28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 22 Ağustos 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN tasarım: ŞÜKRAN İŞCAN lunun k u t u t 6 e d n i’ Silivri Cezaev lular k u t u t ı, d ıl s a b r kaldığı hücrele atıldı a y a d o li r e g n dövülerek sü Cezaevinde süngerli oda dehşeti C A haber 7 AKP’nin Milli İradesi: 46.1 Milyon Oy Çöpe orun AKP’nin olarak görünüyor ama daha çok kişileri ilgilendiriyor. Kişileri kurtarmanın yolu da TBMM’nin çalıştırılmamasından geçiyor. Azınlık ya da koalisyon hükümeti kurulması konusundaki ayak sürümenin, 45 günlük süreyi kazasız belasız aşma çabalarının ve büyük olasılıkla Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na hükümeti kurma görevi vermemesinin de sebeplerinden biri 1725 Aralık korkusu. Çünkü TBMM azınlık ya da koalisyon hükümetinin programı için toplanırsa, muhalefetin dile getireceği konulardan biri de yolsuzluk iddiaları olacak. Konuyla ilgili, daha TBMM’nin ilk gününden verilmiş araştırma ve soruşturma komisyonu kurulması önergeleri var. Ve işin AKP için kötü yönü, artık oy çoğunluğuna sahip olmaması. O nedenle TBMM’nin toplanmaması önemli bir zorunluluk. Bunun yolu da seçim hükümetinden geçiyor. Çünkü o hükümetin güvenoyu istemesi, yani TBMM’nin toplantıya çağırılması söz konusu değil. Ne kadar sakınılırsa sakınılsın, yenisi seçilene kadar parlamento görevde ve 1 Ekim’de de yeni yasama yılının açılış toplantısı var. Cumhurbaşkanı açış konuşması yapar mı bilinemez. Ama muhalefet partilerinin, naklen televizyon yayını bulunacak bir nedenle engellenmezse fazladan propaganda yapmaları da gündeme gelecek... HHH AKP’nin kimilerini kurtarmak için kurguladığı tasarım, bir kez daha ayağına dolaşmış durumda. Yok saydığı, hatta teröre yardım ve yataklıkla suçladığı HDP ile hükümet ortaklığı kurmak zorunda kalması başına gelebilecek dertlerden biri. Bakalım tükürdüğünü nasıl yalayacak! HHH Asıl sorunsa milli iradenin düşürüldüğü durum. Tam 46 milyon 165 bin 243 seçmenin (ki gerçek milli iradeyi temsil ediyor) geçerli oyunun çöpe atılacak olması. 1 milyon 344 bin 224 seçmenin oyu kurallara uygun bulunmayarak baştan çöpe atılmıştı. Kalanını da AKP yok saymak için elinden geleni ardına koymuyor. Bu nereye kadar gider? HHH Erdoğan’ın bir cümlesinin altına imza atmayı düşüneceğimi ummazdım ama oldu. Muhtarlara konuşurken söylediği şu cümle: “Eğer oğlumun yaptığı bir yanlış, yolsuzluk varsa buna hesabı soracak olan yargıdır.” Doğru söze ne denir. Ama şu soruyu da unutmamak gerekiyor: “Hangi yargı?” HHH Sayın Başbakan Önce “basın toplantısı” ve “basın açıklaması” kavramlarının gerçek anlamını soruşturmanızı öneriyorum. Gazeteciler, davetliniz olarak oraya geliyorlar. Görevleri de söylediklerinizi kamuya iletmek. Ancak töreye de aykırı bir durum var. Ön sıralarda öteki ev sahipleri oturuyor. Geçmişten tek farkı sizi alkışlamamaları. Ne diyeceğinizi merak ediyorlarsa, daha nazik bir yöntemle izleyemezler mi? ezaevlerinde siyasi tutuklulara yönelik şiddet ve baskı politikaları her geçen gün artıyor. Silivri 2 Nolu L Tipi Cezaevi’nde, 6 tutuklunun kaldığı iki hücre basıldı. Tutuklular dövülerek süngerli odaya atıldı. Silivri’deki tüberküloz hastası, Berkin Elvan HİLAL soruşturmasının KÖSE tanığı Asaf Eşgünoğlu, tahliye edilmiyor, iki aydır tek kişilik hücrede tutuluyor. Tutuklu Haydar Doğan, 1500 kişilik Silivri 3 No’lu L Tipi Cezaevi’nde kalan tek siyasi tutuklu, 24 adli tutukluyla birlikte tutuluyor. Doğan, birkaç kez dayak yedikten sonra, koğuşundakilere kendini kabul ettirebilmiş. Malatya Cezaevi’nde açlık grevi yapan tutuklulara işkence yapıldığı, tutukluların dışarıyla irtibatlarının engellenmek istendiği ifade edildi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri avukat Siyasilere sevk zulmü vukat Sevimli, siyasi tutukluların son iki yıldır Silivri gibi adli tutukluluların konulduğu cezaevlerine sevk edildiğini belirterek “Cezaevi idaresi, adli tutuklulara yaptığı muamelenin aynısını siyasilere yapıyor. Siyasiler de buna direniyor. Silivri’de 6 L tipi, bir açık bir de kapalı cezaevi var. Her biri 1500 kişilik. Hem hücre hem koğuş sistemi var. Mesela aynı davanın sanığı olan siyasilerin her birini ayrı L Tipi’ne dağıtıyorlar. 3 No’luda tek siyasi Haydar Doğan. 4 kez adli tutukluların saldırısına uğradı. 25 kişilik koğuşta, şimdi kendini kabul ettirmiş. Adalet Bakanlığı yeni politika geliştirmiş. Hiç siyasilerle muhatap olunmamış yerlere sevk ediyorlar” dedi. T 500 kişi açlık grevinde ürkiye cezaevlerinde 500’e yakın PKK davası hükümlüsü, 8 gündür süresiz açlık grevinde. Talepleri ise Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması, sınırda bekletilen YPJYPG cenazelerinin ailelerine verilmesi ve operasyonların durdurulması. Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi avukat Sinan Zincir, eylemci sayısının yakında 4 bine çıkacağını belirterek, “Malatya Cezaevi’nde açlık grevi yapanları ve yapacak olanları diğer tutuklulardan ayırmışlar. İşkence ve kötü muamelede bulunmuşlar. Devletin, eylemci tutukluların seslerini dışarıya duyurmama politikası var. Biz bütün cezaevlerini geziyoruz. Salı günü raporumuzu bitirmiş olacağız” dedi. S Günay Dağ ve Güçlü Sevimli, 19 Ağustos Çarşamba günü, saldırıya uğrayan tutuklularla görüşerek bir rapor hazırladı. İki hücreye 17 Ağustos 2015 günü saat 16.00 sıralarında onlarca gardiyan tarafından baskın düzenlendiği belirtilen raporda, “Hukuksuzlukları protesto etmek için slogan atma ve kapı dövme eylemi yapmışlar. Bu nedenle baskın düzenlenmiş. 6 siyasi tutuklu dövülüp plastik kelepçelerle, yerlerde sürüklene rek, süngerli odaya götürülmüş. Tutuklulardan bazıları yaralanmış. Saldırılar birkaç ay önce başlamış ve hâlâ devam ediyor. Bir gün sonra da aynı isimlere, aile ziyareti sırasında saldırı olmuş. Olaydan iki gün sonra yaptığımız ziyaretlerde darp izlerini gözlerimizle gördük. Tahsin Sağaltıcı’nın yüzünde, sağ kol altında, sol omuzunda, boynunda, sol kolunda ve bileğinde kızarlıklık, şişlik, sıyrıklar tespit edilmiş, İsmail Korkmaz’ın kaburgası zedelenmiş, Berk Ercan’da da el ve ayakta ters kelepçeden kaynaklı yaralanmalar mevcut. Mustafa Koçak’ta da aynı izleri gördük” denildi. Rapora göre, tutuklular hastaneye götürülmüyor, dergi ve kitapları, kırtasiye malzemeleri hiç verilmiyor, sohbet hakkı haftada 1 gün ve sadece 2 saat uygulanıyor. Hücreleri 24 saat kameralar tarafından izleniyor. Okumasanız ne olur? Tutukluların itirazına şu karşılığı veriyorlar: “Dergi okumasanız ne olur ki?” 23 yaşındaki tutuklu Asaf Eşgünoğlu, Berkin Elvan dosyasının tanığı. Silivri 2 No’lu L Tipi’nde iki aydır tek kişilik hücrede tutuluyor. Nedeni ise tüberküloz hastası olması. Avukatlarının tahliye talebi ise reddedildi. Ailesi, tedavisinin iyi yapılmamasından endişe ediyor. Ziyaret eden avukatlar, Eşgünoğlu’nun oldukça zayıflamış olduğunu söylüyor. Gardiyanlara bile seçim propagandası yapmışlar AKP’liler seçimden iki gün önce İzmir Kapalı Cezaevi’nde personelden oy istedi. FIRAT KOZOK HP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’ın 7 Haziran seçimlerinden iki gün önce Buca’daki İzmir Kapalı Açık Ceza İnfaz Kurumu’nu ziyaret ederek, cezaevi müdürüyle birlikte personele AKP’ye oy verilmesi yönünde propaganda yaptığını ileri sürdü. Dayanak olarak bir personelin mektubunu gösteren Özel, konuyu TBMM’ye taşıdı. Özel, Bakan Kenan İpek’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, “İzmir Kapalı Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda görevli ceza infaz koruma memurlarına yönelik mobbing uygulamasının yaygın bir hal aldığı, personelin varolan haklarından bile faydalandırılmadığı, siyasi duruşu sebebiyle personele yönelik baskının arttığı iddia edilmektedir” dedi. Özel, şu soruları yöneltti: C Papa Eftim ile Turgut Erenerol ve Selçuk Erenerol’un mezarlarının Şişli’deki Rum Ortodoks Mezarlığı’nda bulunması tepki çekiyor. 11 yıldır aynı müdür 4 Doğum yapan personelin izin kullanmasının engellendiği iddiası doğru mudur? Süt emzirme izinlerinin eksik kullandırıldığı iddiası doğru mudur? 4 İdari izinlerin yıllık izinlerinden düşürüldüğü iddiası doğru mudur? 4 Bu cezaevinde görevli personelin tayin taleplerinin diğer cezaevlerindeki personele kıyasla daha fazla olduğu iddiası doğru mudur? 4 Cezaevi Müdürü’nün, “11 yıldır aynı cezaevinde görev yapan Türkiye’deki tek müdür” olduğu iddiası doğru mudur? 11 yıldır bu görevi sürdürmesi mevzuata uygun mudur? 4 Cezaevi müdürünün siyasi duruşu ve şahsınıza yakınlığı sebebiyle cezaevinde çalışma koşullarının zorlaştırıldığı yönündeki iddialar hakkında bir girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz? İstanbullu Rumlar, TürkOrtodoks Patrikhanesi kurucusu Papa Efthim ile Turgut Erenerol ve Selçuk Erenerol’un mezarlarının Rum Ortodoks Mezarlığı’ndan kaldırılmasını istiyor UMUR YEDİKARDEŞ Rum mezarlığında büyük tartışma Rumlar i iğ üç patr or istemiy işli’deki Rum Ortodoks Mezarlığı bugünlerde büyük tartışma yaratacak ilginç bir reddedişe tanıklık ediyor. İstanbullu Rumlar, TürkOrtodoks Patrikhanesi kurucusu Papa Efthim ve sonraki patrikler Turgut Erenerol ile Selçuk Erenerol’un mezarlarının Şişli’deki Rum Ortodoks Mezarlığı’ndan kaldırılmasını talep ediyor. Türkiye’de günlük yayımlanan Apoyevmatini Gazetesi sahibi Mihail Vasiliadis, “Burası RumOrtodoks mezarlığı. Bu adamlar bırakın Rum’u, Ortodoks bile değiller. Aforoz edildiler” diyerek mezarların kaldırılmasını talep ettiklerini ifade ediyor. İstenmeyen patrikler aynı zamanda Ergenekon sanıklarından eski MHP Milletvekili Sevgi Erenerol’un dedesi, babası ve amcası oluyor. Şişli Rum Ortodoks Mezarlığı’nda kilisenin tam karşısında Papa Efthim ile oğulları Turgut ve Selçuk Erenerol’un mezarları bulunuyor. “Türkçü patrik” olarak bilinen Pa Ş pa Efthim, Kayseri’de kurulan daha sonra merkezi 1924 yılında Galata’ya alınarak resmileşen “devlet destekli” Türk Ortodoks kilisesinin kurucusu olarak biliniyor. Papa Efthim kendisini Patrik ilan edince, FeP ner Rum Patrikhane apa Efthim si tarafından aforoz ediliyor. Papa Efthim patrikhaneyi kurduktan sonra, Rum cemaatinden yeterli geçişi sağlayamıyor. Bir dönem sonra kilisenin cemaatinin olup olmadığı tartışma konusu haline geliyor. Efthim’in 1953 yılında dönemin Rum Ortodoks Patriği Atenagoras’a karşı yürüyüş organize ettiği, 67 Eylül olaylarında Rumlara yönelik saldırılara destek verdiği hâlha Rum azınlık arasında konuşulan konular arasında yer alıyor. Papa Efthim 1968 yılında vefat ettiğinde ise nereye defnedileceği tartışma konusu haline geliyor. Fener Rum Patrikhanesi ve Rum cemaati Şişli’deki Rum Ortodoks Mezarlığı’na defnedilmesine şiddetle karşı çıkmasına rağmen, Efthim yetkililerin müdahalesi ile polis eşliğinde buraya defnediliyor. “Devlet destekli Patrikhane’nin” patriğinin cenaze törenine RumOrtodoks cemaatinden kimsenin katılmaması, yalnızca milletvekilleri ve senatörlerin törende yer alması tarihe düşen ilginç bir anekdot oluyor. Papa Efthim’den sonra Türk Ortodoks kilisesinin başına, Papa Efthim’in oğlu Patrik Eftim II adıyla Turgut Erenerol, ardından da hiçbir dini eğitim almamış kardeşi Selçuk Erenerol geçiyor. “Fener Rum Patrikhanesi’nin bir an önce Türkiye hudutlarının dışına çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü Türkiye’de bir Türk (vatandaşı) ortodoks toplumu vardır. Rum ların işi ne? Şayet Rumluğu bırakırlarsa o vakit diyeceğimiz yok” açıklaması ile anımsanan Turgut Erenerol’un kardeşi Selçuk Erenerol ise sürgün edilen Rumlar hakkında, “Tazminat almaya hakları yoktur” beyanıyla tanınıyor. Selçuk Erenerol’un 1995 yılında Siyah Beyaz dergisine verdiği röpörtajda MİT ile ilişkisini gizlememesi ve her 15 günde bir görüştüğünü açıklaması dikkat çekici bulunuyor. Mihail Vasiliadis ise, “Bu mezarlık RumOrtodoks mezarlığı. Bu insanlar bırakın Rum’u, Ortodoks bile değiller. Bunların kurduğu yalancı bir kilise var. Bir kilisenin, kilise olabilmesi için Ekümenik kilise ve diğer 17 kilise tarafından anılması ve kardeş kabul edilmesi gerekir. Ben annemin, babamın mezarını ziyarete geldiğimde, Rumlara kötülük yapan bu milliyetçi insanların mezarlarını, mezarlığın ortasında görmek zorunda mıyım? Biz Rumlar olarak bu mezarların kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Diyarbakır Emniyet Müdürü değişti Dört ilin emniyet müdürü yer değiştirdi. Diyarbakır’a Aydın Emniyet Müdürü Taşdan atandı. ilvan’da yaşanan çatışmalarla gündemden düşmeyen Diyarbakır’ın Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, Aydın Emniyet Müdürlüğü’ne atandı. Yerine, Aydın Emniyet Müdürü Adnan Taşdan getirildi. Bingöl, Çorum, Aydın ve Diyarbakır emniyet müdürlerinin değişmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameye göre, Bingöl Emniyet Müdürlüğü’ne Polis Başmüfettiş Süleyman Pamuk getirildi. Aydın Emniyet Müdürlüğüne Diyarbakır Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne Aydın Emniyet Müdürü Adnan Taşdan atandı. Çorum Emniyet Müdürlüğü’ne Siirt Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü Murat Kolcu getirildi. Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve Çorum Emniyet Müdürü Salih Erkan Tarancı, başka görevlere atanmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alındı. l ANKARA / Cumhuriyet S Kötülük yaptılar 67 Eylül’e destek Dini eğitimi yok C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle