26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 30 Temmuz 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 3 İstanbul 240 /3 4 0 Ankara 210 /38 0 İzmir 260 /3 7 0 Bursa 250 /3 7 0 Antalya 270 /3 3 0 Adana 250 /3 6 0 Trabzon 250 /3 0 0 Artvin 190 /3 2 0 Çanakkale 240 /3 5 0 Balıkesir 190 /3 7 0 Sivas 170 /3 7 0 Diyarbakır 220 /4 2 0 Mersin 280 /3 3 0 Erzurum 140 /3 2 0 Eskişehir 210 /3 7 0 Aydın 240 /3 9 0 Gaziantep 250 /4 0 0 Konya 230 /3 6 0 Gök gürültülü yağmur Basra alçak basınç merkezinin etkisi altında olan Doğu Anadolu genelinde, hava sıcaklıklarının etkisini artırarak 4 gün boyunca mevsim normallerinin 5 ila 9 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. ‘BASRA’ BUNALTIYOR! Atina 260 /37 0 Berlin 120 /2 2 0 Girne 110 /1 6 0 Londra 100 /1 9 0 Moskova 160 /2 1 0 Paris 130 /23 0 Madrid 200 /3 4 0 Amsterdam 120 /1 9 0 Roma 210 /33 0 Karla karışık yağmur Çok bulutlu TARİHTE BUGÜN 42 38 34 30 27 24 20 17 14 11 Güneşli Parçalı bulutlu Yağmurlu 1908’de bugün ilk uzun mesafeli otomobil yarışı tamamlandı. 12 Şubat’ta New York’tan başlayan yarışa bir Amerikalı, bir İtalyan, bir Alman ve üç Fransız katıldı. Güçlükle tamamlanan yarış sonunda yalnızca iki araba Paris’e ulaşabildi. Birinci Amerikalı, ikinci Alman pilot oldu. ahmetli Süleyman Demirel hayatta olsaydı, Davutoğlu Hükümeti için “Fuzuli şâgil” derdi herhalde! “Fuzuli şâgil” esas olarak bir hukuk terimi; hakkı olmadan bir taşınmaz malı işgal edene deniyor: Sonuç olarak, hakkı olmadan kullandığı yerden, hukuk yoluyla yani yargı kararıyla tahliye ediliyor. HHH İnterneti ve elbette Twitter ile Facebook’u da çok farklı ve birbirine zıt iyi ya da kötü amaçlarla kullanabilirsiniz. Ben bütün bu dijital ortamları da hayatımı adadığım akademisyenlik, yani öğrenme ve öğretme etkinlikleri için kullanmaya çalışıyorum. Haber ve bilgi kaynaklarını izlemeye çalışıyorum; böylece hem gündemi takip ediyorum hem de yeni şeyler öğreniyorum. Artık yüz bini geçmiş olan takipçilerimle, her gün, Cumhuriyet’teki yazılarımı, ilginç bulduğum başka yazı ve ha R Fuzuli şâgil berleri paylaşıyorum. Arada sırada da “ödüllü” bilgi yarışmaları düzenliyorum. Önceleri “ödül” sadece bir “aferin” idi. Baktım, katılım yüksek oluyor, ben de takipçilerimi tatmin etmek için ödülü somutlaştırdım: Son yarışmada “Demokrasimizle Yüzleşmek” adlı kitabımın imzalı kopyasını ödül olarak verdim. Yanıtının bulunması için 24 saat süre verdiğim soru şuydu: “ ‘Fuzuli şâgil’ deyimini ilk kez kim, kimin için, ne münasebetle kullanmıştır?” İlginçtir, gelen yanıtlardan ben de bilmediğim bir noktayı öğrendim: Benim bildiğim, bu ifadeyi ilk kez, Süleyman Demirel’in 1977 seçimlerinden sonra Meclis’te salt çoğunluğu yakalayamayan CHP’nin Genel Başkanı Ecevit’in kurduğu azınlık hükümeti için kullandığı idi. Fakat soruyu doğru yanıtlayan ve imzalı kitabımı kazanan Ali Bey’in ilk verdiği yanıt Demirel’in bunu ilk defa Tabii Senatör Ahmet Yıldız için 1969 yılı sıralarında kullandığıydı (Sonraki kullanılışı da bilince kitabı kazandı). HHH AKP liderliği, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık olarak, Davutoğlu Hükümeti’ne, seçimlerde kaybettiği iktidarı kullandırmakta ve böylece onu “Fuzuli şâgil” durumuna düşürmektedir... Hem de tarihimizin en kritik günlerinde ülkeyi savaşa sokarak! Lozan için bir okur mektubu daha: “Mektubunu yayımladığınız beyefendinin, katılımın yaş ortalaması hakkındaki görüşüne katılarak; nedenin bu toplantı özelinde gün ve saat olduğunu düşünüyorum. Ben ve çevremdeki çoğu arkadaşım iş yerlerimizden izin alıp vapura yetişebilmek için perşembe gününden faaliyetlere başladık fakat başarılı olamadık. Burak B., 27, Çevre Mühendisi” Benim notum: Bu tür toplantıları İstanbul’da, hafta sonu yapmak gerekiyor. Soytarı’nın sırıtışı Erzurum’da 2 bin kişi, bir işçinin yüzüğünün PKK’yi simgelediği iddiasıyla Kürt işçilere saldırdı. İşçiler polis gözetiminde ilçeden çıkarıldı Kürt işçileri linç ediyorlardı ‘YENİ BİR SİVAS OLABİLİRDİ’ rzurum’un Aşkale ilçesinde TOKİ inşaatında çalışan bir işçinin parmağında PKK’yi simgeleyen yüzük taşıdığı iddiasıyla yaklaşık 2 bin kişi TOKİ inşaatını basarak işçileri linç etmek istedi. Kürt işçiler, can güvenlikleri için polis gözetimde Aşkale’den çıkarıldı. Yoldan geçen yolcu otobüslerini de taşlayan grup, yolcuları linç etmeye kalkıştı. Erzurum’un Aşkale ilçesinde TOKİ inşaatında çalışan bir işçi alışveriş yapmak için gittiği çarşıda bir esnafla tartıştı. Esnafın, işçinin elinde PKK’yi simgeleyen bir yüzük bulunduğunu iddia etmesi üzerine tartışma büyüdü. Esnafla tartışan işçi, cep telefonuyla arkadaşlarını çağırdı. Otomobillerle çarşıya gelen işçiler esnafla kavga etti. Bunun E Suruç’un devamı MAHMUT LICALI rzurum’da seçim önceE si ve seçim sonrası yaşananları değerlendiren HDP Erzurum Milletvekili Bayar, Kürt işçilere yönelik linç girişiminin seçim süreci ve Suruç katliamının ardından devam eden süreçten bağımsız olmadığını belirtti. HDP Erzurum Milletvekili Seher Akçınar Bayar, Aşkale’de Kürt işçilere yönelik linç girişiminin ardından kentte gerilim yaşandığına dikkat çekerek, “Allah saklasın; şayet oradan bir cenaze çıksaydı Erzurum bunu kaldıramazdı. Yeni bir Sivas, Çorum katliamına giden yol olabilirdi” değerlendirmesini yaptı. Bayar, linç girişimi yapan gruba yönelik herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek, konuyu TBMM’ye taşıyacaklarını ifade etti. l ANKARA Öfkeli kalabalık otobüsü de taşladı. üzerine toplanan yaklaşık 2 bin kişi TOKİ inşaatlarını basarak Kürt işçileri linç etmek istedi. İşçileri PKK’li olmakla suçlayan grup, Erzincan Erzurum karayolunu da bir süre trafiğe kapattı. Kalabalık grup zaman zaman kendi aralarında da tartışıp yumruklaştı. l DHA ntalya’nın Elmalı ilçesinde babaları ve üvey anneleri tarafından evlendirilmek istendikleri belirtilen 13 yaşındaki F.E. ve 15 yaşındaki G.E.’nin, cinsel tacize de uğradığı ortaya çıktı. CHP, Elmalı İlçesi’nde yaklaşık 10 yıl önce anneleri vefat eden 13 yaşındaki F.E. ve 15 yaşındaki G.E.’nin Elmalı Anadolu Lisesi’nde okurken, üvey anneleri ve babaları tarafından okuldan alınıp aile içi bir törenle nişanlandırıldığı haberi üzerine, kadın kolları görevlilerinden oluşan bir heyeti ilçeye gönderdi. Heyetin raporunda şok bir detaya da yer verildi. 2014 yılı Ekim ayında, baba Murat Eker’in, konut dokunulmazlığını ihlal, tehdit ve kızlarına taciz suçlamaları iddiasıyla çocukların nişanlandırıldığı H.E. ve S.Ç. hakkında Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu belirtildi. İki kız kardeşin zorla evlendirilmek istendiği olaya ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı ve Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü de harekete geçti. İki kız kardeşin, 12 yıl zorunlu eğitim kanunu kapsamında önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren okullarına döneceği, gerekirse barınma hizmeti de verileceği belirtildi. ANTALYA/ DHA Çocuğu tacizcisiyle evlendirmek istemişler A THY uçağını kitabının reklamı için kaçırmış ürk Hava Yolları’nın (THY) Ankaraİstanbul seferini yapan yolcu uçağını, 7 Haziran’da, bomba yerleştirdiğini ifade ederek kaçırmaya çalışan tutuklu sanık Zafer Alcan, 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. Davanın duruşması, Bakırköy 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede sanık Zafer Alcan’ın savcılıkta verdiği ifadesine de yer verildi. 2008’de TRT Haber Merkezi’nden emekli olduktan sonra yazdığı kitabın beklediği ilgiyi bulamadığını belirten Alcan, şunları aktardı: “Maksadım, uçakta bomba ihbarı yapıp dikkatleri üzerime çekerek, kitaplarımın adının duyurulmasını sağlamaktı. Maksadım, herhangi bir kimseye zarar vermek değildi. Uçak indikten sonra pilot, yolculara uçaktan ayrılmamaları konusunda anons yapmıştı. Benim isteğimle uçak yönünü değiştirmiş veya gitmesi gereken yerden başka bir yere gitmiş değildir. İnişin acil iniş olup olmadığını bilmiyorum. Bana göre normal iniş yaptı. Benim suç işleme kastım yoktur.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet T aha açık söyleyebilir miydi? Erdoğan’ın yardımcısı Davutoğlu’nun yardımcısı Yalçın Akdoğan meseleyi özetledi. Demek seçim öncesinde HDP, Erdoğan’a “Seni başkan yaptırmayacağız” dediği için müzakere masası dağıtıldı. Demek, HDP’nin barajı geçmesi sürece zarar verdi. Demek bazı şehirlerde yüzde 90’a varan oy almasına rağmen HDP’nin hiçbir karşılığı yok. Demek HDP’nin ekseni Diyarbakır’dan Cihangir’e kaydı. Demek aslında Dolmabahçe’de mutabakat yoktu. Demek zaten toplantının Dolmabahçe’de olmasının da bir anlamı yoktu. Demek Öcalan, HDP’yi görse sopayla kovalar. Demek Öcalan aslında başkanlıktan yana. Demek Akdoğan, Erdoğan’ı başkan yaptırmak için Öcalan’a sığınıyor. Manzara maalesef çok ama çok basit. Barış süreci AKP’ye oy kazandıracaksa, Erdoğan’ı başkan yaptıracaksa var. AKP’nin oyu düşüyorsa ve HDP, AKP’nin dümen suyuna girmiyorsa yok. Gerekirse yüzde 13 oy almış bir partiye yok muamelesi yapılır ve dahi partiye karşı Öcalan’a bile sarılınır. Maksat başkanlık olsun. Zamanında Öcalan İslamiyet vurguları yaparken ya da Demirtaş “Türklerle Kürtler Cihangir’de tanışmadı” derken sorun yok. Ama HDP, başkanlık hayaline payanda olmayınca sorun var. Memleketin kaderi de, insanların hayatları da bu bey takımının elinde bir oyuncak. O ciddi görünen, o kelle koltuk yerinde o abus çehreler, akıl almaz bir laubaliliği gizliyor. O laubaliliğin soytarı çehresi çatık kaşların, öfkeyle büzülmüş ağız kaslarının ardından sırıtıveriyor. Çözüm sürecinde AKP’nin asıl şartını Akdoğan ortaya koydu. Erdoğan’ın başkanlığı. HDP’nin 80 milletvekiliyle Meclis’e girip AKP’nin tek başına iktidarını engellemesi ise Akdoğan’a göre “AKP’yi devirme projesinde kendini kullandırmak”. Başkanlığa karşı çıkmak, seçime girmek ihanet. Seçimle işbaşına gelenin memleketin yasamasını anlamsızlaştırması, muhalefeti hain ilan etmesi ve kendini olmayan yetkilerle donatması bir darbe çeşididir. Seçimlerin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Hükümet kurma meselesini elden geldiğince yavaşlattılar. İstifa etmiş, ancak gündelik işleri yürütme yetkisi olan, bakanlarının yarısı milletvekili sıfatı dahi taşımayan bir hükümetle memleketi savaşa soktular. Yeni kurulacak hükümeti ki o da kurulursa kim bilir nasıl anlaşmalarla şimdiden bağladılar. Bir darbeyle karşı karşıyayız. Meclis işlevsizleştirilmiş, istifa etmiş hükümet yetki gaspında bulunmuş, barış süreci bir şahsın başkanlık hayaline bağlanmış durumda. Sırada yaratılacak milli güvenlik sorununa karşı sert tedbirlerin alınması, alınacak bu sert tedbirlerle kurulacak bir olağanüstü rejimin “istisna” iken “sürekli” hale gelmesi var. Hele bir de “milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok” ihtiyacımız olduğuna ahaliyi ikna edecek bir savaş çıkartılırsa ne âlâ. Buna, diktatör olmak için halkı kerizleme çabası denir ve maalesef iktidarın bu arabasına binecek en azından bir siyasi partimiz bulunmaktadır. Fakat yemezler. Bu yapılanların senaryosu yazılsa fazla klişe diye çekecek yönetmen bulunmazdı. Türkiye çeşitliliğiyle, tarihiyle, her şeye rağmen demokratik tecrübesiyle Erdoğan’a geniş gelir. Bu memleket sadece beyin keyfi istiyor diye üzerine giyebileceği bir gömlek değildir. Hele terzi yamakları Akdoğan gibi beceriksizse. O ciddi, abus, somurtkan, kellifelli çehrelerin ardına gizlenen soytarı sırıtışı, elbette o çehrelerde donup kalacaktır. D 16 yaşındaki genç kız sevgilisini öldürdü amsun’un merkez İlkadım İlçesi’ne bağlı İstasyon Mahallesi Sahil Yolu’nda dün sabah saatlerinde Caner K. (20), sevgilisi S.G. (16) ile buluşup parka gitti. İki sevgili arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonrası 16 yaşındaki S.G., çantasındaki bıçağı çıkartarak Caner K.’yı göğsünden ve her iki kolundan bıçakladı. Caner K. yaralı halde olay yerinden yaklaşık 50 metre yürüdükten sonra Atatürk Bulvarı üzerine çıkarak yoldan geçen bir otomobili durdurdu. Yaralı genci otomobile alan sürücü Gazi Devlet Hastanesi’ne götürdü. Ameliyata alınan genç kurtarılamadı. l SAMSUN/ DHA S C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle