paralı “muhbir” dönemi başladı. Yönetmeliğe göre “terör örgütü yöneticisini” yakalatan kişiye 4 milyon TL’ye kadar para ödülü ALİCAN vaatediliyor. ULUDAĞ 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamına giren suç faillerinin yakalanmasına yardımcı olanlara veya yerlerini, yahut kimliklerini bildirenlere para ödülü verilmesine dair İçişleri Bakanlığı yönetmeliği, Şubat 2012’de hazırlanmıştı. An 14 C Abdülhamit jurnalciliği İşte o yöneticiler BAşKAnI AvuKAT ÖzTüRK TüRKDoğAn: vaakalanmalarına yardımcı olanların 4 milyon lira İsiHD tandaşı muhbirliğe teşvik ederseniz herkes herkeY ödül alacağı bazı isimler şöyle: 4 KCK Yürütşikayet eder. Bu durumda da vatandaşı vatandaşa me Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, 4 KCK Yürüt A düşürürsünüz, toplumsal barışı zedelerseniz. Bu Abdülhamit dönemindeki jurnalciliğin çok daha geliştirilmiş şeklidir. nKARA BARoSu BAşKAnI HAKAn CAnDuRAn: vatandaşlar arasında muhbir sınıfı oluşacaktır. Bir kısım kamu görevlilerinin yargılanması nedeniyle istihbari dinlemelere yasal bir kılıf hazırlığı yapılmaktadır. Bir ihbarla soruşturma başlatmanın önü açılabilecek ve masumiyet karinesi ihlal edilebilecektir. me Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat, 4 KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan, 4 KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, 4 KCK Yürütme Konseyi üyesi Haydar Kaytan, 4 KCK Yürütme Konseyi üyesi Fehman Hüseyin, 4 KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, 4 pKK Avrupa Sorumlusu Sabri ok, 4 Kongre Gel Eş Başkanı Remzi Kartal, 4 pKK yöneticilerinden nurettin Demirtaş, 4 pKK yöneticilerinden Bahoz Erdal. bar edilecek fail dikkate alınarak Ödül Komisyonu tarafından belirlenip ilan edilecek. Bu miktar 200 bin lirayı geçemeyecek. Suç failinin terör örgütünde üst düzey yönetici olması veya aydınlatılacak suçun toplumda oluşturduğu infial ve etki de dikkate alınarak, ödülün miktarı, Ödül Komisyonu’nun önerisi ve İçişleri Bakanının onayı ile 20 katına kadar artırılabilecek. Komisyonun aldığı kararlar, İçişleri Bakanının onayı ile yürürlüğe girecek. Verilecek para, İçişleri Bakanlığı’nın bütçesine konulacak ödenekten karşılanacak. Ayrıca ihbarda bulunup ödül verilen kişilerin kimlikleri hiçbir şekilde açıklanmayacak. Ödüllendirme işlemleri gizli olduğu için gizliliğe uymayanlar hakkında cezai işlem uygulanacak. l ANKARA Etnik/dini kimlik kapanından kurtulmak KP’nin giderek daha açık biçimde İslamcı çizgiye geri dönüşüyle, Türkiye siyasal haritasında yaygın bir kanaat oluştu: AKP Sünni Müslümanların, MHP aşırı milliyetçi Türklerin, HDP Kürtlerin ve CHP Alevilerin partisidir. Bu kanaati dile getirenler, bu partilerin içinde kendini bu kimliklerle özdeşleştirmeyen kişilerin olduğunu biliyorlar. Ama partilerin ana gövdelerinin bu dört kimlik olduğuna işaret ediyorlar. Bu kanaatin gerçeğin bir ucuna değmediğini iddia etmek, safdillik olur. MHP, radikal Türk milliyetçiliğini açıkça sahipleniyor. AKP temsilcileri milli iradeyi dile getirirken, Sünni Müslümanları kapsayan bir milliyete atıfta bulunuyorlar. Milli Görüş’ün çok daha gerisine giden bir referans bu. Medeniyet ihyası projesi çerçevesinde bugün bu kimliği konsolide etme çabası görülüyor. Geriye kalan iki parti ise, kendilerine atfedilen kimliğin ötesine geçmeye uğraşıyorlar. HDP’nin seçmen ağırlığının Türkiyeli Kürtlerden oluştuğu somut bir veri. Ama unutmayalım ki, HDP’nin hâkim gücün oyununu bozucu parti konumunu elde etmesi, temsil tabanını Kürt etnik kimliğinin ötesine taşımasıyla mümkün oldu. İktidar partisi HDP’yi Kürt kimliği içine sıkıştırarak ve PKK ile doğrudan ilişkilendirerek, hem yüzde on barajını geçmesini hem de demokratik dönüşüm beklentilerinin güçlü bir taşıyıcısı haline gelmesini engellemek istiyor. Halbuki HDP’nin Kürt kimlik alanına sıkışmaması demokratikleşme için yaşamsal önemde. Bunu sağlayacak etmen, HDP’yi Kürtler dışında geniş bir çevrenin sahiplenmesi, desteklemesi olacaktır. Bu anlamda 7 Haziran seçimlerinde HDP’ye oy verenlerin, bu desteklerini gelecek seçimlerde de sürdürmeleri, sadece AKP’nin yeniden tahakküm hevesini boşa çıkarmak için değil, HDP’yi de Kürt sorunu alanına sıkışmaktan kurtarmak için gereklidir. CHP’ye gelince, durum daha karışık. CHP’nin esas olarak Alevi partisi olduğu kanaati, CHP seçmenlerine, milletvekillerine bakınca gerçeği yansıtmıyor. CHP, Türkiye’deki Alevi nüfustan çok daha geniş bir seçmen tabanına ve temsile sahip. Ayrıca, CHP yönetimi Alevi partisi imajına karşı ciddi çaba gösteriyor. 2011 seçimlerinde Alevi kanaat önderleri kitlesel olarak CHP’den aday adayı olmuş ama sadece birkaçı merkezden aday gösterilmişti. CHP’nin Alevilerin partisi olarak algılanmasına yol açan üç etmen var. Birincisi, Alevilerin büyük bir kesiminin CHP’ye oy veriyor olmaları. Elbette MHP’ye ve HDP’ye oy veren Alevilerin sayısı az değil. Ama büyük kütle CHP’ye oy veriyor. Bunun nedeni, Alevilerin kendilerini büyük bir dini kimlik baskı altında hissetmeleri. Bu baskı, Alevilerin tarihsel bilinçlerine kazınmış korku ile birleşince, onları CHP’ye daha fazla itiyor. Diğer etmen, Alevilerin çoğunluğun baskı ve tehditlerine karşı örgütlenmeyi ve dayanışmayı ön plana çıkarmaları. Aleviler yaygın bir dernek ağına sahipler ve siyasal katılıma çok daha fazla önem veriyorlar. Bu nedenle, CHP üyeleri arasında Alevilerin ağırlığı bazı yerlerde öne çıkabiliyor. Son seçimlerde, AKP ve MHP adayları bazı seçim bölgelerinde CHP adaylarının arasındaki Alevi ağırlığına işaret ederek karşı kampanya yaptı. CHP aday tespiti için ağırlıklı olarak önseçim uygulamıştı. Bazı bölgelerde Alevi üyelerin Alevi adaylara oy vermeleri, aday listelerinde Alevi ağırlığı imajı yarattı. Ama burada esas sorun, bu durumdan şikâyet eden CHP’lilerin oy verdikleri partiye üye olmaya önem vermemelerinde yatıyor. Üçüncü etmen ise, AKP kurmaylarının Sünni çoğunlukta var olan Alevi tepkisini CHP’ye yöneltmek ve CHP’yi bu alana sıkıştırma taktiği. AKP tarafından CHP yönetimine Alevi imasının açıkça ve birçok kez yapılması, bu planın parçasıydı. Bugün de Ak troller paralelcilikle yaftalayamadıkları muhalif seslere hemen Alevi etiketi yapıştırıyor. Siyaseti dini/etnik kimlik temsiline indirgemek, AKP’nin her seferinde sosyolojik çoğunluğu temsil etme stratejisini pekiştirir. Kimlikleri inkâr etmeden, sorunlarını sahiplenmeyi ihmal etmeden ama bunları aşacak bir çoğul yurttaş aidiyetinin AKP’ye karşı demokratik muhalefette egemen olması ancak bu stratejiyi bozacaktır. A Bütçe İçişleri’nden cak o dönem çözüm süreci olduğu için söz konusu yönetmelik, onaylanmayıp Resmi Gazete’de yayımlanmamıştı. AKP, çözüm sürecini buzdolabına kaldırınca, söz konusu yönetmeliği de dün Resmi Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe soktu. Kapsamı geniş Yönetmeliğe göre İçişleri Ba kanlığı Müsteşar Yardımcısı başkanlığında, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı’nın belirleyeceği üyelerden oluşacak komisyon, para ödülü verilebilmesi için suçun 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamında bulunmasını şart koşuyor. Ayrıca, verilen bilginin suçun aydınlatılması veya failin belirlenmesine yardımcı olacak niteliğe sahip olması, ödüllendirilecek kişinin suçun işlenişine katılmaması, geçici köy korucuları hariç kolluk, askeri personel veya terörle mücadele ile görevli kamu personeli olmaması gerekiyor. Ödüllendirilecek kişinin Türk vatandaşı olması gerekmiyor. Ödülün miktarı, sağlanacak bilgi, aydınlatılacak suç veya ih ‘Bir kez oy vermedik çocuklarımız ölüyor’ CHP’li Fikri Sağlar, Yüksekova, Van ve Hakkâri’deki çarpıcı tabloyu anlattı FIRAT KOZOK HP milletvekilleri Fikri Sağlar, Ali Şeker ve Mustafa Akaydın, Yüksekova, Hakkâri ve Van’da 4 günlük inceleme gezisi yaptı. Vekiller, izlenim ve çözüm önerilerini raporlaştıracak. Ancak Sağlar, ilk izlenimlerini Cumhuriyet’le paylaştı: l Yüksekova’da çok ciddi bir gerginlik var. Hemen herkes kirli çatışmanın bir merkezden çıkarıldığı kanısında. Her insan bu ortamın müsebbibinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söylüyor. l İnsanlar, “Tayyip Erdoğan’a 3 defa oy verdik, 1 kere oy vermeyince o da bizi öldürmeye kalkıyor” diyorlar. Yurttaşların üzerinde durdukları tek bir şey var o da “Biz barış istiyoruz. Barışı yok eden Erdoğan. 7 Haziran’a kadar hiçbir şey yoktu. Hepimiz birbirimizle kucaklaşıyordık. Ne oldu da biz bugün savaşıyoruz ve kimin için savaşıyoruz?” diye soruyorlar. l Bölgede kamu otoritesi tek bir merkeze bağlanmış, talimatı doğrudan Erdoğan’dan alır konumundalar. Tek merkezden yönetilen kamu görevlisi, “her Kürt PKK’lidir” diyor. l Gençler arasında işsizlik yüzde 60’a yaklaşıyor. Ekonomi durmuş, esnaf perişan, sadece kamunun verdiği ihale C lerle iş yapanlar var. l Yüksekova’da bir sivil ölmüş, kamu görevlileri “sivil değil” diyor ama orada konuştuğumuz halk “herkesin tanıdığı bir terzi, terzihanesi var” diyor. Sonradan terörist olmadığı ama canlı kalkan olduğu söyleniyor. l Devletin çok ciddi bir istihbarat zafiyeti var. Ya istihbarat alınamıyor ya da alınan bilgi sumen altı ediliyor. Kızına hasret gitti Diyarbakır ve Silopi’de şehit düşen üç polis uğurlandı iyarbakır’da şehit edilen trafik polisleri Ahmet Gılıç ve İlker Narin ile Şırnak’ın Silopi İlçesi’ndeki saldırıda şehit olan polis memuru Yılmaz Dikmen, Diyarbakır’da düzenlenen törenle son yolculuklarına uğurlandı. Şehit polislerin cenazelerinin ambulanstan alınıp tören alanına getirilmesi sırasında Ahmet Gılıç’ın kızı Ece Gılıç, babasının fotoğrafını öperek “Babamı iki aydır görmüyorum. Diyarbakır’da düzenlenen törende şehit polis Ahmet Gılıç’ın kızı Ece, en son iki ay önce gördüğü babasının tabutunun başında ağladı. AKP’liler nerede kı yapıyor. Yurttaş bundan da çok şikâyetçi. Devlet şikâyeti önlemek isteyince şiddet ortaya çıkıyor. l Hakkâri’deyken, çatışmaların yaşandığı hafta boyunca 2 bin kişinin şehri terkettiği, Batı’daki akrabalarının yanına gittikleri söylendi. Aynı şekilde Van bir yandan nüfus verirken, bir yandan da çatışma olan bölgelerden gelen insanlar nedeniyle ciddi bir nüfus hareketliliği yaşıyor. l Van’da söz verilmesine rağmen vergi terki yapılmıyor. Maliye Bakanı engelliyor. Depremden sonra 18 bin konut verilmiş ama, bugün ekonomi durmuş. l Temaslarımız süresince tek bir AKP’liye rastlamadık. Örneğin Van’da 2 gün kaldık, 4 gün boyunca 3 yerleşim yerinde dolaştık ama AKP’lileri göremedik. l ANKARA l Örgüt, mahallelerde bas D Nerdesin baba?” diyerek ağladı. Gılıç’ın İzmir’de yaşayan annesi 72 yaşındaki Ümmühan Gılıç, hastaneye kaldırıldı. Şehidin cenazesi Bergama’ya bağlı Karahıdırlı Köyü’nde toprağa verildi. Diyarbakır’da şehit olan 25 yaşındaki İlker Narin ise ailesinin tek çocuğuydu. Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’nde yaşayan anne Elife ve baba Selim Narin çifti büyük acı yaşadı. Şehidin cenaze si ikindi vakti Taşköprü’de toprağa verildi. Silopi’de şehit düşen Dikmen de ailesinin tek oğluydu. Kırıkkale’de yaşayan baba Hüseyin Dikmen “Beni de al Allah’ım yavrum gitti” diyerek feryat etti. Dikmen’in 1 ay önce yine Silopi İlçesi’nde uğradığı silahlı saldırıda yaralandığı ve memleketinde dinlenip kısa süre önce göreve döndüğü belitildi. l Yurt Haberleri ın ncın n a ş i ı n kin kad Kes rduğu yaralı vu , kızı öldü Duran Kalkan: HDP özeleştiri yapmalı CK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Özgür Gündem gazetesinde Adil Bayram mahlasıyla kaleme aldığı “Özeleştiri başarının anahtarıdır” başlıklı yazısında HDP’den özeleştiri istedi. 7 Haziran seçiminde ortaya çıkan Meclis’in iflas ettirilerek bugünkü aşamaya geldiğini belirten Kalkan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan elindeki devlet gücünü kullanarak bunu yapmıştır ve elbette sorumlu odur ama bunu engellemesi gereken güçlerin engelleyememiş olması herhangi bir sorumluluk oluşturmuyor mu? Meclisi işlet K mek de sadece Erdoğan’ın mı elindeydi. Başta HDP ve CHP olmak üzere siyasi partilerin ve tüm demokratik güçlerin de belli bir imkânı vardı. Ama bu imkânlar zamanında, yerinde doğru ve etkili olarak kullanılmadığı için siyaset işletilemedi” ifadelerini kullandı. Çatışmaların ve savaşın esas sorumlusunun çözüm sürecini bitiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olduğunu savunan Kalkan, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 5 Nisan’dan bu yana 5 aydır HDP heyeti ve ailesiyle görüştürülmediğini vurguladı. l Yurt Haberleri Keskin nişancı korkusu PKK’liler durmayan Sİlopİ’DE İnSAnlAR SAKlAnMAK İçİn MAHAllElERE BRAnDAlAR GERDİ MAHMUT ORAL Silopi’de (üstte) evlerinde bile güvende olmadıklarını söyleyen yurttaşlar, brandaların gölgesinde yaşıyor. Aynı durum Cizre’de (yanda) çıkan olaylar sırasında da yaşanmıştı. Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde bir PKK’li ile 2 YDGH’linin polis tarafından öldürülmesi ve bir polisin şehit olmasının ardından önceki gece evlerinin damında uyuyan CHP’li eski belediye başkanı Neşet Ökten’in yeğeni 55 yaşındaki Fatma Ay, keskin nişancılar tarafından vurularak öldürüldü. 17 yaşındaki kızı Berfin ise ağır yaralandı. İlçedeki yaygın kanıya göre ise ateş edilen yer, İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliği. Ateş eden ise bu mevzide gizlenmiş keskin nişancı. Neşet Ökten “Kimin yaptığını bilmiyoruz, ama kim yaptı ise bu benim için kan davasıdır. Tek söyleyeceğim şu: Ey Ankara neredesin?” diye konuştu. Zap Mahallesi’nde her yer hendeklerle kazılmış durumda. Sokak başlarına baştan başa gerilmiş brandalar asılmış. Baklise Tankan adındaki kadın, brandayı keskin nişancıların korkusuyla mahallelinin astığını söylüyor. Gözyaşlarıyla konuşan Tankan “Nişancılar her tarafta bizi gözetliyor. Birçok genç sokaklarda keskin nişancılar tara fından vuruldu” diye konuştu. Nezahat Tankan adındaki kadın da “Çocuklarımızı artık oyun için sokağa göndermiyoruz. Evin avlusunda oynuyorlar ama o da güvenli değil” dedi. Cumartesi gecesi polisle girdikleri çatışmada öldürülen YDGH üyesi Halil Can ve Ali Ödük için dün caneze düzenlendi. Törene katılan HDP’li Ferhat Encü, “AKP hükümeti bu halktan ne istiyor? Halkın iradesine saygı duymayan hükümete karşı bu halkın da saygısı olmaz” diye konuştu. l SİLOPİ araca ateş açtı: 1 ölü iyarbakır’ın Kulp ile Lice ilçesi arasındaki karayolunu Yapraklı Köyü yakınlarında yolu kesen silahlı bir grup PKK’li, durdukları araçtakilere kimlik kontrolü ile örgüt propagandası yaptı. Bu sırada Kulp’tan Diyarbakır yönüne gelen ve Manisa plakalı bir otomobili kullanan Abdullah Birol, PKK’lilerin yol kestiğini görüncü geri dönüp kaçmaya çalıştı. Aracın geri döndüğünü gören PKK’liler uzun namlulu silahla ateş açtı. Açılan ateş sonucu kurşunların isabet etiği Abdullah Birol, olay yerinde hayatını kaybetti. Birol’un cesedini almak için olay yerine hareket eden 112 acil servis ekipleri, güvenlik gerekçesiyle uzun süre bölgeye giremedi. D C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle