19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 FRANSABRİTANYA İsrail’le Araplar aynı gemide İsrail Savunma Bakanı Moşe Yaalon, bir TV programında, Tahran’a yaptırımları kaldıracak anlaşmayı eleştirirken, İsrail’le Sünni Arap ülkelerin ortak düşman İran’a karşı aynı gemide yer aldıklarını söyledi. EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ TASARIM: BETÜL BERİŞE Tunus: Suriye elçiliğini açacağız Tunus Dışişleri Bakanı Tayyib Bakkuş, Arap Birliği’nin Şam’la ilişkileri kesme kararını onaylamadığını, bunun yanlış bir karar olduğunu belirtti. Bakkuş Suriye için atama yaptıklarını ve Şam büyükelçiliğini yakında açacaklarını söyledi. Perşembe 30 Temmuz 2015 Manş Tüneli’ne göçmen akını ‘İki yıldır sizlere ömür’ Taliban’ın gizemli lideri Molla Ömer’in 2013’te öldüğüne dair iddialara Afgan istihbaratından doğrulama geldi. Örgüt suskun aliban lideri Molla Ömer’in 2 yıl önce öldüğüne dair dün BBC’nin geçtiği haberi Afganistan istihbarat servisi doğruladı. Afganistan Ulusal Güvenlik Başkanlığı sözcüsü Abdül Hasib Sıddıki “Nisan 2013’te ağır hasta getirildiği Pakistan’ın Karaçi kentindeki bir hastanede öldü. Öldüğünü resmen [email protected] nilgun@ T Fransa’nın Calais kentinden Britanya’ya geçmeye çalışan göçmenler, her gece güvenliği delerek Manş Tüneli’ne girmeye çalışıyor. Tüneli işleten Eurotunnel şirketi, pazartesi gecesi 2 bin göçmenin tünele girmeye çalıştığını açıkladı. Önceki gece bir kamyonun altında kalarak can veren 25 yaşlarındaki Sudanlı, bu yaz Manş’ta ölen 9. göçmen oldu. Tünelde hâlâ göçmenler bulunduğu için yük nakliyatı durdu. Demiryolunu kullanmak isteyen yolculara seyahatlerini ertelemeleri tavsiye edildi. Calais civarında 10 bin Suriyeli ve Afrikalının kaldığı kamplar bulunuyor. teyit ediyoruz” dedi. Beyaz Saray sözcüsü Eric Schultz, “Haberler güvenilir. İstihbarat servislerimiz haberlere bakıyor ve ölümünün koşullarını değerlendirmeye devam ediyor” diye konuştu. Bu sözler istihbarat servislerinin Ömer’in ölümünden zaten haber dar olduğu izlenimi verdi. Taliban resmen doğrulamadı. Bu ay Afgan hükümetiyle barış görüşmelerine başlayan Taliban, Ömer’in ağzından destek mesajı yayımlamıştı. Dün Taliban şurasından bir isim “O mesajı Ömer’in yazdığı şüpheliydi. Bir kaç yıldır ne toplantıya katılıyor ne sesli mesaj yayımlıyor” dedi. Ölüm haberi yarınki 2. tur görüşmeler sa bote edebileceği gibi örgütte iktidar savaşı da başlatabilir. 1960’da Kandahar’da doğan Ömer, 1980’lerde Sovyetlerle savaşırken şarapnel isabeti sonucu sağ gözünü kaybetmişti. Kaide lideri Usame bin Ladin’e yakın olan Ömer’in yeri 2001 ABD işgalinden beri bilinmiyordu. Başına 10 milyon dolar ödül konulmuştu. Tek gözlü lider IŞİD: ‘Uluslaşma modeli’nin iflası 979’da İslam âlemine “yeni bir çığır” müjdeleyen İran İslam Devrimi’nin “Vilayeti Fakih” manifestosu ile (IŞ) İD’in “yeni çağ” açma iddiasında olan “halifelik” deklarasyonunu karşılaştırıyor Khaled Fouad Allam... Ve çok önemli şu farka parmak basıyor: “İran İslam devrimi, SünnilerŞiiler arasındaki ayrışmayı aşma hedefindeydi. 1979’da ve de 80’li yıllarda, Şii devrimciliği bu yüzden Sünni köktendincileri de etkiliyordu. İslam Devrimi’nden otuz beş yıl arayla gelen IŞİD halifeliği ise net biçimde Şiilere karşı. Tarihi SünniŞii ayrışması, IrakSuriye bağlamında güncellik kazanarak büyüyor...” Önceki iki yazımda da bahsettiğim (2826 Temmuz) Cezayir kökenli sosyolog Khaled Fouad Allam “Yan Komşudaki Cihatçı: IŞİD Evimizde” adlı kitabında, karşımızdaki meselenin bugün “siyasi İslamı kimin kontrol edeceği” meselesi olduğunu söylüyor. Konunun bir terör paradigması olmadığını, sorunsalın “siyasi İslamın hegemonyası” sorunsalı olduğunu belirten yazar; IŞİD’ı yaratan VahhabiSelefi İslam yorumunun tarihte bir taraftan Şiilikle ve bir taraftan da Türk modernleşmesi ile her zaman çatışmada olduğunu vurguluyor. Kendisine karşı olan Vahhabi kökenli IŞİD’ın, siyasi oportünizm hesaplarıyla Ankara tarafından süreç içinde hoş tutulmuş olması, bu meyanda çok büyük çelişki... 1 Ruhani’ye Paris daveti ran’la varılan tarihi nükleer anlaşmanın müzakerelerinde İsrail ile Körfez’in sözcüsü gibi davranıp “engel” lakabını kazanan Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, anlaşma sonrası soluğu Tahran’da aldı. Almanya Ekonomi Bakanı Gabriel ve AB Yüksek Temsilcisi Mogherini’nin ardından Tahran çıkarmasına katılan Fabius, yaptırımlar kalktıktan sonra İran piyasasına Fransız şirketlerinin geri dönüşüne odaklandı. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve müzakere mesaisi yaptığı Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le biraraya gelen Fabius, Fransız şirketlerinin petrol, otomotiv, uçak, sağlık, tarım ve çevre sektörlerinde işbirliği istediğini belirtti. “İkili ilişkileri geliştirme” arzusunu vurgulayan Fabius, bir ekonomi heyetinin eylülde Tahran’ı ziyaret edeceğini teyit etti. İran Petrol Bakanı Namdar Zanganeh de Fransız petrol devi Total için “yeni bir dönemin başladığını” söyledi. Fa FİNLANDİYA Irkçılığa karşı gövde gösterisi İran anlaşması sonrası Tahran çıkarmasına katılan Fabius, Fransız şirketlerinin geri dönüşünü görüşüp Ruhani’yi Paris’e davet etti İ Peyami Safa uzmanıydı Finlandiya’da bir milletvekilinin göçmenlere savaş açmaktan söz eden mesajları, halkı sokağa döktü. İktidarın AB ve göçmen karşıtı ortağı Finler Partisi’nden Olli Immonen Facebook’a “Çokkültürlülük denen kâbusu yenecek güçlü, cesur bir toplum hayal ediyorum. Düşmanlarımızın içinde yaşadığı bu çirkin balon, çok yakında milyonlarca küçük parçaya ayrılacak. Savaşçı dostlarıma inancım tam. Ülkemiz ve gerçek Fin milleti için sonuna kadar savaşacağız. Zafer bizim olacak” yazdı. Dün başkent Helsinki’de 15 bin kişi Immonen’i protesto etti. Yeşiller’in Türkiye kökenli milletvekili Ozan Yanar, “Irkçılığa alışığız, fakat buna karşı durmalıyız. Çok uzun sessiz kaldık ve bunun normal olmadığını yüksek sesle söylemenin zamanı geldi” dedi. ‘İran kriz çözecek’ Müzakerelerin ‘zor bakanı’ Fabius, Ruhani ve Zarif’le ‘tuttum bırakmam’ pozları verdi. bius, Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Fransa’ya davet mektubunu Ruhani’ye iletti. İran’dan Fransa’ya cumhurbaşkanı düzeyinde son ziyaret 1999’da yapılmıştı. Fabius, 12 yıldır ilk kez dışişleri düzeyinde gerçekleşen ziyaretten bir gün önce resmi nitelikli İran gazetesinde makale de yayımladı. “İran’ın bölgedeki krizleri çözmek için etkin bir rol üstlenebileceğini” yazması dikkat çekti. Ama gelişi muhafazakarlarca protesto edildi. Polis, havaalanında ve geçtiği güzergahta toplanan protestoculara müdahale edip bazılarını gözaltına aldı. İran’da muhafazakar kesimin “İsrail’in görüşmelerdeki ajanı” diye nitelediği Fransa’nın yaptırımların uygulanmasında izlediği katı tutum da İranlıların şimşeklerini çekiyor. Peugeot ve Renault bile yaptırımların başlamasıyla anlaşmaları tek taraflı feshedip İran’ı terk etmişti. Fransa’nın 30 yıl önce İran’a verdiği kanların HIV viruslü çıkması ve çok can alması da unutulmadı. Fransa’da da can alan felaketin baş suçlusunun dönemin başbakanı Fabius olduğunu düşünen İranlılar dün “AIDS Kralı, hiç de hoş gelmedin. Ne unuttuk ne affettik” gibi pankartlar açtı. l Tahran/Cumhuriyet ‘AIDS Kralı’ tepkisi FRANSA Bir avuç bikinide dini fırtına koptu ‘Güvenli bölge denemez’ Laik mirasla Müslüman göçmenlerin İslamcı nabzının karşı karşıya gelmesinin gerilim yarattığı Fransa’da, Müslüman genç kızların bikiniyle güneşlenen bir kadınla kavgaya tutuşması ortalığı karıştırdı. Geçen hafta Reims kentindeki LéoLagrange parkında güneşlenen 21 yaşındaki Angelique Sloss’un “bikini giydiği için Müslüman kız çetesinden dayak yediği” haberi hızla yayıldı. Sosyal medyada “Mayomu parkta giyiyorum” etiketiyle yüzlerce kadın bikinili pozlarını yayımlarken, parkta da bikinili protesto yapıldı. Aşırı sağcı Ulusal Cephe, Sloss’un “Fransız gibi yaşamaya çalıştığı için linç edildiğini” duyurdu. Polis soruşturması ise kavganın söz dalaşından çıktığını ortaya koydu. 1624 yaşlarındaki 5 kişilik grup, kötü havada bikinisiyle güneşlenen Sloss’a “Üstünü giyin, yaz gelmedi” diye laf atmış, Sloss da “Seninki gibi vücudum olsa ben de bikini giymezdim” yanıtını verince kavga çıkmıştı. Reims Savcılığı, kavganın dini sebeplerle çıkmadığını, kadınların Fransız giyinimli olduğunu ve aşırı İslamcılarla bağları bulunmadığını belirtti. Fetih Ordusu militanları Hama’da hükümet güçlerinden aldığı mevkilerde dinlenirken poz verdi. Şam: Ankara samimi değil nkara’nın IŞİD’e karşı Suriye’de düzenlediği hava saldırılarına ilk resmi tepkiyi veren Esad yönetimi, bunların içtenliğini sorguladı. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, BM’ye gönderdiği mektupta, “Geç olması hiç olmamasına yeğdir, gelgelelim Türkiye’nin IŞİD, Nusra Cephesi ve diğer Kaide bağlantılı terörist gruplarla savaşma niyeti içten midir? Yoksa iç sorunlarından ötürü Suriye ve Irak’taki Kürtleri vurmayı mı amaçla Birleşmiş Milletler, Türkiye’yi, Suriye’de IŞİD’e operasyon yapılacak bölgeyi “güvenli bölge” diye tanımlamaması için uyardı. BM Güvenlik Konseyini bilgilendiren BM yardım şefi Stephen O’Brien, Türkiye’nin planladığı tampon bölgeye, buraya yerleştirmeyi öngördüğü sivillere koruma garantisi sunamayacaksa, “güvenli bölge” dememesi gerektiğini belirtti. O’Brien, sivil korumanın yardım kurumlarının değil devletlerin işi olduğunu ekledi. IŞİD hakkında şimdiye değin okuduğum en aydınlatıcı çözümlemeleri yapan Khaled Fouad Allam’ı, şahsen de tanımıştım... “Türk Batılılaşma süreci” üzerinde uzmanlaştığını bildiğim Allam, Türkiye’den kendisine Peyami Safa’nın “Fatih Harbiye” kitabını göndermemi istemişti. Doktorasını “Türk modernleşmesi ve Peyami Safa” üzerine yapan Cezayir kökenli sosyolog, Türkiye’yi İslam dünyasının modernleşmesinde lider bir ülke görmekteydi... Bu kişisel karşılaşmamız ve tanışmamız nedeniyle, Allam’ın çalışmalarını o gün bugün hep ilgiyle takip ederim. “Charlie Hebdo” katliamı ardından kaleme aldığı “IŞİD Evimizde” kitabı, yazık ki son çalışması oldu. Allam bu yaz başında Roma’da kaldığı bir otelde, tam ne olduğu anlaşılmayan bir şekilde ölü bulundu. Allam’ın “IŞİD” üzerindeki son yapıtı her halükârda çok açıdan çok ilginç. Baştaki karşılaştırmada söz ettiğim otuz küsur yıl öncesinin “radikal İslam”ı İran İslam Devrimi ile günün “radikal İslam”ı IŞİD arasındaki çarpıcı fark mesela... O zamandan bu zamana “dil”, “din”, “mezhep”, “kimlik” farklarını birer uçuruma dönüştüren “postmodern etnik saplantılar çağı” araya girmiş... Allam, 1989’da çöken Berlin Duvarı öncesinde bugünkü “etnik farklar” hassasiyeti olmadığını, bu yüzden ’79 İran Devrimi’nin de böyle bir derdi olmadığını hatırlatıyor. “Radikalizmin” karanlığı başka deyişle derinleşmiş. Küreselleşme ve devlettoplum ikilemi Allam’a göre IŞİD, Ortadoğu’da nihayete erdirilemeyen “uluslaşma modelinin” iflasının sonucu. “Avrupa’da uluslaşma” diyor kısaca Allam; “bireyin kazanımları ve yüzyıllar süren siyasi mücadelelerin sonunda elde edildi. Süreçte din algısı; dini kamu alanından çıkaran ve kişisel alana indirgeyen biçimde değişti. Ortadoğu’da halbuki birey yok, cemaat var. Ulus devlet Ortadoğu’da Osmanlı İmparatorluğu’nun sahneden çıkmasından sonra, Batı ve Müslüman Şark arasındaki rötarı kapatmak amacıyla benimsenmişti. Ama bu yapılırken, bireysel kazanımlara sahip ‘yurttaş’ yaratılamadı. Cemaat/toplum ve devlet arasında bu nedenle hep çatışma ve karşıtlık oldu. Bu çatışma, Ortadoğu’da ulusçuluk ve köktencilik arasında daima bipolarizasyon yarattı. Köktenciler, ulusçuluğu öteden beri laikliğin taşıyıcısı olarak gördüklerinden dışladılar ve kabul etmediler. Bu tüm 20. yüzyıla yayılan bir kriz yarattı.” Allam IŞİD’ın, küreselleşme ile birlikte temelde bu kronik krize eklemlendiğini düşünüyor. Buradan devam... A maktadır” diye sordu. Sehl Gaba savaşı Terörü destekleyen Türk hükümetinin “kendini kurban gibi, kendini savunuyor gibi gösterme girişimini reddettiklerini” belirten Muallim, “Yıllardır söylüyoruz: Terörün milleti, dini, sınırları yoktur, eninde sonunda dönüp destekçilerini vuracaktır. Maalesef son dönemde terörün destekçilerinin elinde ters tepmesine tanık oluyoruz” dedi. Ankara ile Riyad’ın desteklediği, Kaide kolu Nusra ile Ahrar’ın öncülüğündeki Fetih Ordusu ise Esad’ın kalesi Lazkiye ve Hama’ya taarruz başlattı. İdlib’in Cisr eşŞuğur ilçesinden Hama’nın Sehl Gaba bölgesine ilerleyen Fetih’in tepeler, kontrol noktaları ve 2. büyük elektrik santrali Zeyzun dahil 16 noktayı ele geçirdiği iddia edildi. Alevi köylerinin tehlikeye girmesi üzerine Suriye ordusu dün Sehl Gaba düzlüğüne ve İdlib’in eteklerine 160 hava saldırısı düzenledi. İsrail, Suriye’nin güneyindeki Kuneytra’da, Golan Tepelerinde Nusra saldırısı altındaki Dürzi köyü Hader’in yakınında Suriye güçlerine hava saldırısı düzenledi. Ulusal Savunma Güçleri’nin en az iki üyesi öldü. SuriyeLübnan sırında Esad’ı destekleyen Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin üssüne yönelik İsrail İHA saldırısında 6 kişi yaralandı. İsrail saldırdı ABD İsrailli casus Pollard’ı bırakıyor İsrail adına casusluk yaparken yakalandığı ABD’de 30 yıldır tutuklu bulunan 60 yaşındaki Jonathan Pollard 21 Kasım’da serbest bırakılacak. Tahliye kararı, Washington’ın İran’la nükleer anlaşmaya ateş püsküren İsrail’i yatıştırma çabasına yoruldu. 198485’de ABD donanmasında istihbarat analistiyken Pentagon’un gizli belgelerini İsrail’e veren Pollard, müebbet hapse çarptırılmıştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle