10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 11 Temmuz 2015 KULTUR sayıda böyle bir olay patladı. Kadın şiddetiyle ilgili söylecekleriniz neler? Devlet eliyle, yasalarla bize giydirilen bir kadınlık erkeklik var. Bununla baş edebilmemizin en güçlü araçlarından biri edebiyat ve edebiyatın güçlü kadınlarıdır. Makbul vatandaş gibi makbul kadın algısı da var. Bu kadından beklenenler çocuk yapması, anne olması, hanım hanımcık olması, kıyafetinin edepli olmasıdır. Devletin tanımladığı bu kadınların bir “dozaj”ı var. Biz feminist kadınlar diyoruz ki sizin tanımladığınız kadın tanımlarını reddediyoruz. Kadın olmak, makbul öğretmen olmak, bunun dışına çıkma dozajını ayarla diyorlar. Sosyal medyada #ayarsızfeministdizeler hashtagı paylaşıldı... Okulun yaptığı öğretmene ayar çekme aslında. Bu bir Melike Öğretmen meselesi değil. Böyle bir kadınlığın, öğretmenliğin devlet eliyle, toplum eliyle onların en güçlü aracı okulla ayarlaması diyebiliriz. Öğretmenlik ayar verme mekanizması değildir. Ben ayar vermek için öğretmen olmadım. Çocukları ayarlamak, bu yasak, ayıp, günah demek için öğretmen olmadım. Ayıplar, günahlar yasaklar ve ayarlarla başedebilme araçlarını bulmaları için varım. Yaptığımız iş kendi araçlarını bulmalarını sağlamak. Çocuklar da ne güzel düşünmüş ve Tavuskuşu dergisini bulmuşlar. Dergiyle ilginiz nedir? Bu dergiyi ögrenciler kendileri çıkarıyor. Benim ilgim yok. Okuruyum sadece. Tek tip öğretmen ve öğrenci mi yetiştirilmek isteniyor? Makbul öğrenci, makbul öğretmen var. “Gezi” sonrası çocuklarını okutuyoruz. Gezi’yi yaşamış çocukları okutuyoruz. Gezici çocuklara mı ayar vereceğiz? Ütülenmiş bir akıl, dil kadın, edebiyat öğretmeni istemiyoruz. İstediğimiz biçimde kadın olmamızın yasaklandığı ve kontrol edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Sonuna kadar bununla mücadele etmemiz gerekiyor. Kadınlığın bacak arasından geçtiği bir ülke, dekoltesinden etek boyundan okunduğu bir ülkedeyiz. Kadınlığın bacak arasından, namustan, erkek bakışından kurtarmanın en güçlü araçlarından biri edebiyattır. ‘Altın Portakal Film Festivali’ tarih mi oluyor? Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin adından “Altın Portakal”ın çıkarıldığı iddia edildi. Antalya yerel basınında yer alan haberlere göre, Türk sinamasının en büyük organizasyonlarından sayılan festivalin isminden “Altın Portakal” sözcüklerinin çıkarılmasının tartışıldığı belirtildi. Filmlerin ulusal ve uluslararası şeklinde 2 kategoride yarıştığı festivalde, film yarışmasının tek kategoriye indirilmesinin de planlandığı belirtildi. 17 Notre Dame de Sİon öğrencilerinin çıkardığı “tavuskuşu” dergisi için iki farklı tavır Öğretmenin işi ‘ayar Bu okul üniversite olsaydı evet derdim vermek’ değildir ğrencilerinin çıkardığı Tavuskuşu adlı fanzinin mayıs sayısında yer alan şiir ve yazılarda geçen ifadeler sonrası toplumsal cinsiyet, beden politikası ve feminizmle ilgili “dozaj”ı kaçırdığı gerekçesiyle Notre Dame De Sion Lisesi’ndeki görevine son verilen edebiyat öğretmeni Melike Koçak, öğrencilerine ayar vermeyeceğini söyleyerek şöyle diyor: “Edebiyat CEREN eğitiminin işi, öğÇIPLAK retmenin işi ayar vermek değil bakış açısı kazandırmak, yaratıcılığın önünü açmak ve bunun dilsel araçlarını kazandırmaktır.” ‘Dozaj’ı kaçırdığınız söyleniyor. Nedir bu dozaj? Kime göre, neye göre dozaj? Bu dozajı kim belirliyor? Edebiyat söz konusu olduğu zaman bilirkişi kimlerdir? Bilirkişi olmak zorunda mıdır? Fanzinde editörlük kurumu olmaz. Ortak akılla çıkar. Bireyi özgür ve özerk bireyler olarak gören anlayışta dozaj ayarlaması okul ve öğretmen tarafından yapılmaz. Tek doğru budur algısı dayatılıyor. Edebiyatın da dozajı yoktur. Cemal Süreya’nın “Geceler çok kısa, dörtnala sevişmemiz lazım” dizelerini okutmayacak mıyız? Okuldan atılmadan önce herhangi bir uyarı aldınız mı? Hayır, herhangi bir yazılı uyarı almadım ve soruşturmadan geçmedim. Sözleşmem yenilenmediği için seneye işsizim, bu çok net. Okul yönetimi ile diyaloğa geçemediğim zaman dava açıp hukuki haklarımı arayacağım. Kadın şiddeti konulu özel Ö nümde iki metin... Biri bir grup NDS öğrencisinin hazırladığı “Tavuskuşu” adlı fanzin, diğeri ise dergideki cinsel içerikli ifadeler yüzünden işinden atıldığını iddia eden okulun 5 yıllık edebiyat öğretmeni Melike Koçak’ın basın organÖZLEM larına gönderdiği açıklamaYÜZAK sı. 160 yıllık geçmişi olan, benim de bir mezunu olmaktan daima gurur duyduğum Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlardan biri Notre Dame de Sion. Tarihsel geçmişi sürecinde kadın hakları ve ifade özgürlüğü savunuculuğundan bir an bile ödün vermemiş olan bu kurum şimdi 12 Eylül öğretmenciliği ile suçlanıyor. Suçlanmak bir yana neredeyse bir toplumsal linç boyutunda. Mağdur öğretmenin yeniden işe alınması için change.org’da başlatılan imza kampanyasından tutun Türkiye Yazarlar Sendikası’nın açıklamalarına kadar... Ö Gezi’ci çocukları okutuyoruz MELİKE KOÇAK FOTOĞRAF: CAN EROK Tavuskuşu cesur bir dergi. “Bedenlerimizi sınırlamayı, yok saymayı” kendine görev edinmiş “eril” topluma karşı manifestomuzdur. İçselleştirdik, iç içe geçtik. İsyandayız! Her dilde inatla; “Kadın, Yaşam, Özgürlük...” diye başlayan... NDS her zaman özgüveni yerinde, aydın, toplumsal sorunların üzerine giden kadınlar yetiştirmiştir. Dolayısıyla derginin hazırlanmasında emeği geçen öğrencilerin, gençlerin duruşlarına saygım sonsuz. Ancak... Evet, işin bir de ancak boyutu var ne yazık ki... “Küfürler seksistti ancak ortada koyulacak bir .. yoktu” ya da “Orgazmlar tekliydi, sesler erkekliğin sesiydi.” Bütün erkekler “s...bilirdi”. Bütün kadınlar “s... meye mahkum olandı.” Bu ve benzeri cümlelerin yer aldığı bir fanzinin yayımlanmasına bir lise okulunun onay vermemesi hayli anlaşılabilir kanımca... Zaten okul yetkilileri de “Kadına şiddet gibi bir konuda öğrenciyi hassaslaştırmak önemli ama bunu çok dikkatli yapmak lazım, burada dozaj kaçmış” diyorlar. Eğer söz konusu kurum bir üniversite olmuş olsaydı, diyecek bir sözüm yoktu. Ben de Melike Öğretmen’in arkasında sonuna kadar dururdum. Ancak 1418 yaş grubu gençlerin eğitim gördüğü bir yapıdan bahsediyoruz. Dozaj nedir sizce? Önce okulun onayına sunulan, okul kabul etmeyince bağımsız ve okulun adı geçmeden yayımlanan bir dergide “lise öğrencilerinin” cinsellikle ilgili her şeyi fütursuzca yazmaları fikir özgürlüğü mü? 7 yıldan beri NDS’nin Edebiyat Ödülü’nün jürisindeyim. Her yıl onlarca kitabı değerlendiriyoruz. Seçimleri yaparken “ödülü verenin bir eğitim kurumu olduğu gerçeği” jüri üyeleri olarak aramızda tartışarak belirlediğimiz bir kriter oldu. Bugüne kadar son derece cesur kadın yazarların kadın haklarını ve kadın sorunlarını kimi zaman cinsel öğeler kullanarak ele aldıkları birçok eseri de ödüle layık gördük; okul yö netimi de hiç itiraz etmeden hepsini kabul etti. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin her zaman edebiyata ve sanata değer veren ve bunu tüm eğitim politikalarına ve etkinliklerine içtenlikle yansıtmış olması daima benim ve birçok arkadaşım için bir gurur vesilesi oldu. Melike Koçak “derginin; okulda okuyan bir grup öğrencinin, okul dışında/okuldan bağımsız, okulun isminin hiç geçmediği ve kendisinin de dahil olmadığı bir fazin olduğunu” iddia ediyor. Okulun iddiası ise şöyle: “Mart ayında Melike Koçak rehberliğinde sürdürülen sosyal etkinlik Edebiyat Atölyesi’nin çalışmalarının bir bölümü kendisi tarafından okul idaresine iletilmiş ve basılmasının uygun olup olmadığı sorulmuştur. Çalışmalar okul yönetimi ve danışmanlarınca değerlendirilmiş ve okul dergisi olarak basılmasının uygun olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bu yanıt karşısında Melike Koçak, bu yanıtı aslında beklediğini ancak yine de sormak istediğini söylemiştir. Okul yönetiminin uygun görmemesine rağmen, haziran ayında başka bir isim altında ancak aynı kapak ve bazı sayfaları tamamen aynı içerikte bir fanzinin bu kulüp öğrencileri tarafından okul içinde öğrencilere ve öğretmenlere izinsiz olarak dağıtıldığı hatta katkıda bulunmak isteyenlerden para toplandığı görülmüştür.” Tartışmalı bir konu olabilir. İşine son verilen öğretmen tabii ki hukuksal mücadeleye girişerek hakkını arayabilir. Ancak bunu yaparken kamuoyunda okula yönelik bir karalama kampanyasına girişmesi ne kadar doğru? Tıpkı birçok yayın organının okulun görüşünü bile almadan olayı tek taraflı olarak haberleştirmeleri, Türkiye Yazarlar Sendikası’nın söz konusu fanzinin nihayetinde lise öğrencileri tarafından hazırlandığı gerçeğini göz ardı ederek okul yönetiminin kararını “ilkel ve gerici bulması” gibi. Aziz Nesin sergisine saldırı Usta yazarın 100. yaş sergisine boyalı saldırı yapıldı, polis aldırmadı: ‘Yıkayın, çıkar’ esin Vakfı tarafından Aziz Nesin’in 100. doğum yılı için yapılan “Ömrüne Sığmayan Adam: Aziz Nesin 19152015” sergisine boyalı saldırı düzenlendi. Tophane Tütün Deposu’ndaki sergi afişine kimliği bilinmeyen kişi veya kişiler boya attı. Tütün Deposu Program Koordinatörü Asena Günal, saldırının 15 Haziran gece yarısı yapıldığını söyledi. Günal, sabah aradığı polisin, “Par N mak izi bulamayız. Yıkayın, çıkar” dediğini belirtti. Günal, şikâyetçi olmak için karakola gittiğinde polisin mala zararMEHMET dan şikâyetçi olunKESKİN ması için ısrarcı olduğunu açıkladı. Günal, “saldırıların devam edebilir önlem alınsın, şikâyetçiyiz” dediğinde polisin, “Az insanız, ekip yok” karşılığını verdiğini söyledi. Bu yüzden şikâyetçi olunmadı. Aziz Nesin’in oğlu Prof. Ali Nesin ise “Sergimiz eksikti. Halkımız sağ olsun tamamladı. Eğer sergiyi yakarlarsa da tam tamamlanmış olacak. Böylesi saldırılar babamın gençliğinden beri olagelmiş şeyler. Linçler, silah sıkmalar, yakmalar... Babama dört defa kur ‘Sergi şimdi tamamlandı’ şun sıkılmıştır. Hapisleri, sürgünleri, iş bulamamazlığı, parasızlığı, dostlarının selam vermemesini falan anlatmıyorum” diyor. Serginin küratörü Işın Önol ise “Depo’nun tarihinde bir saldırı örneği yok. Aziz Nesin adı başka bir etki oldu. Polise gidildi, polis ‘yıkayın, geçer’ dedi. Kaldı ki geçmiyor. Aslında adamların saldırma biçimi değil de asıl bu iki kelimelik cümle Türkiye’nin gerçeği.” S AS ÇAĞIN MOTEL Akvaryum gibi deniz, geniş ve balkonlu odalar, leziz yemekler, makul fiyatlar. OS Kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak, Sessiz tatil • Havuz, çocuk havuzubahçesi • Açıkkapalı restaurant, bar • Odalarda: Klima, TV, fön, balkon • Sabah, öğle, akşam açık büfe, ikramlar • Alkolsüz içeceklerimiz LİMİTSİZDİR. • Plaj servisi, AİLE OTELİNİZ, WiFi 12 ADALAR, KELEBEKLER VADİSİ, DALYAN, GÖCEK, JEEP ile SAKLIKENT TURLARINA KATILMA İMKANI T Bayram Fiyatı Bektaş Köyü işletmesidir. Tel: 0286.723 44 61 0533.382 43 71 (5 gece konaklamalarda geçerlidir) Tel: 0252.616 76 11 12 • www.starotel.com.tr *99 TL AM PANSİYO N PLUS C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle