16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Küresel ekonomi ateş çemberinde DOLAR AVRO FAİZ 2.9100 3.2910 11.08 1.3 kuruş 2.4 kuruş 0.61 puan BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 73.797 963 puan 718.58 34 kuruş 107.50 5 kuruş 8 EDİTÖR: PINAR YILDIZ TASARIM: SERPİL ÜNAY Cumartesi 22 Ağustos 2015 Bayraktar kamu ihalelerine girecek 7/25 Aralık operasyonlarının ardından, bu köşede yazıldı. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 25 milyon TL sermayeli bir aile inşaat şirketine ortaktı: Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Limited Şirketi. Ticaret sicili kayıtlarına göre Bayraktar, TOKİ Başkanı’yken 475 bin TL olan şirket sermayesi, önce 1 milyon 700 bin TL’ye, sonra 5 milyon TL’ye ve nihayetinde 17 Aralık operasyonundan iki hafta önce de 25 milyon TL’ye yükselmişti. “Bayraktar’ın şirketi bakanken büyümüş” başlıklı o yazıda, şirketin 10 yılda beş kat büyüdüğüne dikkat çekilmişti. HHH Dün 21 Ağustos’tu. CHP’li Fikri Sağlar, 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarında adı geçen dört eski bakan ile o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma önergesi hazırlayarak parti yönetimine sundu. Dün ilginç bir şey daha oldu... Ticaret Sicili’nde yayımlanan kararla, Bayraktar İnşaat ve Taahhüt Ltd. Şti., anonim şirkete dönüştü. “Dümdüz” baktığınızda dönüşüm işleminde bir şey yok... Şirketlerin tür dönüşümünün nasıl yapılacağı Türk Ticaret Kanunu’nda yazıyor. Her limited şirket, yasanın olanak verdiği kolaylıklardan yararlanmak amacıyla gerekli koşulları yerine getirip AŞ’ye dönüşebilir. Dahası, şirket sermayesinde bir artış da yok: 25 milyon TL muhafaza edilmiş. HHH Ama şirketin “amaç ve konu” bölümündeki üç maddeye baktığımızda, üç madde dikkate değer: D “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakanlıklarının ve bakanlığa bağlı resmi kuruluşların, kamu iktisadi teşebbüsleri, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, kamu bütçeli idareler, mahalli idareler, belediyeler yapı kooperatifleri, özel sektör kuruluşları tarafından yurtiçinde ve yurtdışında ihaleye çıkarılan inşaat, elektrik tesisat, yol, su kanalizasyon, doğalgaz, altyapı, üstyapı dekorasyon, restorasyon işlerinin yeniden veya onarımı İHALELERİNE KATILMAK, teklif vermek, ihale şirkete kalırsa, ihale sözleşmesi gereği işi yapmak ve teslim etmek.” H “Her türlü mimarlık hizmeti vermek, şehir ve imar planları hazırlamak, uygulama hizmetleri vermek.” M maddesi var: “Islah imar planlarının yapımı ve uygulama işlemlerinin yapımı” HHH Şimdi bazıları çıkıp, bir inşaat şirketinin amaç ve konuları arasında, kamu ihalelerine girmekten daha doğal bir şey olmadığını söyleyebilir. Haklıdırlar da. Ayrıca, kamu ihalesine girme keyfiyeti, tarihi eski olduğu için yayımlanmayan ve şirketin ilk kurulduğu 1987’deki ana sözleşmesinde büyük olasılıkla yer alıyordur. Ama önemli olan bu değil zaten. Son bir ay içinde 150 kişinin yaşamını yitirdiği Türkiye’de, tarihin en büyük yolsuzluk operasyonuna konu isimlerden bir eski bakanın, ticari faaliyetini serbestçe sürdürebiliyor olmasının “sıradanlığı”. Yarın TOKİ ihale açtığında Bayraktar’ın önce başkanı sonra bakanı olduğu bu kurumun trilyonluk ihalelerine rahat rahat girebilecek; belediyelerin imar planlarının ücret mukabilinde hazırlayacak olmasının “doğallığı”. HHH Cumhurbaşkanı seçim tarihini ilan etti. 1 Kasım’a kadar geçecek 51 gün içinde, daha kaç insan evladının, gencecik yaşta toprağın altına gireceğine dertlenirken biz; vaktiyle kamu çıkarlarını korumakla görevli bir eski bakan, kamu ihalelerine girmenin hesabında. Kendisi durmadan ölen, ama ihalesi hiç bitmeyen bir kamu. Toplu vicdan kapanması dedikleri, işte tam da bu. Dünya ekonomisi iki ateş arasında. Fed’in faiz artışı gelişen ülkelerden para çıkışını hızlandırırken düşen emtia fiyatları ve Çin’le küresel yavaşlama hızlanıyor 1 üresel ekonomide bir dönem daha sona eriyor. 2008 krizinin ardından gelişmiş ülke merkez bankalarının aşırı likidite politikaları nedeniyle Çin, Brezilya, Rusya gibi ekonomiler öne çıkmış, hatta bu ülkeler tekleyen dünya ekonomisinin yeni kurtarıcıları olarak gösterilmişti. Ancak Çin’deki çöküş bu senaryonun artık sona erdiğini gözler önüne serdi. Küresel ekonominin yavaşladığına dair endişeler Çin ile birlikte hızlanırken düşen emtia fiyatları pek çok ekonomi için PELİN tehdit oluşturuyor. Diğer yanÜNKER dan ABD’de yaklaşan faiz artışı 2008 krizinin ardından sıcak parayla büyüyen, yükselen piyasa ülkelerinden para çıkışını hızlandıracak. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere İngiltere’den Japonya’ya gelişmiş ülke merkez bankalarının genişlemeci para politikaları, küresel ekonomide para bolluğu yaratmıştı. Yabancı yatırımcı kendi ülkesindeki sıfır dolayındaki faiz ve sıfıra yakın risk yerine yüksek reel faiz ve yüksek riski tercih ediyordu. Ancak ABD’nin faiz artırımlarına başlamasıyla birlikte tablo tersine dönecek. Yabancı yatırımcı bu yeni süreçte yavaş yavaş yükselen faizi görünce düşük riskli ortama dönmeyi tercih edecek ve Türkiye gibi riskli ülkelerden çıkacak. Fed’in faiz artışı son iki yıldır konuşuluyordu. Çin’deki çöküş ise gündeme gecikmeli olarak yerleşti. Çin borsası 2008 krizinden bu yana en sert düşüşü yaşadı. Dünya ticaretindeki daralmayla birlikte Çin’in ihracatı gerilerken, Çin Merkez Bankası yuanın değerini yaklaşık yüzde 2 devalüe etti. Banka bu adımlarla ihracatı canlandırmaya ve Fed’in faiz artırımı ihtimaline karşı ülkeden sermaye çıkışının olumsuz etkilerini azaltmaya çalışırken, Yuanın daha rekabetçi bir kur haline gelmesi Çin’de üretilen malları göreceli olarak diğer ülkelerde üretilen mallara göre ucuzlatacak. Bu da henüz toparlanamayan ve deflasyonla mücadele eden Avrupa’daki deflasyonist eğilimi daha da güçlendirecek. ABD’nin ticaret açığını ise artırıcı etki yapacak. Düşük seyreden emtia fiyatlarının ayrıca ABD ekonomisi için deflasyonist baskı yaratmasından endişe ediliyor. Çin’deki zayıf büyüme küresel emtia fiyatlarını aşağı çekerken, devalüasyon sonrasında Çin’den gelen iç talep daha da zayıflayacak. Yani emtia fiyatlarının üzerindeki baskı da artarak devam edecek. Bu da küresel ekonominin yavaşlamasına katkı sağlayacak. Kur savaşlarının alevlenmesiyle de sermaye hareketlerinde sert hareketler oluşacak. Öte yandan Çin’in imalat sanayi göstergesinin 6 yılın en düşük seviyesine geriledi. Veriler Çin’de ekonomiyi desteklemek için alınan önlemlerin sonunda etkisini gösterdiği beklentilerini zayıflattı. K FED VE ÇİN KISKACI Brezilya’dan Rusya’ya, Ukrayna’dan Çin’e ve Türkiye’ye kadar tüm gelişen ekonomiler Fed ve Çin baskısı altında. Bir yandan siyasi belirsizlik ve terör korkusu diğer yandan ÇinFed etkisiyle Türkiye’yi zor bir dönem bekliyor. Eurasia’nın araştırmasına göre Çin’deki yavaşlama Türkiye için Fed’den daha tehlikeli görünüyor. Gelişen ülkeler yanacak Krizin ayak sesleri S&P: Hem iç hem dış riskler Türkiye’yi vuracak redi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P), Türkiye’nin erken seçime gitmesinin önemli riskler barındırdığına dikkat çekti. S&P, yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin artan siyasi belirsizliğin yanı sıra Güneydoğu sınırı boyunca jeopolitik risklerle karşı karşıya olduğunu belirtti. PKK ile hükümet arasındaki gerginliğin huzursuzluğu körüklediğini vurgulayan S&P, Türkiye’nin 2015 sonuna kadar istikrarlı bir hükümeti yeniden elde edemeyeceğine işaret etti. S&P şunlara dikkat çekti: 4 Erken seçim Türkiye’nin kredibi K litesini zayıflatacak. Siyasi belirsizlik 2015 boyunca devam edecek. 4 Türkiye sınırlarındaki jeopolitik tansiyon ve alevlenen PKK sorunu Türkiye’deki yatırım faaliyetlerini geciktirerek büyümeyi zayıflatacak. 4 Yılbaşından bu yana TL dolar karşısında yüzde 25 değer yitirdi. Merkez Bankası (TCMB) faizleri yükseltmezken, bankanın enflasyon hedeflemesiyle ilgili güvenilirlik de zedelendi. Bu durum Türk varlıklarına olan yatırımcı iştahını baltalayacak. 4 Çin’deki devalüasyon ve Fed’in yıl içinde faiz artırımlarına başlaya cak olması da Türkiye’ye yatırımcı iştahını azaltacak. 4 Türkiye, diğer gelişen ekonomilere göre daha yüksek bir dış finansman ihtiyacı olduğu için Çin ve Fed ile ilgili gelişmelerden daha çok etkileniyor. Cari açığın finansmanını kısa vadeli sermaye akışlarıyla finanse etmesi ve kısa vadeli dış borçların rezervlerine göre daha yüksek olması Türkiye’nin riskini artırıyor. 4 Bu koşullarda, yabancı sermaye akımlarının tersine dönmesi ya da yavaşlaması Türkiye’nin GSYH büyümesi, kredi koşulları ve cari açığını olumsuz etkileyecek. Emtia fiyatları vuruyor Gök: Kur artışının maliyeti açıklansın ürkiye’nin krize sürüklendiğini, 2 buçuk milyondan fazla vatandaşın bankalara borcu olduğunu belirten CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan, kur ve faiz oranlarındaki artışın ekonomiye maliyetini açıklamasını istedi. Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Gök, “7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra istifa etmiş olmasına rağmen birçok hayati konuda karar almış olan hükümetinizin, Türkiye ekonomisinin krize doğru sürüklenmesine seyirci kalmasının nedenini açıklayabilir misiniz; Merkez Bankası’nı Türk parasının değerini koruyabilmesi ve dolayısıyla fiyat istikrarını sağlayabilmesi için bu tür baskılardan korumak amacıyla herhangi bir adım atmayı düşünüyor musunuz” sorularına yanıt aradı. l ANKARA Panik havası yayılıyor Fed faiz artırımına yaklaştıkça, yatırımcıların gelişen ülkeler üzerine endişeleri de artıyor. Gelişen ülke varlıklarındaki çöküş, önceki gün ABD borsalarında 2015 kazançlarının silinmesine neden oldu. S&P 500 endeksi şubattan bu yana en büyük düşüşünü kaydetti. MSCI Tüm Ülkeler Dünya Endeksi yedi ayın en dibini gördü. MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi, Ekim 2011’den bu yana işlem gördüğü aralığın altına geriledi. Avrupa borsaları, Çin verilerinin ardından Asya borsaları ve T ABD endeks vadeli kontratlarındaki kayıpları izleyerek sert geriledi. Avrupa’nın 300 büyük şirketini izleyen FTSEurofirst 300 endeksi yüzde 1.6 düşüşle ocaktan bu yana en düşük seviyeye kadar indi. Türkiye’de de dış ve iç faktörlerle borsada kayıplar sürdü. Borsa İstanbul yüzde 1.16 düştü. Dolar/TL 2.912.93 bandında yüksek seyrini korudu. Açılan şirket yüzde 19 düştü 2015 yılı Temmuz ayında açılan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 19.12 azalış olurken, kapanan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 2.46 arttı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Temmuz ayı Kurulan ve Kapanan Şirket İstatistiklerini açıkladı. Buna göre, kurulan kooperatif sayısında yüzde 30,38 ve gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 25,89 azalış oldu. Piyasalara göre not çöpte eçim belirsizliği, artan çatışma ortamı ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ile ilgili soru işaretleri liranın dolar karşısında erimesine yol açarken, Türkiye’nin iflas risk primi de 277 ile rekor seviyeye çıkarken kredi notu üzerindeki baskı da arttı. Standard&Poors ve Moody’s Türkiye’nin notunu negatif, Fitch ise S durağanda tutuyor. Negatif not görünümü notun indirilebileceği anlamına geliyor. Yatırım yapılabilir seviye, bir ülkenin daha düşük faizle borçlanması demek. Herhangi bir not indirimi halinde Türkiye piyasalarından çıkış hızlanacak. Türkiye ile ilgili en yakın kredi not değerlendirmesi Fitch’ten gelecek. Fitch 18 Eylül’de Türkiye’nin notunu açıklayacak. S&P’nin not güncelleme tarihi ise 6 Kasım. Amundi Küresel Gelişen Piyasa Stratejisti Abbas Ameli Renani, “Piyasa, Türkiye’nin kredisini yatırım yapılabilir seviyenin altında fiyatlayarak derecelendirme kuruluşlarının önünde gidiyor” dedi. Domates dibi gördü Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, salçalık domateste fiyatın dibe vurduğunu ve üreticinin mağdur olduğunu belirterek, “Yapılan sözleşmede 1 kilogram salçalık domatesin alım fiyatı 25 kuruş olarak belirlenmesine rağmen, firmalar fiyatı 1213 kuruşa kadar indirdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle